tatlidede

Çinko Çocuklar - Svetlana Aleksiyeviç Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Çinko Çocuklar kimin eseri? Çinko Çocuklar kitabının yazarı kimdir? Çinko Çocuklar konusu ve anafikri nedir? Çinko Çocuklar kitabı ne anlatıyor? Çinko Çocuklar PDF indirme linki var mı? Çinko Çocuklar kitabının yazarı Svetlana Aleksiyeviç kimdir? İşte Çinko Çocuklar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 04.02.2023 15:00
Çinko Çocuklar - Svetlana Aleksiyeviç Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Svetlana Aleksiyeviç

Çevirmen: Serdar Arıkan

Çevirmen: Fatma Arıkan

Editör: Enis Köksaldı

Orijinal Adı: Цинковые мальчики

Yayın Evi: Kafka Kitap

İSBN: 9786054820641

Sayfa Sayısı: 392

Çinko Çocuklar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Geceler korkunç, çünkü görüyorum... Rüyada kör değilim ki…”

2015 Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi Svetlana Aleksiyeviç’in önemli eserlerinden Çinko Çocuklar, SSCB-Afgan Savaşı sırasında ve sonrasında yaşananlara dair etkileyici bir sözlü tarih çalışması...

İsveç Akademisi, Svetlana Aleksiyeviç’e Nobel Ödülü verdiğinde yazarın “yeni bir edebi tür” yarattığını belirtmiş, eserlerini de “duyguların ve ruhun bir tarihi” sözcükleriyle betimlemişti. Aleksiyeviç uzun bireysel monologları farklı seslerin duyulduğu bir kolaja dönüştüren özgün dokümanter tarzıyla, kendilerine nadiren konuşma fırsatı verilen, yaşantıları da çoğu zaman ülkenin resmi tarihine karışarak yitip giden sokaktaki insanların hikâyelerini kayıt altına alıyor.

Çinko Çocuklar’da Aleksiyeviç 1979 ile 1989 arasında on yıl kadar süren, Sovyetler Birliği’nin çöküşündeki en büyük etkenlerden biri olan ve 15.000’e yakın Sovyet askerinin ölmesine, on binlercesinin yaralanmasına, Afganistan tarafında da çok büyük kayıplara yol açan Sovyet-Afgan Savaşı’nı merkeze alarak bu savaşta savaşmış 500.000’i aşkın Sovyet keşif erinin, piyadenin, pilotun, subayın, cephe gerisindeki hastanelerde görev yapmış cerrahların, hemşirelerin bireysel tanıklıklarına ve savaş tüm hararetiyle devam ederken Sovyetler’de evlatlarının, babalarının, eşlerinin sağ salim geri dönüşünü hasretle beklemiş olan annelerin, eşlerin, evlatların acılarına, trajedilerine ses veriyor. Eserin son kısmındaysa, Aleksiyeviç bu kitap yüzünden “onur ve haysiyetlerinin” hakarete uğradığını söyleyen tanıklarının sonradan kendisi aleyhinde açtığı davadan çarpıcı bölümler sunuyor. Çinko Çocuklar savaşın sayılardan ibaret olan “kayıplarını” birer birey olarak; hayalleri, ümitleri, sevenleri, sevdikleri olan bireyler olarak tekrar ortaya çıkarırken, yurtlarına çinko tabutlarda gönderilmiş olan “kahramanlara” insanlıklarını geri veriyor

Çinko Çocuklar Alıntıları - Sözleri

  • Mezarların başına taşlar dikin, taşların üzerine de “her şey boşunaydı” diye nakşedin!
  • İnsandan daha acayip başka bir hayvan yok. Yok!
  • İnsanlar bir yandan artık uzaya çıkıyorlar ama bin yıl önce birbirlerini nasıl öldürdülerse yine öyle öldürmeye devam ediyorlar.
  • Savaş tıpkı buradaki hayat gibiydi... Her şey aynıydı, sadece ölüm daha fazlaydı.
  • Modern silahlar bizim suçlarımızı çoğaltıyor.
  • Eğer insanlar ölümden korkmuyorsa onları ölümle nasıl tehdit edebilirsin ki?
  • Bu hayatta hiçbir şey bulamadım ve bu hayatta çok şey kaybettim.
  • Gerçek her zaman onu dile getirene pahalıya mal olmuştur.
  • Burada gerçekten de sanki başka bir zaman yaşanmakta, takvimler on dördündü yüzyılı gösteriyor.
  • Hiç kimse kaybedilmiş bir savaşı hatırlamak istemiyor.

