tatlidede
tatlidede

15 Temmuz Darbesi (Aktörlerinin Analizi)

15 Temmuz  Darbesi   (Aktörlerinin Analizi)

                        15 Temmuz  Darbesi   (Aktörlerinin Analizi)

      İnsanlık suçunun  işlendiği, tek  hedef ülke  yönetimini  ele geçirmek olan,  bunun için her türlü hareketi  kendine  mübah  gören bir  yaklaşımla  bombalamaların, ezilmelerin, ölüm  ve yaralanmaların yaşandığı , tarihe  kara gece  olarak geçecek olan  15 Temmuz Kalkışma (Darbenin hası  ve bugüne kadar yapılan darbelerin en büyüğü olarak  gördüğüm)  girişimi  diye adlandırılmaya  çalışılan  o teşebbüs, hem hainler,  hem de kahramanlar  ortaya çıkarmıştır.

          Kimdir  bu  hainler  ve  kahramanlar  diye  baktığımızda,,,

           Kahramanlar sınıfına  başta  Halk-Millet, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN, Başbakan Binali YILDIRIM,TBMM, Muhalefet, Sivil ve Askeri İstihbarat  (istihbarat kısmında  sonradan söyleyeceklerim var)  ve isimsiz kahramanlar….Peki  ya  hainler. Tabi ki,  Darbeciler, AB(D), NATO’dan bazı üyeler, Batı Basını ve  Ordu, Emniyet, Milli Eğitim,değişik kurumlardaki  ve halk arasındaki fikirsel  anlamda  darbe destekçileridir..  Bunları  neden   ve  neye  göre  sınıflandırdım  sebebine  beraber  bakalım.

*HALK-MİLLET:

        En  çok  övgüyü  hak eden  kesimdir.İlk işaretle  beraber  ölüm pahasına bombalara,tanklara  kendini  siper ederek  bugüne kadar  olmayanı  gerçekleştirdi. Bugün darbenin üzerinden 14  gün geçmesine rağmen, sergiledikleri kahramanca Demokrasi  Nöbetleriyle  ülke  ve Recep Tayyip Erdoğan sevgisi  sloganlarıyla kelimelerle  tarif  edilemez.Ülke  ve  Vatan  sevgisiyle,  başta  Batıya  olmak  üzere, tüm dünyaya  Demokrasi  dersi  vermişlerdir.Bu  başlıkta Türk Toplumunun böyle  anlarda önemli bir  özelliğinden   bahsetmeden  geçemeyeceğim.15 Temmuz ve sonrasında bu  özelliğini  yine  gördük.Bu  özellik şudur.Toplumun iki (2) genetik  kodu  vardır. Birinci  genetik kodunda  (RED)  vardır. Şiddet  ve  baskıya  karşı  reaksiyon göstererek, mazlumun  yanında  yer alarak,  zalimlere karşı çıkıyor.Bu  durum  açık bir  şekilde  görüldü.Darbeye karşı nasıl RED yönünü herkesçe malumdur.İkinci  genetik  kodu  ise, Darbe, şiddet,  baskı  ve  haksızlıktan  sonra  bunları  yapanları  cezalandırıyor.Bunu da ilk  günde İDAM  diye  haykırması  olarak  görebiliriz.Dolayısıyla kahramanlığını bir kez daha  göstermişlerdir.

*Recep Tayyip ERDOĞAN:

