tatlidede

Entelektüellerin Hurafeleri - İbrahim Paşalı Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Entelektüellerin Hurafeleri kimin eseri? Entelektüellerin Hurafeleri kitabının yazarı kimdir? Entelektüellerin Hurafeleri konusu ve anafikri nedir? Entelektüellerin Hurafeleri kitabı ne anlatıyor? Entelektüellerin Hurafeleri PDF indirme linki var mı? Entelektüellerin Hurafeleri kitabının yazarı İbrahim Paşalı kimdir? İşte Entelektüellerin Hurafeleri kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 21.06.2022 22:00
Entelektüellerin Hurafeleri - İbrahim Paşalı Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: İbrahim Paşalı

Yayın Evi: Profil Yayıncılık

İSBN: 9789759964016

Sayfa Sayısı: 212

Entelektüellerin Hurafeleri Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Hamal ve ihtimal kelimeleri akrabadır. Entelektüel, ihtimallerin hamalıdır. Her ihtimali düşünmek zorundadır.

Popüler şarkılardan sıkılan entelektüeller, nedense, popüler sorulardan ve cevaplardan sıkılmıyorlar. Eğer her ihtimali düşünselerdi, hakikat muamelesi yaptıkları popüler cevaplardan kuşkuya düşer, egemenlerin kültürüne evrensel kültür demeye son verirlerdi...

Eğer çevreciler gerçekten bilinçli olsaydı, merkeze "çevre" demekten vazgeçerlerdi...

İnsanoğlunun ırkçılık yüzünden ödediği ağır bedellerden sonra çareyi "dünya vatandaşı" olmakta bulanlar, iddialarının aksine dünyalarının Avrupa'dan ibaret olduğunu, geride kalan her vatanın ve kültürün teferruat olduğunu görürlerdi...

Yolu ve yöntemi hesaba katmadan düşünmek, kulağa hoş gerisi boş kıyaslamalarda bulunmak, böylesi popüler kavramlar üretmek, entelektüel yolsuzluktur.

Türkiye'de yıllardır sadece bankaların değil, kavramlarımızın, kitaplarımızın, belgelerimizin ve hatıralarımızın içi de usulsüz işlemlerle boşaltılmıştır.

Bu entelektüel yolsuzluğun eski adı, usul/yöntem sahibi olmadan, bilgi sahibi olmaktır. Yöntemsiz düşünmek, yolda olmamaktır.

Entelektüellerin Hurafeleri; yolda olanların, yolunu şaşıranların, yerinde sayanların, ileri-geri konuşanların ve susanların yolculuk boyunca elden düşüremeyeceği bir kitap...

(Tanıtım Bülteninden)

Entelektüellerin Hurafeleri Alıntıları - Sözleri

  • Artık rüyalarımıza girip bize akıl veren aksakallıların yerinde "İsviçreli bilim adamları" oturmaktadır.
  • Türkiye’de sanat konusunda hassas olanların(!) değişmez tartışma konusu ezan, aslında Son Peygamber dışında kimsenin ciddiye almadığı, siyahi bir kölenin(sanat) eseriydi. Günde beş kez müslümanlara namaz vakitlerini hatırlatmak sorun olduğunda; Habeşli Bilal, bu ihtiyaca cevap verdi, nev-i şahsına münhasır, orijinal bir fikir seslendirerek, herkesi geride bıraktı. Kimsenin yerinde gözü yoktu, bir garip olarak bu dünyada kendi yerini kendi buldu, müezzinlik makamına geçmekle kalmadı, tarihe de geçti. Bu olaydan sonra, Habeşli Bilal, Hazreti Bilal oldu. Osmanlıların başlattığı bir adetle, günde beş kez, her ezandan sonra kendisine dua edilir oldu. Bir başka ifade ile söylemeye çalışırsak: Hazreti Bilal, kuşkusuz daha önce zincirlerinden kurtuldu. Fakat bize onu hatırlatan, ezan denen o “yaratıcı fikir”le, her şeyi efendisine soran kölelik zihniyetinden tam manasıyla kurtuldu. Şahsi fikirleri ve tercihleriyle şahsiyetini buldu, ‘karizmatik’ bir müslüman oldu. Önce, fikirlerimize değer veren Peygamber “Efendi”mizi, sonra bütün insanları etkiledi. Etkilemeye de devam ediyor.”
  • ... Kimi işgallerin tam manasıyla fetih olduğunu, bir coğrafyaya saplanıp kalmış insanlık tarihinin önünü açtığını görmüyorlar. Hadi bunu görmek zor diyelim, şunu görmek de mi zor: Bizans, Konstantinopolis'i emlakçıdan mı satın almıştı? Bizimkiler işgalciydi de, çağdaş devletler gayrimenkul yatırım ortaklığıyla mı toprak sahibi oldular? Noterde sözleşmeyle mi kuruldular?
  • Eski usul tarımın adını organik tarım kocakarı ilaçlarının adını bitkisel kür yaptılar ama her şeyden önce yapmaları gerekeni yapmadılar: Özeleştiri.
  • “Bilgi, gerekçelendirilmiş zandır.”
  • İnsanlardan bezip uzaklaşmak ayrı bir şey, insan(lık)dan uzaklaşmak ayrı bir şey. Çoğu zaman 'insan'lığımızı muhafaza etmek için insanlardan uzak düşeriz.
  • .... çünkü önemli olan bilgi değil, algı.
  • “Evladının başını kesen benim ecdadım olamaz” diyerek Osmanlı’yı reddedenler, dedelerini idam edenleri ata sayabiliyorlar.
  • Ne Ortaçağ cehennemdi,ne Asr-ı Saadet cennet.
  • Ne yalan söyleyelim, vaaza ihtiyacımız yoktur.

