tatlidede

Fatma Hemşire

  • 20.02.2011 14:42
Fatma Hemşire

Değerli okurlarım; mesleğimiz gereği kulağımız deliktir ama zaman zaman bazı çirkinlikleri de bizzat yaşadığımız oluyor. İlk çocuğum olan Onur Musa’nın doğumu için eşimle birlikte Mardin Kadın Doğum Hastanesi’nin yolunu tutmuş idim. Gerçekleşen doğumdan sonra eşimden duyduklarımla adeta şok olmuştum. Doğum için hastaneye yatırılan kadınların, doğum anında olmadık hakaretlere maruz kaldıklarını kim duysa şok olurdu herhalde.

Ağza dahi alınmayacak olan hakaretlere maruz kalanlardan biri de eşim olduğu için şikâyetimi o zamanın başhekimine yapmış ve bu terbiyesizlikleri yapanlar hakkında gerekli olan işlemlerin yapılmasına vesile olmuştum. Ama canı yananlardan biri ben olmasaydım eğer, emin olun ki bu duruma göstereceğim tepki çok daha sert ve farklı olurdu.

Biz gazeteciler, mesleğimizi halk adına icra eder ve halkın sıkıntıları ile mevcut idareler arasında bir anlamda köprü görevi görürüz. Kendi şahsımızda yaşadığımız olumsuzluklara gösterdiğimiz tepkilere bir sınır koyarız her zaman için. Ancak halkın yaşadığı olumsuzlukların giderilebilmesi için yaptığımız girişimlerde sınır tanımayız. Bu durumun izahını yapmama gerek yok zira neden böyle davrandığımızı okuyucularımın anlayacağına eminim.

Aynı hastanede doğum yapan kadınların doğuma bir yakınlarının refakati ile girme istekleri, o zamanlarda kabul edilmiyordu. Doğum anına refakat eden bir yakının olmayışı da mevcut görevlilere, anne adaylarına diledikleri gibi davranma olanağı tanıyordu. Söz konusu hastanenin şuanki mevcut başhekimi Dr A.Fettah Oğuz Bey’den geçtiğimiz günlerde güzel bir bilgilendirme notu geldi bana ve benimle birlikte aynı mesleği paylaşan meslektaşlarıma...

Hastanemiz doğum anına refakatçi alma uygulamasını geçte olsa başlatılmıştı. Meğer bu uygulama, Türkiye’deki devlete ait hastanelerde bir ilkmiş. Bu elbette ki güzel bir uygulamadır ve en azından olası olumsuzlukların yaşanmasına engel olacaktır.

Ben doktor değilim ama hasta ile hastanın bulunduğu ortamda gerçekleşen güzel diyalogların iyileşme sürecine çok olumlu katkıları olduğunu düşünüyorum. Evinin dışındaki bir mekana gelerek sağlık arayan hasta bir insanın en çok ihtiyaç duyacağı şeylerin başında şefkat gelir. Zira bu anlamdaki ihtiyacın giderilmesi güven duygusunu arttırır ve güven duygusunun artması da iyileşme sürecini hızlandırır kanaatindeyim.

Yaşanmış olan tüm olumsuzlukları geride bırakan refakatçi uygulamasının başlatıldığı hastanede görev yapan ve bahsettiğim şefkatli yaklaşımın adeta öncüsü olan bir görevliden, bir hemşireden bahsetmek istiyorum şimdi.

Fatma Hemşire!

Şu an sokakta görsem tanımam.

Ama bu hastaneye müracaat eden vatandaşlarımızın bir çoğundan duyduğum isim “Fatma Hemşire” olunca, kendimi bu yazıyı yazmaya mecbur gördüm. Zira aynı mekânda görev yapan Fatma Hemşire’nin yaratmış olduğu güzellikler, geçmişte bizzat yaşamış olduğum çirkinlikleri de hatırlattı bana ve bizler sadece yanlışları değil, doğruları ve doğru insanları yazmakla da mükellef sayılırız. Delik olan kulağıma Fatma Hemşire ile ilgili gelen seslerden bir demet sunayım şimdi;

Hastaneye müracaat ettiğim andan itibaren güler yüzünü benden eksik etmedi diyenler,

Hastaneye yattığım andan doğum yaptığım ana kadar beni yalnız bırakmadı diyenler,

Hastalığımı yenmemde bana ilaç kadar yaradı diyenler,

O güzel insanı bir daha göreceğim için yine hastalansam üzülmem diyenler,

Adeta gül gibi kokan bu cümleler uzayıp gidiyor ve hepsini yazmama imkân yok.

Hastanemizin de en kısa sürede tıpkı bu sözler gibi kokacağı günün yakın olduğuna inanmak istiyorum.

Ve diyorum ki;

Teşekkürler Fatma Hemşire…

Fatma Hemşirelerin, Fatma Doktorların ve Fatma idarecilerin çoğalması ümidiyle saygılar sunuyorum.

Yorum Yaz