tatlidede

Bir Sinir Hastasının 21 Günü - Octave Mirbeau Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Bir Sinir Hastasının 21 Günü kimin eseri? Bir Sinir Hastasının 21 Günü kitabının yazarı kimdir? Bir Sinir Hastasının 21 Günü konusu ve anafikri nedir? Bir Sinir Hastasının 21 Günü kitabı ne anlatıyor? Bir Sinir Hastasının 21 Günü PDF indirme linki var mı? Bir Sinir Hastasının 21 Günü kitabının yazarı Octave Mirbeau kimdir? İşte Bir Sinir Hastasının 21 Günü kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 04.07.2022 05:00
Bir Sinir Hastasının 21 Günü - Octave Mirbeau Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Octave Mirbeau

Çevirmen: Alev Çamalan

Orijinal Adı: Les Vingt et un Jours d'un Neurasthénique

Yayın Evi: Üç Nokta Yayınları

İSBN: 9786050602340

Sayfa Sayısı: 336

Bir Sinir Hastasının 21 Günü Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Seçme hakkının işleyişinde asıl hayranlık uyandıran şey, egemen olan ve kendisinden başka efendisi olmayan halka, hiçbir zaman tadına varamayacağı iyilikler vadedilmesi ve her halükârda gerçekleştirilmesi başka birine bağlı sözler verilmesidir. Tüm hayatları boyunca, kumarbazların para peşinde, âşıkların acının peşinde koştukları gibi vaatlerin arkasından koşan seçmenler, son derece insani ve böylesine onmadık biçimde bağlı oldukları sözlerin tutulmamasını bile yeğliyorlar. Seçmen olsak da olmasak da biz böyleyiz… Tatmin edilmiş arzular bizim için bir şey ifade etmez… Asla gerçekleşmeyen şeylerin özlemini duymak ve sonu gelmez bir rüyaya dalmak isteriz.

Bir Sinir Hastasının 21 Günü Alıntıları - Sözleri

  • Politikada yanılmaya hakkınız yoktur... Yanılgı bir suçtur, yanılgı ihanettir...
  • Özgürlüğe ve mutluluğa giden bütün yollar kapatılmıştı.
  • (...) zira seyahat para; paraysa tüm sosyal üstünlükler demektir.
  • Öylesine bezmiş bir hali vardı ki bu uçsuz bucaksız bezginlikle bütün evreni kucaklaması mümkündü.
  • Bana öyle geliyordu ki faaliyetleri ahlaktan uzaklaştıkça onu daha çok seviyorlardı... Alçaldıkça halkın sevgisini kazanıyordu.
  • Bu yoksulluk insanın içini titretiyor.
  • Bugünlerde politik deha artık dinlenmiyor, söz sanatı hor görülüyor...
  • Aklım, güneşli günlerde bahçelerdeki güller üzerine kanatlarını çırpan, çok güzel, zarif, sarı bir kelebeğe benziyordu...
  • "İnsan neden mutsuz olduğunu bilirse, mutluluğa giden yolun kapısı aralanır... Ama sebebini bilmiyorsa... O zaman vay hâline!.."
  • Ortada bir suç yokken, kusurdan başka şey görmeyen bir topluma karşı mücadele eden bir tek siz değilsiniz... Bu türden korkunç bir tecrübeyi talihsiz Dreyfus da yaşadı...
  • Hiçbir şeye çare olmayan ve bomboş cümlelerin altındaki bomboş icraatları daha da belirginleştirmekten başka işe yaramayan tumturaklı sözlerle atıp tutmanın zamanı değil...
  • Suratsızlık, yaramazlık, huysuzluk nedir bilmeyen, dünyada geçinmesi en kolay insan olduğumu düşünürüm.
  • Ah! Acısını dindirecek sözleri bulabilseydim!.. Fakat şimdiye kadar bu imkansız sözü kim bulabildi ki?
  • Bir güzel içtikten ve iyice soslara bulandıktan sonra fakirler için ağlamak, zenginlere has, sadistçe bir mutluluk kaynağıdır...
  • İtiraf etmeliyim ki benim hiçbir umudum kalmadı... Kaderin öyle tuhaf ve insan iradesini öyle aşan cilveleri var ki, karşı gelmek imkânsız.

