tatlidede
tatlidede

Adil Halife Hz. Ömer - Ahmet Lütfi Kazancı Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Adil Halife Hz. Ömer kimin eseri? Adil Halife Hz. Ömer kitabının yazarı kimdir? Adil Halife Hz. Ömer konusu ve anafikri nedir? Adil Halife Hz. Ömer kitabı ne anlatıyor? Adil Halife Hz. Ömer PDF indirme linki var mı? Adil Halife Hz. Ömer kitabının yazarı Ahmet Lütfi Kazancı kimdir? İşte Adil Halife Hz. Ömer kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 19.06.2022 15:00
Adil Halife Hz. Ömer - Ahmet Lütfi Kazancı Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Ahmet Lütfi Kazancı

Yayın Evi: Ensar Neşriyat

İSBN: 9786055623616

Sayfa Sayısı: 551

Adil Halife Hz. Ömer Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Küfrün bataklığına alabildiğine saplanmış sonra imanın kemal derecelerinin zirvesinde mekan tutup otağını kurmuş haksızlığın karşısında çelikten bir duvar gibi durmasını bilen, kusuru hatırlatıldığı zaman tereddüt etmeden dönen ve kusurundan dönmeyi kendisi için bir şeref bilen büyük Halife Hz. Ömer'i gereği gibi anlatabilme imkanı yok gibidir. Bununla beraber elden geldiği kadarıyla onun değerli hayatından bir kısım kesitler vererek sizlere İslam'ın büyük ve adil halifesi Hz. Ömer'i (r.a.) takdim ediyoruz.

