tatlidede

Allah için Ölmek mi,  Allah için Yaşamak mı?

Allah için Ölmek mi,  Allah için Yaşamak mı?

Tarih boyunca Efendiler kölelerini hep harcamıştır fakat peygamberler arkadaşlarını kurumakla beraber kendilerine yoldaş veya kardeş olanları kendilerine tercih eden bireyler oluşturmuşlar. Ve gerçek şu ki: Efendilerinizi yücelttikçe siz küçülür, itilir-kakılır ve ezilirsiniz.

 

Birini dindar veya dinsiz saymadan önce, din nedir ve neyi hedef kılmıştır sorusunun cevabını sorgulamalıyız. Farkında olmayabiliriz fakat unutulmuş olan "İnsanlığı" hatırlatmak ve artık yaşanmaz hale gelen hayatı yaşanır kılmak için gelen İslam, günümüzün sözde Müslümanları tarafından ters-düz edildi. Bu anlayış ve bu yaklaşım tarzı ile yaşanan ‘İslam’ en çok İslam’a ve dolayısıyla Müslümanlara zarar vermektedir. Kabul etmeliyiz ki İslam bir medeniyet kurdu ama Müslümanlar an itibarı ile ‘medeniyetsiz’.

 

İslam, farklılıkları kabul ederek medeniyet kurdu. Farklılıkları kabul etmeyenler medeniyet kuramaz. İslam adalet temelli bir medeniyet kurdu. “Andolsun, biz elçilerimizi açık mucizelerle gönderdik ve beraberlerinde kitabı ve mizanı (ölçüyü) indirdik ki, insanlar adaleti yerine getirsinler. 57/25 Adalet ölçüsüyle yapılmayan her davranış ve ‘imtihan’ zülümdür. İslam adaleti emrediyor. Adalet sağlanmayınca acı, sefalet ve yoksulluk ırk, dil ve din ayrımı yapmaz. İslam’da asl olan sulhtur, barıştır. İslam barışı da adalet temeli ele alır. Adalet eksenli olmayan barış(lar), çirkin savaşlara gebedir. Adalet; her şeyi olması gerektiği gibi, yaratılış gayesi doğrultusunda ele almak, değerlendirmektir.

 

Aklıselim sahibi bir Müslüman gözü dönmüş birçok müslümandan daha yararlıdır. Sorgulayamayan bir halk veya topluluk haline gelmek, sorgulatmayan bir iradeden daha tehlikelidir! Ekmeğin yoksa aç, düşünmeye sevk edecek ilmin yoksa fakirsin. Bir toplumda kraldan kralcı olanlar var oldukça problemleri çözülmez, canları yanmaya devam eder...

 

Kirlenen insanlık kirleten insan... Ardına sığındığı ‘din veya iman’! Kimsenin dini kirleterek kendini temize çıkarma hakkı yoktur. Bu kirli oyunu bozmanın zamanı gelmiştir. Bu yanlış yaşantının ve felsefenin aksine aslında din ve imanın hayatı sunduğunu söylemenin zamanı gelmiş-geçiyor.

 

Din insansız neye yarar?

Din yağmur ise; Millet/insan da topraktır!

İnsanlara dinin, insanları ‘iyi insan’ standardına ulaştırdığını anlatmalıyız. Bu bağlamda iletişim tarzımıza dikkat etmeliyiz. Anlattıklarımızın yaşantımıza yansımasına da! Evet, Millet/insan toprak ise, din de yağmurdur! Ve toprağın yeşermesi için yağmurun toprakla buluşması lazım gelir.

Allah, müjdeciler ve uyarıcılar olarak peygamberler gönderdi ve beraberlerinde, insanların anlaşmazlığa düştükleri şeyler konusunda, aralarında hüküm vermek üzere kitapları hak olarak indirdi. 2/213” Allah’ın kitabına dönün. O zaman ak karadan nasıl ayrılır göreceksiniz. Kitap(lar)ın aydınlığı yoksa bir coğrafyada, cehalet vahşeti üretecektir ve vahşetin karanlığı diğer tüm ışıkları da karartacaktır. Sadece dünya mutluluğunu değil dünya ve ahirette mutlu olmanın yollarını gösteren kitaplara yönelin. Kur'an ve tahrif edilmeyen tüm semavi buyruklar, dünya ve ahiret saadeti içindir.

 

Bu Kur'an, öyle bir Kitaptır ki, insanları Rablerinin izniyle karanlıklardan nura çıkarmak için onu sana indirdik. 14/1”

 "O bir peygamber gönderdi; Allah'ın açıklayıcı ayetlerini sizlere okuyor ki iman edip Salih (ıslah edici) amel işleyerek karanlıklardan aydınlığa-nura çıkasınız. 65/11."

 

Evet, Kur'an insanlığı karanlıklardan aydınlığa-nura çıkarmak için indirilmiştir. Şayet İslam coğrafyası olarak karanlık bir durumdaysak, tekebbürden sıyrılıp tefekkür, tedebbür ve taakkül etmeye başlamalıyız… Zira “Allah, mü'minlerin dostudur, onları karanlıklardan nura (aydınlığa) çıkarır. İnkâr edenlere gelince, onların dostları da tâğuttur. O, onları nurdan (aydınlıktan) alıp karanlığa götürür. 2/257" hükmü gayet açık ve nettir.

 

Peygamberler hayata çağırıyor, din; yaşam üzerine sistemini kuruyor. Beşeri sistemler ise ölüm üzerinden siyaset üretiyor. “Ey iman nimetine kavuşanlar, sizi, size hayat verecek şeylere çağırdıkları zaman Allah’ın ve Resulünün davetine uyun-icabet edin! 8/24”

Şimdiye kadar hep Allah için ölmek veya öldürmek anlatıldı, artık biraz da Allah için ölmek ve öldürmek yerine Allah için yaşamak ve yaşatmak felsefesini çocuklarımıza, çevremize, grup veya cemaatimize ve toplumumuza anlatmalıyız…

Kim bir canı öldürürse tüm insanlığı öldürmüş gibi kim de bir canı yaşatırsa-kurtarırsa tüm insanlığı yaşatmış-kurtarmış gibidir. 5/32” anlayışını egemen kılmaya var mısınız? Zira silahı sevgi; kurşunu saygı olan bir nesil oluşmadıkça, tüm ihya ve inşa girişimleri eksik kalır. Zor olan belirlediği prensiplere uygun bir şekilde Allah için yaşamaktır. Evet, Allah için ölmek yerine Allah için yaşamak! Var mısınız?

Yorum Yaz