tatlidede
tatlidede

Antikomünizm Ülkücü Hareket Türkeş - Fatih Yaşlı Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Antikomünizm Ülkücü Hareket Türkeş kimin eseri? Antikomünizm Ülkücü Hareket Türkeş kitabının yazarı kimdir? Antikomünizm Ülkücü Hareket Türkeş konusu ve anafikri nedir? Antikomünizm Ülkücü Hareket Türkeş kitabı ne anlatıyor? Antikomünizm Ülkücü Hareket Türkeş PDF indirme linki var mı? Antikomünizm Ülkücü Hareket Türkeş kitabının yazarı Fatih Yaşlı kimdir? İşte Antikomünizm Ülkücü Hareket Türkeş kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 23.01.2023 10:00
Antikomünizm Ülkücü Hareket Türkeş - Fatih Yaşlı Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Fatih Yaşlı

Yayın Evi: Yordam Kitap

İSBN: 9786051723204

Sayfa Sayısı: 416

Antikomünizm Ülkücü Hareket Türkeş Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Türkiye siyasetinde antikomünizm nasıl bir yer kaplamaktadır? “Komünizm tehdidinin icat edilmesi”nde iç ve dış dinamikler nasıl bir rol oynamıştır? Tan Matbaası baskını, NATO üyeliği, Kore Savaşı, 1960 ve 70’lerin siyasi çatışmaları ve 12 Eylül darbesi “antikomünist” ve ülkücü hareketin gelişimi açısından nerede durmaktadır? 1990’larla birlikte “Kürt sorunu”nun ülkücü hareket üzerindeki etkisi ne olmuştur? Bütün bu tarih içerisinde Alparslan Türkeş figürü nasıl bir yer kaplamaktadır?

Türk sağı ve yakın siyasi tarihimize dair yaptığı çalışmalarla tanınan Fatih Yaşlı, araştırmalarının yeni evresinde işte bu soruların yanıtını arıyor, “antikomünizm”in bu topraklarda nasıl kök saldığını ayrıntılarıyla anlatıyor. Bunu yaparken ülkücü hareketin liderlerinden Alparslan Türkeş’in hayatına özel bir yer ayırmayı da ihmal etmiyor.

Yaşlı’nın kendi sözleriyle: “Türkeş’in hayatına yakından bakmak, onun politik yaşamını yazmak ülkücülüğün ve ülkücü hareketin tarihini yazmak anlamına gelecektir evet ama bunun aynı zamanda Türkiye’nin Soğuk Savaş tarihini, Soğuk Savaş boyunca Türkiye siyasetinin seyrini ve o seyrin ana belirleyeninin, yani komünizmle mücadelenin tarihini yazmak anlamına geleceği de açıktır.”

Fatih Yaşlı, Türkiye’nin yakın siyasi tarihine ve sağ akım içerisinde “antikomünizm”in filizlenip güçlenmesine tarihsel materyalist bir perspektifle ve sınıf mücadeleleri içerisinden bakıyor. Aynı bakış açısını, ülkenin dünya kapitalist sistemine eklemlenmesi bağlamında da yeniden üretiyor ve okurlara yeni bir kaynak kitap sunuyor.

