tatlidede
tatlidede

Allah İsrail'den İntikam Almamızı İstiyor

Allah İsrail'den İntikam Almamızı İstiyor

Artık İsrail’i devletler değil sadece Müslüman halklar durdurabilir… Küresel cihad şarttır ve kaçınılmazdır…

        Anladık ki devletler hiçbir şey yapmayacaklar… Başbakan Erdoğan dahi sadece bağırıp çağırmakla kalıyor… “Maalesef”, “ne yazık ki” demek zorunda kalmasaydık keşke… İsrail Filistinli kardeşlerini katledecek, sen meydanlarda bağıracaksın, İsrail’e “terör devleti” diyeceksin, dünya Müslümanlarına sesleneceksin ama yardım ve bağırıp çağırma dışında hiçbir şey yapmayacaksın ya da yapamayacaksın…

        Mavi Marmara’da şehid edilen ve hesapları hala sorulmamış olan kardeşlerimizin kanları hala yerde iken, ileri sürülen şartlar yerine getirilmemişken hala bu terörist devletle neden tüm ilişkiler bitirilmiyor? Şimdi soruyorum, Sayın Başbakanım! Mademki İsrail size göre “terör devletidir” peki bu terör devleti ile neden hala ticari ilişkileriniz devam ediyor? Neden Filistin’de terör estiren, taş üstünde taş bırakmayan “bu zalimlerden gelecek gelir yerin dibine batsın” denilmiyor? Neden teröristlerin büyükelçiliği ülkemde duruyor?

         Sayın Başbakanım! Eğer her gün Türkiye’nin köylerini, şehirlerini basan, bombalayan, katliam yapan bir “PKK devleti” olsaydı ve diğer devletlerin hepsi bu terör devleti ile resmi bağlarını ve ticari ilişkilerini kesmemiş olsalardı siz ne diyecektiniz? Hala bu teröristlerle ilişkilerini kesmeyen terör devleti müttefiklerinin “artık bu katliam dursun” sözlerine ne kadar inanacaktınız?

            Bunca Filistinli Müslüman katledildikten, Gazze harabe şehre döndükten sonra İsrail çıkıp ateşi keser, saldırılara şeytanca ara verirse devlet olarak ilişkileri geliştirecek misiniz? İsrail, dün verdiği sözlerde durdu mu? Erkekleri kesilen kadınları hayatta bırakılan Firavunların gayri meşru nesli olan İsrail’in sözünü tuttuğu ne zaman görülmüş?

          Yazılarım ile her zaman Başbakanın arkasında olduğumu ve onu desteklediğimi dile getirdim ve yine ona destek olduğumu tekrarlıyorum… Sayın Başbakanın İsrail’e karşı gösterdiği tepki konusunda riya yapmadığını, içinden gelerek tepki gösterdiğini ve bu tepkisinde samimi olduğuna inanıyorum…

         Belki bilmediğimiz devlet sırlarından veya başka nedenlerden dolayı bizim göstermek istediğimiz ve devletten beklediğimiz tepkiyi gösteremediğini düşünüyorum… Ama Sayın Başbakan birçok konuda devlet teamüllerini es geçmiş, aşılmaz görünen engelleri aşmış ve arkasına aldığı halk desteğini hak ile birleştirerek karanlıklara meydan okumuştur…             

            Başbakan, aşılmaz görünen engelleri Allah’ın izni ile aşmış ve bir çok sorunu çözmüştür… Tabiri caizse Başbakan daha önce delicesine hareket ettiği gibi yine delicesine hareket etmeli ve İsrail’le ilişkileri tamamen kesmelidir… İsrail saldırıyı sona erdirse dahi en az beş yıla kadar hiçbir ilişkiye girilmemeli, bir daha saldırması halinde ebede kadar tüm ilişkiler kesilmelidir… Değilse Sayın Başbakanım, samimiyetinizi yeniden sorgulamak zorunda kalacağız…