Entelektüellerin Hurafeleri İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kitabın çok güzel olduğunu iddia edenler kamyon arkası yazılar okumayı sevenler olsa gerek :) kitabı bir instagram sayfasında görmüştüm ve isminden dolayı elit kesimin kendinden aşağı gördüğü insanları ikna etmek için kullandığı yöntemleri anlatan bir kitap olduğunu düşünmüştüm ama kitap tam bir fiyasko :) ilk sayfası, bilim ve felsefe güvenli bir yer değil kurgudur diye başlıyordu. Bilimin manipüle edilebilir olduğunu düşündüğüm için " aradığım kitap " diye sevindim ve mutluluğum uzun sürmedi :) kitapla ilgili düşüncelerim; * 4 kelimelik bir cümleyi 12 kelimeye çıkarttığında daha mantıklı ve afili olduğu zannedilen cümlelerle doluydu ve cümleler arasında bağlantı kurmak için gerçekten de aynı sayfayı birkaç kez okumanız gerekiyordu. ( belki de ben çok fazla kitap okumadığım için bu noktada zorlandım ama cümleleri daha basite indirgemek de zor olmasa gerek ) fakat aynı zamanda kısa kısa paragraflar kullanılmış yani bağlantı olması için biraz da cümlelerin birbirine yakın olması gerekiyor diye düşünüyorum. * Kitapta kullanılan başlıkların içerik ile hiçbir alakası yok kitapta, eniştemi yorgan sandım diye bir başlık var. Merakla okuyorsunuz ve bu başlığın yıllar önce bir gazetede kullanıldığını ve okuduğunuz konuyla hiçbir alakası olmadığını görüyorsunuz. Bu da bence yazarın birkaç düşüncesini bir araya getirmeye çalıştığı ama bir bütün halinde kitabı toparlayamadığını düşündürüyor. * Kitabı anlamamız için kitaba uyarı eklemeniz gerekiyor sayın yazar, Bu kitabı okumadan önce şu tarihte yaşanan olaylara bakmanız gerekiyor diye. * Seo"ya uygun makale yazanların her satırda anahtar kelimeyi kullanmaya çalışması gibi yazarımız da her satırda " entelektüellerin hurafeleri " ismini kullanıyor. sürekli aynı kelimeyi görmek de biraz rahatsız edici ama asıl rahatsız edici olan kitapta bahsi geçen enteller kimler ? İbrahim Paşalının fikri ile uyuşmayan herkes entel ve entellik kötü bir şey gibi göstermeye çalışmış. Ama üzgünüm kitabı anlamak için biraz Atatürk düşmanı biraz da Türkçe katili olmak gerekiyor. * Yazarımız kitapta sürekli olarak birilerine saldırıyor ama kim olduğu konusunda hiç bilgi vermiyor. Sanki yazıldığı tarihte okunması gerekiyormuşçasına yazılmış yani A kişisinden bahsediyor ve bunu sadece kitabı basıldığı tarihte alanlar anlayabilirlermiş gibi biraz da günlük gibi. *çok fazla eski Türkçe kullanılıyor fakat yazarın bir dilbilimci olduğunu zannetmiyorum. * Kitapta şunu hissediyorsunuz ; gizli gerçekleri gördüm ama nasıl ya da bu gizli gerçekler neler ya da bunların bir doğruluk payı mı var mı ? :) Ben sadece gizli gerçekleri gördüm diyor yazarımız adeta. _ SPOİLER İÇEREBİLİR_ * " her sınıfın duvarında gençliğe hitabe olmasaydı, nesiller bunu ezberleyerek büyümeseydi, Necip fazıl gençliğe hitabe yazma ihtiyacı hisseder miydi " * " misakı milli laikliğe aykırıdır " * Refik Halit Karay ve Atatürk arasında geçen sorunu bilmiyorum bu kitaptan edindiğim tek araştırma konusu da bu oldu. Bunu da en yakın zamanda araştıracağım zira yazar Refik Halit Karay'ın örselenmesine çok dertlenmiş. * Piyer Loti"nin eşcinsel olması neden özellikle belirtilmiş bu da ilgimi çekti ve bu konuda da detaylı bir bilgi vermemiş yani neden Piyer Loti"nin isminin kullanılmasından rahatsız oldun? bu sorunun cevabı kitapta yok ama bahsi var. *" kılıç zoruyla bir gecede Müslüman olduğumuzu söylerler ama asker zoruyla bir gecede laik olduğumuzu söyleyemezler " kitapta beğendiğim tek cümle şu oldu; * kişi neyle kibirlenir ve neyine güvenirse cehennemi o olur, onunla cezalandırılır * ki bu cümleyi beğenince şunu fark ettim. Kullanılan sözler birkaç kişiden alıntılanmış ne hikmetse her seferinde kimden olduğu unutulmuş ve kitap alıntı sözler yığınına dönüşmüş. Yazarımız da bu sözlere eklemeler yapmaya çalışmış ama kafası o kadar karışık ve o kadar çok konudan konuya atlamış ki ifade etmeye çalıştığı şeyin ne olduğunu kendisi de bilememiş. yazar belki de Atatürk düşmanı değildir ama kitap o hissiyatı verdi. yazar/i4741 (ahsen bilgiç)