Antikomünizm Ülkücü Hareket Türkeş Alıntıları - Sözleri

  • Dostlara incelik olsun diye Amerikan askerlerinden para almayacaklarını gazetelerle duyuruyorlardı. Köşe bucakta esnaf uyarılıyor, Amerikan askerlerinin para vermeye zorlanmaması, hesapların hükümet tarafından ödeneceği söyleniyordu. Polislere Amerikan askerlerine karşı "nazik davranma" dersleri veriliyordu. Derslerin amacı kısaydı. Polisler yalnızca her şeye evet demesini öğreneceklerdi.
  • Türkiye harp yılları içinde Alman faşizmine yardım ettiği için müttefiki İngiltere ve Sovyetler Birliği'ni tedirgin etmiş, yalnız kalmıştı. İnönü Amerika'dan destek bulmak, Amerika'dan kredi almak pahasına, memleketi Amerika'nın kuyruğuna takmaya hazırlanıyordu. İlericilere karşı alınan bu şiddetli tedbir, Amerikan emperyalizmine verilen bir tavizdi.
  • Halkı sevmek, halkın ana davalarına eğilmek ve onlara çözüm bulmak bizim hedefimizdir. Ancak biz halkçılıktan bir sınıfı diğer sınıfların üzerine çullandırmayı anlamıyoruz. Biz sınıflar arası dayanışma ve ahenk istiyoruz.
  • "Türkiye'de ilerici güçlerin parlamenter mücadele ile iktidara gelme şansı yoktur,"
  • “Amerika'nın ne istediğini biliyoruz; hür, eşit ve egemen millet­lerin ortaklaşa güvenliğine dayanan harpsiz, saldırışsız, sadece ahlak ve kanun bağlaşma ve antlaşmalarının hüküm sürdüğü bir dünya! Böyle bir dünyada yaşamak isteyen herkes, Amerikan bay­rağında kendi talih yıldızını da görür.”
  • 14 Aralık 1950'de Milliyetçiler Federasyonu'nun düzenlediği "Mehmetçik" adlı etkinlikte konuşan Arif Nihat Asya, Cemiyet üyeleri için istenen cezaları beğenmeyerek, Kore'de yaşamını yitiren askerlerin isimlerini okuduktan sonra, "Adını en son okuduğum Mehmet Parmaksız'ın kızıl gırtlaklara nasıl sarıldığını düşündüm de, yerli kızılların nazik boyunları önünde parmaklarım seyirdi; parmaklarımı zor tuttum," demiştir.
  • Maraş katliamı sonrası Maraş'taki Alevi halkın %80'i başka illere göç eder ve Ecevit hükümeti MHP' nin uzun süredir ilan edilmesini istediği sıkıyönetimi ilan etmeye mecbur kalır
  • Yardımların dışında bırakılma kararına hem iktidardaki Cumhuriyet Halk Partisi hem de muhalefetteki Demokrat Parti sert tepki gösterir. İsmet İnönü ABD büyükelçisiyle görüşerek Türkiye'nin de yardım alacak ülkeler listesine dahil edilmesini, aksi takdirde büyük bir ekonomik krizle karşı karşıya kalınacağını söy­ler. (…) Meclis'te yapılan tartışmalar CHP ile DP arasında ABD'yle yakınlaşma ve kapitalizme entegrasyon arzusu bağlamında herhan­gi bir fark olmadığını gösterir.
  • Türkeş Dokuz Işık adlı kitabında komünizmle Dokuz Işık doktrini arasındaki farkları şöyle anlatır: (...) Komünistler, vatan millet tanımazlar. Onlar dünya proletaryasını (işçi sınıfını) yeryüzüne hakim kılmayı esas alırlar. Onlar için ideal, dünyada işçiler dışındaki bütün sınıfların hepsini kanlı bir ihtilalle yok etmek ve proletarya diktatörlüğünü kurmaktır.
  • Türkçülüğün giderek geri plana düşmesine mukabil İslami söylemin yükselişi, ülkücüler arasında çatışmayla ve tasfiyelerle sonuçlanacak bir ayrışmanın da fitilini ateşler. 1944'ten beri Türkçü faşizmin baş ideoloğu konumunda bulunan ve üstelik Türkeş'in de akıl hocası olan Nihal Atsız, Türkeş'i "Türkçülükten ayrılıp şeriatçılığa ve dinciliğe kaymakla" suçlar. Türkeş yanlıları, Atsız yanlılarını tasfiye etmek için fiziksel şiddete başvururlar ve Ali Balseven isimli Atsız yanlısı ülkücü bir genç, parti yönetimine yakın ülkücüler tarafından Ankara'da bıçaklanarak öldürülür.

Antikomünizm Ülkücü Hareket Türkeş İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kurtarılmış bir devlet, yıkılmış bir Cumhuriyet: “Eski reji­min komünizmle mücadele adına önünü açtığı Ülkücü Hareket ve siyasal İslam, rejim değişikliği konjonktüründe buluşup ortaklaş­mış, rejimi değiştirmiş, Türk-İslam sentezini resmi olarak iktidara getirmiş ve devlet aygıtını ele geçirmiştir. Bu süreçte "devlet kur­tarılmış", yani komünizm tehdidi bertaraf edilmiştir ama devletin sahipleri değişmiştir. Devlet kurtarılmış ama Cumhuriyet, yani kurucu ideoloji, kurucu felsefe yıkılmıştır. Devleti kurtarmak için ülkücülere ve İslamcılara yol verenler devleti kurtarmışlardır ama devletin sahibi olmaktan çıkmışlardır. Devlet kurtulmuştur ama üst ilkesi, kurucu ideolojisi, egemenliği kavrayış biçimi, devlet-top­lum ilişkilerine bakışı farklı, yeni bir devlet kurulmuştur. Soğuk Savaş'ın, antikomünizmin ve dolayısıyla yakın Türkiye tarihinin tek cümlelik özeti belki de budur: "Kurtarılmış bir devlet, yıkılmış bir Cumhuriyet." Okuyup bitirdiğiniz bu kitap, Ülkücü Hareket'in bu kurtarma ve yıkım sürecindeki rolünü gösterebilme amacıyla ya­ zılmıştır, amacına ulaşıp ulaşamayacağını ise okurların takdiri ve zaman gösterecektir.” (S.)

