tatlidede

Gençlerle Baş Başa: Faşizm - Fatih Yaşlı Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Gençlerle Baş Başa: Faşizm kimin eseri? Gençlerle Baş Başa: Faşizm kitabının yazarı kimdir? Gençlerle Baş Başa: Faşizm konusu ve anafikri nedir? Gençlerle Baş Başa: Faşizm kitabı ne anlatıyor? Gençlerle Baş Başa: Faşizm PDF indirme linki var mı? Gençlerle Baş Başa: Faşizm kitabının yazarı Fatih Yaşlı kimdir? İşte Gençlerle Baş Başa: Faşizm kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 23.01.2023 10:00
Gençlerle Baş Başa: Faşizm - Fatih Yaşlı Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Fatih Yaşlı

Yayın Evi: Yordam Kitap

İSBN: 9786051724140

Sayfa Sayısı: 176

Gençlerle Baş Başa: Faşizm Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Nazi Partisi nasıl kuruldu? Faşistler iktidara seçimle mi geldiler? Faşizmin kapitalizmle ilişkisi nedir? Sokak gücü faşizm için neden önemlidir? Kavgam’da ne anlatılıyor? Irkçı politikalar neyi amaçlıyordu? Hitler rejiminde propagandanın önemi neydi? Naziler nasıl bir rejim kurdu? Faşizmin gençlere ve kadınlara bakışı nasıldı? Hitler deli miydi? İkinci Dünya Savaşı’na giden yolun taşları nasıl döşendi? Faşizm sosyalist hareketlere ve Sovyetler Birliği’ne nasıl bakıyordu? Yahudi soykırımı nasıl örgütlendi? Denazifikasyon nedir? Avrupa’daki faşizm dalgasından Türkiye nasıl etkilendi? Bugün faşizmin yeniden iktidar olması gibi bir durum söz konusu olabilir mi?

Fatih Yaşlı bu kısa ama yoğun kitapta genç bir işçi olan Ali’ye Almanya ve İtalya’da faşizmin iktidara gelişini ve yarattığı yıkımı ayrıntılı bir dille anlatıyor. Faşizmi toplumsal, siyasi, ekonomik, kültürel, tüm yönleriyle ele alan kitap, her ne kadar belli bir tarihsel döneme odaklansa da, günümüze dair çağrışımları ve soruları da hemen beraberinde getiriyor, çünkü bu tarihsel faşizm deneyimlerinin kimi yönleri ürkütücü bir biçimde tanıdık ve güncel.

Nitekim Fatih Yaşlı da “Eğer insanlık gezegen ölçeğinde eşitlikçi, adil, özgür bir toplum modeline geçebilirse, üretim tüm toplum tarafından örgütlenebilir ve kâr esası üzerine değil toplumsal fayda üzerine kurulabilirse, üretilen zenginlik adil bir şekilde paylaşılabilirse, biz ancak o zaman faşizmi doğuran koşulları ortadan kaldırmış ve gerçek anlamda faşizmi yenmiş olabiliriz” diyerek bitiriyor sözlerini.

