tatlidede
tatlidede

Biz Bu Günlere Kolay Gelmedik

Biz Bu Günlere Kolay Gelmedik

           Başbakan Erdoğan iktidara geldiği günlerde herkes umutsuzdu… Bir 28 Şubat darbesi yaşanmıştı…“Kemalizmin müminleri” iman edenlere galip gelmenin sarhoşluğunu yaşıyor ve adeta masumların gözyaşları üzerinden kazanç sağlıyorlardı…

        Halk iradesi yok sayılıyor, usulsüz koalisyonlar kuruluyor, dayatmacı tavırlar sergileniyordu… Kudüs gecesi düzenlendi diye İsrail’in köpekliğini yapan cuntacılar Sincan’da tank yürütüyorlardı… Yurdun dört bir tarafında “Rabbimiz Allah’tır” diyen bilinçli müminlere operasyonlar düzenleniyor, haksız gerekçelerle Müslümanlar içeriye alınıyor, bir inanç kıyımı yaşanıyordu…

         Örtüsüne bürünmüş, örtünmeyi şiar bilmiş mü’mineler dışlanıyor, okullardan atılıyor,  bir insan olarak kazandıkları hakları sırf mümine olduklarından dolayı kaybediyorlardı… Minik çocukların Kur’an okumalarına engel olunuyor, “iman erleri” yetiştiren “İmam Hatipler” üvey okul muamelesi görüyor ve imanlı gençliğin üniversitelere geçmelerinin önüne geçiliyordu…

        Adeta “Ashab-ı Uhdud” zulmü yaşanıyordu… 28 Şubat zalimleri ve kuklaları yapılan zulümlerin keyfini ekranları başında kadeh tokuşturarak kutluyorlardı… İmanı Anadolu’dan sürmeye ahdetmiş 28 Şubat şeytanları, aynı zamanda doğu halkına kan kusturmak için “Batı Çalışma Grubu” diye isimlendirilen zalim ve münafık bir oluşumu sahneye sürüyorlardı…

         Bilmedikleri bir şey vardı: “Allah sonlarını bilmedikleri yerden getirecekti... Mazlumun gözyaşı, düştüğü yeri yakacaktı… Bilmedikleri, tanımadıkları ve kendisine kafa tuttukları Allah’a yenileceklerdi…” Allah’ın tanıdığı mühleti, Allah’ın kullarının aleyhinde kullanıyor ve adeta Şeytan ile ittifak kuruyorlardı…

            Biz bu süreçte tabiri caizse bir “kâhtı rical” dönemi yaşadık… Adamlığın yokluğa mahkûm edildiği dönemleri gördük… İnancın esarete mahkûm edildiği, dinin gericilikle nitelendiği, irtica ile inananların rencide edildiği dönemlerden geçtik… Erdoğan iktidar olduğunda, ne olacak yine ABD ve asker ne derse onu yapacak, İsrail istediğini yaptıracak diyorduk… Geçmişe bakıp geleceğin hesabını yapıyorduk… Sürprizleri asla beklemiyorduk…

          Cuntacılar, ABD ve İsrail bizi o kadar etkilemişlerdi ki haşa sümme haşa Allah’ın “kâdir” vasfını nerdeyse onlarda görüyorduk… ABD ve İsrail’in yapmayacağı iş yoktu nerdeyse… Ama zaman geçtikçe Erdoğan ve iktidarı hakkında yanlış konuştuğumuzu, yanlış bir bekleyişin içinde olduğumuzu öğrendik ve anladık… İktidarın ilk günlerinde Erdoğan’dan çok şey bekleyenler umutlarını erken tüketirlerken bizler Erdoğan’dan çok az şey beklemekle umutlarımızı daha da arttırdık…

        Rahmetli Erbakan’ın siyaset okulunda yetişmiş samimi bir dava adamı olan Erdoğan’ı her geçen gün biraz daha takdir ettim… Doğrusu hayalimizden geçmeyen, rüyamızda görmediğimiz, göremeyeceğimiz ve “asla olmaz”, “olması mümkün değil” dediğimiz değişimleri, on yıl gibi kısa bir zaman diliminde gördük, yaşadık… Ben ümmetin ve milletimizin geleceğini Sayın Başbakanda görüyorum…

         Ve şimdi Başbakana: “Allah yolunu açık etsin Sayın Cumhurbaşkanım” diyoruz… Halk, evladını bağrına basacak, Erdoğan’ı ezici bir oy farkı ile cumhurbaşkanlığına taşıyacaktır… Artık halk, yüzünü fakire, muhtaca, mazluma dönenlerin yanında yer alacaktır… Halkın ortak iradesi ile bugünlere geldik… İnşaallah bu ortak irade yine hayır yolunda kararını verecektir… Çünkü bu Cumhurbaşkanlığı seçimi şeytani oyunların bozulması için hayati öneme sahiptir… Hakkın batılın beynini parçalaması için geçerlidir…

         Sayın Başbakanın başlattığı hayırlı çığırı sürdüreceğine inanıyor ve Ak Partiyi emin ellere teslim etmesini bekliyoruz… Sayın Başbakan, misyon ve vizyon sahibi birini yerine seçmelidir… Ak partinin tükenişe geçmemesi için isabetli tercihlerde bulunmalıdır… Ak Partide Mehmet Ali Şahin Beyden daha karizmatik şahsiyetlerin olduğunu biliyoruz ve bu süreci geçici olarak görmek istiyoruz…

       “Başbakan ne yaparsa doğrudur” mantığı ile hareket etmenin Ak Partiyi güçlendirmeyip zayıflatacağını hatırlatmaya gerek yoktur… Zira sonuçta Başbakan da bir insandır ve hata ile maluldür… Genel Seçimlere Mehmet Ali Şahin Bey’le gidildiği takdirde büyük bir hayal kırıklığının yaşanacağını ve Erbakan hocanın siyasi yasaklı olmasından dolayı Abdullah Gül yerine Recai Kutan beyi Genel Başkanlığa ataması gibi bir siyasi arızanın yaşanacağını düşünüyorum…

          Cumhurbaşkanlığı adaylığı açıklanan Başbakanın konuşmasının başında yaptığı dua ve “Mülk Allah’ındır” sözü kayda değerdir… Umarım Sayın Cumhurbaşkanımız ettiği duayı, söylediği sözü unutmaz, mülkü rabbin mülkü olarak görür ve şeytani sistem yerine rahmani sisteme kapı aralar… Dilerim bu süreç ülkeyi sıratı müstakime taşır… Hakkın egemenliğinde bir halk iktidarı yaşanır…

         Unutma ey ülkem! Kâinattaki tevhide uyum sağlamadığın müddetçe felaketlerden kurtulamazsın… Rahmete, berekete eremezsin… Rahman’ın emanına girdiğinde kurtulacaksın…

02.07.2014

 

Yorum Yaz