tatlidede

Bir Yudum Hikaye - Asım Yıldırım Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Bir Yudum Hikaye kimin eseri? Bir Yudum Hikaye kitabının yazarı kimdir? Bir Yudum Hikaye konusu ve anafikri nedir? Bir Yudum Hikaye kitabı ne anlatıyor? Bir Yudum Hikaye PDF indirme linki var mı? Bir Yudum Hikaye kitabının yazarı Asım Yıldırım kimdir? İşte Bir Yudum Hikaye kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 29.05.2022 12:00
Bir Yudum Hikaye - Asım Yıldırım Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Asım Yıldırım

Yayın Evi: Timaş Yayınları

İSBN: 9799753628555

Sayfa Sayısı: 208

Bir Yudum Hikaye Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Yeniden başlayabilseydim hayata, ilkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım. Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla. Bilinmeyen yollar keşfeder, güzelin tadına varır, çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı, eğer...

Bir Yudum Hikaye, özlenen ve beklenen duygular üzerine bir yudum seçki, Asım Yıldırım'ın özenli kaleminden...

(Arka Kapak)

Bir Yudum Hikaye Alıntıları - Sözleri

  • ‘ ben gidiyorum, ta ki benden hayırlısı gelsin’*
  • Terentius, " Onunla her şeyi paylaşmak zevkinden mahrum kalınca, hiçbir zevki tatmamaya karar verdim." demiş, yitirdiği bir dostunun ardından.
  • onunla her şeyi paylaşmak zevkinden mahrum kalınca, hiçbir zevki tatmamaya karar verdim*
  • Her insan ölecek yaştadır.
  • Unutmayın! Yediklerimiz değil, hazmettiklerimiz bizi güçlü yapar. Kazandıklarımız değil, biriktirdiklerimiz bizi zengin eder. Okuduklarımız değil, hatırladıklarımız bizi bilgili yapar. Başkalarına verdiğimiz öğütler değil, bizzat uyguladıklarımız bizi insan yapar.
  • SEDEF ÇİÇEĞİ Mahkeme salonunda, seksenlerindeki yaşlı çiftin durumu içler acısıydı. Adam inatçı bakışlarla suskun, Nine’nin ağlamaktan iyice çukurlaşmış gözleri ve keskin çizgileriyle bıkkın bakışları süzüyordu etrafını… Ve Hakimin tokmak sesiyle sustu uğultu ve tok sesiyle, sözü yaşlı kadına verdi, hakim… “Anlat teyze neden boşanmak istiyorsun…?” Yaşlı kadın derin bir nefes çektikten sonra baş örtüsüyle ağzını aralayıp, kısılmış sesiyle konuşmaya başladı… “Bu herif yetti gari, 50 yıldır bezdirdi hayattan…” Sonra uzunca bir sessizlik hakim oldu mahkeme salonunda… Sessizlik bu tür haberleri her Gün manşet yapan gazetecilerden birinin flaşıyla bozuldu, kim bilir nasıl bir manşet atacaklardı, yaşanmış 50 yılın ardından… Çok sayıda gazeteci izliyordu davayı, kadın neler diyecekti..Herkes onu dinliyordu.. Yaşlı kadının gözleri doldu…Ve devam etti… “Bizim bir sedef çiçeği vardı, çok sevdiğim… O bilmez…50 yıl önceydi.. O çiçeği bana verdiği çiçeklerin arasından kopardığım bir yaprağı tohumlamıştım, öyle büyüttüm.. Yavrumuz olmadı, onları yavrum bildim… Bir süre sonra çiçek kurumaya başladı. O zaman adak adadım… Her gece güneş açmadan önce bir tas Suyla suluyu cam onu diye… İyi gelirmiş dedilerdi… 50 yıl oldu, bu herif bir gece kalkıp bir kere de bu çiçeği ben sulayım demedi… Taki geçen geceye kadar… O gece takatim kesilmiş..uyuyakalmışım… Ben böyle bir adamla 50 yıl geçirdim… Hayatımı, umudumu her şeyimi verdim… Ondan hiçbir şeygöremedim.. Bir kerecik olsun, benim bildiğim görevlerden birisini yapmasını bekledim…. Onsuz daha iyiyim, yemin ederim.” Hakim, yaşlı adama dönerek ; “Diyeceğin bir şey var mı baba” dedi. Yaşlı adam bastonla zor yürüdüğü kürsüye, o ana kadar suçlanmış olmanın utangaçlığını hissettiren yüz ifadesiyle hakime yöneldi. “Askerliğimi, reisicumhur köşkünde bahçıvan olarak yaptım, o bahçenin görkemli görünümüyle büyümesi için emeklerimi verdim… Aşkımı da orada tanıdım… Sedefleri de… Ona en güzel çiçeklerden buketler verdim… O çiçeklerle doludur bahçesi… Kokusuna taptığım perişan eder yüreğimi… İlk Evlendiğimiz günlerin birinde boyun ağrısından onu hekime götürdüm… Hekim çok uzun süre uyanmadan yatarsa boynundaki kireç sertleşir, kötüleşir dedi.. Her gece uykusunu bölüp, uyansın, gezinsindedi… Hekimi pek dinlemedi, bizim hatun…lafım geçmedi… O günlerde tesadüf bu çiçek kurudu… Ben ona gece sularsan geçer dedim.. Adak dilettim… Her gece onu uyandırdım. Ve onu seyrettim… O sevdiğim kadının yavrusu bildiği çiçekleri sularken seyrettim… Her gece o çiçek ben oldum… Sanki… Ona bu yüzden tapabilirdim…” dedi adam o yaştaki bir adamdan beklenmeyecek ifadelerle… “Her gece O yattıktan sonra uyandım… Saksıdaki Suyu boşalttım… Sedef gece sulanmayı sevmez, hakim bey.. Geçen gece de… Yaşlılık.. Ben de uyanamadım.. Uyandıramadım… Çiçek susuz kalırdı amma , kadınımın boynu yine azabilirdi… Suçlandım.. Sesimi çıkartamadım…” O an Mahkeme salonunda her şey sustu… Ertesi sabah gazeteler “Sedef susuz kaldı” diye yine yalnızca neticeyi haber yaptılar…Her zaman söylenmesi gerekmez sevginin. Hatta gizlenir bile. Sadaka gibi davranmalı sevgiye… Kalpten koptuğu gibi sevilmeli, kalpten vermeli sevgiyi, sözünü de etmemeli.
  • Demek öyle ha? Her insan ölecek yaşta… Bir de kalkar savaşırız. Kavgalaşır, kuyular kazarız. Az sonra ölecek olan bizler… Ne kadar da cahiliz!
  • Demek öyle ha? Her insan ölecek yaşta... Bir de kalkar savaşırız. Kavgalaşır, kuyular kazarız. Az sonra ölecek olan bizler... Ne kadar da cahiliz!
  • "Ağabey, biz burada tatlı yiyip gidenlere, parasını versin ya da vermesin kesinlikle seslenmeyiz. 'Canı tatlı istemiş de yemiş, cebinde parası yok, afiyet olsun.' diye düşünür, para vermeden giden müşteriyi uyarmayız, durdurmayız"
  • "Her engel, hayat koşullarınızı daha iyileştirecek bir fırsattır."
  • Dil üzmezim, tek hece var ismimde, barınağım gönül denen yer benim, benim adım! benim adım aşk.
  • “Her insan ölecek yaştadır” Cüneyd Suavi
  • Ondan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmek isteyecek kadar çok seveceksiniz.