Bir Sinir Hastasının 21 Günü İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Fransız yazar Octave Mirbeau’nun 1901 yılında gazetede yayınladığı hikayeleri bir araya getirerek oluşturduğu bir roman Bir Sinir Hastasının 21 Günü. Eser boyunca, Pireneler’de bir sanatoryumda kalan baş karakter Georges Vasseur, burada karşılaştığı tanıdıklarıyla ilgili trajikomik hikayeler anlatıyor. Başlarda sığ, kendini beğenmiş ve duyarsız burjuvazinin eleştirisi gibi dursa da hikayeler ilerledikçe çok daha derin bir hicivle karşılaşıyorsunuz. Mirbeau çok mizahi ve eğlenceli bir dille toplumdaki adaletsizlikleri, adalet sistemini, sağlık sistemini, bürokratları, politikacıları, siyasi düzeni, sömürgeciliği, ırkçılığı ve toplumdaki diğer aksaklıkları eleştiriyor. Eser, muazzam bir toplumsal ve politik hiciv. Mirbeau’nun dili o kadar eğlenceli ki yer yer kahkahalar attım okurken ama eleştirdiği konular da bir o kadar utanç verici, saniyeler sonra güldüğüm için utandım. Bu duyguları aynı anda okura yaşatabilmesi çok hoşuma gitti. Oldukça akıcı ve sürükleyici bir metin aynı zamanda. Çok ama çok sevdim. Özenli çeviri için Alev Çamalan’a, kapak tasarımı için Umut Durmuşoğlu’na ve bu güzel eseri özenle basan @ucnoktayayinlari’na çok teşekkürler. (İpek Dadakçı)

Baştan sona bir hiciv,eleştiri,laf sokma...Eğlenceli,akıcı bir dil,bazen atılan kahkahalar eşliğinde okunan aslında oldukça düşündürücü bir eser.Pireneler Dağı civarında bir hastanede kalan başkarakterimizin orada tanıştığı insanların öykülerini anlatması ile oluşturulmuş bir yapıt.Gazeteci olan yazar eğlenceli bir dille ağır mı ağır eleştiriler yapmış.Üslubunu çok beğendim, özgün buldum.Yazar burjuvalara,kiliseye,din adamlarına,üçkağıtçı politikacılara,ırkçılığa,adaletsizliklere,sömürü düzenine,tutulmayan sözlere, topluma vermiş veriştirmiş.Güle oynaya okuduğum metni düşünmekten de bir hâl oldum.Ayrıca Dreyfus davasına çok fazla gönderme yapılmış.Siyasi hiciv ve eleştiri okumak isteyenler bu su gibi akan kitabı beğenir diye düşünüyorum.Birçok sayfasını metrobüs yolculuğunda okuduğum halde her satırından keyif aldım. (Devrim Özgür)

