tatlidede

Ey! Şehrim, Güzelim, Mardin’im.

Ey! Şehrim, Güzelim, Mardin’im.

         Şehrimin bir ucunda Mardin kalesi, diğer ucunda Pers kralı “Ardeşir’in  atlar üzerindeki oğlu “Marde” ve karşılarında duran İran şahının oğlu “Mardin”; Tur-Abidin yamacında esen rüzgârları arkasına alarak piyonlarını öne sürmüş bekliyor.

      Bazen Merdin dedik, bazen Merdo (kaleler) olduk, bazen kal’at el Marat dedik. Bazen de Marid diye tanıtıldık.

      Dünyanın en güzel üç şehrinden biri olan Mardin’e Rumiler ,“Marce” ismi verdiler. Araplar “Maridin” , Türkler “Mardin” ve Kürtler de bu güzel şehre “Merdin”  deyip gönüllerinin payitahtı yaptılar. Her birimiz, diller ve dinlerin şaha kalktığı; ama mat olmadıkları bir Mardin hoşgörülüğüne büründük.

       Ne mutlu bize!

       Bir yanımız Süryani, öteki yanımız Arap,

       Bir diğer yanımız Kürt, Yezidi ve Keldani.

        Hep pat kalmışız.

     Tüm şah kışkırtmalarına ve adi saldırılara karşı hep korumuşuz vezir ve şahlarımızın kardeşliğini. Bazen vezir olmuşuz mekânlarımıza, bazen de kale gücünde piyon değiştirmişiz zafer anlarımızda.

     Zafarân sürmüşüz tüm yaralarımıza; sevgi ile büyütmüşüz oyalarımızı.

       Can vermişiz. Can katmışız, kadın vermişiz, oğul büyütmüşüz ellerimizde. Bir filin gücü ile beşiklerimizi sallamışız.

     “Mat kokusunu, geçmişin derin oyunlarından alıyoruz. Dünya’nın zikzaklı nehirlerine adım atamıyoruz ve geleceğe açılan fikir sandallarına da ulaşamıyoruz ve hala anlaşılamıyoruz.

      Her iyi niyetli hamlelerimize karşı; “sanal sınırlı”  ülkelere bölünüyoruz.

    Bir derin tefekküre dalmışız Mezopotamya’nın üstünde oynanan oyunlara; bir elimizde at, diğerinde fil; bir kalemiz Kasimiye avlusunda, diğeri Zinciriye medresesindedir. Şaha kalkmak üzereyiz Ey! Mardin’im.

       Mardin satranç gibidir. Anlaşılmaz, hissedilir. Yapacağın her hamleyi hissettiğin an! Oyuna dalar ve oyunu kazanırsınız. Mardin de öyledir. Her iyi hamleyi içinde barındırır. Sevdiğini hisseder; sen seversen; o seni öylesine sever, öylesine kucaklar…

***

Tarihi kentim, güzel şehrim,

Ey! Mardin’im.

Medeniyetinden aldığı derin güçle

Geleceğe uygar imzalar serpiştireceksin

Ve her kültürün dilini konuşacak

Çocuklara sahip olacaksın.

Selam sana,

Muhabbet sana,

Ey! Şehrim, güzelim, Mardin’im.

Irmaklar dolusu sevdan ile

Toprağıma can katacaksın.

İnsanıma ruh verecek

Medeniyetler kuracaksın.

Selam sana,

Muhabbet sana,

Ey! Şehrim, güzelim, Mardin’im.

Selam ve kelamların en güzeli ile kalınız.

Yorumlar

Image
Serhat ÇAKI
12.02.2013 / 23:26

eline sağlık tekin hocam mardin kısaca ancak bu kadar güzel dile getirilebilirdi.

Yorum Yaz