Gençlerle Baş Başa: Faşizm Alıntıları - Sözleri

  • Her milliyetçilik faşizm değildir ama faşizm mutlaka milliyetçilikten türer.
  • “Naziler komünistler için geldiğinde sesimi çıkarmadım, çünkü komünist değildim. Sosyal demokratları içeri tıktıklarında sesimi çıkarmadım, çünkü sosyal demokrat değildim. Sonra sendikacılar için geldiler, bir şey söylemedim, çünkü sendikacı değildim. Sonra Yahudiler için geldiler, sesimi çıkarmadım, çünkü yahudi değildim. Benim için geldiklerinde, sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.”
  • Her milliyetçilik faşizm değildir ama faşizm mutlaka milliyetçilikten türer.
  • Faşizm kendisini burjuva düzenini yıkıp yerine “milli” bir düzen kuracak devrimci bir güç olarak görüyordu.
  • Irkçılık da faşizm de elbette bir hastalık, bir zihin bozukluğu problemi değildir, bir ideoloji, bir dünya görüşüdür ama bu dünya görüşünün iddiaları sağlıklı bir aklın inanacağı türden şeyler değildir.
  • Hitler, kitleler için “anlayışı kıt, hafızası ise çok zayıftır” diyordu. Kitleleri kadınlara benzetiyor ve akıl ve düşünceden ziyade hisleriyle hareket ettiklerini söylüyordu. Bu nedenle de zihinlerinde oluşan izlenim çok basit ve sınırlıydı.
  • Faşist nüfus politikası, nüfusun kalabalık olmasıyla ulusun gücü arasında doğrusal bir ilişki olduğunu düşünüyordu, nüfus arttıkça ülkenin daha güçlü olacağına inanıyorlardı yani. Ve bunun için de sürekli olarak üremeyi teşvik ediyorlardı. Kadınlar çalışma yaşamının içinde olmak yerine evlerinde oturacaklar, çocuk doğuracaklar ve onları büyüteceklerdi, onlardan esas beklenen buydu.
  • Faşistler halkın hemen her kesiminden destek gördüler elbette ama asıl tabanlarını aynı anda hem kapitalizme hem de sosyalistlere, komünistlere öfke duyan orta sınıf oluşturuyordu. Orta sınıflar bir yandan yoksullaştıkları için kapitalizme karşı bilinçsiz bir öfke besliyorlar, öte yandan ise işçi sınıfının ve komünistlerin bir devrim aracılığıyla mallarını mülklerini ellerinden alacaklarından korkuyorlardı. Ancak her durumda özel mülkiyet düşüncesinden kaynaklı olarak işçi sınıfı ve komünizm korkusu ağır basıyordu. Bu nedenle de sınıflar üstü bir devletin bu gidişatı engelleyebileceğini düşünüyor, devlete sığınıyorlardı. Devletin mevcut haliyle bu işi yapamayacağını gördüklerinde ise giderek daha fazla faşist harekete yanaşmaya, faşistleşmeye başladılar.
  • "Kitapların yakıldığı bir yerde, sonunda insanlar da yakılır."

Gençlerle Baş Başa: Faşizm İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Bilgi birikimine, araştırmacı ruhuna ve özelikle akıcı anlatımına hayran olduğum değerli Fatih Hocanın bu kitabı açıkçası beni çok şaşırttı. Çünkü daha çok bir el kitabı niteliği bekliyordum, ancak o sade ve açıklayıcı anlatımıyla konu hakkında bilgi sahibi olan/olmayan her okuyucu için yer yer detaylı yer yer temel noktalar üzerinde durularak özetlenmiş verimli bir faşizm bilgilendirmesi buldum karşımda. Diğer genclerle başbaşa kitaplarında olduğu gibi, Faşizm de sohbet/soru-cevap sistemiyle ilerliyor. Sorular güzel, cevaplar açıklayıcı. Elbette daha önce faşizm hakkında okuma yapmış olanlar için bir hatırlatıcı ya da bilgi tazeleme niteliğinde diyebiliriz. İçeriğe baktığımızda ise Almanya ve İtalya üzerinden faşizm incelemesi yapılıyor, ek olarak kitabın sonunda Faşizmin Türkiye ayağına da değiniliyor. Faşizm için sokak gücünün ve propagandanın önemi, faşizm-kapitalizm ilişkisi, ikinci dünya savaşının ve sonrası dönemin şekillenişi, nasyonel sosyalizmin ve İtalyan faşizminin ortak ve odak noktaları, soykırımın örneklerle detaylandırılması, emperyalizm ve günümüz sağ popülizmi gibi birçok alt başlık kitabın yelpazesini gösteriyor diyebilirim. Yeniden bir dersini dinliyormuş gibi hissettirdiği için de benim için ayrı bir önem taşıdı bu kitap. Tekrar tekrar okunur, tavsiye ederim. (Asrın Tekin Kar)

Faşizm üzerine sayısız çalışmalar yürütmüş Fatih Yaşlı ve bu konu hakkında meraklı olan bir gencin sohbetini bizlere aktaran muazzam bir kitap. Sağ popülist liderlerin uygulamaları nedeniyle ara sıra gündemimize giren faşizmin Almanya ve İtalya'da nasıl ortaya çıktığını ve zamanla etki alanını nasıl genişlettiğini anlatan bu kitabı oldukça başarılı bir çalışma olarak gördüğümü söyleyebilirim. Konu hakkında hiçbir bilgisi olmayan kişilerin kafasında şahane bir resim çizebilecek bu eser, okurun dünya görüşünü değiştirebilecek kadar etkili olabilir. Hitler ve Mussolini hakkında hemen herkesin bir fikri vardır elbet. Ancak çok az kişi bu liderlerin hayat görüşü, siyasete atılışı, yükselişi ve çöküşü hakkında detaylı bilgilere sahiptir. Bu kitap gayet az sayfa sayısına sahip olmasına rağmen sizlere oldukça detaylı bilgiler sunma iddiasına sahip. Sosyal bir okur olarak faşizm, Nazi Almanyası ve faşist İtalya hakkında bilmeniz gereken her şeye bu kitapta erişebilirsiniz. (Ersan Yılmaz)