Okunası kitaplardaN.. Özellikle ağır takılanların hezeyanlarını ariflerin yalın bilgisiyle ironik bir dille Anlatmış İbrahim PAŞALI Bir Dâhide binlerce Aptalın hakkı vardır! Yetenek insanı dâhi yapmaya yetmez, Aptallarla kuşatılmış olmak da şarttır. Bir insanın kendisini dâhi olarak görebilmesi için, toplumun en az yüzde altmışını aptal görmek zorundadır. Bilimi de leylekler getirdi/İ.Paşalı... (BİR Delinin Divanı Niteliğindeki Alıntılar)

"nazar, manzarayı oluşturur" Yani , bakış açısı değişirse manzara da değişir. Nokta atışları olan bir kitap. Okudukça insanı ayağa kaldırıyor. ' Ey özgürlük senin adın islamdır'Silkelenmek farketmek farkettirmek için tavsiye niteliğinde bir kitap (ayca ayca)

Entelektüellerin Hurafeleri PDF indirme linki var mı?

İbrahim Paşalı - Entelektüellerin Hurafeleri kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Entelektüellerin Hurafeleri PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı İbrahim Paşalı Kimdir?

Yazar, Yayıncı. 1973 Yılında Rize'de doğdu. İlkokula Beyoğlu'nda başlamış, liseyi Üsküdar'da bitirmiştir. Yüksek öğrenimini Medya ve İletişim Bölümü'nde tamamlamıştır. 15 Yıl boyunca İstanbul Marmara FM radyosunda "Gece Yürüyüşü" adlı programla birçok müdavimin sevgisini kazanmıştır.

İbrahim Paşalı'nın Yazar ve yayıncı kimliğinin yanısıra Tv yöneticiliği, TV programcılığı gibi alanlarda da çalışmaları oldu. Son olarak TVNet adlı Televizyon kanalında "Makam Arabası" adlı programı hazırlayan Paşalı'nın İstanbul Kriterleri ve Öğle Uykusu adıyla iki kitabı bulunuyor. Radyo programlarında daha çok İslam Medeniyeti üzerinde durmuş olan Paşalı, yayınladığı doğudan, batıdan şarkılarla da dikkat çekmiştir.

