tatlidede

Değişim Ama Nasıl... 

Değişim Ama Nasıl... 
Dünyada her sınıftan ehil olan olmayan, herkesin konuştuğu ve buluştuğu ortak nokta değişimdir. Devlet başkanları, niyet okuyucuları, yazarlar, akademisyenler, siyasetçiler (istisnalar hariç) dünyada hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağı, küresel sistemin mevcut aktörlerinin yerini, başka aktörlerin alacağı yönündedir.
Elbette, arzulanan mevcut zalim küresel sistemin yerini, daha adil ve adaletle hükmeden bir sistemin gelmesidir. 
Bu mümkün olur mu? Şimdiden bir şey söylemek çok erkendir. Olayların te'sir ve neticeleri ancak olaylar vuku bulduktan sonra ortaya çıkar. Allah'tan başka hiç kimse olayların neticesini ve meydana getireceği değişimi bilemez. Geleceği ve ğaybı bilen yüce Allah'tır.
Meseleleri maddi yönüyle (Nemrud, Firavun ve Karun'un bakışıyla) değerlendirenlere diyecek fazla bir şey yok.
Fakat önemli olan meselelere  İslam'i ve insani ölçülerle bakmaya çalışanlar ne durumdadır? Konu ile ilgili teori ve pratikleri nedir? Bir hesap ve hazırlıkları varmıdır? Yoksa herkes kendi derdi ve gündemiyle mi meşgul?
Değişim ve dönüşümün kolay bir iş olmadığı, zamana ihtiyaç olduğu herkesçe bilinen bir hakikattir. Alt yapısı olmayan, yol ve  yöntemi belirsiz değişim talepleri de hayalciliktir. İyimserlik, hayalcilik, mevla görelim neyler anlayışı ve bakışı ümmete bir şey kazandırmaz.
İslam'a göre "değişim", değişmez bir kuraldır. İslam, dünyayı kendi ölçülerine göre değiştirmek için gelmiştir. 
İslâm alimlerinin ortak görüşü : İslam’ın temel ilke ve prensiplerinin sabit olduğu, fakat araçların zamanla değişebileceğidir. Şöyle de tarif edenler vardır : İslam’ın değişen ve değişmeyen ilkeleri vardır. İslam’ın bu özelliği ve esnekliği sayesinde birde  ictihad kapısının açık olması, fetva kurumlarının çalışmaları ve çağa uygun çözümler üretmesi, toplumların bütün ihtiyaçlarına cevap verilmektedir. 
Peygamber Efendimiz (s.a.v) vahyin rehberliğiyle yirmi üç sene içerisinde insanlığı büyük bir değişim ve dönüşüme tabi tutmuştur. Vahşi ve  bedevi olan toplumları, cehaletten kurtarıp Allah'a hakkıyla kul olma seviyesine getirmiştir.
Zalim süper güçlerinin zulümlerine son vermiş, mazlumları onların zulmünden kurtarmıştır. Saadet asr-ı denilen bu asır'da; insanlık "huzur" ve "saadet" bulmuş, "adalet" ikame edilmişti. 
Fakat, İslam ümmeti zamanla bu olumlu değişimi ve İslami değerlerini muhafaza edemedi.
Emevilerle beraber İslam’ın ruhundan kopuş başladı. Neticede; Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasıyla, Müslümanlar başsız kalarak dağılıp parçalandılar. Şu ana kadar onları bir araya getirecek, toparlayacak bir otorite ortaya çıkmadı. Bu niyetle çıkan olmuşsa da başarılı olamamıştır. 
Bu cezalandırmanın sebebi şudur: "Bir toplum, kendisinde bulunan güzel ahlâk ve meziyetleri değiştirmedikçe Allah da onlara verdiği nimetleri değiştirmez. Hiç şüphe yok ki Allah hakkıyla işiten ve kemâliyle bilendir." (Enfal süresi Ayet-53)
Şimdi de, Müslümanların insanlığı huzura kavuşturacak, adaleti sağlayacak, ortak bir projeleri, hazırlıkları ve kapasiteleri var mı? yok mu? Bunu zaman gösterecektir.
