tatlidede

Adam Yerine Konma beklentisi ve Kariyer Hanımcıkları

  • 21.11.2010 10:49
Adam Yerine Konma beklentisi ve Kariyer Hanımcıkları

BÜYÜTECİN GÖRDÜĞÜ

e-mail:  [email protected]

“Ben bu güzelliğimle her istediğimi elde edebileceğimi biliyorum” cümlesini kendinden çok emin pozlarda arkadaşına biraz da çekimser bir iddiayla söylediğinde, soğuk bir gecede yolda karşılaşıp ısınmaya çalışan iki kirpi gibi birbirlerine yakın oturmuşlardı Mardin’in muhteşem manzarasına hâkim kafeteryanın cam yüzeyli masasında…

Yalnız kalsalar soğuktan üşüyecek, yaklaşsalar birbirlerine dikenlerini batıracak iki kirpi…

Karşılıklı anlamak ve anlaşılmak üzerine kurulu bir ilişki modelinden çok, birbirlerine yalnız olmadıklarını hissettirecek, her birinin bir diğerini anladığını sandığı “ben-ben” ilişkisi…

Üreterek, soyuttan aldığı bir güçle somut eserler kazandırmak kaygısı yerine, asla oluşmasında bir dahli olmayan, kendinden menkul ve oyunculukla katmerleşmiş sanal değerle var olmaya çalışan insanın, topluma katkısının ne olabileceğini düşündürten yaşam tarzının ipucuydu bu cümle…

Toplum olarak -kabullenmesek te, itiraf etmesek te- neden sadece parıltılı şeylere ve muktedirlere kendi gerçeklerimizden daha fazla kıymet atfettiğimiz gerçeğini hiç düşündük mü?

Peki, bu hanım kızımıza bunu söyleten değerin oluşmasında toplumsal bir sorumluluğumuz var mı?

Yoksa bu; toplumumuzun, bilinçaltı kıvrımlarına yerleşmiş, varlığından haberdar olmadığımız çifte standartlı ortak değer mi?

Ferdin sosyal ilişkiler ağının düzenlenmesini tetikleyen düşüncenin meydana getirdiği hareket esnasında kişi, etrafında bulunan eşyalar ve kişiler dünyasıyla etkileşim içine geçer.

Fikirler dünyasının eşyayla ve zamanla doğru orantılı armonisinde “tarih yapmak” heyecanının bir parçası olmaktansa, eşya dünyasında sahip olmak istediği şeyler için şahısların hâkimiyetine girmenin değersiz, kısa vadeli konforunu tercih ederler.

            Kariyer beklentisi, önemli görünme, adam yerine konma ve ışıkta dikkat çekme arzusu…

            Takım elbise ve kravat kombinezonuyla modernliğe ait bütün sorunlarının çözüleceğine inanan muktedir veya kurum asalağı bazı siyasi parti kenelerinin; fikir kabızlı birlikteliklerinin dedikodu soslu konforu…

            Adam olduğunu zannetme sanrısı… Kraldan daha kralcı, kifayetsiz, sırnaşık ve tetikçi muhterislik...

            Fikir, eşya ve kişiler dünyasından oluşan dinamik öğelerin birbirleri üzerinde kurduğu baskın durum, o insanın yaşam üslubunu belirler. Yani kültürünü…

Kişi ya düşüncelerin, ya fikirlerin ya da şahısların ettirgenliğinde veya bütün bu unsurların tutarlı ve ahenkle birbirleriyle tepkimelerinden hayat tarzını oluşturur.

            Eşyanın baskısı altında kalan insan, sadece eşyaya sahip olduğu oranda var olabileceğini düşünür.

            Histerionik kişilik özelliklerinin karakterine sahip olmanın yaldızlı halidir üzerinde görünen…

            Aydınlığı değil parıltıyı sever.

            Takdir mizanında kişiler, sahip oldukları eşya, iktidar ve makam kadar değerlidir.

            Kameralara ve hayran bakışlara âşıktır… Ve hep doyumsuzdur.