        İnsanoğlunun fıtratı  gereği  büyük olaylar  karşısında, anatomisinde kısa da  olsa değişiklikler  olması  doğaldır.Bu da o olayları  nasıl algıladığına  bağlı  olarak veya  ne derece kendisini  etkilediğiyle  orantılı bir  şekilde  ortaya  çıkmaktadır.Mesela: Heyecan, seste titreme, konuşma yapamama, yüz hatlarında  değişiklik vs vs…Tüm bunlara  karşı, Cumhurbaşkanı Erdoğan,  büyük  bir  olay  olarak  addettiğimiz  15 Temmuz  gecesinde yapılan Darbe girişimine  karşı, ilk  andan itibaren Vakur, korkusuz, cesur   ve sonucu  okurcasına  en  doğru kararı  verdiğine  şahit olduk.Bu  duruştur ki,  toplum kendisinin ilk işaretiyle  darbecilere  karşı çıktı  ve on günden  fazladır  “ikinci  bir çağrıya  kadar  alanları  bırakmayın”  demesiyle  Demokrasi  Nöbetlerini  usanmadan  tutabiliyorlar.Her  liderin erişebileceği,  sahip  olabileceği şeyler  değil  bunlar.Allah-u Teala  herkese  nasip  etmiyor işte.15 Temmuz , sayın Erdoğan’ın  bilinmeyen bir çok  yönünü de  göstermiş  oldu.Gerçek  bir lider.

*Başbakan-Muhalefet Liderleri:

     Yiğidi  öldür lakin hakkını  yeme  derler ya,  ilk  andan  itibaren  sayın Başbakan  ve Muhalefet liderleri  darbeye  karşı  dik  duruş  sergileyerek,  karşı  koymuşlardır.Özellikle  sayın Bahçeli  yi  kutlamak  isterim.Nefretle  karşıladığı,  tasvip  etmediği  ve  hükümetin  yanında  ve  destekçisiyiz  açıklamalarıyla  gerçek  bir  Demokrasi  sevdalısı  olduğunu  göstermiştir.Birlik-  Beraberlikten  yana  tavır  takınan Muhalefet, Meclis  oturumundaki  açıklama  ve kullandıkları  darbe  karşıtlığı  ifadelerle  kendilerini  kahramanlar  sınıfında  görüyorum.

       *Sivil ve Askeri  İstihbarat:

        Bir  ülkenin  bekası  için  olmazsa  olmazı istihbaratıdır.İstihbaratın başarısı  o  ülkenin  başarısını  gösterir  çoğu  zaman.Türkiye  olarak  her zaman ordumuz  ve istihbaratı,  MİT  dendiği  zaman gururlanarak  omuzlarımız  kabarır.Başarılı mı?  Evet  başarılı.Kahramanlar  sınıfına dahil  etmekle  beraber,  bu işi  yapanların  bazen  eksiklikleri olabilir  düşüncesiyle  başarıları  ve    gönüllerdeki yerleri  bu  eksikliği  örttüğünü  veya  görülmesini engellediğini  görüyorum.Kahramanları  sayarken,  istihbarat  konusunda  söyleyeceklerim  var  demiştim ya.Mesela  şunlar.Sondan geriye  doğru  bazı  olaylara  bakalım istihbaratın  durumuna  ve  siz  okuyucular  kendiniz  karar  verin.Mesela 15 Temmuz Darbe  girişiminde en üst  kademedekiler  ifade  etti.İstihbarat  zafiyeti  vardır  diye.Sonra  yok MİT genelkurmaya erken iletmiş,bir  ay  öncesinden bazılarını  uyarmış mış falan.Peki ya  Genel kurmay Askeri  İstihbarat  ne iş yapıyor.Genelkurmayın yanı başında  örgütleniyorlar, en yakınındaki  isimler Genelkurmay Başkanını  rehin alabiliyor.Başka olayları sıralayacak olursak, FETÖ   özellikle Askeri,Emniyet  ve Yargının yanında  tüm kurumlarda bu  derece örgütlenebilmesi,17-25 Aralık Darbe Girişimi,Balyoz-Ergenekon konuları, Rus uçağının düşürülmesi  ve Uludere olayındaki  askeri  ve Sivil  istihbarat  zafiyetleri.Kısacası  Cumhurbaşkanının çoğu  zaman bu  meselede  aldatıldık  demesi ,  aslında  bir  istihbarat  zafiyeti olarak  okunmalıdır.Ben  şahsım olarak  15 Temmuz’dan  sonra  kesinlikle  MİT Müsteşarı  ve  Genelkurmay Başkanının istifa etmesini  beklerdim.

