tatlidede

Eski ve Yeni Türkiye

Eski ve Yeni Türkiye
Çözüm Süreci ilk defa konuşulmaya başlandığında bunun nasıl olması gerektiği ve izlenecek yöntem konusu uzunca bir süre tartışıldı.İlk önce mecliste grubu bulunan partiler ve meclis dışı siyaset yapan partilerden randevular talep edildi.Bazı partilerle konuşma imkanı bulunup sürecin nasıl işleyeceği anlatılırken,bir kısmıyla işler daha randevu alma sürecinde koptu.
Siyasi Partiler,sivil toplum kuruluşları,devlet organları ve medya mensuplarıyla yapılan;konuşmalar,anlatılan meramlar,çözümün topluma yansıyacağı olumlu etki ve bir ülkenin ömür boyu kan kaybederek yaşayamayacağı gerçeğinin bizatihi devlete anlatılması gibi önemli ama bir o kadar da zor olan bir süreçten geçildi.Gelinen noktada bu işin AK Parti ve hdp gibi mecliste grubu bulunan iki partiyle devam edilmesi kararı verildi.
Mit müsteşarı Hakan Fidan'ın emek ve çabaları,Başbakan Prof.Ahmet Davutoğlunun bilgi birikimi ve süreci iyi okuma kabiliyeti kadar,Türkiye tarihinin en önemli liderlerinden biri olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi kariyerini bir kenara bırakıp sırf daha fazla ölümün önüne geçmek için takındığı kararlı duruş,bu sürecin önemli dayanakları oldu.Burada kürt siyasal Hareketi'de zaman zaman çok eleştirilsede, kürt meselesinde çözümün legal siyasetle ve meclis çatısı altında çözülmesi gerektiği yönünde belli bir irade gösterdi.Bu zorlu süreçte eski Türkiye'nin neferlerininde alabildiğine çözümsüzlüğe abandıklarını ve bunun içinde bir çok provokatif söylem ve eylem içinde bulunduklarını da unutmamak gerek.Zira çözüm sürecinde yaşanacak bir başarısızlık,yeni Türkiye'nin yıkılışına başlangıç,eski Türkiye'ye dönüşünde ilk sinyali olacaktı,onlarında maalesef böyle toplumun ihtiyaçlarından uzak,aciz bir beklentileri vardı.
Türkiye, AK Parti Hükümetleriyle inkar politikalarının kenara itildiği bir dönemden geçti.Bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlunun açıkladığı Demokratikleşme Paketleriyle;dokunulamaz denilene dokunuldu ve onarılmaya çalışıldı.Eskinin bugüne taşıdığı bir çok sorunla yüzleşildi.Belki herşey tamamen çözülemedi fakat yinede herşeye dokunuldu ve tartışılabilir hale gelmesi sağlandı.Böylelikle problemlerin çözülmesinde ilk safha olan konuşabilme özgürlüğü ve diyalog kanalları da açılmış oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ermeni ailelerin torunlarına taziyelerini sunmasından tutunda,demokratikleşme paketinde bulunan Alevi açılımına kadar,söylenemez denilen ne varsa söylenmeye ve yapılamaz denilen ne varsa yapılmaya çalışıldı.Çıta,O kadar yükseğe konuldu ki,bunun altına inildiği anlarda toplum şaşırdı ve daha fazlasını istemeye başladı.Yeni Türkiye'de herşeyin değiştiğini bize haber veren belkide ilk anlayış;Devletten ziyade bireyi temel alan bir yapılanmaya gidilmesi ve bunu yansıtan Anayasal değişimlerin hayata geçmesi oldu.
Bugün eski ve yeni Türkiye arasında oldukça büyük bir uçurum var ve bu büyük değişimi inkara çalışmak,geleceği ıskalamaktan başka bir şeye yaramaz.Başlangıçta neredeydik?,şimdi neredeyiz?, ve gelecekte nerede olmak istiyoruz?.sorularına vereceğimiz cevaplar,eskiden günümüze Yeni Türkiye'de Demokrasiye,Temel Hak ve Özgürlüklere bakışın ne kadar farklı bir boyut kazandığı gerçeğini bizlere gösterecektir. 

Yorum Yaz