tatlidede
tatlidede

"Dedaş!Allah Belanı Versin"

"Dedaş!Allah Belanı Versin"

            Mardin’in Kızıltepe ilçesinde yaşanan elektrik sıkıntısı halkı isyan noktasına getirdi… İlçe merkezi ve köylerde belli aralıklarla ve sürekli kesilen elektrik artık sosyal bir patlamaya yol açacak boyuta ulaştı… Barış sürecinde yaşanan bu kesintiler hükümetin doğru bir strateji izlemediğini göstermektedir…

           Artık halk şunu söylemektedir: ”Geçmiş dönemlerde biz bu sıkıntıları yaşamadık ama şimdi PKK silah bıraktı diye halk savunmasız görülüyor, su ve ekmek kadar hayati öneme sahip elektrik, kesilerek halkın hayat hakkı elinden alınıyor…” Bölgenin kanaat önderleri bu durumun halkı isyan noktasına getirdiğini ve PKK’ye yönlendirdiğini söylemektedir…

             Bir devlet yıllarca kaçak elektriğe göz yumacak, hatta teşvik edecek, yirmi yıl aradan sonra “artık kullanmayacaksınız” diyecek ve adeta bunun için halka işkence edecek… Bunun kabul edilir bir tarafı olabilir mi? Asla… Yetkililer; zamanında PKK ile mücadeleden dolayı halka kaçak elektrik konusunda göz yumulduğunu, şimdi ise buna son verilmek istendiğini söylemekteler…

           Yanlış devlet politikasının faturası şimdilerde Güneydoğu halkına en ağır bir şekilde kesilmektedir… Öyle ki suçlu suçsuz herkes cezalandırılmaktadır…  Dedaş yetkilileri, kaçak elektriği bahane edip günlerce ilçeye elektrik vermediler… Halk isyan edince de artık belli aralıklarla elektriği düşürüp yükselterek ya da tamamen elektriği keserek elektrikle çalışan ev aletlerinin işini bitirmeye çalışmaktalar…

            PKK ile mücadele sürecinde devletin yaptığı harcamalar hatırlandığında kaçak elektrik kullanımı devede kulaktır… Yaz sıcağının 50- 60 dereceyi bulduğu güneydoğuda klimasız yaşamak mümkün değildir… Bölgeye verilen elektrik fiyatının yüksek olduğu ve faturada açıktan yazmasa da kaçak bedelinin çok yüksek miktarda alındığı düşünüldüğünde bir klima ile serinlemek isteyen herhangi bir vatandaşın vereceği aylık elektrik ücreti 600 hatta 700 TL’ yi bulmaktadır…

          Bu konuda yetkililerin yaz dönemine has olmak üzere bu bölgeye özel bir tarife uygulamaları gerekmektedir…  Hükümetin bu konuyu acil önlemler listesine en yakın zamanda alması gerekmektedir aksi takdirde halk patlaması yaşanacak ve barış süreci yara alacaktır…

              Bölgenin içinden geçen suların üzerinde yapılan barajlara rağmen hala bölgeye yüksek fiyattan elektrik verilmesinin sorgulanması gerekmektedir? Bu barajlardan elde edilen elektriğin sadece az bir kısmı bu bölgeye verilmekte ve diğer geri kalan kısmı ise satılmaktadır…

           Elektrik ve su gibi temel ihtiyaçlar, halka en ucuz fiyattan verilmesi gerekirken özellikle elektrik üzerinden kazanç sağlanmaya çalışılması ayrıca sorgulanmalıdır… Kaçak elektrik kullanmak hak ve hukuk meselesi ise ki öyledir… Bu bölgenin kendi suyundan elde edilen elektrikten faydalanma hakkının olup olmadığı da tartışılmalıdır…

          Elde edilen elektrik maliyet fiyatının 20 katı üzerinden halka satılıyor ve sırf bundan dolayı özel sektörü çekiyorsa durup sorgulamak lazım… Allah’ın, halkın yaşamını idame etmesi için verdiği suyu kazanç kapısı haline getirilmesi, üzerinde düşünülmeye değer bir konudur… Devlet, en fazla bu gibi tesisleri sadece hizmet amaçlı kullanır ve elde edilen enerjiyi halka maliyetinden satar… Değilse gerisi devletin vatandaşın hukukuna girmesi demek olur… Bu durum, sadece Güneydoğu için değil diğer tüm bölgeler için de geçerlidir…

           İşsizliğin had safhada olduğu, terör izlerinin yeni yeni silinmeye başlandığı, halkın devlete biraz güvenmeye başladığı bu dönemde geçmişin görmezden gelinerek, halkın kaçak elektrikten vazgeçirilmeye çalışılması ve bunun bir çırpıda olmasının istenmesi haksızlıktan başka bir şey değildir…

            Ayrıca kaçak elektrik bedeli alan bir devletin, halkı kaçak elektriğe yönlendirdiği de unutulmamalıdır… Elektrik faturası 30 TL gelen bir vatandaşın kaçak elektrik bedeli 5 TL’den daha az iken faturası 350 TL gelen birinin kaçak elektrik bedeli ise 150 TL’dir ve bu zulmün doruğudur, kaçak kullanmaya teşviktir… Maalesef bu uygulamayı sürdüren ama faturada kaçak elektrik bedeli kısmını tepkiler üzerine kaldıran Dedaş,  kaçak elektrik konusunda suç ortağıdır…

