tatlidede

Geçmişin Mardin’inde İnsan Profilleri (4)

Geçmişin Mardin’inde İnsan Profilleri (4)

Kendi içimizin derinliklerine bakarken, kendimizle yüzleşebildiğimiz.

Yeni ve modern olanın zihnimizi doldurmadığı.

Sanal dünya ve medyanın henüz bizleri zaman fukarası yapmadığı.

Şehir yaşamının birliktelik, mahallenin ise aile olduğu düşüncesinin hüküm sürdüğü.

Geçmişin Mardin’inde…

Ömür süresini kader vasfıyla bu kentte yaşamış olan.

Şehidiye mahallesinin başı sayılabilecek Hac Rammo hamamının başlangıcından Kışladaki evine, ikindinin bitimine doğru Eski PTT’nin karşısında ki parktan yürüyerek gelen. Yanlara düşmüş kır saçları, başındaki fötr şapkasıyla dar sokaktaki güzergahını yeri incitmek istememecesine basarak tamamlamaya çalışan. Evinin giriş kapısında dünya kupası maçı oynar gibi haşarılıkla oynayan bizlerin atacağı, yönünü şaşırmış bir şuta hedef olmamak için aceleyle evine girmeye çalışan. Gazipaşa İlkokulu müdürü olarak emekliliğini beyefendi kişiliyle taşıyan, Sevgili Hüsamettin Hamidi, bu kadim toprakların güzel insanlarındandı.

Meydan başının otogar olarak kullanıldığı dönemlerde hemen otogarın arka kısmından aşağı doğru inilen boş ve düz arsada. Futbol oynanabilecek diyebileceğimiz tek düzlüğe sahip arsaya diktiği iki kale direğiyle yokuşa ve inişe alışmış kent çocuklarının hevesle top koşturduğu. Lakin bayır aşağı düşen bir topun getirilmesinin 5-10 dakika sürdüğü saha vasıflı tek yerin sahibi. Sahanın ortasına dikilip, bastonunu sallayarak parasını tahsil etmeye çalışan Sevgili Ammo Faraç, bu kadim toprakların güzel insanlarındandı.

Tesisat ustalığında beceri kadar değme zihinlere taş çıkartacak çözüm önerilerini üreten. Teorik bilginin pratik uygulamasında seksenli yılların Mardin belediyesinde sular idaresinin belkemiği diyebileceğim çalışkanlığıyla dikkat çeken, Sevgili Mehmet Hazırbaba, bu kadim toprakların güzel insanlarındandı.

Cumhuriyet meydanından şehir merkezine doğru giderken Sok Bakara inen ara yolu geçtikten sonra ufacık kuruyemiş dükkanın içinde rızk teknesinin daimi bekçisi konumunda olan. Güler yüzü kadar uğrak yolunda dükkanın önünden seslenip mutlaka avucumuza kuruyemiş sıkıştıran, cömertliğin maddi zenginlikte değil kalbi mertlikte olduğunun canlı örneği olarak her daim gülümseyen Sevgili Kerim Çamurtaş, bu kadim toprakların güzel insanlarındandı.

Yetmişli yılların avukatlık mesleğinde ilk akla gelenlerden biri olan. Beyefendi kişiliğin temsilcisi olduğu kadar İstanbul Türkçesi diyebileceğim dili kullanma becerisiyle eşi Nurten Hanımla beraber Sevgili Daham Keleş, bu kadim toprakların güzel insanlarındandı.

Kasım Tuğmaner camisi ile Vakıflar bankası arasında, 1. Cadde üzerindeki dükkanında elektrik malzemeleri ve tesisatçılığı işini yapan. Arapçaya dil kadar yazı olarak da hakim olan. Doksanlara gelen yaşına rağmen dimağı hala değme gençlere taş çıkartacak kadar dinç ve işler olan eektrikçi Sevgili Fuat Bayar, bu kadim toprakların güzel insanlarındandı.

Atatürk İlkokulu müdürlüğü yaptığı dönemlerde, ilkokul diplomasının mecburiyet haline geldiği dönemlerde. Türkçeyi zor konuşan Mardinli hemşerilerini dahi diploma ve dolayısıyla iş sahibi yapan. Herkesin izin alıp okulun boşaldığı bir gün, ben kimden izin alacağım diyerekten Atatürk büstünün karşısına geçen. Hazır ol da durup “Atam izninle ben de çıkıyorum” diyerekten, izni en yetkili kişiden aldım diyerek ayrılan Sevgili Muzaffer Ensari, bu kadim toprakların güzel insanlarındandı.

Emir hamamı ve Faysal Adebo’nun dükkanının hemen aynı sırasındaki beyaz eşya ve halı satan dükkanında. Esas işi çiftçilik olduğu halde aynı zamanda esnaflık da yapan. Hüsnü niyetin gördüğüm en büyük temsilcilerinden. Karıncayı dahi incitmekten imtina eden beyefendiliği eşliğinde Sevgili Fevzi Çelebioğlu, bu kadim toprakların güzel insanlarındandı.

Yine aynı caddenin karşı tarafında ufacık dükkanın içinde. Ayağında terliğiyle daima bir radyonun üzerine eğilmiş helal rızk kazancının meşakkatli yolunu adımlayan. Selamını esirgemeyen mağrurluğuyla Sevgili Yaşar Ural (Radyocu Yaşar), bu kadim toprakların güzel insanlarındandı.

Dönemin Yıldız Amatör Spor kulübünün başkanlığını meşakkatle yapacak kadar futbolu seven. Aynı zamanda bir resmi kurumun kaloriferciliğini de yapan. Amatör futbolcularının kramponlarıyla beraber eski futbol toplarının tamiratını da üstlenen. İlkokul diploması alacağı sınavda “Atatürk Kimdir” sorusuna net şekilde “ Belaydi, belaydi, belaydi. Eee Vallah başka devletlere kızıyordi, onlara bela oluyor, hepsini alıyordi “ cevabını veren, Sevgili Kriko Şeyhmus (Çağan ), bu kadim toprakların güzel insanlarındandı.

Pirinç pilavı pişirilen mutfağın parmakla gösterildiği.

Gömlek yakalarının ters yüz edilip kolalı halde yenilenerek giyildiği.

Ayakkabıların birkaç bayram arayla alınıp, pençeli halde gezildiği.

Zeytin tanesinin 3-4 ısırmayla ekmeğe katık edildiği.

Maddiyat ile kanaat çekişmesinin galibinin,

Her daim kanaat olduğu zamanların.

Doğru ve güzel olan.

İnsanlarıydınız siz.

Yorumlar

Image
Tevfik YARDIMCI
19.06.2020 / 16:23

Öyle bir geçer zamanki, birden dursun istersin seneler olunca mazi.

Yorum Yaz