Temennimiz; Müslümanların tarihleri, kültürleri, müesseseleri ve çözüm önerileri ile dünyaya bir alternatif sunmaları ve yeni gelişmelere önderlik etmeleridir. Zamanın sorunlarına çözüm üretmezsek, tıkanırsak ve  hazırlık yapmazsak kaybeden biz oluruz. Çözümsüzlük bizi daha gerilere savurabilir. Yine hayatımızın işleyişine dünya zalimleri yön verecek, hayatımızın boşluklarını onlar dolduracak, doldurulan boşluklar onların çıkarlarına hizmet edecektir. 
Süslü demeçler, kalabalıkların toplandığı konferanslar, basın açıklamaları ve mitingler derdimize çözüm olmayacaktır. 
İslam kendi ismiyle, realitesiyle, pratiğiyle sahada olması lazım, şayet sahada olmazsa sorunlarımız çözümsüz kalacaktır. 
Evet, İslam aleminin kapsamlı bir yenilenmeye, dirilişe, silkenişe ve uyanışa ihtiyacı vardır.
İslâm sürekli çalışmayı, gelişmeyi, üretmeyi ve yenilenmeyi emreder. "İki günü eşit olan ziyandadır" düsturu bunun için söylenmiştir. 
Bu değişim; İslam alimleri, düşünürleri, ekonomist ve siyasetçileri ile birlikte yapılmalıdır.
"Her çağa uygun bir mesaj ve metod vardır" kaidesine binaen; İslam her zaman ve her asır'da insanlığın hayatını düzenleyecek donanım ve kapasiteye sahiptir. Müslümanlar; ilâhî vahyi iyi okuyup ve ilahî vahye göre hareket ederlerse başarılı olurlar. 
Müslümanlar kendilerini yeniden inşa etmeleri için bu "musibet" bir fırsattır. Yeniden özlerine, İslami değerlerine dönmek zorundadırlar. Sahayı tekrar zalim küresel sistemin aktörlerine bırakırlarsa şayet, bu Allah katında büyük bir vebaldir. Güçten başka hiç bir şey tanımayan  eli kanlı bu zalimlerin karşısında ayakta kalmak için Müslümanlar güçlü olmak zorundadır. Fikir üstünlüğü tek başına bir işe yaramıyor. Güçten yoksun bir fikrin hedefe ulaşması mümkün değildir. 
Hiç kimse değişim konusunda; henüz somut bir şey ortaya koyamamıştır. İddia sahipleri; Dün dillendirdikleri görüşlerini bugün yalanlayabiliyorlar. Dün doğru dediklerine bugün yanlış diyebiliyorlar. 
Hala, virüsün mahiyetini, nasıl bir etki bırakacağını, ne kadar süreceğini bilmeyenlerin yeni dünya düzeni ile ilgili görüşleri tahmin ve temenniden ibarettir. 
Küresel sistemi besleyen dinamikler fikir olarak çökmüştü. Şimdi de fiilen çökme aşamasındadırlar. Toplum mühendisleri, küresel sistemin sözcüleri, bu çöküşü saklamaları durumu değiştirmeyecektir. Zalim küresel sistem bütün kurum, kuruluş ve değerleriyle sonun başlangıcını yaşıyorlar. Dünyayı bu hale getiren onlardır ve yaptıklarının sonucuna katlanmak zorundadırlar. 
Rabbimizden dileğimiz; zalim küresel sistemin yerle bir olması ve mazlumların rahat bir nefes almasıdır.
Bir millet kendi durumunu değiştirmedikçe, Allah onların durumunu değiştirmez... (Rad suresi Ayet-11)  
Allah'a olan imanımız bizi, Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyi alıkoyuyor. "Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü kâfirler topluluğundan başkası Allah'ın rahmetinden ümit kesmez" (Yusuf suresi ayet-87) 
Gelecek İslam'ındır. "Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılabı içinde en yüksek gür sada İslamiyet'in olacaktır." (RNK) Rabbimiz İslam ümmetinin tekrar sünnetullaha dönmesini ve olumlu yönde değişmesini bizlere nasip etsin.

Yorum Yaz