Çinko Çocuklar İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kimin savaşıydı bu savaş? Annelerin savaşı...: Aleksiyevic'in kitabı bir annenin Afganistan'dan fiziken sağ çıkan ama zihnen ölü olan, hem kendine hem çevresine yabancılaşmış oğlunun hikayesi ile başlıyor. "Keşke..." diyor annesi, "keşke ölmüş olsaydı da mezarına çiçekler götürseydim..." Savaşmamış olanlar, savaşın Afganistan'da bittiğini düşünüyor. Ama anlatılan tüm hayatlarda herkes aynı şeyi söylüyor: "bizim asıl savaşımız döndüğümüzde başladı." Öncelikle kitabı okumak benim için inanılmaz zordu. Her gün okumama rağmen bitirmem tam iki haftamı aldı. Bunun en büyük sebebi kitabın tam bir anıt mezar olması. Okurken yazılan her şeyin gerçek olduğunu bilmek insanı derin bir hüzne sürüklüyor; yaşanmış ve yaşanmamış hayatlar için yas tutuyorsunuz. Gazilerin hayat hikayelerini okumak...Biraz önce birlikte güldükleri arkadaşlarının bir an sonra yanı başlarında kafaları dağılmış, iç organları dışına fırlamış hatta onlardan kalan et parçalarını kayalardan kazıdıkları hikayeleri okumak... Öldürülen arkadaşlarının cebinden hiç gönderilmeyen mektupları topladıklarını okumak... Ölenler için yas tutarken sağ kaldıkları için sevinmelerinin getirdiği suçluluk duygularını okumak... Ne için öldüklerini bile bilmemelerini okumak... Hatta savaş devam ederken kahraman ilan edilip savaşın başarısızlığı kabullenildikten sonra herkesin onlara "siz birer hataydınız!" demelerini, katil ilan edilmelerini okumak... Gazi hikayelerinden daha üzücü olan bir şey var ki o da kesinlikle annelerin hikayeleri. Bir askerin de söylediği gibi "bu savaş annelerin savaşı." Hangi taraftan olduklarının bir önemi yok; Afgan da olsa Rus da olsa kaybeden taraf hep anneler olmuş. Bunu da şu cümlelerle anlatmışlar ki bence kitaptaki en anlamlı cümlelerden biriydi: "Bizim yaralı bir askerimiz ölürken, yattığı yerden annesinin adını sayıklar... Yanında yatan yaralı 'Duh' da annesinin adını sayıklar. Ha bir Afgan adı, ha bir Rus adı..." Kitabı okurken patlak veren Rus-Ukrayna savaşı ise tüm bu hikayelerin yeniden yaşanacak olmasını hatırlattı. Dün kendi hallerinde, kitap okuyan, gitar çalan, şarkılar söyleyip dans eden, gülüp eğlenen gencecik çocukların bugün ellerinde silah savaşmak zorunda bırakılmaları utanç tablosundan başka bir şey değil. Keşke başka bir hayat mümkün olabilseydi. Herkes Svetlana Aleksiyevic'in en azından bir kitabını mutlaka okumalı bence. Ve son olarak; "Köpek ulumalarını duyuyor musunuz? Beni takip ediyorlar... Bizi takip ediyorlar... Ben onları duyuyorum..." 10/10 (Sezen Gözde Demirci)

2015 Nobel Edebiyat Ödülü “Zamanımızın acı ve cesaret anıtı olan çok sesli yazıları için” . Aslında bir gazeteci olan yazar bu kitabında Sovyetler Birliği-Afganistan savaşının farklı insanların röportajları üzerinden kolaj halinde kitaplaştırmış. Türüne roman-orotoryo diyen de varmış. Çünkü gerçekten kitap bir ağıt resmen. Savaşa katılan gencecik erkerden,ölenlerin annelerine,hemşireden ,subaylara, en çok da ölenlerin annelerine sorulmuş savaş . Okuduklarım canımı yaktı. Çok acımasız,çok üzücü şeyler. Ama bir o kadar da gerçek. Savaşın her iki yönünü de görebiliyorsunuz ve çoğu kişi döndükten sonra kandırıldık diyor üstelik. Erkekler savaş sonrası duyarsızlaşıp,öldürmeyi alışkanlık haline getirmiş. Kadınlarsa kayıpları nedeniyle major depresyondan hayat boyu çıkamamış. Bu arada kitabı sonuna kadar okumak yürek istiyor baştan söylemesi. . Yazarın Ödül sonrası konuşması ise bence muhteşem. Okumanızı yada dinlemenizi tavsiye ederim. Nette Türkçe’ye çevrilmiş hali var. Ama ilk başını burada paylaşayım; . Sevgili dostlar, Bu kürsüde tek başıma durmuyorum. Etrafımda sesler var, yüzlerce ses... Sesler her zaman benimle, çocukluğumdan beri. Çocukken köyde yaşıyordum. Biz çocuklar sokakta oynamayı seviyorduk, ama akşamları, yorgun argın ninelerin -bizim orada nasıl derler- konuşlandığı banklar, mıknatıslıymış gibi bizi kendilerine çekiyordu. Hiçbirinin kocası, babası, erkek kardeşi yoktu. Savaştan sonra köyümüzde erkek olduğunu hatırlamıyorum. Savaş sırasında her dört Belarusludan biri, cephede veya partizanların yanında savaşırken öldü. Savaştan sonraki çocuk dünyamız, kadınların dünyasıydı. Her şeyden çok aklımda kalan, kadınların ölümden değil, sevgiden bahsettiği. O en son gün ksevdikleriyle nasıl vedalaştıklarını anlatırlardı, onları bir zamanlar nasıl beklediklerini, nasıl hala da bekliyor olduklarını... Yıllar geçmişti artık, onlar hala bekliyorlardı. ‘Bırak, kolsuz, bacaksız dönsün. Ben onu kollarımda taşırım, kolsuz da, bacaksız da...’ Ben galiba sevginin ne demek olduğunu çocukluğumdan beri biliyordum. (Esra özdemir)

