tatlidede
tatlidede

Evrensel Barış!..

Evrensel Barış!..

Böyle bir kalabalığı ilk kez gördüm desem yalan olmaz herhalde. Mardin şehir stadyumunun tirbünleri ile beraber sahanın içini de hınca hınç dolduran Mardinlileri bir araya getirmeye vesile olan Dil ve Kültür Olimpiyatları Organizasyonu, aslında ülke olarak sevgiye, hoşgörüye ve en önemlisi barışa ne kadar çok susadığımızın kanıtı gibiydi.

Tamamı 7 bin 500 kişilik olan stat, 20.000’in üzerindeki bir rakamı bağrına basmış ve adeta yer, ancak gönüllerde daralır demişti.  İşte bu gönüllerin genişliğine sığan o mahşeri kalabalığın coşkusu da çırpılan ellerden değil adeta kükreyen gönüllerden dünyanın dört bir yanına akıp durdu. Gönüllerden dünyaya akan bu coşkuya yol açanlara selam olsun demek, milletçe susadıklarımızın neler olduğunu somut olarak görmek adına duyduğum minnetin bir ifadesi olsa gerek. Tekrar tekrar söylemek istiyorum, bizlere bu geceyi düzenleyerek ruhumuza işlemiş olan özlemlerimizi gözlerimizin önüne getirenlere selam olsun.

 “Tek bir ülke istiyorum, adı DÜNYA olsun!”

 “Tek bir ırk istiyorum, adı İNSAN olsun!”

 “Tek bir kaynak istiyorum, adı SEVGİ olsun!”

Hiçbir insanın hayır diyemeyeceği bu isteklerin yerine gelmiş halini, Tanzanya’dan, Azarbaycan’dan, Kenya’dan, Irak’tan, Pakistan’dan, Makedonya’dan ve kısacası dünyanın dört bir yanından gelip şarkı söyleyerek bizlere gösteren çocukların gönüllerde yarattığı sevgi ve hoşgörü izdihamına dev ekrandan eşlik eden “Evrensel Barış” sloganı, gecenin anlamını tam olarak ifade ediyordu.

 Her şey çok güzeldi!

 Her şey yerli yerindeydi!

 Her şey mükemmeldi!

 Bu her şeyle ifade ettiğim güzelliklerin içinde hafiften can sıkan şeyler de vardı ve ben onları da zikretmeden bitirmek istemiyorum. Evrensel barış sloganı ile dil, din, ırk farkı gözetmeksizin yığınların gönüllerini birbirine zincirlemeyi başaran bu güzelim organizasyonun ruhuna aykırı bulduğumun yanı sıra kalabalığın içinden kulaklarıma yansıyan eksikler, daha doğrusu fazlalıklar can sıkıcıydı. Bu güzelim gecenin protokol sunumuyla zaman zaman bölünmesi, sevgi zincirindeki halkaların zaman zaman kopması gibiydi sanki. Artık insanların bıktığı protokol konuşmaları burada da vardı ve mesela Dicle Nehri’ni Geçmediği Suriye’den geçirerek Irak’a sokan (Fırat Nehri ile karıştırdı) belediye başkanının konuşması belki çok güzeldi ama bu geceye fazlaydı. Aramızda falan da filan da var anonsları fazlaydı. Zira bu organizasyonun ruhunda insanlığın tamamını gördük ve bu gördüklerimizin okşadığı gönüllerimizde falan ve filanın ayrıcalıklı bir köşesi yoktu. Falan ve filan da o yığının birer parçası olarak kalmalıydı.

 Ve bu fazlalığa rağmen, bizlere kenetlenmiş gönüllerin coşkusunu yaşatanlara minnettar olmanın bile yeterli bir ödül olmayacağını düşünüyorum. Mardinimizin hoş görüsüyle kaynaşan bu güzelliğin yine Mardin’den tüm dünyaya, “Evrensel Barışa” doğru hızlı adımlarla ilerlemesini diliyor, saygılar sunuyorum.  

Yorumlar

Image
Tayfun
13.06.2013 / 12:40

Yazılarını büyük zevkle takip ettiğim değerli abim, yine Mardin sevdalılığını deklare etmiş ve duygularını bizlerle paylaştığınız için teşekkür ederim...

Image
Doğruya Doğru
13.06.2013 / 12:36

Millet uzaya çıkıyor, bazıları daha nasıl geri gideriz diye yorum yapıyor. Tebrikler çocuklar ve tebrikler ismini ve memleketini bilmediğimiz Hamza yürekli,Yusuf yüzülü, sadık sözlüler.

Image
MİAD
13.06.2013 / 12:34

Kaleminize sağlık. Teşekkürler Kadir Bey.

Image
Gül
13.06.2013 / 12:33

Göz yaşları ve mutluluk içerisinde izledik. Yeni Bir Dünya....

Image
Amedli
13.06.2013 / 12:31

Teşekkürler Barışın Çocukları Teşekkürler Mardinlife'nin seçkin yazarı....

Image
MEMOŞ
13.06.2013 / 12:30

Dili, dini rengi farklı olsa da ülkemizin güzelliğine güzellik katıyor.... Yazınız için teşekkürler Kadir Bey... iyi ki varsınız...

Image
Yiğit
13.06.2013 / 12:29

Kaleminize sağlık usta! Herşey çok güzeldi....Her ne kadar çekmek istemeyenler olsa da,altında abuk sabuk olaylar arayan taraflar olsa da HERŞEY ÇOK GÜZELDİ... HER ŞEYE RAĞMEN İYİ Kİ VARSINIZ İSİMSİZ KAHRAMANLAR...

Image
doğrucu davut
13.06.2013 / 00:57

Siyaset, Arapça Sase kelimesinden türetilmiş bir kelime olup, at terbiye etmek demektir. Siyaset, doğru bir şekilde karar vermek demektir. Türkiye de ise siyasetçileri görünce YALAN SÖYLEYEN anlamı yükleniyor. Bu organizasyonun Türkiye deki siyasetçilerle bir alakası yok. Bunu herkesde görüyor. Asıl mana köküne göre bakılırsa da hiç bir problem yok. Demek ki bilmeden düşmanlık beslemek cahillikten kaynaklanıyor vesselam.

Image
HÜRSADA
13.06.2013 / 00:32

A.Kadir bey sözüm sana değil, bu organizasyonu yapanlara. Dünyanın herhangi bir yerinden gelen bir gayri müslim Türkçeyi mükemmel hali konuşuyorsa bu kişinin maneviyatından bir samimiyet çıkarıp bunu teşhir edip pazarlamak ne derece doğrudur, eğer öyle bir sonuç çıkarmaya devam ederksek Amerika ya yaşayan samimi bir müslümanın maneviyatını değersizleştirilmiş olunmaz mı?

Image
simyacı
12.06.2013 / 23:13

Her şey çok güzeldi!<br>Her şey yerli yerindeydi!<br>Her şey mükemmeldi!<br>sıralmışsın. senide kaybettik. kalan sağlar beri gelsin.

Image
Şakin POYRAZ
12.06.2013 / 10:30

Sayın Yazar,ben organizasyonu izlemedim, ancak DÜNYA, İNSAN ve SEVGİ sözcükleriyle çok şey ifade etmişsiniz. Elinize dilinize ve Kaleminize sağlık.Ayrıca şahsıma yapılan eleştiriyi yayından kaldırdığınız için teşekkür eder, bu tür yorumlara müsaade etmemenizi dilerim.

Image
merydn
12.06.2013 / 01:49

başkan bide oluşan çöp yıgınlarını temizletseydi , ortalıgı çöp götürüyor stadta

Yorum Yaz