Bu Sahne…

Siyaset nümayişi, ‘Hizmet İçin Varız’ adlı tiyatro oyununu, 31 Mart yerel seçimleri çatısı altında sahnelemek gayesiyle, kalan hazırlıklarını tamamlamaya çalışıyor ufak ufak.

Hangi parti hangi adayı sürecek bu muhteşem oyunun başrolüne sorusu, aday adayları kategorisini, tek adaya indiren partilerce de onaylanıyordu.

Artık her partinin ismi cismi belli adayı ortaya çıkıyor; piyasanın oynak, kıvrak bir o kadar da kaypak görselinde, kendine yer bulacak mühim insan olma gayretini, kendince oynamaya çalışıyordu.

Adayların şahlanıp celallenmesiyle çıkılan meydanın düzlüğünde, fırsat bu fırsat varsın birazda biz koşturalım diyen ve yardımcı rollerden kendine pay çıkarmaya çalışanlar ise halk denen o bilinmez muammanın himmetine muhtaç, kendi yerlerini almaya çalışıyorlardı.

Kostüm olarak seçilen; aslan, kurt, koyun, çakal, tilki, kartal ile develerden oluşan ve bedenleri saran postlarda, yine içinde insani kılık ve duygu taşıdığı varsayılan insan görünümlü karakterler, sahnenin görünen her karesinde kendine yer açıyordu.

Elbette insan olmanın halleri içindeki birçok insan, yine varlıkların en yücesi olma sıfatıyla yer alabiliyordu, çıkar gözetmeksizin bu orta oyununda. Lakin sahnede itişmek ve kakışmak kaynaklı oluşan çamur ve havadaki tozun bulaşmadığı, oyuncuda kalmıyordu.

Eski sinema afişlerinde yer alan, senin ismin üstte benim ismim altta bencilliği, seçilme hırsının sonsuz kaprisinde liste sıralamalarında da boy gösterince,

Postlara sığınmış oyuncuların büründükleri;

Rollerin karmaşası,

Verilen sözlerin atlanışı,

Hedefe ulaşmak için her yol mubahtır sözünün kalkanı,

Siyaset sözünün anlamı içindeki gerçekliğinin rüzgarıyla, izleyicilere keyif veriyordu…

Evet, işte bu siyasetti ve sahnede sergilenirdi.

Sahnede çiftetelli ile halay harmanlanıp oynanır, tango ile hiphop dans aynı mecrada sergilenir, sanat müziği ile arabesk, viyolonsel eşliğinde beraber icra edilirdi.

Söz dediğin, hamam buharında uçuşur,

Onur dediğin, riyakar suratta buruşur,

Dik duruş dediğin, takım elbise altında büzüşür,

Menfaat dediğin, düşman bellediğinle öpüşürdü…

Nihayetinde bir sahnedeydi tüm yaşananlar,

Demokrasi senaryosunun bir versiyonuydu bu sahne, yazanların bilinmediği.

Halkın önüne baklava tadında konulan…

Yenildikten sonra bağırsakları bozan…

Yenilmese açlık duygusuyla çıldırtan…

Sunumu şeffaf seçim sandığı için yapılan…

İrademizi kiraladığımız,

Bir dahaki sunuma kadar da alamadığımız,

Üstüne bir bardak su içilen,

Borç paraydı bu sahne…