tatlidede

Endüstri 4.0

Endüstri 4.0

Demir yolu, buhar makinesi, seri üretim imkânı 1760-1840 arası ilk sanayi devrimi (1.0), 19. yüzyıl sonu 20. yüzyıl başı elektrik gücü yardımıyla seri üretim ikinci sanayi devrimi (2.0) dönemlerini oluşturuyor. 1960 yılında bilgisayar (dijital) teknolojisiyle beraber üçüncü sanayi(3.0) devrimini başlamıştır.
 
Çok sayıda insanın mobil cihazlarla bağlantı kurması, şaşırtıcı sayıda işlem gücü, bilgiye erişim, saklama, paylaşma ve nihayet kullanma olanağı sağlayacağı geniş olanaklar söz konusudur.

Yapay zeka, özerk araçlar, nesnelerin interneti, nano teknoloji, enerji depolama, 3D yazıcılar gibi devrim niteliğindeki tüm sektörleri etkileyecek gelişmelerle karşı karşıyayız.

Kişilerin toplumsal ilişki kurma biçiminde kendimizi ifade etme ve ticarette paradigma değişikliği gündemdedir.

Stratejik olarak inovasyonun ön plana çıkması güncel meselelerin ötesinde bir ufka işaret ediyor. Çok paydaşlılık işbirliği sonucu, insanın “kimliği” gelecekte yeniden sorgulanabilir olacaktır.

Akıllı fabrikalar, gen dizimi, nano teknoloji, yenilebilir enerji, fiziksel ve biyolojik alanların karşılıklı etkileşim içinde olduğu dördüncü sanayi devriminin (4.0) dönemini şuan yaşıyoruz.

Dijitalleşmenin ve enformasyon teknolojisinin gücü olan ve kullanıcıların cebinde taşıdığı küçük bilgisayar diyebileceğimiz akıllı telefonlar milyarlarca insan tarafından kullanılmaktadır.

Sayısal işlem kapasiteli cihazlar talep olmadan ihtiyaçlarımızı bilecek, ekosistemimizin bir parçası haline gelerek büyük imkânların yanı sıra büyük tehditler oluşturacaktır.

Sensörler ve yapay zeka geliştikçe araçlar, dronlar, uçaklar, tekneler “özerk araçlar” olarak hızla gelişmektedirler.

Artan nüfusun beslenmesinde gıda yetersizliği önemli bir sorun olduğu tarımda, dronların ve robotların kullanılması verimliliği arttırma noktasında su ve gübrenin daha verimli kullanılması söz konusu olacaktır.

Mülkiyet kavramı ve zenginlik dönüşüme uğramıştır; UBER’in mülkiyeti kendine ait aracı yok ama dünyanın en büyük taksi şirketidir.
 
Facebook, içerik üretmiyor ama dünyada en popüler sosyal paylaşım sitesidir.

Airbnb, hiç gayrimenkulü yok ama dünyanın en büyük konaklama sunucusudur.

Genetik kodlar üzerindeki çalışmalarda organ üretimi hedeflenmektedir; deri, kemik, damar dokuları, kalp ve karaciğer hastalara nakledilmek üzere üretilmeye çalışılıyor.

2025 yılına kadar kısmen de olsa gerçekleşmesi beklenen dönüm noktaları şunlardır; internete bağlanan elbiseler, robot eczacı, okuma gözlüklerinin internete bağlanması, 3D yazıcılarla ilk otomobilin üretilmesi, sürücüsüz otomobiller, şirket denetimlerinin yapan zeka (YZ) tarafından yapılması, şirket yönetim kurulunda YZ makinesinin yer alması.

Dünya nüfusu şu an 7.2, 2030’da 8, 2050’de 9 milyar olması bekleniyor. Ama yaşlanma sonucu güçlü bir demografik üretim yapacak insanlar azalırken, bakıma muhtaç insan sayısının artması yeni bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır.

Modern insanların daha çok üretme ve tüketme eğilimi, iklim değişikliği, her şeyi dönüştürme potansiyeli olan hız, bütün sistemleri baştan aşağı değiştiriyor, yeni sistemler ortaya çıkıyor.

İstihdam farklı faza evirilmekte, işgücü farklı alanlara transfer olmaktadır. 19. yüzyılda ABD nüfusunun yüzde 90’nı tarımda çalışırken günümüzde oran yüzde 2’ye düşmüştür.