Adil Halife Hz. Ömer Alıntıları - Sözleri

  • Hz peygamber hicret iznini Cenab-ı mevladan aldığı zaman ilk defa Mekkeyi terk edenlerde Hz. Ömerde vardır. Ancak diğerleri haklı olarak gece vakti, sessizce yola çıkarken o silahını kuşanmış yayını almış, evvela Kabe'yi tavaf etmiş daha sonra Mescidi Haramda bulunan topluluğun karşısına geçerek: Yarın Mekke'yi terk edip yesribe gideceğim. Eşini dul ve çocuklarını babasız bırakmak isteyenler yarın erkence Akik vadisine gelsinler demiştir.
  • Hz. Ömer şahitlik yapmak üzere huzuruna getirilen adamın, gerçekten şahitlik edecek ehliyete sahip olup olmadığını anlamak istedi. -Bana, seni iyi bilen bir adam getir, dedi. Adam gitti, bir başkasıyla geri döndü. Hz. Ömer gelene: -Bu adamı tanıyor musun, nasıl biridir, dedi. -Evet ey Mü'minlerin Emiri, tanıyorum. İyi bir insandır, dedi. Hz. Ömer bu kadarcıkla yetinmedi. -Bu adamla aranda ne gibi bağlantı vardır?.. Meselâ yakın komşuluğun var mı?.. Evine girip çıkarken gördün mü?.. Onun yanına kimlerin gelip gittiğinden haberdar mısın? -Hayır, ben onunla komşu değilim. -Onunla birlikte yol arkadaşlığın oldu mu?.. ki bu yolculukta onun temiz bir ahlâka sahip oluşuna dalâlet eden davranışlar görmüş olasın. -Hayır, onunla böyle bir yolculuk yapmadım. -Altın ve gümüş paranın alınıp verildiği yerlerde insanın Allah'a olan saygısı ya da saygısızlığı daha belirgin hâle gelir. Bu adamla menfaatlerin çatışacağı şekilde ciddi bir alış-verişte bulundun mu?.. ya da ortak ticaret yaptın mı? -Hayır onunla böyle bir ticaret yapmadım. -Ben öyle zannediyorum ki sen bu adamı mescidde namaz kılarken gördün. Başını bir kaldıra bir indire Kur'ân'ı mırıldanırken dinledin ve bu sebeple hakkında şahitlik yaptın. -Evet, Ey Mü'minlerin Emiri, gerçekten böyle oldu. -O halde sen, bu adamı gerçek haliyle tanımıyorsun demektir. Haydi bakalım, sen şimdi işine git. Daha sonra diğer adama döndü: -Bize seni gerçekten tanıyan bir adam lâzım, dedi. Hz. Ömer'in yanında bir adamdan bahsettiler. -Ey Mü'minlerin Emiri, bu adam şer olarak hiçbir şey bilmez, dediler. -O halde bu adam, başkalarından daha kolay bir şekilde şerre düşer. Şerden korunabilmek için şerrin ne olduğunu bilmekte fayda vardır, dedi.
  • Sadece iki tane kusursuz insan vardır: Biri ölmüştür, diğeri de henüz doğmamıştır. (Yani kusursuz insan aramak boşunadır)
  • İslam'ı kabul ettiği günde Resulullah Efendimiz'e söylediği şu sözleri hala hatırlıyordu. ''Ey Muhammed, yeryüzünde senin aile halkın kadar zelil ve perişan olmasını istediğim bir aile halkı yoktu. Vallahi bugün yeryüzünde senin aile halkın kadar aziz ve değerli olmasını arzu ettiğim bir aile yoktur.
  • ''Öldüğümde beni bir üzüm çubuğunun dibine göm ki onun şarabı, çürüyen kemiklerimi ıslatsın. Sakın beni boş bir arazide gömmüş olmayasın. Çünkü öldükten sonra da olsa, onu tatmaktan mahrum kalmak beni korkutuyor. Mezarımı zaferan şarabıyla sula, çünkü ben onun esiri olmuşum.''
  • İnsan bir şeye sahip olma arzusunu bertaraf edebilirse o şeye muhtaç olmaz.
  • O geceleri Medine'de dolaşmaktan zevk almış, faydalanmıştır. Çünkü bu şehrin her sokağında Rasûlullah Efendimizle ilgili hatıraları vardır. Zaman zaman, Seyyidü'l-Enbiya Efendimizle birlikte imiş gibi durumlar meydana geldi ise, onu hemen yanıbaşında imiş gibi hissetti ise hayret etmemek gerekir. Çünkü sevenin gönlü, sevdiği ile beraber olur.
  • Hz. Peygamber buyurur ki: Yedi sınıf insan vardır ki Yüce Allah onları, hiçbir gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde, özel olarak hazırladığı bir gölgelikte ağırlar. Bunlar, 1- Adaletli devlet reisi, 2. Rabb'ine ibadet yolunda büyüyen genç, 3- Kalbi mescitlere bağlı olan kişi, 4- Buluşmaları da, ayrılmaları da Allah sevgisi üzere olan ve birbirini Allah rızasını gözeterek seven iki insan, 5- Sağ elinin verdiği sadakadan sol eli haberdar olmayacak derecede gizli sadaka veren (Sadece Yüce Mevlâ'nın bilgisine itimad eden) adam, 6- Güzel ve mevki sahibi bir kadın tarafından yapılan olumsuz bir davete "Ben Allah'tan korkarım" diyerek olumsuz cevap veren adam, 7- Kimselerin bulunmadığı yerlerde Yüce Allah'ı hatırlayan ve gözyaşı döken insan.
  • Adı büyüğe çıkmış olan nice insan vardır. Onları yakından tanıdığınızda küçüldüklerini görürsünüz. Şişirilmiş bir balon olmanın ötesinde fazla bir görüntüleri yoktur.
  • "En sevdiğim insan bana kusurlarımı hatırlatan insandır." Hz. Ömer(r.a)
  • Unutma ki Allah'ın tehdidinden korkanlara uzaklar yakın olur.
  • Ancak rüzgâr her zaman istenildiği yönde esmezdi.
  • Bir insanı ameli geri bıraktıysa soyu onu ileri geçirmez.
  • Gevşek davranma, aceleci olma, yoksa dünya hayatın bulanık hale gelir, ahiretin elden gider.
  • Zafer sabırla kazanılır.