*Darbeciler:

    15 Temmuz  ve  sonrası  gösterdi ki,  bunlar  korkak,kaypak  ve gammazdırlar.Çünkü  korkak insan,  kendisi  sonuca  gidebilmesi  için  her türlü  melaneti  yapmayı kendine uygun  görür.Darbe  püskürdüldükten sonra  bu darbecilerin  çözülmesi  ve birbirlerini  gammazlaması  onların  ne  derece kaypak  olduklarını  çok  açık olarak  göstermektedir.Dertleri  devlet  millet  sevgisi olmadığı,  silahları  direk  millete  çevirmeleriyle görülmüştür.Dolayısıyla  ben  başarılı  olayım, işbaşına  geleyim yaklaşımının sergilendiği  bu  başlıktaki  şahsiyetlerin,  hainlik  sınıfına  girmelerine  neden olmuştur.

*AB(D)-NATO ve Batı Basını:

İnsanlık  suçunun işlendiği  o günde,  herkesin mutabık  kaldığı  darbecilerin en acımasızca  davranış  ve  emellerinde  maalesef,  batı  ve  batı  basını  çoğu ifadede  darbecileri  destekleyen  yaklaşımlarda  bulunmuş  ve  Türkiye ye  utanmadan  Demokrasi  dersi  vermeye  yönelmişlerdir.Basın hırsızlığı, Demokrasi  hırsızlığı  yapan  bu  kişiler,  uzun zamandan  beri  Fransa da  uygulanan OHAL’e  kayıtsız  kalarak, Türkiye’nin  haklı  bir  şekilde  uygulamaya  aldığı 3 aylık OHAL konusunda  ve yargılamalar  konusunda , yine  bu kesim Demokrasi  ve insan hakları demogojileriyle  Türkiye ‘yi  uyararak,  gerçek  ikiyüzlülüğünü  ortaya  koymaktadır.İşte  bundan  dolayıdır ki,  bunları da Türkiye’ye  karşı  bu  dürüst  olmayan tavırlarından dolayı  hainler  sınıfına  koyuyorum.

SONUÇ:  Şükür  diyelim 15 Temmuz  atlatıldı  diyerek,  dost  düşman  belli olmaya  başlanarak şekillenmektedir.bugün itibarıyla 30 General,314  Subay  ve  50 binden fazla  kamu  görevlisi  göz altında –tutuklanmış –sorgulanan veya ilişiği  kesilmiştir.Halkın direnişine karşı  o darbecilerin  saldırıları  devam  etseydi ülke  ve  millet  olarak  altından kalkamayacağımız  bir  ortaya  çıkacağı  kesindi.Bu  ülke bu  darbe  ve  darbecilerden,  hain ve  hainlerden,  hırsız  ve  hırsızlardan  ve  en  önemlisi  kardeş  kavgalarından  çok  çekti.Daha  fazla  çekmeye  takatı  ve mecali kalmamış  aynı  zamanda  bu  durumu da istemiyor.Lakin her  zaman  bunları  ısıtıp ısıtıp  önüne  getirecek  olanların olduğuna  bir  kez daha  şahit  olduk.Şu  iki Hadisi Şerifle  bu günkü yazıyı  bitireyim.

 Ebû Hüreyre  radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre,
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem  şöyle buyurdu:

1-“Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona hiyânet etmez, yalan söylemez ve yardımı terketmez. Her müslümanın, diğer müslümana ırzı, malı ve kanı haramdır. Takvâ buradadır. Bir kimseye şer olarak müslüman kardeşini hor ve hakir görmesi yeter.”(Tirmizî, Birr 18)

2-“Müslüman, dilinden ve elinden müslümanların zarar görmediği kimsedir.

Sağlıcakla kalın

[email protected]

 

 

 

 

Yorum Yaz