İbrahim Paşalı Marmara FM'de yaptığı programda sıksık okuduğu "iyi Günler İleride" adlı şiirle belleklerde iz bıraktı.

Bir süre Milli Gazete'de köşe yazarlığı yapan İbrahim Paşalı, 2012 yılından itibaren Pazar günleri Yenişafak Gazetesi'ndeki köşesinden okurlarına hitap ediyor.

İbrahim Paşalı Kitapları - Eserleri

  • Öğle Uykusu
  • Entelektüellerin Hurafeleri
  • İstanbul Kriterleri

İbrahim Paşalı Alıntıları - Sözleri

  • Iyi bir soru başka iyi sorularla iyi bir insan başka iyi insanlara iyi bir müzik başka iyi müziklerle tanıştırır insanı. (İstanbul Kriterleri)
  • Kimileri, bizim uyuyakaldığımız için, tembellik yaptığımız için Batılıların bizi geçtiğini, bizim aradıklarımızı onların bulduğunu söylüyor. Yanılıyorlar! Çünkü biz hiçbir zaman onların bulduklarını aramadık. Ama bulduklarımızdan birçoğunu kaybettik; bu doğrudur. (Öğle Uykusu)
  • İnsan olmanın ve öylece kalmaya çalışmanın bedeli ağırdır. Haklı olmak, her zaman kazanacağınız anlamına gelmez. (Öğle Uykusu)
  • Artık rüyalarımıza girip bize akıl veren aksakallıların yerinde "İsviçreli bilim adamları" oturmaktadır. (Entelektüellerin Hurafeleri)
  • İnsanlardan bezip uzaklaşmak ayrı bir şey, insan(lık)dan uzaklaşmak ayrı bir şey. Çoğu zaman 'insan'lığımızı muhafaza etmek için insanlardan uzak düşeriz. (Entelektüellerin Hurafeleri)
  • . Hz. İbrahim (aleyhi selam); abartılan , hak etmediği şekilde ilgi gösterilen ve duyguların boş yere israf edilmesine neden olan HERŞEYE, karşı çıkan peygamberlerden biriydi. Baltası vardı. (Öğle Uykusu)
  • “Bilgi, gerekçelendirilmiş zandır.” (Entelektüellerin Hurafeleri)
  • Kötü olan önyargı değil, önyargının sonyargı olmasıdır. (İstanbul Kriterleri)
  • Ne Ortaçağ cehennemdi,ne Asr-ı Saadet cennet. (Entelektüellerin Hurafeleri)
  • Kuvvetli olmak fikirlerinizi güçlü yapmaz. (İstanbul Kriterleri)
  • İnsana düşünecek sakin bir yer kalmadı. (İstanbul Kriterleri)
  • Başta İslâmcılar olmak üzere bütün muhalifler düşmanların, rakiplerini bir uydu gibi takip ettikleri için kendi yörüngelerin yitirmiş durumdalar. (Öğle Uykusu)
  • Türkiye Gazali’nin sadece ismini değil sorularını/dertlerini bilseydi, Heidegger’in sorularını da bilecekti... Türkiye Muhyiddin-i Arabî’yi bilmediği için Spinoza’ya derin sanıyor... Türkiye Şeyh Galip’in ne dediğini bilmediği için Goethe’yi önemli biri zannediyor... (İstanbul Kriterleri)
  • Yanlış çoğaldıkça, insanlara normal görünmeye başlıyor. (Öğle Uykusu)
  • Hayalleri, gemileri yakar gibi yakmak gerekiyormuş. (Öğle Uykusu)
  • Küçük şehirlerin ortak özelliğidir:Yabancıları hemen tanırlar. (İstanbul Kriterleri)
  • Eski usul tarımın adını organik tarım kocakarı ilaçlarının adını bitkisel kür yaptılar ama her şeyden önce yapmaları gerekeni yapmadılar: Özeleştiri. (Entelektüellerin Hurafeleri)
  • Ağlasa, yağmur yağıyor diyecekler, onun adı yine anılmayacak... (Öğle Uykusu)
  • “Evladının başını kesen benim ecdadım olamaz” diyerek Osmanlı’yı reddedenler, dedelerini idam edenleri ata sayabiliyorlar. (Entelektüellerin Hurafeleri)
  • Kararsızlık, leke gibidir. İnsanın sevdiklerinden ve sevmediklerinden emin olmadan geçirdiği günler, kirli günlerdir. Neye dokunsa kirletir insan. (Öğle Uykusu)

Yorum Yaz