Adil Halife Hz. Ömer İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Halifeliği döneminde Mısır, İran, Azerbaycan topraklarına kadar fethedilen, Medine'ye Kisra'nın sarayındaki ganimetler gönderilen ve aldığı pay, diğer herkesle eşit olan, yediği, giydiği herhangi bir vatandaştan farklı olmayan büyük halifenin hayatının anlatıldığı kitaptır. Halifeliği boyunca tek derdi insanların hakkını ve Allah'ın kanununu korumak olan, valilerini sık sık "kapınıza gelen kimseyi bekletmeyin" diyerek uyaran, kendi akrabalarından kimseye yönetimde görev vermeyen ve oğlu savaşlarda sıradan bir er olan adil halifeyi tanıyacağınız kitaptır. Sorumluluk sahibi, kul hakkından korkan, hatası söylendiğinde söyleyen kişiye teşekkür eden bir idareci nasıl olur öğrenmek isterseniz tavsiye ederim. (bihruze)

Adil Halife Hz. Ömer PDF indirme linki var mı?

Ahmet Lütfi Kazancı - Adil Halife Hz. Ömer kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Adil Halife Hz. Ömer PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ahmet Lütfi Kazancı Kimdir?

İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü'nden 1964 yılında mezun oldu. Çorum ve Isparta'daki imam-hatip liselerinde öğretmenlik yaptı. Daha sonra 1977'de Bursa Yüksek İslam Enstitüsü'nde Arap Dili ve Belagatı asistanı oldu. 1980'de bu üniversitenin öğretim görevlisi kadrosuna geçti.Sonra İstanbul'da özel bir fakültede çalışmaya başladı.1983 yılında Ailesi ile birlikte Bursa'ya taşındı. 'Hitabet-i Nebeviye' teziyle doktor (1983), 'Abdülmelik b. Mervan ve Ziyad b. Ebih' teziyle doçent oldu. Daha sonra profesörlüğe yükseldi. 16.07.2003 tarihinde Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden emekliye ayrıldı.

İslam Tarihi ve Peygamberler Tarihi üzerine çok sayıda kitabı, araştırma, derleme, tercüme ve makaleleri vardır. Ayrıca İslâm ahlakına vurgu yaptığı romanlarıyla da tanınmıştır.

Ahmet Lütfi Kazancı Kitapları - Eserleri

  • Özlenen Şafak
  • Aydınlıklara Doğru
  • Hicret Yurdunda Sabah - Doğuş
  • Yükseliş
  • Guruba Yaklaşırken
  • Kavuşma
  • Peygamberler Tarihi
  • Üvey Anne
  • Bir Vicdan Uyanıyor
  • İlk ve Büyük Halife Hz. Ebubekir (r.a.)
  • Kaynana Münevver Hanım
  • Adil Halife Hz. Ömer
  • Saadet Devri Serisi
  • Emirü'l Mü'minin Hz .Ali
  • İslam Akaidi
  • Emevilerin Mahvettiği Şehit Halife Hz. Osman
  • Dört Ulu Çınar
  • Son Fırtına
  • Adil ve Zahid Halife Ömer B. Abdülaziz
  • Peygamberimizin Hitabeti
  • Peygamberimize Neden İnanmadılar?
  • Kerbela'nın Hesabı
  • Peygamberin İki Gülü Hasan - Hüseyin
  • Hazreti Hatice El Kübra
  • Hz. Süleyman'dan Hz. Muhammed'e (s.a.s.) Peygamberler Halkası
  • Benim Peygamberim
  • Peygamber Efendimizin Hitabeti
  • Nübüvvet Pınarından Kırk Hadis
  • Hazreti Osman 1
  • Peygamberler Tarihi
  • Nübüvvet Pınarından 40 Hadis
  • Peygamberler Tarihi - 2
  • İslam Akaidi
  • Büyükler Büyüğü Peygamberimiz
  • Hz. Ömer 2
  • Hazreti Ömer 1
  • Peygamberimize Neden İnanmadılar
  • Hazreti Osman 2
  • İslamda İrade, Kaza ve Kader