Çinko Çocuklar PDF indirme linki var mı?

Svetlana Aleksiyeviç - Çinko Çocuklar kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Çinko Çocuklar PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Svetlana Aleksiyeviç Kimdir?

Svetlana Aleksandrovna Aleksiyeviç (Rusça: Светлана Александровна Алексиевич; Beyaz Rusça:Святлана Аляксандраўна Алексіевіч Svyatlana Alyaksandrawna Alyeksiyevich; d. 31 Mayıs 1948) Beyaz Rusyalı araştırmacı gazeteci, yazar. 2014 yılında, Ural Federal Üniversitesi tarafından Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterildi.

Ukrayna'nın Stanislav (1962'den sonra adı Ivano-Frankivsk olan yerleşim birimi) şehrinde, Beyaz Rusyalı baba ve Ukraynalı bir annenden dünyaya geldi. Çocukluğu Beyaz Rusya'da geçen yazar, Beyaz Rusya Devlet Üniversitesi gazetecilik bölümünden 1972'de mezun oldu. Sonrasında bazı yerel gazetelerde çalıştıktan sonra, Minsk'te yayınlanan Neman isimli edebiyat dergisinin muhabiri oldu.

II. Dünya Savaşı, Sovyet-Afgan Savaşı, Çernobil faciası, SSCB'nin dağılması gibi dramatik olayları yaşamış, bu olaylara tanık olmuş kişilerle röportajlar yaptı. Bu insanlardan dinlediklerinin izlerini yazdığı kitaplarda kolayca görmek mümkündür.

Yazıları Lukashenko rejimini rahatsız etti. 2000 yılında hakkında yasal kovuşturma başlatıldı. Bunun üzerine ülkesini terk etti. Hayatının sonraki on yıllık kısmını, kendisine kucak açan Paris, Gothenburg ve Berlin gibi şehirlerde, siyasi sürgün olarak geçirdi. Nihayet 2011 yılında ülkesine, Minsk şehrine geri döndü.

Yazarın kitapları, SSCB'de yaşamış insanların, ülke dağılmadan önce ve sonrasındaki, duygusal hayatlarındaki değişimlerin edebi kroniği olarak tanımlanmaktadır. Sovyet-Afgan Savaşı'nın ilk ağızdan anlatıldığı Çinko Çocukları ve Çernobil kazasının ele alındığı Çernobil'den Sesler isimli kitapları en önemli eserleridir. Kitaplarında ele aldığı konuları şu şekilde tanımlamaktadır:

« SSCB dönemine ve sonrasına dönüp baktığımızda, tarihimizin koca bir mezar ve büyük bir kan banyosundan ibaret olduğunu görürüz. Kurbanlarla cellatlar arasındaki tükenmek bilmez diyalogları duyarız. Sürekli olarak karşımıza aynı lanetli sorunsallar çıkar: Ne yapmalı, suçlu kim? Devrim, toplama kampları, II. Dünya Savaşı, Sovyet-Afgan Savaşı sırasında halktan gizlenen gerçekler, büyük bir imparatorluğun çöküşü, devasa ölçekte bir sosyalist ütopyanın paramparça dağılması, yeni ortaya çıkan evrensel problemler, Çernobil faciası vs. Bunlar, Dünya üstündeki tüm insanların cevaplaması gereken sorulardır ki, tümü bizim kendi gerçek tarihimizdir. İşte tüm bu cehennemden çıkma soru ve sorunlar, benim kitaplarımın izleğini oluştururlar. »