Mussolini nin zorla iktidara gelmesinden sonraki seçimlerde sandığa gelen ilk seçmen sosyalistlere mi oy verdin denilerek dövüldü,bu göz dağının sonucunda oylarin2/3 Mussolini nin oldu.Daha ne kadar beteri olabilir derken daha da beterinin çıkması... (elif)

Gençlerle Baş Başa: Faşizm PDF indirme linki var mı?

Fatih Yaşlı - Gençlerle Baş Başa: Faşizm kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Gençlerle Baş Başa: Faşizm PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Fatih Yaşlı Kimdir?

1979 yılında Ankara’da doğdu. Lisans eğitimini Gazi Üniversitesi Maliye Bölümü’nde 2001 yılında tamamladı. Aynı yıl İzzet Baysal Üniversitesi’nde siyaset bilimi yüksek lisansına başladı ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde siyasi tarih araştırma görevlisi oldu. 2004-2008 yılları arasında Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde doktora yaptı. Doktorasını tamamlamasının ardından İzzet Baysal Üniversitesi’ne dönen Yaşlı, halen bu üniversitede öğretim üyesi olarak görev yapıyor. Felsefelogos, Bilim ve Gelecek, Birikim, Birgün, Radikal 2 gibi dergi ve gazetelerde çok sayıda makalesi yer aldı. Yaşlı, haftanın iki günü Yurt gazetesinde yazmaya devam ediyor.

Yayınlanmış eserleri:

Hayatın Olumlanması Olarak Felsefe: Nietzsche ve Marx (2008, Bilim ve Gelecek Kitaplığı), Kinimiz Dinimizdir: Türkçü Faşizm Üzerine Bir İnceleme (2009, Tan Kitabevi; 2014, Yordam Kitap), Hegemonyadan Diktatoryaya Liberal-Muhafazakâr İttifak ve AKP (der., Çağdaş Sümer ile birlikte, 2010, Tan Kitabevi), AKP ve Yeni Rejim (2012, Tan Kitabevi), AKP, Cemaat, Sünni-Ulus (2014, Yordam Kitap)

Fatih Yaşlı Kitapları - Eserleri

  • Kinimiz Dinimizdir
  • Türkçü Faşizmden "Türk-İslam Ülküsü"ne
  • AKP, Cemaat, Sünni - Ulus
  • Antikomünizm Ülkücü Hareket Türkeş
  • Hayatın Olumlanması Olarak Felsefe Nietzsche ve Marx
  • Gençlerle Baş Başa: Faşizm
  • "Halkçı Ecevit"
  • İdeoloji - Bir Kavramın İzinde
  • Akp ve Yeni Rejim