            Sahip olduklarından daha fazlasına sahip önemliler ve sahip olduklarından daha azına sahip önemsizler şeklinde ikiye ayrılır her şey…

            Eşya dünyasının dolambaçlarında çıkış yolu bulma çabasında yaşadığı kaybolmuşlukla anlam kazanmaya çalışan insanın oluşturduğu değerler sistemi, topluma hiçbir kültürel ve medeniyetsel katkıyı sağlayamaz.

            Şehir idarecilerinin memleket sorunlarını çözmeye yönelik yaptıkları toplantılarda, seminerlerde, sivil toplum kuruluşları ve basın mensuplarıyla buluşmalarında hemen hemen aynı tabloyla karşılaşmıyor muyuz?

            Magazinsel kaygıların giderilme öznesi olarak algılanan Basın ve STK camiasını, oportünist göstermeye çalışıp, farklılıklara kulak tıkayan ”Ben Bilirim” ci şehir yönetiminin “Sadece Dinle ve Beni Onayla” tarzı ilişkisi…   

            Bir sağırlar monoluğunun diyalog adını aldığı hal değil midir yaşanan?

            Yalnız kalsalar soğuktan üşüyecek, yaklaşsalar birbirlerine dikenlerini batıracak iki kirpi…

            “Güzelliğimle her istediğimi elde edebilirim”in

            “Muktedir olduğum için her şeyi yapabilirim”e dönüştüğü şekil…

            Moralist ve toplumsal değer ölçüsü gözetmeden muhitini ve toplumu aşağılamakla işe başlayarak yaptıklarını meşrulaştıran hastalıklı gerekçelerle var olma yanılgısı.

            Kariyer arayışında; bacak ve göğüs çatalı frikik sayısı, masumiyet maskesiyle parfümlenmiş vaatkar bakışlar, güzellik salonunda geçirilen zaman oranı, baston yutmuş edayla matruş çehresine yapay ciddiyet kalıbını takan adamcıkların içi boş haris gürültüleri ve giyilen eteklerin kısalığı, faal fikirleri üreten beyinlerin yerine geçiyorsa; bu toplumda bazı şeyler doğruluk ekseninden sapmıştır…

            Can Dündar’ın deyimiyle “İyi bir kalça sahibi olmanın, iyi bir kafa sahibi olmaktan daha fazla prim yaptığı bir ülkede, hiçbir şey daha iyiye gitmez…”

            -Hep marka giyiniyorum! Ben kendimden eminim! Üstüme alınmıyorum! Herkes te beni kıskanıyor! Ah! Mardin de bir “Kingburger” de açılsa!

           

            GEÇİNİZ…

***HİSTERİONİK KİŞİLİK

Gösterişli, oyuncu, dikkat çekmeye çalışan ve sadece kendilerini düşünen kişilerdir
Genelde çalkantılı ve tatmin olamadıkları ilişkiler yaşarlar.

Dolaylı, baştan çıkarıcı ve manipüle etmeye yönelik davranışları iletişim kurma yolu olarak kullanır

İnsanları ona çeken cazibeli, baştan çıkarıcı, girişken ve aşırıya kaçan bir karakteri vardır.     

Görünümü canlıdır ve zaman zaman sıradan duyguları biraz daha abartılı ve renkli olarak gösterir.

Çoğunlukla flört eden bir tarza sahiptir.

Her ne kadar kişilik özellikleri başkalarına çekici gelse de kişi kendisini sahtekâr olarak görür ve oynadığı rol kendisine yüzeysel, sahte ve utanç verici gelir.

Gösterişli görünümün altında genelde derin duygusal boşluk ve açlık yatar.

Çoğu zaman ilginin merkezi olma, sürekli iltifat edilmesi, övülme, fiziksel olarak sürekli çekici olma arzuları içinde hapis kalmış hissederler.

Çok uzun bir zaman giyinmek ve süslenmek için kullanılır. Aynı zamanda kişi kendisini başkalarına hep mağdur lanse eder.

Genelde içsel boşluklarını gidermek ve sorunlarını çözmek için başka insanlara, özellikle güçlü ve idareci kişilere yaklaşırlar.

Yorum Yaz