Bir Yudum Hikaye İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Evde okuyacağım kitabım kalmamışken, nasıl kitaplığımıza geldiğini bilmediğim, “önsöz etkilemedi ama haydi okuyayım” dediğim bir kitap oldu. Kısa öykülerden oluşuyor, beğendim, kalbime dokunan satırlar çoktu. Tavsiye ederim, bir mola anlamında güzeldi. Hikayelerin birçoğunun kaynağı belirtilmemiş. Üslup akıcı ve hikayeler tesir edici nitelikte. Kitaptan bir alıntı: “Baba kızına sormuş: ‘Kızım ne görüyorsun?’ Kızı: ‘ Havuç, yumurta ve kahve görüyorum’ demiş. Kızını elinden tutup masaya yaklaştırmış ve daha yakından bakıp, hissetmesini istemiş. Kızı babasının dediklerini yaptıktan sonra demiş ki : ‘Ne görüyorum... Haşlanmış, yumuşak bir havuç; sonra, artık şişmekten içi katılaşmış bir yumurta ve bir bardak da kahve. ‘ ‘Hatta tadı da oldukça iyi...’ demiş. Ardından da: ‘Baba, bunu niçin bana gösteriyorsun?’ diye sormuş. ‘Bak’ demiş babası. ‘Hepsi aynı şekil kapta, aynı sıcaklıkta, aynı süre boyunca pişti. Fakat hepsi bu etkiye farklı tepki verdiler... Havuç ilk başta sertti, güçlü idi. Ama kaynatılınca yumuşadı, hatta güçsüzleşti... Yumurta çok kırılgandı, hafifçe dokunsan çatlayabilirdi, ama kaynatılınca içi sertleşti hatta katılaştı... Bir avuç çekilmemiş kahve ise yine çok sertti. Hepsi birbirine benziyordu ama ısıtılınca ne oldu, bu kahve çekirdekleri ısındılar, gevşediler ve içinde oldukları suya yayıldılar. Yayıldıkça suya koku, tat verdiler ve suyu eşsiz tatta bir kahveye çevirdiler... şimdi söyle bakalım, sen bunların hangisisin? Zorluklarla karşılaştığın zaman nasıl tepki veriyorsun? Sen havuç musun, yumurta mısın, yoksa kahve misin?” Timaş Yayınları 2003 yılı baskısını okudum. Yazar Asım Yıldırım hakkında: Yazar, Ankara Gazi Üniversitesi Edebiyat mezunu. Yıllar sonra tv muhabirliği yaptı. (Duygu Kopan)