Daha net anlatılamazdı.: Tam ilgimi, konsantrasyonumu kaybederken bu kitap çıktı geldi. (iyiki almışım) Kapak tasarımını eleştirmedim değil, zira her elime alışımda okudukça daha da kinlendiğiniz bir adamın resmi var. (Ama adam ne resmi koyacaktı ki, kitabın adı Türkeş) Gelelim kitaba; tabiki şiddetle tavsiye edeceğim. Neden? (O kadar çok sebebi var ki, nerden başlasam?) Bir kere öncelikle kitap Öyle 80'lerden 90'lardan sadece MHP'yi ve Türkeş'i anlatmakla başlamıyor. Sevgili Fatih Yaşlı kendine hayran bırakan o yalın ve sürükleyici anlatımıyla Türkiye siyasi tarihine Türkeş ekseninde ışık değil, resmen projektör tutmuş. Dolayısıyla tarih 1940'lar.. Türkiye siyasetinin Antikomünizm üzerine nasıl ve neden kurulduğu, ve yine nasıl ve kimler tarafından öyle devam ettirildiğiyle başlıyor bu kitap. Faşizm özentiliği ve hayranlığı (Hitler) Nihal Atsız ile Türkeş'in tanışması, DP iktidarı, Marshall yardımı, truman doktrini, Komünizmle Mücadele Dernekleri, 27 Mayıs ihtilali, İsmet İnönü, MTTB (Milli Türk Talebe Birliği) faaliyetleri, ordan CKMP oluşma süreci, Sol' un yükselişi, sol örgütler, sendikalar, partiler, tartışmalar, ayrışmalar, faşistlerce döndürülen pislikler, tezgahlar, Necip Fazıl, cinayetler, katliamlar, isimler, MHP süreci, 80 darbesi, Sıkıyönetim mahkemelerinde Türkeş'in savunması (adeta suçsuz bir melek gibi "vatan millet sakarya" ayakları) ve yasaklı dönemden dönüp tekrar MÇP'den MHP olabilme çabaları, ANAP, DYP, Özal, koalisyonlar falan derken kitap nasıl bitiyor anlamıyorsunuz. Fatih yaşlı sürükleyici bir şekilde anlatmış ama aslında sürükleyici olan biraz da siyasi tarihimiz. Döndürülen dolapları öğrendikçe daha çok merak edip okuyorsunuz mideniz bulansa da.. Öncelikle Sevgili Fatih Yaşlı'nın emeklerine sonsuz teşekkürler.. Siyasi tarih açısından olağanüstü bir kaynak olmuş. (Kitapta bütün anlatılanlar kaynakçayla tek tek belirtilmiş, asla uydurma bir bilgi yok, herşey belgeleriyle mevcut. ) Okumadan ölmeyiniz. Öyle bir kitap. Yeni çıkan "Halkçı Ecevit" kitabının da siparişini veriyorum. Zira, o kitapta beni neler bekliyor tahmin etmek hiç zor değil artık. (communiste)

Ülkücü hareketin kökeni Alparslan Türkeş: Sondan başlamak gerekirse, kurtarılmış bir devlet ve yıkılmış bir cumhuriyet diyebiliriz kitabın ana fikri ez cümle. Ana hatlarıyla değerlendirmek gerekirse, ülkücü söylemin kominizme karşı başlatmış olduğu mücadele bir propaganda enstrümanı haline gelmiş 90'lı yıllarda Kürt sorunu ve bölücü terör örgütü pkk'yi biteceğini milli birliğin bozulmasına müsade etmeyeceğini siyaset etmiştir. Kitapta, sayın Alparslan Türkeş'in gerçek adından tutunda 12 Mart muhturasını okuyan kişi olmasına kadar, cemal gürselin onu kurşuna dizdireceğine dair pek çok bilginin yanı sıra disk genel başkanı Kemal Türkler'in ölüm emrini kimin verdiği iddiaları da kitabın içinde bulabileğiniz nadir iddialar var. Meraklısına tavsiye ederim. (Kurtuluş Yalçın)

Antikomünizm Ülkücü Hareket Türkeş PDF indirme linki var mı?

