tatlidede

Coğrafyamız Kaderimizdir.

Coğrafyamız Kaderimizdir.

       Vatan: İnsan hayatının yaşamsal çizgilerinin içinde olduğu tarihi senaryolarına müdahale eden toprak parçasıdır. Olaylara ve değerlere bakışımızı ve bunlara sahip olma yöntemlerimizi şekillendirir.İçinde barındığımız toprakların geçmiş ve  geleceğinin rotasını çizer.

      

    İnsanoğlunun yaşadığı topraklar üzerindeki serüvenlerine, geçmişte oluşan tarihi vakalara ve birbiri ile örtüşen, çelişen ve de çatışan ilişkilerine baktığımızda; bir paralellik yumağının içinde dönüp dolaştığını görürüz.Onca mücadele ve kargaşadan  sonra elde edinilen tecrübe , deneyim ve çözümler; sanki aynı sanatkarın elinden çıkmış gibi birbiri ile benzerlik arz ediyor.

   Sonradan çizilmiş sınırlarının inadına; yolları hep birine çıkar.Tüm fitne ve fesatlara rağmen; bir gün barışın hakim olacağı günü  özler. Bu özlemleri sekteye uğrasa bile; hep aynı coğrafya ya hürmet eder.Eski topraklarını ve birlikte yaşanmış öykü ve hikayelerini çocuk ve torunlarına aktarırlar. Aynı topraklar üzerinde  beraber  yaşadıkları halklara; saygı duyma mecburiyetini hep içinde taşırlar.

   Bu nedenle doğup büyüdüğümüz coğrafya kaderimizdir.Bu coğrafyanın üstünde yaşayan milletlerin kaderleri beraber çizilmiş ve aynı yolların yolcuları gibidirler.

***

    İbni Haldun Mukaddimesinde Bu coğrafya için şöyle der: Türklerin göçebe ettikleri, İsevilerin meskun olduğu; Kürtleri ise Fırat ve Dicle ırmaklarını çevreleyen dağlarda yaşayanlar olarak belirtikten sonra; Arapları da, bu coğrafyanın daimi misafirleri olarak tanımlamaktadır.

   Ardından  şöyle devam eder:Dicle ve Fırat ırmakları Bağdat’ta birleşmeden önce; bu iki ırmağın arasındaki topraklara Mezopotamya deniliyor.Dicle ırmağı, Irak Acem memleketinden geçer. Şehruzar kentini ikiye böler ve sonunda Dimeşk şehri ile buluşur.Bu şehirden önce Başkenti Malaga olan Ermeni  ülkesinden bahseder.Bu ülkenin karşısında Irak‘ta ki Baria dağlarında Kürtlerin yaşadığını anlatır.

    Seyhan ve Ceyhan ırmakları için; Maraş ve Maaerre hizasında geçip; ‘Duruup’, yani Derbentlerdeki dağları aşarak Arapların yaşadığı Aynü Zerbeden geçtiğini söyler.

    Sonra Cézira Botan; yani  Mezopotamya ‘dan bahseder.Bu coğrafyanın içinde lokam dağının olduğunu, Burgaç dağı ve Silsile dağlarının adlarını söyler. Rafize, Rekka,Seruç,Reha Nasibin , Sümeysat (Adıyaman) ve Amid şehirlerin adlarını açıklar.  

    Evet Irmaklarımız ve nehirlerimiz  aynı yerde buluşmuşlar, bazen birbirine paralel  ve birlikte aynı yere (Denize) akmışlar. Aynı dağların suları ile beslenmişler, aynı fırtınalardan geçmiş, aynı karların suları ile gürlemişler.

     Dağlarımızın kaderi bir,ırmaklarımızın kaderi bir, şehirlerimizin kaderi bir iken; Bu coğrafyada yaşayan halkların kaderi farklı olabilir mi?

     Coğrafyamız kaderimizdir.Bu coğrafyada yaşayan tüm halklarında kaderi birdir. Aynı kadere sahip olduğumuz insanlarla birlikte yaşama ve birbirilerin haklarına ‘hak verme’ inancımız; kitabi, ilahi,ahlaki ve imani olmalıdır.

    Bu coğrafyanın  vatan olmasında ve yaşanabilir bir ülke durumuna gelmesinde; Türk, Kürt ve Arapların ‘Birlikte yaşama’ modellerinin yaşam sahnesinde rol alması ile  oluşmuştur.

   Gelin bu kaderi, kedere dönüştürmeyelim…

   Vesselam Herkese…

Yorumlar

Image
tektek
10.03.2013 / 19:03

o büyyük bi yazzardır hepimizin ustasıdır ondan çoook ders almamiz gerekkiyordur . saygi ve hürmetler ederim

Image
TARIK KALKAN
04.03.2013 / 15:07

bığalti tebrik ederim çok güzel bir yazı.sende olmasa vay halimize selamlar.

Image
kasım
28.02.2013 / 07:00

İnsan vatansızdır...Dünyada gariptir yabancıdır geçiçidir.Irmaklar bir ülkeden ülkeye pasaportsuz akar...Misafir olduğun bir Dünyada yaşadığın vatanın...ırkının...renginin...dilinin...kabilenin...hiçbiri ama hiçnbirisinin zerre kadar değeri yok...

Yorum Yaz