Fatih Yaşlı Alıntıları - Sözleri

  • Tüm insanlar, tüm zamanlarda olduğu gibi, şimdi de hala köleler ve özgürler diye ayrılırlar; çünkü gününün en az üçte ikisine kendisi için sahip olmayan, devlet adamı, tüccar, memur, bilgin, ne olursa olsun bir köledir. (Hayatın Olumlanması Olarak Felsefe Nietzsche ve Marx)
  • "Türkiye'de ilerici güçlerin parlamenter mücadele ile iktidara gelme şansı yoktur," (Antikomünizm Ülkücü Hareket Türkeş)
  • Faşist nüfus politikası, nüfusun kalabalık olmasıyla ulusun gücü arasında doğrusal bir ilişki olduğunu düşünüyordu, nüfus arttıkça ülkenin daha güçlü olacağına inanıyorlardı yani. Ve bunun için de sürekli olarak üremeyi teşvik ediyorlardı. Kadınlar çalışma yaşamının içinde olmak yerine evlerinde oturacaklar, çocuk doğuracaklar ve onları büyüteceklerdi, onlardan esas beklenen buydu. (Gençlerle Baş Başa: Faşizm)
  • "Acaba bilhassa gençlerimizin ve bilhassa kızlarımızın zehirlenmesine engel olmak için bütün memlekette sinemalar kapatılsa, erkek ve kadın plajları ayrılsa, roman ve hikayeler sansürden geçse ne olur? Demokrasi hürriyet suya düşüp medeniyet yok mu olur?" (Atsız 1997b: 187) (Türkçü Faşizmden "Türk-İslam Ülküsü"ne)
  • Irkçılık da faşizm de elbette bir hastalık, bir zihin bozukluğu problemi değildir, bir ideoloji, bir dünya görüşüdür ama bu dünya görüşünün iddiaları sağlıklı bir aklın inanacağı türden şeyler değildir. (Gençlerle Baş Başa: Faşizm)
  • “Marx, en yalın ifadesiyle ideolojiyi ‘üretim örgütlenirken ortaya çıkan sömürü ilişkisinin üzerinin örtülmesi’ olarak görür.” (İdeoloji - Bir Kavramın İzinde)
  • Ecevit 14 Ekim seçimlerinin öncesinde tekrar bir Karadeniz gezisine çıktı ve önce Samsun'a gitti. Sırasıyla Çarşamba, Ünye, FATSA, Perşembe, Ordu, Bulancak ve Giresun'da konuşmalar yaptı. Ecevit bu konuşmalarda hem sıkıyönetim üzerinde durdu hem de kontrgerilla üzerindeki örtünün kaldırılması gerektiğinden bahsetti. Ecevit şöyle diyordu: 12 Mart sonrası dönemde adı sanı ortaya çıkan ve tebdirlerin, hatta soruşturmaların hukukiliğine de ve insaniliğine de gölde düşüren "kontrgerilla" adı örgütün, bu resmi görüntülü fakat gayriresmi örgütün niteliği ve amacı üzerindeki örtü kaldırılmamıştır. Bu örtü kaldırılmadıkça, bundan böyle normal rejime tam dönüşü engelleme, yeni kargaşıklıklar ve bunalımlar çıkartma, ortalığı karıştırıcı haberler, söylentiler yayma yönünde görülecek bir hareket, adı geçen örgütün veya resmi görevlerinden kuvvet alan başka bazı perde arkası kişi veya örgütlerin yeni birtakım karanlık roller oynamakta oldukları ihtimalini hatıra getirilebilir. ("Halkçı Ecevit")
  • İyiler bir kast oluştururlar, kötüler ise toz gibi bir kütledirler. Nietzsche (Hayatın Olumlanması Olarak Felsefe Nietzsche ve Marx)
  • Marx’a göre, “büyük insan yığınlarının birdenbire ve zorla geçim araçlarından koparılarak, özgür ve ‘bağlantısız’ bir şekilde emek pazarına fırlatılıp atıldığı anlar” ilkel birikimin tarihindeki en önemli uğrağı oluşturur. (Hayatın Olumlanması Olarak Felsefe Nietzsche ve Marx)
  • "Yaşamanın artık hiçbir anlamı yok diye yaşamak, yaşamanın anlamı olur artık." (Hayatın Olumlanması Olarak Felsefe Nietzsche ve Marx)
  • Yeni Türkiye'de bir sosyal devletten çok bir "Sadaka Devleti"yle karşı karşıya olduğumuzu ve sosyal yardımların temel motivasyonunu dinin oluşturduğunu söylemek mümkün hale gelmektedir ki; bunun, Sunni-Ulus inşasını hedefleyen yeni rejim açısından gayet tutarlı bir "sosyal politika" anlayışına tekabül ettiği açıktır. (AKP, Cemaat, Sünni - Ulus)