            Müslümanların yüreğini parçalamak, yaramızı dağlamak, acıları hayatımızın ayrılmaz parçası kılmak için Müslüman halkların ortasına kurulan bu “terör nazi sürgünlerinin” sözüne güvenmek ahmaklığın ötesinde aptallıktır, gafilliktir… Artık ciddi olmalıyız… Sokaklarda bağırmakla, çağırmakla kendi kendimize “kahrolsun İsrail” demekle İsrail’e bir şey olmuyor…

              Kardeşlerimizin masumane bir şekilde öldürülmeleri bizi öfkelendirmektedir… Ve bu öfkemizi dışa dökmek zorundayız bunun en güzel yolu da eylemlerdir… Ancak zaten İsrail bizim öfkelenmemizi, öfkeden deliye dönmemizi, sokaklara dökülmemizi görmek istiyor ve ekran başında bu görüntülerimizi izlerlerken zevkten dört köşe oluyor…

          Bizim halk olarak bir şeyler yapmamız lazım… Hem de en kısa zamanda… Artık beklediğimiz her bir gün aleyhimizde işliyor… Filistin’de bu zulümler olurken Allah bilir, ne işler döndürülüyor… İsrail’in Filistin’e ya da Lübanan’a saldırdığını duyduğunuz anda bilin ki, bu sadece hedef saptırmacadır, başka oyunlar oynanmaktadır…

            İsrail’i protesto eden halkımız, İsrail mallarını satan ticari kuruluşları da protesto etmelidir… Bu malları alan ticari kuruluşlardan hiçbir şekilde alışveriş yapmamalı ve bunu yaygınlaştırmalıyız… Markete giriyorsunuz, adam(!) İsrail mallarını satıyor siz ise o malları boykot ediyorsunuz ama o marketi protesto etmiyorsunuz bu çelişki değil mi?

          Devletin yapması gereken şey, İsrail mallarının hepsini resmi yoldan ilan ve teşhir etmesidir… Yoksa İsrail malı diye birçok yerli ürün hain ellerin eliyle protesto/boykot kapsamına alınabilir… Sayın hükümet yetkilileri en azından bu konuda cesur ve sorumlu davranmalı… Bir markete girdiğinizde, İsrail malına eliniz uzandığında, İsrail teröristine silah yardımında bulunduğunuzu ve “al şu kurşunu kardeşimi öldür” dediğinizi düşünün bakalım o zaman alabilecek misiniz?

        Elinde ABD malı telefonlar ile protestoya katılan kardeşlerimi gördüğümde dilimden sadece “ya esef”(yazık) diyebiliyorum… Protestolarımız, boykotlarımız sadece İsrail malına değil ona arka çıkan ve “gayri meşru babası” konumunda olan çağdaş Firavun ABD mallarına da olmalıdır… Ve boykotlarımız sadece İsrail’in Filistin’e saldırdığı zamanlarda olmamalı, bir ömür devam etmeli ve neslimize miras kalmalıdır…

        Ayrıca Filistin’e yapılan saldırılar konusunda sessiz kalan, elini kıpırdatmayan Suudi Amerika’yı da protesto etmeliyiz… En büyük geliri hacılardan olan bu Amerikan köpeği Suud devletini de protesto etmeliyiz… Bu yıl tüm Müslümanlar hac ve umre’ye gitmeyerek paralarını Filistin’e göndermeliler… “Bir yerde zulüm varken bana hac etmek yakışmaz” diyerek eda etmekte olduğu haccı yarıda bırakıp Yezid ile mücadele için geri dönen Hz. Hüseyin’in eylemini yaşama geçirmeliyiz…

       “Bu protesto ve boykotlara hassasiyet göstersek ne olur?” diye soranlara şunu derim: “Siz en azından kendi yapabildiğiniz protestoyu yapmış ve kendi çapınızda fiili cihadınızı yapmış oluyorsunuz…”  “İsrail malı diğerlerinden kaliteli” diyenlere de;  “kaliteniz batsın, İsrail kaliteli bir çocuk katilidir de” diyorum… Siz hiç mahallenizde haksız yere çocuk ve masumları katleden bir bakkalı ya da şirketi destekler misiniz? Vicdanınız kararmamışsa asla desteklemezsiniz…