Savaşın Kadınsı Olmayan Yüzü isimli ilk kitabını 1985 yılında yazdı. Kitap, kısa sürede birçok baskı yaparak, iki milyon adetten daha fazla satış rakamına ulaştı. Romanda, II. Dünya Savaşı daha önce çok da ele alınmayan yönleriyle, bir kadının monologları şeklinde anlatılmaktadır. The Last Witnesses: the Book of Unchildlike Stories (Son Tanıklar: Çocuksu Olmayan Öyküler) isimli kitabında, savaşı yaşayan çocukların anıları yer almakta, savaş kadın ve çocukların gözünden adeta yeniden anlatılmakta, yepyeni bir duygu dünyasına kapı aralamaktadır. 1993 yılında, SSCB'nin dağılması sonucunda umutsuzluğa kapılıp, intihara teşebbüs eden insanların öykülerinin anlatıldığı Ölümle Efsunlananlar (Enchanted with Death) isimli kitabını yayınladı. Gerçekten de kendilerini ve yaşam biçimlerini komünist ideoloji ile özdeşleştirmiş çok sayıda Sovyet vatandaşı, ortaya çıkan yeni düzeni kabullenmekte ve bu tarihsel gerçekliği algılamakta zorluk çekmişti.

Aleksiyeviç'in kitapları, aralarında Türkçenin de bulunduğu toplam 19 farklı dile çevrilmiştir. Kitapların yanı sıra 21 adet belgeselin metnini hazırlamış ve üç adet de tiyatro oyununun senaryosunu yazmıştır. Tiyatro eserleri, Fransa, Almanya ve Bulgaristan'da sahnelenmiştir.

Svetlana Aleksiyeviç Kitapları - Eserleri

  • Çernobil Duası
  • Kadın Yok Savaşın Yüzünde
  • İkinci El Zaman
  • Son Tanıklar
  • Çinko Çocuklar

Svetlana Aleksiyeviç Alıntıları - Sözleri

  • Tarihe inanıyorum ben. Tarihin yapacağı yargılamaya inanıyorum... Çernobil sonlanmadı, daha şimdi başlıyor... (Çernobil Duası)
  • Üzerine ölümün gölgesi düşmeden hiçbir şeyi anlamak mümkün değil. (Çernobil Duası)
  • Mezarların başına taşlar dikin, taşların üzerine de “her şey boşunaydı” diye nakşedin! (Çinko Çocuklar)
  • Ülke, iktidardakilerin ülkesi, insanların değil. (Çernobil Duası)
  • Annemin gözünden süzülen yaşları fark edince, mızmızlanmayı bırakmıştım. (Son Tanıklar)
  • “Yaşamak istiyorum! Yaşamak istiyorum!..” (Son Tanıklar)
  • Burada gerçekten de sanki başka bir zaman yaşanmakta, takvimler on dördündü yüzyılı gösteriyor. (Çinko Çocuklar)
  • Her zaman uykulu ve yorgunlar.. (Çernobil Duası)
  • “Nefret etmekten yorulmuş kalbe öğretemezsin sevmeyi.” (İkinci El Zaman)
  • İnsandan daha acayip başka bir hayvan yok. Yok! (Çinko Çocuklar)
  • İnsandan daha kötü bir hayvan yok. İnsan insanı öldürür, mermi değil. İnsan insanı... (İkinci El Zaman)
  • Gerçek her zaman onu dile getirene pahalıya mal olmuştur. (Çinko Çocuklar)
  • Gerçi buradaki her şey olağandışıydı. (Çernobil Duası)
  • İnsan mutlu olmayı beceremiyor. (Çernobil Duası)
  • "En güçlü ilacınız sevginizdir. Sevgi korur, hayatta kalma gücü verir." (Kadın Yok Savaşın Yüzünde)
  • İnsan en iyi savaşta, bir de belki aşkta gösterir, belli eder kendini. En derinine, derisinin alt katmanlarına dek... (Kadın Yok Savaşın Yüzünde)
  • Tanrı insanı ateş etsin diye değil, sevsin diye yaratmış. (Kadın Yok Savaşın Yüzünde)
  • Çocukluğum sona ermişti... İlk silah sesleriyle birlikte sona ermişti, içimde yaşayan bir çocuk vardı hâlâ, ama onun hemen yanında başka biri duruyordu artık... (Son Tanıklar)
  • Ağlayamıyordu artık, çünkü ağlamak da güç ister. (Kadın Yok Savaşın Yüzünde)
  • Hangisi daha iyi, hatırlamak mı yoksa unutmak mı? (Çernobil Duası)

Yorum Yaz