  • Türkçülüğün giderek geri plana düşmesine mukabil İslami söylemin yükselişi, ülkücüler arasında çatışmayla ve tasfiyelerle sonuçlanacak bir ayrışmanın da fitilini ateşler. 1944'ten beri Türkçü faşizmin baş ideoloğu konumunda bulunan ve üstelik Türkeş'in de akıl hocası olan Nihal Atsız, Türkeş'i "Türkçülükten ayrılıp şeriatçılığa ve dinciliğe kaymakla" suçlar. Türkeş yanlıları, Atsız yanlılarını tasfiye etmek için fiziksel şiddete başvururlar ve Ali Balseven isimli Atsız yanlısı ülkücü bir genç, parti yönetimine yakın ülkücüler tarafından Ankara'da bıçaklanarak öldürülür. (Antikomünizm Ülkücü Hareket Türkeş)
  • Yaşamın senin değildir. (Kinimiz Dinimizdir)
  • Ancak kısa bir süre sonra tekrar kürsüyü taşlamaya başladılar ve bu esnada ortalıkta koruma polislerinden başka polis kalmadı. Ecevit halka ise, "Ben sizin genel başkanınızım, ne yaptığımı bilirim. Halkın lideri, halkın önünde yürür" dedikten sonra kürsüden inerek halkın önünde saldırganların olduğu tarafa doğru yürümeye başladı. Ecevit hükümet konağına doğru ilerleyerek valiyle görüşmek istedi ama vali de ortada yoktu. Bunun üzerine koruma amiri Mümtaz Karaduman'ın telsizini aldı ve Vali Ragıp Gerçeker'le konuştu. Ecevit valiye, "Buraya derhal kuvvet göndermeniz lazım. Ben ayrılırsam halk birbirine girer. Güvenlik kuvvetleri duruma el koyup sanıkları yakalamazsa ben buradan gitmem" dedi. ("Halkçı Ecevit")
  • Her milliyetçilik faşizm değildir ama faşizm mutlaka milliyetçilikten türer. (Gençlerle Baş Başa: Faşizm)
  • İmam-hatip okulları açılır ve yaygınlaştırılırken Köy Enstitüleri’nin kapatılmaya başlanması ise tesadüf değildir. Çünkü İslamizasyon derinleşmeye başlamıştır. (AKP, Cemaat, Sünni - Ulus)
  • Türkeş Dokuz Işık adlı kitabında komünizmle Dokuz Işık doktrini arasındaki farkları şöyle anlatır: (...) Komünistler, vatan millet tanımazlar. Onlar dünya proletaryasını (işçi sınıfını) yeryüzüne hakim kılmayı esas alırlar. Onlar için ideal, dünyada işçiler dışındaki bütün sınıfların hepsini kanlı bir ihtilalle yok etmek ve proletarya diktatörlüğünü kurmaktır. (Antikomünizm Ülkücü Hareket Türkeş)
  • Mustafa Kemal ise egemenliğe dair paradigmanın değiştirilmesinin bir "Devrim" olduğunun bilinciyle, saltanatın kaldırılması için TBMM'de yapılan görüşmelerde yaptığı konuşmalarda şöyle der: Egemenlik, güçle, erkle ve zorla alınır. Osmanoğulları, zorla Türk ulusunun egemenliğine el koymuşlardı. Bu yolsuzluklarını altı yüzyıldan beri sürdürmüşlerdi. Şimdi de Türk ulusu saldırganlara artık yeter diyerek ve bunlara karşı ayaklanarak egemenliğini kendi eline almış bulunuyor. Bu bir olup bitti değildir. Söz konusu olan ulusal egemenliğini bırakacak mıyız bırakmayacak mıyız sorunu değildir. Bu ne olursa olsun yapılacaktır. Burada toplananlar, Meclis ve herkes, sorunu doğal bulursa, sanırım ki uygun olur. Yoksa, yine gerçek yöntemine göre saptanacaktır; ama belki bir takım kafalar kesilecektir. (AKP, Cemaat, Sünni - Ulus)
  • "Kitapların yakıldığı bir yerde, sonunda insanlar da yakılır." (Gençlerle Baş Başa: Faşizm)
  • Dugin'in Anti-Atlantikçi ve Anti-Libetal kıtasal/karasal imparatorluğun mekânsal koordinatları şu şekildedir: Batıda Almanya merkezli Avrupa, Doğu'da Japonya merkezli pasifik ve güneyde İran merkezli Orta Asya imparatorluklarıdan müteşekkil ve merkezinde Rusya'nın bulunduğu bir büyük alanlar konfederasyonu ya da bir imparatorluklar imparatorluğu. Yeni imparatorluğun başlıca "günah keçisi" ise elbette ki Amerika Birleşik Devletleri olacaktır. Kadim Roma'nın "Kartaca yok edilmelidir" sloganı ABD'ye uyarlanarak mutlak slogan haline getirilmeli ve hem Latin Amerika'nın ABD güdümünden çıkarılması hem de ABD içerisinde her türlü istikrarsızlığın ve ayrılıkçılığın teşvik edilmesi sağlanmalıdır. Ancak böylelikle "Avrasya halkları ve devletleri, Avrasya'da barışı, uyumu, gelişmeyi ve bağımsızlığı, onuru ve geleneğin yükselişini engelleyen Atlantikçi güçlerin baskısı olmadan dahili problemlerini özgür bir şekilde çözebileceklerdir. (AKP, Cemaat, Sünni - Ulus)

Yorum Yaz