Fatih Yaşlı - Antikomünizm Ülkücü Hareket Türkeş kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Antikomünizm Ülkücü Hareket Türkeş PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Fatih Yaşlı Kimdir?

1979 yılında Ankara’da doğdu. Lisans eğitimini Gazi Üniversitesi Maliye Bölümü’nde 2001 yılında tamamladı. Aynı yıl İzzet Baysal Üniversitesi’nde siyaset bilimi yüksek lisansına başladı ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde siyasi tarih araştırma görevlisi oldu. 2004-2008 yılları arasında Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde doktora yaptı. Doktorasını tamamlamasının ardından İzzet Baysal Üniversitesi’ne dönen Yaşlı, halen bu üniversitede öğretim üyesi olarak görev yapıyor. Felsefelogos, Bilim ve Gelecek, Birikim, Birgün, Radikal 2 gibi dergi ve gazetelerde çok sayıda makalesi yer aldı. Yaşlı, haftanın iki günü Yurt gazetesinde yazmaya devam ediyor.

Yayınlanmış eserleri:

Hayatın Olumlanması Olarak Felsefe: Nietzsche ve Marx (2008, Bilim ve Gelecek Kitaplığı), Kinimiz Dinimizdir: Türkçü Faşizm Üzerine Bir İnceleme (2009, Tan Kitabevi; 2014, Yordam Kitap), Hegemonyadan Diktatoryaya Liberal-Muhafazakâr İttifak ve AKP (der., Çağdaş Sümer ile birlikte, 2010, Tan Kitabevi), AKP ve Yeni Rejim (2012, Tan Kitabevi), AKP, Cemaat, Sünni-Ulus (2014, Yordam Kitap)

Fatih Yaşlı Kitapları - Eserleri

  • Kinimiz Dinimizdir
  • Türkçü Faşizmden "Türk-İslam Ülküsü"ne
  • AKP, Cemaat, Sünni - Ulus
  • Antikomünizm Ülkücü Hareket Türkeş
  • Hayatın Olumlanması Olarak Felsefe Nietzsche ve Marx
  • Gençlerle Baş Başa: Faşizm
  • "Halkçı Ecevit"
  • İdeoloji - Bir Kavramın İzinde
  • Akp ve Yeni Rejim