               20 yıldır kaçak elektrik kullanan Güneydoğu halkının, geçirdiği evreler göz önünde bulundurulduğunda çokta kınanmaması gerektiğine inanıyorum… Terör münasebeti ile geri kalmışlık, işsizlik, eğitimsizlik, imkânsızlık ile yıllarca boğuşan doğu halkının mazur görülmesi gerektiği kanaatindeyim…

        Vahyin, içki ve faiz gibi haramların yaşama aktarılmasında uyguladığı tedricilik metodunun, kaçak elektrik konusunda da devlet tarafından halka uygulaması gerektiğini düşünüyorum… Devlet, yeşil kart sahibi vatandaşa özel indirimlerde bulunabilir, sakat, dul, emekli vs. muhtaçların elektriği konusunda adil bir düzenlemeye gidebilir… Bölgenin şartları göz önünde bulundurularak halkın istekleri mutlaka dikkate alınmalıdır…

             Elektrik kesintileri sırasında Dedaş’ı mahkemeye veren, Ankara’da ki yetkililerin tepkisini üzerine çeken ve her şeye rağmen halkın yanında olduğunu gösteren Kızıltepe ilçe kaymakamı Erdoğan Turan Ermiş Bey’i kutluyorum… Bu konuya duyarsız kalan, Mardin milletvekillerinin telefonlarına cevap vermeyen Enerji Bakanını da kınıyorum…

         Devlet, facia gelecek yeri önceden tespit etmeli, “facianın geliyorum dediği yere” göz kapamamalıdır… Dedaş’ı halka rağmen destekleyen, halkın taleplerine kör ve sağır kesilen hükümetin bu konuda yanlış bir tutum içinde olduğunu ve bu durumun önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine olumsuz yansıyacağını Sayın Başbakan bilmelidir ve gereken önlemleri almalıdır…

              Elektrik konusunda yeterli hizmeti veremediği, altyapıyı sağlamlaştıramadığı halde tam halk desteği bekleyen Dedaş’ın utanmazlığının cezasız kalmaması gerektiğini, ev aletlerinin bozulması ve halkın mağdur edilmesi için elinden geleni yapan Dedaş’ın mahkemede yargılanması gerektiğini düşünüyorum… Bu konuda sivil toplum kuruluşlarının ve milletvekillerimizin ellerinden gelenin fazlasını yapmalarını temenni ediyorum…

            Ramazan ayında oruçlu halka yapılan bu işkencenin art niyet taşıdığı konusunda hiç şüphem bulunmamaktadır… Elektrik kesintilerinin Ramazan ayına denk gelmesi asla tesadüf değildir… İnşaallah bu işin altından oruç düşmanlığı çıkmaz…

             Dedaş şunu iyi bilmelidir: Halk bu olumsuz ve şuursuz tepki karşısında sessiz durmayacak, kendisine yapılan haksızlığa cevap verecektir… Halktan her elektrik dalgalanması ve kesintisinde duyduğum; “Dedaş Allah belanı versin”  sözünü çarpıcı olsun diye başlık yaptım… Bu bedduaya halkın “âmin” diye karşılık vermesini zikrederek yazımı noktalamak istiyorum… İnşaallah yetkililer en kısa zamanda bu işe bir çözüm bulacaklar… Değilse halk kendi bildiği yoldan bu işi çözecektir…

           Hükümet şunu bilmeli ve unutmamalıdır: Eğer bugün barış süreci varsa halk talep ettiği ve devlete umut bağladığı içindir… Halkın desteklemediği bir barış süreci mümkün değildir… Bunun için Güneydoğu halkını, kaçak elektrik dolayısı ile toptan cezalandırma gibi bir ahlaksızlığa gidilmemelidir… Halkımız da Kaçak elektrik konusunda duyarlı ve hassas davranmalı, israftan kaçınmalıdır…

NOT: Okuyucularım sakın kaçak elektrik kullanımını desteklediğimi ve buna cevaz verdiğimi düşünmesin… Bu yazımda durum değerlendirmesi yapmış bulunmaktayım ve halkı suçlu suçsuz ayırımında bulunmadan pervasızca cezalandıran DEDAŞ’a tepki gösteriyorum… DEDAŞ! İşini hakkıyla yapamayacaksa bu işten çekil…

04. 07. 2014

Yorumlar

Image
kızıltepeli
04.07.2014 / 17:54

seçim zamanı gelince vatandaşa şirin görünürler seçim bitince de topluca atağa geçerler.elektrik kesintileri konusunda elektrik ve elektronik eşya üreten firmaların en başta tepki göstermeleri gerekir.her elektrik dalgalanmasında cihazlar yanar arıza verir.cihazlar garanti kapsamında ise ya değişime gidilir ya da parça takılır.bu değişim ve parça takılması milli zarar değilmidir.?ya da şöyle bir kampanya yapalım bir ay boyunca bayiler kilima satışı yapmasın.inanın kilima üreten firmalar güneydoğu halkından önce gider dedaşın binasını taşlar.bunlar hepsi şaka tabii de.enerji bakanı mardine geldiğinde bu konular ciddi olarak dile getilirseydi sonuç böyle olmazdı.

Yorum Yaz