"Nasıl kurtulmalı?.. Önünde, arkanda, tepende, her yerde seni yaşamdan ayıran duvarlar, duvarlar, yine duvarlar!.. Ufacık bir aydınlık, ufuktan süzülen bir ışık hüzmesi, tek bir kuş yok..." Bu zamana kadar okuduğum en güçlü ve etkileyici kitaplardan Bir Sinir Hastasının 21 Günü çok düşündüren, düşündürürken sorgulatan nadir eserlerden. Octave Mirbeau'nun gazetede yayınlanmış hikayelerinden meydana geliyor eser, döneminin siyasetçilerini, bürokrasini, burjuvaziyi, insan tabiatının keskin ve kör yanlarını eleştiriyor ve bunu yaparken sözünden esirgiyor ne de yergisinden. Fakirin daha fakir olması, halkın daha da çok yara alması, günden güne artan burjuvazinin zevk ve sefa yaşantısı, ahlak yargıları ve toplumun kopma noktasını görüyoruz. Eserin yazıldığı dönemde Fransa tarihsel olarak en çalkantılı yıllarından birini yaşamakta, Bonapart'çılar, Orleans'çılar, liberaller, meşruiyetçiler, cumhuriyetçiler ve kilise taraftarı muhafazakarların ülkeyi bir beşik misali halkın ellerini kullanarak salladığı ve bunu yaparken sömürülen halkın bir yandan yana savrulduğunu görüyoruz. Yazar Emile Zola'nın açık mektubu olan Suçluyorum'u ilk olarak imzalamakla beraber Dreyfus olaylarında aktif rol almış. Claude Monet, Camille Pissarro, Vincet Vang Gogh ve Rodin'in sözcüsü olarak dönemin sanat camiasının sayılı entelektüellerinden. Her şey Georges Vasseur'un Pireneler bölgesinde bir sanatoryuma gelmesi ve oraya gelen burjuvalarla beraber yaşadıklarının anlatısıyla başlıyor. Her bir bölümde duyulan öfke ve insan hayatının iki ayrı uç noktasındaki farklar giderek artıyor. Şiddetle tavsiye ediyorum. (Her Bir Sayfa)

Bir Sinir Hastasının 21 Günü PDF indirme linki var mı?

Octave Mirbeau - Bir Sinir Hastasının 21 Günü kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Bir Sinir Hastasının 21 Günü PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Octave Mirbeau Kimdir?

Octave Mirbeau (d. 1848 – ö. 1917) Fransız gazeteci, romancı ve drama yazarı. Mirbeau, Académie Goncourt'un on üyesinden biriydi.

Yaşamı

Militan bir yapıya sahip yazar, aynı zamanda adalet için kendilerini ortaya koyan entelektüellerin başında gelmektedir. Başkalarına kendini dinletebilen bir eleştirmen, bütün yeteneğini ezilmişlerin hizmetine adayan ve insanların yanılgılarını giderme konusunda oldukça maharetli olan bir kişidir. Şaşmaz bir zevk, büyük bir farkındalık ve kendine özgü bir önsezi ile süslü bir sanat eleştirmeni olarak ortaya çıkan Mirbeau, sanat ve edebiyata kol kanat germekle kalmamış aynı zamanda Claude Monet, Camille Pissarro, Vincent Van Gogh ve Auguste Rodin’in sözcüsü de olmuştur.

Yenilikçi bir romancı olan Mirbeau’nun kaleme aldığı romanları şunlardır: Le Calvaire (1886), L'Abbé Jules (1888), Sébastien Roch (1890), Dans le ciel(1892-1893), İşkenceler bahçesi (1899), Bir hizmetçi kızın hatıraları (1900), La 628-E8 (1907) ve Dingo (1913). Tiyatroya geç el atmasına karşın bir karakter ve gelenek komedisi olan İş Adamı (1903) adlı yapıtıyla tüm dünya sahnelerinde büyük bir başarıya imza atmış ve Farces et Moralités adlı yapıtıyla da modern düşüncelere öncülük etmiştir.

Octave Mirbeau Kitapları - Eserleri

  • Bir Sinir Hastasının 21 Günü
  • İşkence Bahçesi
  • Oda Hizmetçisinin Günlüğü
  • Bir Hizmetçi Kızın Hatıraları
  • İşkenceler Bahçesi