Fatih Yaşlı Alıntıları - Sözleri

  • Tüm insanlar, tüm zamanlarda olduğu gibi, şimdi de hala köleler ve özgürler diye ayrılırlar; çünkü gününün en az üçte ikisine kendisi için sahip olmayan, devlet adamı, tüccar, memur, bilgin, ne olursa olsun bir köledir. (Hayatın Olumlanması Olarak Felsefe Nietzsche ve Marx)
  • "Türkiye'de ilerici güçlerin parlamenter mücadele ile iktidara gelme şansı yoktur," (Antikomünizm Ülkücü Hareket Türkeş)
  • Faşist nüfus politikası, nüfusun kalabalık olmasıyla ulusun gücü arasında doğrusal bir ilişki olduğunu düşünüyordu, nüfus arttıkça ülkenin daha güçlü olacağına inanıyorlardı yani. Ve bunun için de sürekli olarak üremeyi teşvik ediyorlardı. Kadınlar çalışma yaşamının içinde olmak yerine evlerinde oturacaklar, çocuk doğuracaklar ve onları büyüteceklerdi, onlardan esas beklenen buydu. (Gençlerle Baş Başa: Faşizm)
  • "Acaba bilhassa gençlerimizin ve bilhassa kızlarımızın zehirlenmesine engel olmak için bütün memlekette sinemalar kapatılsa, erkek ve kadın plajları ayrılsa, roman ve hikayeler sansürden geçse ne olur? Demokrasi hürriyet suya düşüp medeniyet yok mu olur?" (Atsız 1997b: 187) (Türkçü Faşizmden "Türk-İslam Ülküsü"ne)
  • Irkçılık da faşizm de elbette bir hastalık, bir zihin bozukluğu problemi değildir, bir ideoloji, bir dünya görüşüdür ama bu dünya görüşünün iddiaları sağlıklı bir aklın inanacağı türden şeyler değildir. (Gençlerle Baş Başa: Faşizm)
  • “Marx, en yalın ifadesiyle ideolojiyi ‘üretim örgütlenirken ortaya çıkan sömürü ilişkisinin üzerinin örtülmesi’ olarak görür.” (İdeoloji - Bir Kavramın İzinde)
  • Ecevit 14 Ekim seçimlerinin öncesinde tekrar bir Karadeniz gezisine çıktı ve önce Samsun'a gitti. Sırasıyla Çarşamba, Ünye, FATSA, Perşembe, Ordu, Bulancak ve Giresun'da konuşmalar yaptı. Ecevit bu konuşmalarda hem sıkıyönetim üzerinde durdu hem de kontrgerilla üzerindeki örtünün kaldırılması gerektiğinden bahsetti. Ecevit şöyle diyordu: 12 Mart sonrası dönemde adı sanı ortaya çıkan ve tebdirlerin, hatta soruşturmaların hukukiliğine de ve insaniliğine de gölde düşüren "kontrgerilla" adı örgütün, bu resmi görüntülü fakat gayriresmi örgütün niteliği ve amacı üzerindeki örtü kaldırılmamıştır. Bu örtü kaldırılmadıkça, bundan böyle normal rejime tam dönüşü engelleme, yeni kargaşıklıklar ve bunalımlar çıkartma, ortalığı karıştırıcı haberler, söylentiler yayma yönünde görülecek bir hareket, adı geçen örgütün veya resmi görevlerinden kuvvet alan başka bazı perde arkası kişi veya örgütlerin yeni birtakım karanlık roller oynamakta oldukları ihtimalini hatıra getirilebilir. ("Halkçı Ecevit")
  • İyiler bir kast oluştururlar, kötüler ise toz gibi bir kütledirler. Nietzsche (Hayatın Olumlanması Olarak Felsefe Nietzsche ve Marx)
  • Marx’a göre, “büyük insan yığınlarının birdenbire ve zorla geçim araçlarından koparılarak, özgür ve ‘bağlantısız’ bir şekilde emek pazarına fırlatılıp atıldığı anlar” ilkel birikimin tarihindeki en önemli uğrağı oluşturur. (Hayatın Olumlanması Olarak Felsefe Nietzsche ve Marx)
  • "Yaşamanın artık hiçbir anlamı yok diye yaşamak, yaşamanın anlamı olur artık." (Hayatın Olumlanması Olarak Felsefe Nietzsche ve Marx)
  • Yeni Türkiye'de bir sosyal devletten çok bir "Sadaka Devleti"yle karşı karşıya olduğumuzu ve sosyal yardımların temel motivasyonunu dinin oluşturduğunu söylemek mümkün hale gelmektedir ki; bunun, Sunni-Ulus inşasını hedefleyen yeni rejim açısından gayet tutarlı bir "sosyal politika" anlayışına tekabül ettiği açıktır. (AKP, Cemaat, Sünni - Ulus)
