tatlidede

Aydınlık ve Karanlık

Aydınlık ve Karanlık

 

25.07.2009 15:09:12

 

 

 

Andolsun, onlara:’Gökleri ve yeri kim yarattı, Güneş’i ve Ay’ı kim (sizin yararınıza çalışmak için) boyun eğdirdi?’ desen; ‘Allah’ derler. O halde nasıl Allah ‘ın (birliğinden) döndürülüyorsunuz? (Ankebut–61)

            Ortaya çıkmasıyla her tarafı aydınlatan güneş, kayboluşuyla her şeyi karanlıkta bırakır. Gizemli ve insan ruhunu okşayan Ay’ın aydınlığına kim hükmediyorsa, Güneşi ve Ayı İnsanların yararına da o vermiştir. Verenin almaya da kadir olduğunu hiç düşündük mü? Nedir Güneş tutulması? Yoksa onu yararımıza veren Allah’u Taala bu nimetini bizden alabileceğinin provası mıdır? Doğrusu düşünmeye değer.

            Gökyüzünün masmavi olduğu 11.08.1999 günü saat 14.35’te ortalığın karanlığa gömülmesi; hisseden kalbi, gören gözü, işiten kulağı olan  insanlara çok şey anlatmaktadır. Günler öncesinden bu anı milyonlarca insan heyecanla bekledi. TV kanalları canlı olarak yayına geçtiler. Bin yılın son tam Güneş tutulmasını kimse kaçırmak istemiyordu. Çok kişi baktı, acaba kaç kişi gördü? Aydınlığı-karanlığa, karanlığı- aydınlığa dönüştürebilen gücü düşündünüz mü? Neye işaretti. Yoksa bir ikaz mıydı? Herkes gibi özel bir camla kısa bir süre baktım. Adeta üstü örtülmüştü. Bu durumdan kurtulmaya çalışıyordu. Gözlerime olumsuz etki edebilirdi, bu nedenle kısa bir süre baktım. Ancak uzun süre etkisinden çıkamadım. Mescide gidip iki rekât kusuf namazım kıldım. Gafletten, hıyanetten ve delaletten, uyanışa vesile olması için dua ettim. Bazılarının Avrupa’dan getirdiği senfoni orkestrası ile karşıladıklarını duyunca ne kadar ruh köklerimizden koparıldığımızı, yozlaştırıldığımızı düşündüm.

            Her şeyi yoktan var eden, Güneş ve Ay gibi büyük nimetleri yararımıza veren Kadir ve Kerim olan Allah’u Taala’ya karşı nankör olanların gaflet uykusundan uyanmalarına vesile olmasını dilerim.

            Bu yazı11.08.1999 tarihinde yazılmıştır. 

               29.03.2006 tarihinde İletişim gazetesinde yayınlanmıştır.

Yorum Yaz