tatlidede

Geçmişin Mardin’in de İnsan Profilleri (3)

Geçmişin Mardin’in de İnsan Profilleri (3)

Geçmişin Mardin’in de İnsan Profilleri (3)

Cebinizdeki para ne olursa olsun, içinizdeki merhametle var olduğunuzu hissedebildiğiniz.

Hayatı birebir yaşayıp aynı zamanda anlamanın, anca kendisinden alınan dersler ve bedelle ödendiği.

Dünyaya ve doğaya saygı duyulup, insan zihinlerinin metamorfoza uğratılmadan kendi saflığında hareket edilmesine, izin verildiği.

Sanal dünya koşturmacasının olmadığı, mutluluğun bir talep olarak değil sevap hanesine yazılacak sırlarla dolu iyiliklerle hüküm sürdüğü.

İnsan doğmak ile insan olma arasındaki farkın, bu kadar açık olmadığı Kadim Mardin günlerinin gizeminde.

Temiz giyimi, hafif kıvırcık saçları ve İstanbul Türkçesi diyebileceğim konuşma tarzıyla afra tafra yapmanın dışında kendinden emin tavırlarıyla yürüyen. Sağlık Müdürlüğünde çalışırken, mesai bitiminde kentin tek caddesinde kendisine şakayla karışık sataşanları çoğu zaman ciddiye dahi almayan. Kızdığı zamanlarda da cevabını hiçbir zaman esirgemeyen. Boyunun kısalığından ziyade kallavi lafları hala aklımda bulunan, yetmişli yılların takvim yapraklarındaki Sevgili Enver Özbilen (Enveril Cuci , Şate veya Şatır), bu kadim kentin güzel insanlarındandı.

Kocası rahmetli Kemal Gözü’nün Nusaybin Belediye Başkanlığı yaptığı yetmişli yılların başlarında. Eşine düzenlenen bir silahlı saldırıda ona zarar gelmemesi için vücudunu siper ederek, üzerine kapanacak kadar aslan yüreği taşıyan. Kalp rahatsızlığı şikayetiyle Ankara’da gittiği doktora kalbini göstererek ‘Ha burada bir kuş var. Kafasını koparmışsın sanki hep çırpınıyor’ sözleriyle kalp çarpıntısını ifade şeklini Mardin’in betimlemesine döken. Çantasında taşıdığı küçük silahını hiçbir zaman yanından ayırmayan. Hal, hatır ve gelenekte dönemin Osmanlı kadını sıfatını hak edecek kadar kararlı ve şefkatli olan Sevgili Emire Gözü, bu kadim toprakların güzel insanlarındandı.

Vakıflar bankasının karşısındaki dükkanında berberlik sanatının incelikleri kadar insan sarraflığının hünerlerini de sergileyen. Şehre gelen polislerin tıraş olmayı tercih ettikleri yer olması sıfatıyla, dönemin ehliyet alımında Mardinli hemşerileri için ricacı olan. Hoş sohbetiyle gönüllere hitap ederken dönemin ekabir takımını da tıraş etmesi vesilesiyle adı ‘ Sosyete Berberi’ olarak bilinen, Sevgili Mehmet Naylon, bu kadim kentin güzel insanlarındandı.

Meşin yuvarlağın daha parayla tam anlamıyla haşır neşir olmadığı. Futbolun televizyon ekranlarında değil, birebir statlarda yaşandığı. İçten ve candanlıkla bütünleşen karşılıksız amatör ruhun, seksenli yıllardaki amatör lige bu kadar yakıştığı toprak zeminlerdeki oyunda. Dönemin Sağlıkspor kulübünün hem kaptanlığını, hem malzemeciliğini hem de antrenörlüğünü yapan. Geçim ve rızk cenderesindeki ekmeğini Sağlık Müdürlüğündeki

görevinin dışında, pasta ve tatlıcı dükkanında da çalışarak kazanan. Defansın göbeğinde oynayıp stil olarak o dönemin Fatih Terim’ine benzettiğimiz. Gelen topları uzaklaştırmamız için dikka (vurun, uzaklaştırın ) diye bağıran. Şimdi hakkın rahmetine kavuşmuş olan Sevgili Fahri Bağcı ( Fahri Dikka), kadim kentin güzel insanlarındandı.

Üzerinden yaz kış çıkarmadığı rengi solmuş yeşil mantosu, ayağında kısa topuklu ayakkabısı ve saçının önünü açık bırakan eski usul bağladığı eşarbıyla gözümün önünde hep canlı duran. Şehrin tek caddesinde salına salına kendinden emin yürürken aynı zamanda sağa sola cevap yetiştirme becerisinden taviz vermeyen. Düğünlerdeki neşe kaynağı olduğu kadar, oğlu Şehıneyi de unutmadığım Sevgili Emine Tıbbıka, bu kadim kentin güzel insanlarındandı.

