tatlidede

Çarpık yapılaşma nereye kadar

Çarpık yapılaşma nereye kadar

Çarpık yapılaşma nereye kadar

Şehrimiz her geçen gün gelişmekte, gelişme ile birlikte çarpık kentleşme, çarpık yapılaşma meydana geliyor. Bu durumda nasibini önümüzdeki yıllarda yine bu kentin sahipleri ve yaşayanları alacaklar. Tarihi yapıların yanında günümüz modern tekniği ile yapılmakta olan yeni betonarme binalar arzı endam ederken mantar gibi çoğalmakta. Bu çoğalma ise çarpık kentleşmenin şehirleşmenin geleceğini tehlikeye günlerin habercisi oluyor. Tarım alanlarının, ekilebilir alanların üzerine yani verimli toprakların üstüne devasa yapılar inşa edilmektedir. Kayalık, sığ ekilemeyen toprakların üzerine ise yapılamakta çorak olarak kentin üzerinde adacıklar oluşmaktadır.  

Yeni şehirleşme olması kaçınılmazdır, ancak bu yeni kentleşme ile beraber yapı denetimleri genellikle yapılamakta ve göz yumulmaktadır. Bu yapılar en bariz örnek ile yeşil alanların yok olmasıdır. Çevre düzenlemesinin yapılamasıdır. Önümüzdeki yılarda ise bir kangren hal alacak olan otopark sorununa yaşatacaktır. Yapılan binalarda her türlü konfor yapılamasına karşı, otopark, depo, yangın merdiveni, sığınak gibi alanlara yer ayrılmamaktadır.

Hatalı ve çarpık yapılaşma nasıl olur bir bakalım... Hepimizin bildiği ya da bilmediği diğer bir konu, projede ifade edilen bodrum katın sığınak, giriş katın ise otopark olarak kullanılması gerektiğidir. Ha, bir de şu var, binanın temeli atılırken, arka ve yan cephelerden üçer metre, ön cepheden beş metre çekmek zorundasınız. Eğer bitişik nizam ise bir yan cephe mevcut bulunan binaya sıfır olur. Arka, ön ve yan cepheye taşmalar ancak belirtilen ölçülerde giriş kattan sonra olur. Ve her beton atıldığında temel de dahil, fen memurları tarafından demir ve beton incelenir, kalıp ölçümleri yapılır, ondan sonra beton dökümü gerçekleşir. Olması gereken budur yani. Bir kaç detayı unutmuş olabilirim. Ama bizler ne yaparız, bu işin gerçek yüzü nasıldır? Daha temel betonu atılırken, mümkün olduğu kadar metrajı yüksek tutmak için yola ve komşu paylarına fazla gireriz. Yol hiçbir zaman daralmaz. Kaldırımın daralması ve bahçenin ufalması umurumuzda değildir. Önemli olan dairelerin geniş olmasıdır. Hani sığınak vardı ya, orayı da iş yeri ya da bodrum daire yaparız. Otopark olarak düşünülen yeri ise eğer bina cadde üzeri ise, dükkân yaparız. İşlek yerde iyi para eder. Hem mülk hem de kiralık olarak. Günümüzde kaç binanın sığınak ve otoparkı var acaba? Şimdi;4 daire düşünülürken projede ifade edilenden daha büyük 4 daire ve bir de teras katımız oldu. Ya da biri iki katlı, bir adet bodrum iş yeri, bir ya da birkaç tane dükkân. Nasılsa inceleyen kontrol eden de yok. Vatandaş araçlarını daracık kaldırımlara bıraksın. Bahçe de biraz ufak oluversin. Zaten oraya da beton atarız, temiz olur. İlk bakışta kabullenemediğimiz ama uyguladığımız bu...

Mimarlar şehri olan bu yerlerde mimarla yetiştirmiş bu aziz şehirlerimize yapılacak en büyük talihsizlik olacaktır.  Gelecek nesillerimize bırakacağımız bu çarpık yapılaşma miras ile çarpık kentleşmen önüne geçilmesi gerekir. Herkes üzerine düşen görevi yerine getirerek bu çarpık kentleşmenin, doğa katliamının, çevre düzenlemesinin öne geçilmesi gerekir.

Değerli okurlar; ancak sağlam ve nizami bir yapılaşma ile Allah korusun doğabilesi muhtemel afetlerdeki kayıplar asgariye indirilebilir. Lütfen çok daha geç olmadan, bu çarpık yapılaşmanın önüne geçilebileceğinin, daha ferah ve huzurlu yaşanılabilir bir çevre edinilebileceği kanaatindeyim.

En içten sevgi, saygı ve hürmetlerimle... Mutlu kalın.

Yorum Yaz