         Eğer devlet, “Terör devleti” olarak nitelendirdiği İsrail ile ticari ilişkilerini bitirmeyecekse katliama ortaktır demektir… Ve bu günahını asla temizleyemez… Gün gelecek ilahi adalet, İsrail ile ilişkilerinin tümünü koparmayan her devletten hesap soracaktır ve bu uzak değildir… Yahudi çocuklarına ağlayan ama Filistinli çocuklar için bir damla gözyaşı akıtmayan, taziye mesajı yayınlamayan, İsrail’i otorite ilan eden Pensilvanyalı hocadan da ilahi adalet hesap soracaktır…

         Arap ülkelerinde, diğer Müslüman halkların bulunduğu devletlerde ve ülkemde yaşayan kardeşlerim! Bu saldırılar yıllarca olduğu gibi ara ara hep olacaktır… İsrail, her kudurduğunda öfkesini Filistin’e musallat edecektir… “Allah sizin elinizle intikamını almak ister” (Muhammed, 4) ayetini unutmayın… Biz; “Ey müntakim Allah” dediğimizde, ellerimizi duaya kaldırdığımızda, inanın Allah bizlere; “ne oldu, elleriniz mi kırıldı, neden siz intikamı almıyorsunuz?” diyecek ve dualarımızı reddedecektir…

    Evet, intikamımızı biz bir buçuk milyar İslam âlemi almazsa yazıklar olsun… Nasıl ki Filistin’de, öz vatanlarında emniyet içinde olamayan kardeşlerimiz var, o halde İsrail topraklarında güven için yaşayan ve İsrail rejimine tepki göstermeyen hiçbir İsrail vatandaşının İslam ülkelerinde emniyet içinde gezmemesi gerekir… Elçiliklerde polis korumasına rağmen İsrail ve ABD elçiliklerinin kuşatılması ve elçiliklerin halk eliyle kapatılması gerekmektedir… Devletin, “İsrail ve ABD’ye vereceği cevap halk öfkesinin önüne geçemiyorum” olmalıdır…

            Dünyanın her tarafında Müslümanlar şunu ilan etmeli ve duyurmalı: “Müslüman’ın olduğu bir yerde bundan sonra Yahudi’ye rahat uyku haramdır…” Eğer bu tepki gelişirse, o zaman bakın bakalım tarihin en korkak ve pısırık milleti olan Yahudiler, nasıl devletlerine karşı ayaklanırlar…

       Sonuç olarak yazımda üzerinde durduğum şu beş maddeyi yine tekrarlamak istiyorum

1-      Devlet olarak; İsrail saldırısını durdursa bile, onunla tüm ilişkilerimizi en az beş yıllığına kesmeliyiz…

2-      Devlet olarak; İsrail ve ABD malları ilan edilmeli…

3-      Halk olarak ABD ve İsrail mallarını boykot etmeli ve bu malları satan iş yerlerini de protesto ederek alış verişi kesmeliyiz… Bunu da iş yeri sahiplerine duyurmalıyız…

4-      Dünyanın her yerinde, İsrail elçilikleri kapatılmalı, “Filistin’e rahat yoksa Yahudi’ye rahat uyku haramdır” kampanyası başlamalı ve bu etkin bir şekilde sürdürülmelidir… Söylemde kalmamalıdır…

5-      İsrail ve ABD’nin köpekliğini yapan ve hacılardan büyük gelir elde eden Suudi Amerika’yı protesto etmeli ve hac, umre vecibelerimizi ertelemeli, oraya harcayacağım paraları Filistin’e göndermeliyiz…

Allah, dinine yardım edenlerin yardımcısıdır…

20. 07. 2014

Yorumlar

Image
ararad demir
22.07.2014 / 11:52

vay be israile karşı savaş diyor müslümanlar işid ise (yani başka müslümanlar) bize israile karşı savaş emredilmedi diyor yani Kürt'leri öldürme emredildi diyor peki kim müslüman Kürt'ler mi işid mi geride kalıp Kürt'lerin ölümünü izleyip ses çıkarmayan müslümanlar mı (zülme karşı sesiz duran dilsiz şeytandır diyordu müslümanlar..............

Yorum Yaz