tatlidede

Eğitimde Kızlar Geride Kalıyor

Eğitimde Kızlar Geride Kalıyor

Bundan yaklaşık 2 yıl önce Hürriyet Gazetesi tarafından aranmıştım. Telefonda benimle konuşan yetkili editör, Hürriyet Gazetesi'nden aradığını ve okuma hikayemi bölgeye geldiği esnada öğrendiğini ifade ederek, Hürriyet Gazetesi'nin Eğitim Köşesinde konuk yazar olarak kız çocuklarının eğitimde geri kalmaları ile ilgili gazetede yazı yazıp yazamayacağımı sormuştu. Hürriyet Gazetesinde 4 Mayıs 2013 Tarihinde yayımlanan yazımdan 2 yıl sonra,bu defada yine kız çocuklarının eğitimde geri kalmalarının nasıl önüne geçilir konulu,İstanbul'da düzenlenen bir panele geçtiğimiz hafta sonu konuşmacı olarak davet edilmeme rağmen ne yazık ki katılamadım.Fakat,bundan sonraki programlarına iştirak etme sözü ve kampanyalarında basacakları tanıtım kartlarının kapak yüzü olma sözü de vererek,sanırım bir nebze'de olsa gönüllerini almış oldum.Bu Davet vesilesiyle 2 yıl önce yazmış olduğum ve aynı zamanda benim ilk köşe yazım da olan makaleyi geriye dönüp tekrar tekrar okurken,siz kıymetli okuyucularımızla da paylaşmak istedim.       



              4 Mayıs 2013 Hürriyet Gazetesi Eğitim Köşesindekiyazım.


         


                              ^^Eğitimde Kızlar Geride Kalıyor^^



Anayasanın 10’uncu maddesine göre, “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.”



Eğitim, öğrenim hakkı ve ödevi kısmını düzenleyen 42’inci maddede ise daha derine inerek kız ve erkek çocuklarının eğitim hakkından eşit şekilde faydalanmasına vurgu yapılarak, “Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve devlet okullarında parasızdır” deniliyor.


Ülkemizde eğitim düzeyinde bölgeler arasında dengesizlik olduğu kadar maalesef cinsiyetler (kız-erkek) arasında da önemli orantısızlıklar var. Anayasa ve eğitimle ilgili kanunlarda kız–erkek çocukların eğitim hakkından eşit şekilde faydalanmasını sağlayan maddeler bulunmasına rağmen yapılan araştırmalar özellikle ilköğretimden sonra kız çocuklarının, orta ve yüksek öğretime devam etmeleri konusunda pek çok problem yaşadıklarını gösteriyor.

Bazı bölgelerde okuma yazmanın yeterli görülmesi, bazı bölgelerde ise maddi yetersizlikler ve ev içi sorumluluklar kız çocuklarının eğitime devam edememe nedenlerinden.


Özellikle kırsal bölgelerde çocukların eğitimi konusunda tercihler, erkek çocuklardan yana kullanılıyor. Çünkü bu bölgelerde gücü erkek temsil eder, bu nedenle üretimi ve geçimi erkek sağlamalıdır. Kız çocuğu belirli bir ergenliğe geldiğinde zaten evlenecektir ve geçimi sağlamak kadının görevi değildir. Ayrıca hane içi nüfus artışının olduğu hallerde ev işlerinde anneye yardımcı olmak, küçük annelik görevinde bulunup kardeşlere bakmak gibi daha sayamayacağımız bir çok rol, kız çocuklarına yüklenir.


Bu hakim anlayış kız çocuklarının tahsil hayatına başlamalarının ve eğitimin bireysel getirilerinden faydalanılması anlamına gelen yüksek öğretime devam ve tamamlama aşamalarında görmek istedikleri desteğin önündeki önemli engellerden biri. Yine UNICEF’in geçmiş araştırmalarına  göre kız çocuklarının eğitimin hakkının kısıtlanmasında şu etkenler rol oynuyor:


- Gelenek ve dini inançlar,

- Kalıplaşmış cinsiyet rolleri,

- Öğretim programları ve çocuk bakım-eğitiminde yeniden üretilen cinsiyet rolleri,

- Kadının düşük statüsü,

- Erken evlilikler,

- Eğitimin toplumda kabul edilen rollerle çelişkili görülmesi.


Bunca etken arasında bir kız çocuğu düşünün kardeşlerinin okula gitmesi için onların kıyafetlerini hazırlayan ve fakat hiç okula gidememiş, eğer gittiyse de yarım bırakılmış bir kız çocuğu...


Her sabah tekrarlanan travmalar yaşayan, özgüveni elinden alınmış bir insandan, üretime, topluma, kendi ailesine ve geleceğe katkıda bulunması nasıl istenebilir ki.


Bugünün dünyasında insanlar modern ve çağdaş geleceğe eğitim yoluyla kavuşabileceklerine inanıyorlar. Bunda kadının üstleneceği toplumsal rol çok önemli. Özellikle kız çocuklarının okutulması konusunda anne ve babalara büyük görevler düşüyor. Unutmamalıyız ki almış olduğu eğitim sonucu kendini ifade yeteneğini geliştirmiş, ayakları üzerinde durabilen, başkalarına ihtiyaç duymadan yaşayabilen ve insan olmanın değerini hisseden bir kız çocuğu hem kendi kaderini hem de içinde bulunduğu toplumun kaderini değiştirebilir. Yeter ki kanunlar önünde bize eşitliği sağlayan haklarımızı, uygulamada ve pozitif anlamda kız çocuklarımıza yansıtalım.


Erken evlilik nedeni ile eğitimine uzun bir süre ara vermiş ve dört çocuktan sonra lise diplomasını dışarıdan alıp üniversiteyi bitirmiş ve ikinci üniversiteye'de Anadolu Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Öğrencisi olarak devam eden biri olarak inanıyorum ki, eğitimde fırsat ve imkan eşitliğini sağlayabilmek o toplumun geleceğini garanti altına almak demektir. Çünkü eğitimli bir kadının yetiştirdiği çocuklar, o toplumun gelecekteki eğitim ve kültür düzeyini belirleyecektir.


          İyi Günler Dilerim....

.


Yorum Yaz