tatlidede
tatlidede

Feodal Ve Burjuvazi

  • 22.02.2011 10:25
Feodal Ve Burjuvazi

07.04.2009 20:51:32

 Bir ülke vardı çok uzaklarda. Adı Youba. Tambe denilen yerleşim biriminde Mirba adında bir feodal yaşıyordu. Toprağa bağlı, katı gelenekçi, geleneksel dini değerlerine sahip, değişime-gelişime, karşı merkezine kendisini oturttuğu kendisine ait bir dünyası vardı.. Dünya buhar makinesi ile tanışmış, filozoflar kiliseye karşı kesin bir zafer kazanmıştı. Artık papazların “aforozlarını” kimse takmıyordu. Gelenekçi Katolikliğe karşı Protestanlık rağbet görüyordu. Fabrikalar bu inancın merkezleri oluyordu. İşçilerin emeği ucuzdu. Ticaret artık deniz aşırı memleketlere açılmıştı. Yeni kıtalar keşfediliyordu. “Rönesans” ve “Reform” hareketlerinin oluşturduğu zeminde teknolojik gelişmeler dev adımlarla ilerliyordu. Erişim ve ulaşım mesafeleri oldukça kısaltmıştı. Toprağı ve asaleti olmayanlar nüfusu yoğun olan yerlere göç etmeye başlamıştı. Önce at arabası ile başladığı ticaretin çıraklık dönemini başarıyla tamamlayarak, kalfalık döneminde dükkân darlığa terfi ediyordu. Gençler yeni piyasanın sanatkârlarını oluşturuyordu. Fabrikalarda üretilen başta giyim ve gıda olmak üzere ihtiyaç maddelerini feodallerin beğenisine sunuyorlardı. Feodalin eşi ve çocukları giyim ve tüketim malzemelerini almada çok hızlı idiler. Zira gösteriş vazgeçemedikleri ritüellerdi. İlk yıllarda tarlanın verdiği ürünleri harcamalara yetişiyordu. Daha sora gelecek yılın ürünleri üzerine mal almaya başladılar. Başta eşinin ve çocukların giyim ve davranış tarzları değişmeye başlamıştı. Değişmeyen tek şey üretimdi. Artık toprağın verdikleri işe yetmeyince yavaş yavaş toprak burjuvazinin eline geçmeye başlayacaktı. Kapalı bir dünyada yaşama, israf, gereksiz kibir ve gurur feodale pahalıya mal olmuştu. Gücün simgesi toprak artık başkasının elindeydi. Zamana ve değişime direnme kendisine fayda sağlamaktan uzaktı. Dünya dönmeye devam ediyordu. Akraba ve komşuları ile uğraşma herkese zarar vermişti. Kontrol etmeye çalıştığı din adamı başka bir yerleşim ve hayat için çoktan köyü terk etmişti. Okuyan çocuklar yetersiz olan memuriyet maaşına dünden razı idiler. Feodalin tenezzül etmediği esnaflık, fırsatını bulan çocukların yeni meslekleri olmaya başlamıştı. Youba ülkesinde adeta toplumun kuralları yeniden yazılıyordu. Feodallerin çocukları değişime gelişime istemeyerek de olsa ayak uydurulmaya çalışılıyordu. Tambe şehri çok değişmiş olmasına rağmen Mirba halen eskiye özlem duyuyordu. Çocuklarının başkaları ile aynı işleri yapmasını içine sindiremiyordu. Bu toplumun aydınlarının iki açmazı vardı: 1-Kendi halkının dilini konuşmuyorlardı. 2- Halkın değerlerinden kopuk oldukları için bu durum toplumlarına pahalıya mal olmuş, dünyadaki gelişmeler ıskalamıştı. Bunun sonucu insanlık ailesi içerisinde hak edilen yere ulaşamamak olmuştu. Yıllarca ilim ve irfan merkezi olanlar bir günde üzerlerine örtülen şalın altında kalmıştı. Bazı aydınlık girişimleri olmuş ise de yetersiz kalmıştı. Uzaklardan gelen kavurucu moda etkisini her tarafta hissettirmişti. Girmediği ev kalmamıştı denilebilirdi. Gün oldu devran döndü, yeni değer yargıları oluşmaya başladı. Youba ülkesi ve Tambe şehri çok değişti. Yeni dengeler oluşmaya başladı. Feodallerin yerini burjuva aldı. Çeteler ve sokak çocukları ortaya çıktı. Sanal hırsızlıklar, borsa, döviz ve faiz gerçekleri ile yüzleşildi. Bilgi elde etme (bilgiye ulaşma), bilgi saklama ve bilgi paylaşma dönemine girildi. Zaman ve mesafe kavramları yeni tariflerini bekliyor. Biz bu evrenin neresindeyiz?

Yorum Yaz