Bir yudum değil bir ton olsa tadından ödün vermez bu hikayeler. Hala okumadıysanız bir yanınız eksik demektir. Çikolata gibi biraz limonata,samimi hikayelerin her daim okunabileceğinin göstergesi . (Eylül Yılmaz)

Bir Yudum Hikaye: Kitabı ilk başlarda pek sevmemiştim ancak okuyarak anladım ki çok güzel hikayeleri varmış.Örnek vereyim:"Babam Seyrediyor" hikâyesi çok güzeldi çok duygulandım.Babası aslında görmüyor ama yinede oğluna destek olmak için tribünlere seyirci olarak geliyordu.Babası vefaat edince oğlu çok üzülüyor ama aynı zamanda da babasının onu izleyeceğini bilerek koçundan onu sahaya, maça çıkarmasını istiyor.Zorla da olsa sahaya çıkıyor ve babası izlediği için o maçı herkese kazandırıyor.Kısacası kitap çok güzel okumanızı tavsiye ederim. (Kimsesiz.)

Bir Yudum Hikaye PDF indirme linki var mı?

Asım Yıldırım - Bir Yudum Hikaye kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Bir Yudum Hikaye PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Asım Yıldırım Kimdir?

Sunucu, yapımcı, haber spikeri ve yazar Asım Yıldırım 1969’da Yozgat’ta doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini Ankara’da yaptı. 1987’de Ankara Gazi Lisesi’nden mezun oldu. Aynı yıl Mersin Turizm Otelcilik Yüksek Okuluna girdi.

1992 yılında Mersin Radyo Metropol’de yayıncılık hayatına başladı. 1993’te Samanyolu Televizyonu’na geçerek devam etti. Televizyona başlamadan önce TRT’nin eski spikerlerinden ve TRT İstanbul Radyosu Yayın Müdürü Yusuf Ziya Özkan Bey’den spikerlik sunuculuk konusunda özel ders aldı.

Yayın hayatına Rusya’nın başkenti Moskova’da başlayan STV’nin, programlı yayına geçişteki ilk haber spikeri olarak görev yaptı. 1994 yılında, 7 ay süren Moskova çalışmalarının ardından Samanyolu Televizyonu yayın merkezi İstanbul’a taşınınca yine aynı görevi ifa etmeye devam etti. Aynı zamanda Burç FM’de de haber okuyup, program sundu.

1998 ‘de Kanal D’nin radyoları olan Radyo Foreks ve Radyo D’de, Show Radyo ve Cine 5’te haber okudu.

2001 yılında SAMANYOLU TV’de yapımcılığını ve sunuculuğunu yaptığı “Merhaba Yenigün” programına başladı. Halen “Merhaba Yenigün” programına başarıyla devam etmektedir.

Bakırköy Halk Eğitim Merkezi, İstanbul Gelişim Platformu ve Gebze Koza Kişisel Gelişim Derneği’nde “Etkili ve Güzel Konuşma” dersleri verdi.

Türk Dili Kurumu ile Karaman Valiliği’nin düzenlediği 2003 yılının, “Türkçe’yi en iyi kullanan televizyon programı sunucusu” ödülünü aldı.

Timaş Yayınlarından çıkmış Bir Yudum Hikâye, Merhaba Yenigün Hikayeleri ve Paylaşılmış Hikayeler isimli üç derleme hikaye kitabı ve içinde birbirinden ilgi çekici haberlerin yer aldığı Garip Haberler isimli bir kitabı bulunmaktadır.