Ahmet Lütfi Kazancı Alıntıları - Sözleri

  • Ancak bu yokuşlar, muhakkak bir gün düzlüğe kavuşacak, dökülen terlerin, katlanılan eziyetlerin ardından rahat ve huzur dolu günler gelecekti... (Aydınlıklara Doğru)
  • İçlerinde insanlık şuuru bulunanlar, bir başkasının iffeti için endişe duymadan edemezler. Bu endişeyi duymayan, kendisini namus meydanının tek kahramanı olarak gören, rastladığı her kadında kendi şahsı için bir nasip bulunduğu kanaatiyle hareket eden kimse... İşte hakiki alçak budur. (Bir Vicdan Uyanıyor)
  • Süruri Bey, Ezanın Türkçe okunmasının milli bir duygu olmaktan ziyade, dine ve dindarlara vurulmuş esaslı bir darbe olduğunu bölenlerdendi. (Bir Vicdan Uyanıyor)
  • "Lâ sağirate meal ısrar, velâ kebirate meâl istiğfar" Israr ede ede küçük günah kalmaz, büyük günah olur. İstiğfar ede ede büyük günah kalmaz, erir. (İslam Akaidi)
  • Hz. ŞUAYB Medyen halkına gönderilen bir Peygamberdir. Medyen halkı çeşit çeşit ahlaksizca işler sergilemekle tanınmislardi. Ölçü ve tartida hile yapıp ,halkin malını haksız yere düşürüp hile yapmaktadırlar. Hz. ŞUAYB; - EY Kavmim ,Allah a kulluk edin. Sizin ondan başka hiç bir tanriniz yoktur . Rabbinizden size açık bir delil gelmiştir. Artık ölçüyu ve tartıyı dürüst yapın. İnsanların esyasina karşı haksızlık ederek mallarının değerini düşürüp ellerinden almaya çıkmayın. Yeryüzünü ,ıslah edildikten sonra fesada vermeyin. Eğer inanan kimseler iseniz ,bu dediklerim sözler için elbet saha hayrlidir. ( Araf süresi /85. Ayet ) Medyen halkı ise Hz. Şuayba donerek: -Ey Şuayb, sen ancak sihir yapılmış , buyulenmis kisilerdensin ve sen peygamber değil, bizim gibi bir insansın. Biz elbet ve elbet seni yalancılardan biri zannediyoruz. Eğer doğru söyleyenlerdensen, hemen üzerimize gökten parçalar düşür, dediler. Hz. Şuayb i her firsatta yalanlayan kavmi onun bahsettiği azabi getirmekle israrci davraniyorlardi. Be nihayet beklenen azap geldi. Pek sıcak bir gündü. Başlarına yaklaşan bulutun serinlikte getirdiğini saniyorlardi. Fakat sanki buluttan ateş yagiyordu. Beyinleri kaynayacak gibi oldu. Evlerine, en izbe yerlere girdiler. Durulacak gibi degildi. Kur'an'da "gölge gününün azabi " denilen bu azap onlari deliye dondurmus ne yapacaklarını bilemez hale gelmişlerdi. Daha sonra müthiş bir ses ve sarsıntı onlari yakaladı . Bulunduklari yerde yüzüstü cokuverdiler. Sanki onlar orada oturup yerleşmemis, yasamamis gibi olmuslardi. Onların taş gibi ,oldukları yerde cakilmis gibi kalan sessiz ve sakin duran cesetlerine ibret gözüyle bakan Hz. Şuayb suz sözleri söylemekten kendini alamadı. - yemin ederim ki ey kavmim , ben size , Rabbimin gönderdiği hükümleri ulastirdim. Sizin iyiliginizi istedim. Şimdi ben o kafirler topluluğuna karşı nasıl üzüntü duyar tasalanirim. Hz. Şuayb Kuran da 11 ayette zikfedilmistir. (Peygamberler Tarihi)
  • Kim Allah’a olan saygısını devam ettirirse Allah ona bir kurtuluş yolu açar, onu hiç hesap etmediği bir yoldan rızıklandırır. (Talâk sûresi, 3. Ayet) (Kavuşma)
