tatlidede

Artığımız Olarak: Çöp

Artığımız Olarak: Çöp
Taşın şiirsel bir akıcılığa doğru aktığı şehir güzel Mardin’imizi dolaşırken köşe başlarında, okul, kurum, ev ve işyerlerinin önünde yığılmış çöplerle karşılaştım. Günlerdir kaldırılmayan çöpler koktuğu için önünden geçenlerin burunlarını kapattığını gördüm. Ücretleri ile ilgili olarak belediye ile anlaşmadıkları için işçiler greve gitmiş. Bu çirkin manzaranın nedeni bu imiş. Belediye, Sendika, işçi ve şehir temizliği ile ilgili tüm tarafların bir an önce soruna çözüm bulmalarını ve insan sağlığı faktörünü göz önünde bulundurmalarını bekliyorum.

Konuya farklı bir açıdan yaklaşmak istiyorum. Sahiden bunca çöp nerden geldi? Yığınla biriken çöpleri biz mi ürettik? Nasılda farkında olmadan tüketim toplumu olup çıkmışız. Ekonomik yaşamayı terk ettiğimiz için, yaşadığımız gibi inanmaya başlamışız. Reklâm bombardımanı sonucu çoluk çocuğumuzla ne kadar şey tüketmişiz de artığımız(çöpümüz)problem olmaya başlamış. İsrafla tükettiğimiz bunca şeyin parası kimlerin cebini dolduruyor? Düşünülmesi gereken sorular. Hani bizler “derenin kenarında olsanız bile suyu israf etmeyin” diyen bir anlayışı benimseyenlerdendik. Hani bizim dünyamızda ”yaş keseni baş keser” kabul ediyorduk. Taklit ve özenti değerlerimiz ile birlikte ruh sağlığımızı da bozduğu görülüyor.

Şehirden toplansa bile çöpler doğanın başka bir noktasına bırakılıyor. Tabiatta dönüşümü cam, demir, plastik, naylon, jelâtin ve kâğıt özelliğine göre yıllarca mümkün olabiliyor. Yeraltı ve üstü su rezervlerine karışması insan sağlığını önemli ölçüde etkiliyor. Bu kapsamda sera etkisi oluşturan gazlar, savaşlarda kullanılan kimyasal, nükleer ve konvansiyonel silahların atmosferde oluşturduğu kirlilik doğal dengeyi tehdit etmektedir. Uzmanlar ozon tabakasındaki yırtılanının güneş ışınlarını süzmediği için ciddi tehlike oluşturduğunu söylemektedirler. Kâinat insanın icadı değildir, kendisine emanettir. İnsanın yaradan ile ilişki boyutu, insanın insanla ilişki boyutunun yanında insanın doğa ile ilişki boyutu olduğu bilinmelidir. Dolayısıyla sorumlu ve dengeli davranma zorunluluğu bulunmaktadır. Genelin kullandığı yollara, yeşil alanlar ve suların kirletememesi ve korunmaları istenmiştir. Amerikan kıtasının yerlileri olan Kızılderi liderinin dediği gibi:”bu topraklar atalarımızdan bize miras kalmadı, çocuklarımızdan ödünç aldık.” Bizden sonra yeryüzünde yaşam olmayacak gibi davranamayız. Kutuplardaki buzulların erimesi, bilinçsiz sulama, egzoz gazları, fabrika artıkları doğanın dengesini bozacak bir aşamaya gelmiştir. Denge ile oynayanlar bir gün bedelini ödemek zorunda kalacaklarını unutmamalıdırlar.

Bilinçsiz tüketim sonucu biriken çöplerimizin toplanmasını İşçi, Sendika ve Belediyenin makul bir noktada uzlaşarak halletmelerini biran önce bekliyoruz. Medeni insanların yaşadığı estetik mimariye sahip Mardin’imize hep birlikte sahip çıkmak mecburiyetindeyiz. Evrenin yaşanabilir olması için doğal dengesinin korunması ile mümkün olduğu unutulmamalıdır.

(26.02.2007 tarihinde Mardin İletişim gazetesinde yayımlanmıştır.)

Yorumlar

Image
Bahattin
22.02.2011 / 00:04

Hocam sadece köşe doldurmak için gönderilmiş bir yazı.2007 de yapılmış grevden bahsediliyor.Keşke yeni şeyler yazsaydınız

Yorum Yaz