Ayrıca Zambak Yayınlarından çıkmış, Dilden Dile Öyküler, Canlı Hikayeler ve Anlatılacak Öyküler isimli 3 derleme hikaye kitabı daha bulunmaktadır.

Bu hikayelerin seslendirildiği “Bir Yudum Hikaye” isimli albümü de Olimpiyat Müzik’ten çıkmıştır.

Asım Yıldırım’ın ayrıca dil yanlışlarının ve İstanbul Türkçesinin özelliklerinin anlatıldığı Yakamoz yayınlarının bastığı Duru Türkçe isimli bir kitabı da kitapçılardaki yerini almıştır.

Evli ve iki çocuk babası olan Asım Yıldırım, İngilizce ve Almanca bilmektedir.

Asım Yıldırım Kitapları - Eserleri

  • Bir Yudum Hikaye
  • Merhaba Yenigün Hikayeleri
  • Sen De Başkasına Anlat
  • Paylaşılmış Hikayeler
  • Duru Türkçe
  • Dilden Dile Öyküler
  • Garip Haberler
  • Anlatılacak Öyküler
  • Canlı Hikayeler

Asım Yıldırım Alıntıları - Sözleri

  • •Bir insanın istekleri arasındaki engel, çoğu zaman kendi içinde büyüttüğü korkularıdır. Kendi içinde büyüttüğü engelleridir. İnsan bunları aşarsa istediklerini elde edebilir. (Paylaşılmış Hikayeler)
  • Gülümsediğinde güzelleşmeyen bir yüz hiç görmedim. (Sen De Başkasına Anlat)
  • Huzur hiçbir gürültünün sıkıntının ya da zorluğun bulunmadığı yer demek değildir. Huzur, bütün bunların içinde bile yüreğimizin sükûn bulabilmesidir. (Merhaba Yenigün Hikayeleri)
  • Dil üzmezim, tek hece var ismimde, barınağım gönül denen yer benim, benim adım! benim adım aşk. (Bir Yudum Hikaye)
  • SEDEF ÇİÇEĞİ Mahkeme salonunda, seksenlerindeki yaşlı çiftin durumu içler acısıydı. Adam inatçı bakışlarla suskun, Nine’nin ağlamaktan iyice çukurlaşmış gözleri ve keskin çizgileriyle bıkkın bakışları süzüyordu etrafını… Ve Hakimin tokmak sesiyle sustu uğultu ve tok sesiyle, sözü yaşlı kadına verdi, hakim… “Anlat teyze neden boşanmak istiyorsun…?” Yaşlı kadın derin bir nefes çektikten sonra baş örtüsüyle ağzını aralayıp, kısılmış sesiyle konuşmaya başladı… “Bu herif yetti gari, 50 yıldır bezdirdi hayattan…” Sonra uzunca bir sessizlik hakim oldu mahkeme salonunda… Sessizlik bu tür haberleri her Gün manşet yapan gazetecilerden birinin flaşıyla bozuldu, kim bilir nasıl bir manşet atacaklardı, yaşanmış 50 yılın ardından… Çok sayıda gazeteci izliyordu davayı, kadın neler diyecekti..Herkes onu dinliyordu.. Yaşlı kadının gözleri doldu…Ve devam etti… “Bizim bir sedef çiçeği vardı, çok sevdiğim… O bilmez…50 yıl önceydi.. O çiçeği bana verdiği çiçeklerin arasından kopardığım bir yaprağı tohumlamıştım, öyle büyüttüm.. Yavrumuz olmadı, onları yavrum bildim… Bir süre sonra çiçek kurumaya başladı. O zaman adak adadım… Her gece güneş açmadan önce bir tas Suyla suluyu cam onu diye… İyi gelirmiş dedilerdi… 50 yıl oldu, bu herif bir gece kalkıp bir kere de bu çiçeği ben sulayım demedi… Taki geçen geceye kadar… O gece takatim kesilmiş..uyuyakalmışım… Ben böyle bir adamla 50 yıl geçirdim… Hayatımı, umudumu her şeyimi verdim… Ondan hiçbir şeygöremedim.. Bir kerecik olsun, benim bildiğim görevlerden birisini yapmasını bekledim…. Onsuz daha iyiyim, yemin ederim.” Hakim, yaşlı adama dönerek ; “Diyeceğin bir şey var mı baba” dedi. Yaşlı adam bastonla zor yürüdüğü kürsüye, o ana kadar suçlanmış olmanın utangaçlığını hissettiren yüz ifadesiyle hakime yöneldi. “Askerliğimi, reisicumhur