tatlidede

Eğitimde Tükenmişlik Sendromu: Devam-Sızlık

Eğitimde Tükenmişlik Sendromu: Devam-Sızlık

Güzel Mardin’imin eğitimde ki hal-i pür melalini görünce inanın çok üzülüyorum. Türkiye İstatistik kurumunun verilerine göre en okumaz, yazmaz iller sıralamasında Mardin 2.sırada, Mardin’in durumu içler acısı halimizi ortaya koyma babında çok önemli bir yer teşkil ediyor. Yine bakıyorsunuz üniversite yerleştirme sınavlarında 81.il içinde 79.sırada bu da çok kötü bir durum, en son yapılan SBS sınavında da durum farklı değil. Kökten bir eğitim seferberliğinin yapılması elzemdir.

    Bir eğitimci olarak, gözlemlediğim eksiklikleri sıralayabilirim. Kimse kusura bakmasın gerçekler acıdır. Gözlemlerimi görev yaptığım, Mardin-Savur, Mardin-Kızıltepe, Şanlıurfa-Viranşehir ilçelerindeki tecrübelerime binaen sıralıyorum.

   Birincisi; kendini gerçek anlamda memleketinin eğitim hayatına adamış eğitimci eksikliği, bu çok belirgin olarak ortaya çıkmaktadır. Ben ne yapabilirim tek başıma, diyerek işin içinden sıyrılma çabası içinde çoğu yerli öğretmen ve süregelen düzenin devamından yanadırlar. Dokunursanız da bin ah işitirsiniz. Şu eksik bu eksik bunlar yapılmadı, yapılamıyor serzenişleri her daim vardır. Şunu hatırlatmak isterim çoğu arkadaşım olan eğitimci kardeşlerime, hani küçükken ideallerimiz vardı. Ne olursa olsun bizler cehalete savaş açacak, çocuklarımızın, kardeşlerimizin, memleket evlatlarının, başarılı olması için bütün benliğimizle mücadele edecektik. Sözümüzü tutamadık kabul edin. Zira başarısızlıkta en büyük pay bizimdir. Kimse bana kızmasın şapkayı önümüze koyup aklıselim biçimde düşünelim bunların sözlerini vermemiş miydik? Azimli, kararlı ve inanan eğitim neferlerinin neler yapabileceği aşikârdır.

  İkincisi; kalifiye yetişmiş, donanımlı, hırslı idareci kadrolarının eksikliği çok belirgin olarak gözükmektedir. Müdür ve muavinlerinin iş ahlakının üst düzeyde olması olası devamsızlıkları ve vurdumduymazlığı bertaraf edecektir. Bir örnek vermem gerekirse görev yaptığım bir okulda müdür bey ya Mehmet bugün beni idare et rahatsızım diyerek tabiri caizse kaytarması ve bunu gelenek haline getirmesi diğer öğretmen arkadaşlarıma da kötü örnek olmuş eğitim içinden çıkılmaz bir hal almıştı. Bunlar çok önemli mevzular, oraya atanan idarecinin çok üst düzeyde olması eğitimi pozitif yönde etkileyecektir.

  Üçüncüsü; Milli eğitim müdürlüklerindeki müdürden tutunda en alt kadro memuruna kadar eğitim bilincinin oluşması, okuyacak nesillerin bütün toplumun okuma ve gelişmişlik düzeyinin artacağına olan inancın herkeste hemhal olması zaruridir. Millî Eğitim müdürü ve şube müdürlerinin sürekli zamansız denetleme yapmaları, eksikleri gidermeleri, görev yapmayanları ikaz etmeleri gibi görev bilinci uygulamaları başarılı sonuçlar verecektir.

  Ben şuan Erzurum’da ikamet eden bir Mardinli olarak önemli bir eğitim modelini size aktarmak isterim. Erzurum zaten eğitimde çok iyi bir seviyede o ayrı bir konu ama Erzurum’un Şenkaya ilçesi Türkiye’nin en okuryazar ilçesidir. İlçede okuyan her birey muhakkak çok üst makamlara gelmektedir. Ve dikkatimi çekti, ilçedeki okullarda zil uygulaması yoktur. Öğrenciler kâfi derece de mola verdik diyerek hemen sınıflarına girmekte öğretmenlerde hemen ardından sınıflarına girmekteler derslerine devam etmektedirler. Bu bilincin yerli öğretmenler ve milli eğitim kurum amirlerince geliştirildiğini duyunca açıkçası imrendim ama takdir de ettim. İşte bunlar çok önemli eğitim ve öğretim bilinçlendirme çalışmalarıdır.

  Mardin ilimize yıllardır çok iyi valiler geldi. Hepsinin çalışmalarını takip etmekteyim. Yine Mardin’e atanan Sayın Valimiz Dr. Ahmet Cengiz eğitime çok önem veren bir ilimiz olan Aydın’dandır. Bir istatistiğe göre devlet memurlarının en çok tayin istedikleri Aydın ilimiz, eğitim kalitesi ile en başarılı illerimizden biridir. İşte bu önemli nüansı iyi değerlendirmeliyiz. Eğitim kalitemizin yukarı sevilere çıkabilmesi için Sayın valimizin eğitim politikalarını hassasiyetle uygulamalı ve Mardin’imizi eğitimi kaliteli iller arasına koymalıyız. Fikirlerinin uygulanması halinde 3-4 sene zarfında olumlu yansımalarının olacağı kanaatindeyim. Umarım milli eğitim müdürlüklerindeki idareciler bu fikirleri samimi ve gayretli olarak uygularlar.

  Devamsızlıkların topyekûn önüne geçebilmenin bir diğer yolu da hedef belirlemedir. Hedefimiz her zaman büyük olmalı ki başarılı olabilelim. Hedefimiz yoksa gemimiz her daim karaya oturacaktır. İdealiniz de yoksa hayata dair çok şeyi kaybetmişsiniz demektir.2010 yılında Şanlıurfa-Viranşehir, Demirci köyünde görevliydim. Kayseri’de Türkiye kitap okuma yarışması vardı. Emin olun köy çocuklarımdan öyle bir takım kurduk ki, öncelikle hedefimiz derece dedik ve inanarak çalışmaya başladık. Velhasıl ahırda ineklerin ortamında yarışmaya hazırlanan öğrencilerim Türkiye 4.ncüsü oldular. Bu haklı gururu inanmalarına ve hedeflerine borçlu olduklarını biliyorlardı. Hepsinin makûs talihi değişti. En güzel okullarda lise eğitimlerini sürdürüyorlar. Hedef her zaman olmalıdır.

  Mardin’de görev yapan bütün eğitim camiasındaki arkadaşlarımın kapasitelerinin çok üst düzeyde olduğunu biliyorum. Yeter ki üzerlerinden şu boş vermişliği atsınlar. Kazanamayacakları hiç bir başarı kalmayacaktır.

Bu vesile ile yeni eğitim ve öğretim yılının bütün eğitim camiasına hayırlı olmasını temenni ederim. Sürçü lisan ettiysek af ola, saygı ve sevgilerimle… 

Yorumlar

Image
Salih
17.09.2013 / 10:54

Sayın Vali iyi de.... Diğer personel iyi değil. Sayın Valinin yanına en uygun kişi Şehmus SÜMER'i il müdürü olarak verseler. Gör o zaman başarıyı...

Yorum Yaz