  • Türkçülüğün giderek geri plana düşmesine mukabil İslami söylemin yükselişi, ülkücüler arasında çatışmayla ve tasfiyelerle sonuçlanacak bir ayrışmanın da fitilini ateşler. 1944'ten beri Türkçü faşizmin baş ideoloğu konumunda bulunan ve üstelik Türkeş'in de akıl hocası olan Nihal Atsız, Türkeş'i "Türkçülükten ayrılıp şeriatçılığa ve dinciliğe kaymakla" suçlar. Türkeş yanlıları, Atsız yanlılarını tasfiye etmek için fiziksel şiddete başvururlar ve Ali Balseven isimli Atsız yanlısı ülkücü bir genç, parti yönetimine yakın ülkücüler tarafından Ankara'da bıçaklanarak öldürülür. (Antikomünizm Ülkücü Hareket Türkeş)
  • Yaşamın senin değildir. (Kinimiz Dinimizdir)
  • Ancak kısa bir süre sonra tekrar kürsüyü taşlamaya başladılar ve bu esnada ortalıkta koruma polislerinden başka polis kalmadı. Ecevit halka ise, "Ben sizin genel başkanınızım, ne yaptığımı bilirim. Halkın lideri, halkın önünde yürür" dedikten sonra kürsüden inerek halkın önünde saldırganların olduğu tarafa doğru yürümeye başladı. Ecevit hükümet konağına doğru ilerleyerek valiyle görüşmek istedi ama vali de ortada yoktu. Bunun üzerine koruma amiri Mümtaz Karaduman'ın telsizini aldı ve Vali Ragıp Gerçeker'le konuştu. Ecevit valiye, "Buraya derhal kuvvet göndermeniz lazım. Ben ayrılırsam halk birbirine girer. Güvenlik kuvvetleri duruma el koyup sanıkları yakalamazsa ben buradan gitmem" dedi. ("Halkçı Ecevit")
  • Her milliyetçilik faşizm değildir ama faşizm mutlaka milliyetçilikten türer. (Gençlerle Baş Başa: Faşizm)
  • İmam-hatip okulları açılır ve yaygınlaştırılırken Köy Enstitüleri’nin kapatılmaya başlanması ise tesadüf değildir. Çünkü İslamizasyon derinleşmeye başlamıştır. (AKP, Cemaat, Sünni - Ulus)
  • Türkeş Dokuz Işık adlı kitabında komünizmle Dokuz Işık doktrini arasındaki farkları şöyle anlatır: (...) Komünistler, vatan millet tanımazlar. Onlar dünya proletaryasını (işçi sınıfını) yeryüzüne hakim kılmayı esas alırlar. Onlar için ideal, dünyada işçiler dışındaki bütün sınıfların hepsini kanlı bir ihtilalle yok etmek ve proletarya diktatörlüğünü kurmaktır. (Antikomünizm Ülkücü Hareket Türkeş)
  • Mustafa Kemal ise egemenliğe dair paradigmanın değiştirilmesinin bir "Devrim" olduğunun bilinciyle, saltanatın kaldırılması için TBMM'de yapılan görüşmelerde yaptığı konuşmalarda şöyle der: Egemenlik, güçle, erkle ve zorla alınır. Osmanoğulları, zorla Türk ulusunun egemenliğine el koymuşlardı. Bu yolsuzluklarını altı yüzyıldan beri sürdürmüşlerdi. Şimdi de Türk ulusu saldırganlara artık yeter diyerek ve bunlara karşı ayaklanarak egemenliğini kendi eline almış bulunuyor. Bu bir olup bitti değildir. Söz konusu olan ulusal egemenliğini bırakacak mıyız bırakmayacak mıyız sorunu değildir. Bu ne olursa olsun yapılacaktır. Burada toplananlar, Meclis ve herkes, sorunu doğal bulursa, sanırım ki uygun olur. Yoksa, yine gerçek yöntemine göre saptanacaktır; ama belki bir takım kafalar kesilecektir. (AKP, Cemaat, Sünni - Ulus)
  • "Kitapların yakıldığı bir yerde, sonunda insanlar da yakılır." (Gençlerle Baş Başa: Faşizm)
  • Dugin'in Anti-Atlantikçi ve Anti-Libetal kıtasal/karasal imparatorluğun mekânsal koordinatları şu şekildedir: Batıda Almanya merkezli Avrupa, Doğu'da Japonya merkezli pasifik ve güneyde İran merkezli Orta Asya imparatorluklarıdan müteşekkil ve merkezinde Rusya'nın bulunduğu bir büyük alanlar konfederasyonu ya da bir imparatorluklar imparatorluğu. Yeni imparatorluğun başlıca "günah keçisi" ise elbette ki Amerika Birleşik Devletleri olacaktır. Kadim Roma'nın "Kartaca yok edilmelidir" sloganı ABD'ye uyarlanarak mutlak slogan haline getirilmeli ve hem Latin Amerika'nın ABD güdümünden çıkarılması hem de ABD içerisinde her türlü istikrarsızlığın ve ayrılıkçılığın teşvik edilmesi sağlanmalıdır. Ancak böylelikle "Avrasya halkları ve devletleri, Avrasya'da barışı, uyumu, gelişmeyi ve bağımsızlığı, onuru ve geleneğin yükselişini engelleyen Atlantikçi güçlerin baskısı olmadan dahili problemlerini özgür bir şekilde çözebileceklerdir. (AKP, Cemaat, Sünni - Ulus)

Yorum Yaz