  • Sevgili peygamberimizin gözlerinin nuru Hüseyin varken Yezid gibi seviyesiz, şahsiyetsiz, içki müptelası, dini değerlere yabancı, aşağılık bir kişiye "Müminlerin Emiri" diye bakmayı ve baş eğmeyi kendilerine yediremiyorlardı. (Peygamberin İki Gülü Hasan - Hüseyin)
  • Nebi (s.a.v.)'in soru soranı takdir etmek suretiyle cevap vermesi, öğretim açısından da ayrı bir değer taşır. Soru soranın itimadını arttırır, ikinci bir soru sorma cesaretini verir. (Peygamber Efendimizin Hitabeti)
  • "Sizden biri kendi şahsı için arzu ettiğini mümin kardeşi için de arzu etmedikçe gerçek manâsıyla iman etmiş olmaz." (Hicret Yurdunda Sabah - Doğuş)
  • Allah her şeye kadirdir... O' nun kudreti karşısında olmaz diye bir şey yok... Peygamber Davut'un elimde demiri yumşatan yüce Mevla, dilerse taşları, demirleri yontacak sertlikte olan bu kalpleri de yumuşatır, ipek gibi yapıverir. (Aydınlıklara Doğru)
  • Her tarafta, "ovada insanları, dağ başlarında hayvanları doyuran" diye şöhret bulmuş, sofrasından misafir eksik olmamış olan abdulmutalib, muhammed'inin süt anne ücretini vermekten mi çekinecek. (Özlenen Şafak)
  • Dünyanın tadı tuzu şu dört insanla olur : İlmi ile amel eden ve insanlara iyi örnek olan alim. Öğrenmekten çekinmeyen bilmediğini sormaktan utanmayan cahil . Malını iyilik yolunda sarf eden cömert bir zengin . Ahiretini dünya karşılığında satmayı düşünmeyen ve iffetini muhafaza eden fakir . (Dört Ulu Çınar)
  • Alçak gönüllü olmak, şeref ve faziletlerin merdivenidir. Kibirlenmek ise mahvolma sebeplerinin başıdır. (Emirü'l Mü'minin Hz .Ali)
  • Hz.Ali yanı başında oturan Hasan ve Hüseyin'e döndü: "Allah'a karşı saygılı olmanızı tavsiye ediyorum. Dünya size yönelmiş olsa da sizin ona yönelmemenizi, ondan uzak durmanızı istiyorum. Elinizden çıkıp uzaklaşan ve size bir daha dönmeyecek olan şey için üzülmeyin." (Emirü'l Mü'minin Hz .Ali)
  • Sadece iki tane kusursuz insan vardır: Biri ölmüştür, diğeri de henüz doğmamıştır. (Yani kusursuz insan aramak boşunadır) (Adil Halife Hz. Ömer)
  • Ey insanlar, ben bir Müslümanım, Allah'ın kullarından herhangi bir kulum. Onun yardımı olmadığı takdirde zayıfım. Üzerime aldığım bu görev İnşallah benim huyumu değiştirmeyecektir. Büyüklük sadece Allah'a mahsustur. Kulların kibir ve azametle hiçbir ilgisi yoktur. Sakın sizden bir kimse "Ömer halife olunca değişti " demesin. Kimin hakkını çiğnedi ve zulmetti isem ona hakkım vermeye razıyım. (Hazreti Ömer 1)
  • Müminlerin emiri belime iki Kılıç bağladı. Biri Merhamet, biri ceza kılıcı. Ben Merhamet kılıcını yolda gelirken düşürdüm, elimde sadece ceza kılıcı kalmış oldu. Şimdiden bir takım başlar görüyorum. Sarıklarının kenarından, sakallarının arasından sızan kanlar, olgunlaştığını, koparılma zamanının çoktan gelmiş olduğunu haykırıp duruyor. Ben bu başları koparmak için paçalarını sıvamak durumdayım. (Kerbela'nın Hesabı)
  • Mümin olanın diğer mümin kişiye karşı durumu, birbirine kenetlenen ve destek olan bir bina gibidir. (Hicret Yurdunda Sabah - Doğuş)
  • İnsanı şaşkınlığından ve gafletinden uyandıran musibet ve felaketler ne hoş şeydir... (Bir Vicdan Uyanıyor)
  • " İnsanda bir dert vardır.Yaptığını kendinden başkasına duyurma derdi..." (Üvey Anne)

Yorum Yaz