tatlidede

Bana Seni Gerek

Bana Seni Gerek

 

07.09.2009 15:35:15

 

 

 

            Oruç tutarken aslında oruç bizi tutuyor. Bizi bayağı zeminlerden, yerlerde debelenmekten kurtarıp ayakta tutuyor. Benliğimizi, özümüzü ve kimliğimizi yeniden kazandırırken, beden ve ruhumuzu imar ve inşa ediyor. Konuşmalara referans olurken, olumsuzlukların yerilmesine vesile olarak dillendiriliyor. “Nasıl böyle bir şey yaparım, hele bu Ramazanda” diyenlerle hepimiz karşılaşmışız. 

İnsanlık kadar eski olan tarihi bir ibadet olan orucun yalnız aç kalmak olmadığını biliyoruz. Hikmetleri saymakla bitmeyecek kadar çoktur. Yılın dört mevsiminde, uzun ve kısa günlerde, sıcak ve soğukta tutulması gibi. Her yıl on gün önce karşılar bizi. Haber vere vere gelir. Kandiller Ramazanın habercisidir. Rüzgarların yağmurun habercisi olması gibi. Aşığın, maşukana kavuşması vuslata ermesi gibi. Ramazana kavuşan müminler muratlarını doya doya yaşama sevincine ererler. Rahmet denizinde kulaç atmak, yüzmek, dalmak nasıl bir ruh hali? Arınan ruh ve bedenler seher vakitlerinde meleklerle aynı iklimi paylaşmanın lezzetini tadarak sevinirler. İnsanlar bir şeyi bilir veya bir şeye inanır. Oruç ise bu ilmi merhalenin zirvesi olan imandır. İman olmadan,  adanmışlık olmadan birinin oruç tutması mümkün mü?

Berraklaşan, kirden arınan insanların bakış açısı değişir. Birileri için vazgeçilmez olan değerler, basireti açık olanların yanında bayağı şeyler haline gelir. Bunun göstergesi olan Yunus Emre’nin bir şiirini bilginize sunuyorum.  

Aşkın aldı benden beni

Bana seni gerek seni

Ben yanarım dün ü günü

Bana seni gerek seni

Ne varlığa sevinirim

Ne yokluğa yerinirim

Aşkın ile avunurum

Bana seni gerek seni

Sufilere sohbet gerek

Ahilere ahret gerek

Mecnunlara Leyla gerek

Bana seni gerek seni

Yunus durur benim adım

Gün geldikçe artar adım

İki ah anda maksudum

Bana seni gerek seni

Yorum Yaz