Hasan Ayyar çarşısında Münir Döyan’ın (Ihmedi) bakkaliye dükkânında askerlik öncesi ve dönüşü beş yıl boyunca emeğini esirgemeden çalışarak yaşama kayıtsız kalmayan. Okulda boş geçen dersler olsa da yaşamda boş geçen dersin olamayacağı tecrübesini kazanan. Çalıştığı onca yılın ikramiyesinden tek paket sigara parası alıp kendisine sermaye olarak veren babası Münir Gözü’nün (Göze) güvenini boşa çıkarmayan. Doksanlı yıllarda yeni yeni gelişmekte olan Yenişehir de evlere servis yapan ilk market olma özelliğini taşıyan. Yenilikçiliğiyle öne çıkan, devamında Saymar olarak perakende ve toptancılıkta atılımlar yapan. Çalışkanlığın paslanmayan ve ışıldayan demiri, futbolun sol ayak hüneri. Kasvetli anların yılmayan iradesi can dost Sevgili Saim Gözüoğlu,, bu kadim toprakların güzel insanlarındandı.

Gençliğinde oynadığı futboldaki sürati dolayısıyla lakabı İsfendiyar olarak kalan. Çalıştırdığı amatör küme takımlarını genelde şampiyonluğa oynatan. Ağır idmanların sert hocası. Başarının çalışmaktan geçtiğini bilen aynı zamanda yaşatan disiplinin simgesi sevgili ve rahmetli Bedi Ayanoğlu bu kadim kentin güzel insanlarındandı.

İtfaiiye müdürlüğü yaptığı seksenli yılların efsane İtfaiye Müdürü. Su sorunu yaşayan kentte susuz olan her mahalleye yangın söndürmek için olmasa da suyun rahmetini canla başla taşıyanı. Asılsız yangın ihbarları ve Başkan istedi diye kendisini kandırmaya çalışanlardan yılmasına rağmen çalışmaktan yılmayan ak saçlarıyla hizmet ruhundan taviz vermeden çalışan Sevgili Ali Bağış (Ardo), bu kadim kentin güzel insanlarındandı.

Tevazunun kendini unutabilme yeteneği olduğunu ispatlarcasına, insan olma hallerini ruhunda taşıyan. Hasan Ayyar çarşısındaki dükkânında, parası olmayana babalık ederken, fakir fukarayı kollamanın, onların gururlarını da kollamaktan geçtiğini bilen. Yaptığı yardımları kenara koyduğu poşetlere sığdırırken, alan sanki satın almış gibi davranan Sevgili Abdülkadir Dede (Haddup), bu kadim kentin güzel insanlarındandı.

Çıplak ayaklarının üzerinde bedenini yasladığı bastonuyla Kızıltepe çarşı merkezinde dolaşan. Genelde durduğu fırınların önünde elinden düşürmediği piposu ve çektiği tütünle, hala hafızalarda yer edinen. Kışın dondurucu soğuğunda bile ayakkabısız olan. En çok sevdiği helva ve ekmek ikramını ret etmeyen. Ermiş tavırlarından dolayı şifa dağıttığına inanılan hatta bu vesileyle insanların dokunsun, şifa olsun diye başlarını elinin altına uzattığı. Yaklaşık on yıl öncesi vefat etmemiş olsa belki de günümüz Corona virüsünün çaresi olacak elini başımızın üstüne koyamadığımız Sevgili Şeyh Ahmet, bu toprakların güzel insanlarındandı.

Her şeyin bir sonunun olduğu gibi, güzelliklerinde bir gün yok olacağının bilinciyle.

Yaradan’ın bakiliğinin emsalsiz maneviyatında.

‘Elhamdülillah’ daki kemal tecellisi gibi…

Bir zamanların artık hangi zamanında olsa dahi…

Hepiniz iyi ki vardınız.

Yorumlar

Image
Yazım kuralı
22.04.2020 / 04:47

Başlık yanlış yazılmış. "de" bitişik yazılır. Dikkat please.

Image
Tevfik YARDIMCI
14.04.2020 / 16:59

Çok güzel nostaljiler. Lütfen devamı gelsin.

Image
mardinli..
13.04.2020 / 16:57

çok güzel bir yazı olmuş. bunun üzerinden devam etmeniz dileğiyle. kendi nevi şahsına münhasır hemşerilerimizi hatırlatmanız çok güzel.

Image
dr mardin
09.04.2020 / 08:37

Devam.

Yorum Yaz