köşkünde bahçıvan olarak yaptım, o bahçenin görkemli görünümüyle büyümesi için emeklerimi verdim… Aşkımı da orada tanıdım… Sedefleri de… Ona en güzel çiçeklerden buketler verdim… O çiçeklerle doludur bahçesi… Kokusuna taptığım perişan eder yüreğimi… İlk Evlendiğimiz günlerin birinde boyun ağrısından onu hekime götürdüm… Hekim çok uzun süre uyanmadan yatarsa boynundaki kireç sertleşir, kötüleşir dedi.. Her gece uykusunu bölüp, uyansın, gezinsindedi… Hekimi pek dinlemedi, bizim hatun…lafım geçmedi… O günlerde tesadüf bu çiçek kurudu… Ben ona gece sularsan geçer dedim.. Adak dilettim… Her gece onu uyandırdım. Ve onu seyrettim… O sevdiğim kadının yavrusu bildiği çiçekleri sularken seyrettim… Her gece o çiçek ben oldum… Sanki… Ona bu yüzden tapabilirdim…” dedi adam o yaştaki bir adamdan beklenmeyecek ifadelerle… “Her gece O yattıktan sonra uyandım… Saksıdaki Suyu boşalttım… Sedef gece sulanmayı sevmez, hakim bey.. Geçen gece de… Yaşlılık.. Ben de uyanamadım.. Uyandıramadım… Çiçek susuz kalırdı amma , kadınımın boynu yine azabilirdi… Suçlandım.. Sesimi çıkartamadım…” O an Mahkeme salonunda her şey sustu… Ertesi sabah gazeteler “Sedef susuz kaldı” diye yine yalnızca neticeyi haber yaptılar…Her zaman söylenmesi gerekmez sevginin. Hatta gizlenir bile. Sadaka gibi davranmalı sevgiye… Kalpten koptuğu gibi sevilmeli, kalpten vermeli sevgiyi, sözünü de etmemeli. (Bir Yudum Hikaye)
  • •Gül verenin elinde gül kokusu kalır. Sevilen insan, sevgisini insanlara veren insandır. (Paylaşılmış Hikayeler)
  • Günün sonunda kendini bir sokak köpeği kadar yorgun hissediyorsan, bu belki bütün gün hırladığın içindir. (Sen De Başkasına Anlat)
  • Gözleri o kızı arıyordu, kalbini çok iyi bildiği ama yüzünü hiç görmediği, yakasında Gül olan o kızı... (Sen De Başkasına Anlat)
  • Düşün, onları seyredecek birileri olmasaydı, kaç kişi Mercedes otomobil alırdı. (Sen De Başkasına Anlat)
  • Ondan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmek isteyecek kadar çok seveceksiniz. (Bir Yudum Hikaye)
  • "Ağabey, biz burada tatlı yiyip gidenlere, parasını versin ya da vermesin kesinlikle seslenmeyiz. 'Canı tatlı istemiş de yemiş, cebinde parası yok, afiyet olsun.' diye düşünür, para vermeden giden müşteriyi uyarmayız, durdurmayız" (Bir Yudum Hikaye)
  • Demek öyle ha? Her insan ölecek yaşta... Bir de kalkar savaşırız. Kavgalaşır, kuyular kazarız. Az sonra ölecek olan bizler... Ne kadar da cahiliz! (Bir Yudum Hikaye)
  • ‘ ben gidiyorum, ta ki benden hayırlısı gelsin’* (Bir Yudum Hikaye)
  • Dalın ucuna gitmekten korkma. Meyve oradadır. (Sen De Başkasına Anlat)
  • onunla her şeyi paylaşmak zevkinden mahrum kalınca, hiçbir zevki tatmamaya karar verdim* (Bir Yudum Hikaye)
  • Önemli olan, kaybettiğinde anlamak ve bir dahaki sefere sımsıkı sarılmaktır, onu yeniden bulduğunda... (Sen De Başkasına Anlat)
  • •Anladım ki dünyadaki zamanınız akıp gittiğini seyretmek yerine önceliklerimi düzene koymam için bana kimse yardım edemez. (Paylaşılmış Hikayeler)
  • “Her insan ölecek yaştadır” Cüneyd Suavi (Bir Yudum Hikaye)
  • Her insan ölecek yaştadır. (Bir Yudum Hikaye)
  • İyi çalışan, sık gülen ve çok seven başarıyı elde eder. (Sen De Başkasına Anlat)

Yorum Yaz