Kurumlar, yetenekli yüksek beceri sahiplerini, yüksek ücretle istihdam edeceklerdir. Sermayeden çok beceri sahibi insanlar üretimin önemli faktörü olacaktır.

Birçok meslek kısmen ya da tamamen otomasyon sistemine dâhil olacaktır.

Sürekli inovasyon ve dijitalleşme iş yapma tarzlarının gözden geçirmesine ortam oluşturması sonucu sağlık ve otomotiv sektörleri rekabet avantajı gelişen sektörler olacaktır.

Şirketler yüksek kaliteli ürünleri düşük fiyata üretmek, inovasyon üstünlüklerini korumak için Ar-Ge çalışmalarına milyar dolarlık bütçeler ayırıyorlar.

Marka değeri önemli bir avantaj olarak öne çıkmaktadır.

Büyük bir etkileşim ve enformasyon ortamında, günde 30 milyar WhatsApp mesajının gönderildiği gerçek zaman dünyasını yaşıyoruz.

Gelinen aşamada binlerce değişik kültür ve dilin olduğu, 200 devletin bulunduğu küresel sistemde, hukuk ve politikanın çoğu zaman olayların gerisinde kaldığı görülmektedir.

Güç paradigmasının asimetriğine göre küçük birimler, büyük birimleri kısıtlama imkânının olduğu teknolojiyi kullanma bilgisine göre yeni denge denetim sistemleri ortaya çıkmıştır.

Hükümetler otoritenin devlet dışı aktörlere ve yerel gevşek kurumlara geçmesine kendilerini hazırlamaları gerekmektedir. Moises Naim: “yirmi birinci yüzyılda gücün elde edilmesi kolay, kullanılması daha zor ve kaybetmesi ise çok kolaydır.”der (s.77)

Cihazlar dijitalleşme sonucu birden fazla amaca aynı anda hizmet edebilmektedir. Bu bağlamda yeni kuşak akıllı sokak lambaları sayesinde şehirdeki trafik, hava durumu, insan ve araç hareketleri hakkında veri toplama ve güvenlik amacına hizmet etmeleri mümkün olacaktır.

Savaş ve rekabet şekil değiştirmiştir. Savunma ve ulusal güvenlikte, hackerlar ve teröristlerden yeni aktörler olarak söz edilmektedir. IŞID sosyal medya üzerinden yüzden fazla ülkeden savaşçı devşirebiliyor.

Ölümcül teknolojinin ürettiği uzun menzilli biyolojik ve nükleer silahlar başkalarına farklı yollardan büyük zarar verme imkanını sunuyor.

Yirmi birinci yüzyılda dünya, varlıklarının dağılımında büyük bir adaletsizlik içerisindedir. Varlıkların yarısı dünya nüfusunu yüzde 1’i tarafından kontrol edilirken, küresel nüfusun yarısı küresel zenginliğin yüzde 1’inden daha azına sahiptir.

Doğal kaynakların zenginliğine rağmen eşitsizliğin egemen olduğu toplumlarda suç oranı fazla, hapishanelerde daha fazla insan varken yaşam kalitesi düşüktür.

Teknolojinin geri döndürülemez şekilde hayatımıza entegre olması kimlik anlayışımızı nasıl etkileyeceği, içe bakış, empati ve merhamet duygularını nasıl etkileyeceği insani kapasitemizi ne kadar dönüştüreceği merak konusudur.

Teknolojinin kontrolüne ve yönlendirmesine açık yaşam tarzında ne yapmakta olduğumuz değil güçlendirilmiş potansiyelimizle birlikte “kim olduğumuz” üzerinde düşünülmesi gerekiyor.

İnsanın özeli ve dokunulmaz olan mahremiyetin büyük önem taşıdığı durumlarda, YZ güdümlü robotlar mı danışmanımız olacak yoksa yıllardır güvendiğimiz bir dost mu?

Hiçbir şeyin sabit kalmadığı dünyada güven en değerli özelliklerden biri haline geldi.

Gelecek yönelimli topluluklarda, işbirlikçi ve esnek yapıların ön plana çıktığı günümüzde kolektif sorumluluk yüklenecek iş liderleri ve politikacılar için duygusal zeka başarı açısından büyük önem taşıyor.

(1) Dördüncü Sanayi Devrimi, Klaus Schwab

Yorum Yaz