Octave Mirbeau Alıntıları - Sözleri

  • Öylesine bezmiş bir hali vardı ki bu uçsuz bucaksız bezginlikle bütün evreni kucaklaması mümkündü. (Bir Sinir Hastasının 21 Günü)
  • (...) zira seyahat para; paraysa tüm sosyal üstünlükler demektir. (Bir Sinir Hastasının 21 Günü)
  • Özgürlüğe ve mutluluğa giden bütün yollar kapatılmıştı. (Bir Sinir Hastasının 21 Günü)
  • Bir güzel içtikten ve iyice soslara bulandıktan sonra fakirler için ağlamak, zenginlere has, sadistçe bir mutluluk kaynağıdır... (Bir Sinir Hastasının 21 Günü)
  • Bugünlerde politik deha artık dinlenmiyor, söz sanatı hor görülüyor... (Bir Sinir Hastasının 21 Günü)
  • Politikada yanılmaya hakkınız yoktur... Yanılgı bir suçtur, yanılgı ihanettir... (Bir Sinir Hastasının 21 Günü)
  • "Yalnız olmak, yalnız yaşamak değildir, ötekilerin evinde yaşamaktır yalnızlık.." (Oda Hizmetçisinin Günlüğü)
  • "Yalnız olmak, yalnız yaşamak değildir, ötekilerin evinde yaşamaktır yalnızlık.." (Oda Hizmetçisinin Günlüğü)
  • Başlangıcını her zaman seçemez insan,içinde bulunduğu şartlar ona yön verir… (İşkence Bahçesi)
  • Birinin bir şeyini almak ve bunu kendinde tutmak,bu hırsızlıktır…Birinin bir şeyini almak ve bunu,olabildiğince çok para karşılığında,bir başkasına geçirmek,işte bu ticarettir… (İşkence Bahçesi)
  • Kadın hayatın kaynağı olması nedeniyle ve sırf bu sebepten, ölümün de kaynağıdır (İşkence Bahçesi)
  • "İnsan neden mutsuz olduğunu bilirse, mutluluğa giden yolun kapısı aralanır... Ama sebebini bilmiyorsa... O zaman vay hâline!.." (Bir Sinir Hastasının 21 Günü)
  • Bir șeye acı veya sevinç diyebilmek için, o șeyi kanıtlamaya gerek var mıdır? Onun hissedilmiș olmasına gerek vardır... (İşkence Bahçesi)
  • İtiraf etmeliyim ki benim hiçbir umudum kalmadı... Kaderin öyle tuhaf ve insan iradesini öyle aşan cilveleri var ki, karşı gelmek imkânsız. (Bir Sinir Hastasının 21 Günü)
  • Ortada bir suç yokken, kusurdan başka şey görmeyen bir topluma karşı mücadele eden bir tek siz değilsiniz... Bu türden korkunç bir tecrübeyi talihsiz Dreyfus da yaşadı... (Bir Sinir Hastasının 21 Günü)
  • Suratsızlık, yaramazlık, huysuzluk nedir bilmeyen, dünyada geçinmesi en kolay insan olduğumu düşünürüm. (Bir Sinir Hastasının 21 Günü)
  • Bu yoksulluk insanın içini titretiyor. (Bir Sinir Hastasının 21 Günü)
  • Ah! Acısını dindirecek sözleri bulabilseydim!.. Fakat şimdiye kadar bu imkansız sözü kim bulabildi ki? (Bir Sinir Hastasının 21 Günü)
  • Ah ah ! Gariban bir hizmetçi ne kadar da acınacak durumdadır. Ne kadar da yalnızdır. Neşeli gürültülü evlerde yaşamış da olsa, o hep yalnızdır. Yalnız olmak ,yalnız yaşamak değildir, ötekilerin evinde yaşamaktır yalnızlık... Her sözcük, o evde sizi aşağılar, her hareket sizi, hayvanlardan daha da değersiz kılar... (Oda Hizmetçisinin Günlüğü)
  • Aklım, güneşli günlerde bahçelerdeki güller üzerine kanatlarını çırpan, çok güzel, zarif, sarı bir kelebeğe benziyordu... (Bir Sinir Hastasının 21 Günü)

Yorum Yaz