tatlidede

Gündelik Mutluluğa Alışma - Anja Meulenbelt Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Gündelik Mutluluğa Alışma kimin eseri? Gündelik Mutluluğa Alışma kitabının yazarı kimdir? Gündelik Mutluluğa Alışma konusu ve anafikri nedir? Gündelik Mutluluğa Alışma kitabı ne anlatıyor? Gündelik Mutluluğa Alışma PDF indirme linki var mı? Gündelik Mutluluğa Alışma kitabının yazarı Anja Meulenbelt kimdir? İşte Gündelik Mutluluğa Alışma kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 22.01.2023 16:00
Gündelik Mutluluğa Alışma - Anja Meulenbelt Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Anja Meulenbelt

Çevirmen: İlknur İgan

Yayın Evi: Ayrıntı Yayınları

İSBN: 9789755390727

Sayfa Sayısı: 137

Gündelik Mutluluğa Alışma Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Utanç Bitti'de "Bütün kadınlar lezbiyendir, bazılarının bundan haberi yoktur yalnızca" diyen Anja Meulenbelt'in bir başka kitabını sunuyoruz bu kez.

Utanç Bitti'nin devamı olarak da okunabilecek bu kitapta bir kadınla birlikteyken br erkeğe aşık olan bir kadın anlatılıyor. Daha önce bir eşcinsel deneyimi olan, şimdi ise bir kadınla yaşayan çok çocuklu, sakin, evcimen bir erkektir bu...

"Cinsel devrim" dalgasının dinamizmini yitirdiği yıllarda geçen roman, yayımlandığında feminist çevrelerde eazarın bir erkekle beraberliğini anlatması "harekete ihanet" olarak adlandırılır. Meulenbelt eleştirilere "kitaplarından daha hızlı ve derin yaşadığını, hareketin malı olmadığını" söyleyerek karşı çıkar. "Kadın hareketi sıcak bir yataktır. Ama aynı zamanda biri kaçmak istediğinde hepsi birbirini aşağı çeken yengeçlerle dolu bir kovadır" diyerek kendini savunur.

Bu kitapta feminizm ya da aşk hakkında büyük fikirler, iddialı çözümlemeler yok. Birbirlerini seven bir kadın ve bir erkeğin sokak kahvelerinde içtikleri şaraplarını tadı, sakin sevişmeleri, hafta sonu miskinlikleri, kıskançlıkları, birbirlerini kaybetme korkuları, uyurken birbirlerini seyretmeleri, el ele tutuşmaları, "günaydın, iyi uyudun mu?" türü iddiasız konuşmaları var.

Hayatının gündelik ayrıntılarını "sloganlarla" düzenlemek istemeyenler için...

Gündelik Mutluluğa Alışma Alıntıları - Sözleri

  • Özür dilemek zorunda kaldığımda -ve sık sık bana üzüntü vermeyen şeylerden dolayı özür dilemek zorunda kalırdım- kendi kendime,
  • Hiçbir şeyi fark etmeyen tek kişi bendim.
  • kendimi iyi hissediyorum, kaygılarım kayboluyor, her şey düzene giriyor, huzur duyuyorum.
  • söylesene, aslında o nasıl biri? Eşsiz,
  • Yazmamız gerekmiyor kimseye. Kimin kimin için ne hissettiği ve nasıl devam etmemiz gerektiği üzerine konuşmalar, acı verici anlar artık yok.
  • Yalan söyleyemem, yüzüm kızarır ve çelişkilere dolarım, kimse böyle bir şey istemese de ayrıntılı açıklamalar yaparım.
  • Yazmamız gerekmiyor kimseye. Kimin kimin için ne hissettiği ve nasıl devam etmemiz gerektiği üzerine konuşmalar, acı verici anlar artık yok.
  • Kurtuluşu olmayan bir kayboluş içindeyim
  • Yalnız olmaktan her zaman hoşlanmışımdır...
  • Eğer kalbimi kırman gerekiyorsa kır, ama zamanımı çalma.

Gündelik Mutluluğa Alışma İncelemesi - Şahsi Yorumlar

feminist ve lezbiyen bir kadın , başka bir kadınla olan ilişkisinden bahsediyorlar ve lezbiyen kadın bir anda tekrar heteroseksüel bir hale bürünüp bir adama aşık oluyor, ve adamın da sevgilisi olduğu halde bunda bir sorun görmeyip üçlü bir ilişki yaşıyorlar.Kitabın genel özelliklerine bakarsak: kitap genel anlamıyla sözleriyle anlatmak istediğiyle başarılı fakat olay örgüsü çok karışık ve geçmişe dönük bazı anlatılan olaylar saçma geldi ve aşkı bence çok basite indirgediklerini düşünüyorum (Mert Yılmaz)

Bir kadın düşünelim. Bu kadın aktivist bir feminist, konuşmalarıyla kadınları ateşliyor, öte yandan anneliği tatmış, çocuğuna sahip çıkıyor, kendini kısırlaştırmış ki üremeksizin özgürce cinselliğini yaşamak istiyor. Lezbiyen ancak bir adama deli divane aşık olana kadar kimseye tam anlamıyla bağlanmıyor. Babasından kalan bir terk edilme korkusu içinde canavar gibi hırlıyor zaman zaman. Kıyılarda yaşamak ona göre değil, illa ki derinlerde boğulmayı göze alarak mücadele vererek o heyacanı yaşayacak. Ne kadar entellektüel olsa da karşısındaki sevdiği adamın kokusuna, tenine, bakışına vurgun olacak kadar da ilkel duyguların kölesi! Aşkı uğruna feminist çevrelerden, dost meclislerinden, huzurlu ilişkisinden aforoz edilmeyi göze alıyor. Peki ya sevdiği adam? Konforundan ve durumu bilen diğer kadından ayrılmayı düşünmeyen, aşık kadınlarını zor duruma sokmaktan kaçınmayan, evlilik ve birlikte yaşama fikirlerine kendini kapamış ama iyi bir baba olan sakin adam. İlişki çıkmazlarında kaybolmuş ruhlar... İlginç olan şu ki kadınlar kadınlarla veya aşık olmamak şartıyla bir erkekle ilişki kurduklarında tepki göstermeyen feministler, söz konusu heteroseksüel olarak bir erkekle aşk söz konusu olunca kendi hemcinslerini davalarından uzaklaştırıyorlar. Aşkın dönüştürücü gücünün farkındalığı mı içgüdüsel olarak kadınları korkutuyor? Kimbilir... Feminizmin teorideki hali ile uygulamada karşılaşılan zorlukların irdelendiği ve gözler önüne serildiği güzel bir eser. Cinsel devrimin kadın lehine işlediği sanılsa da erkeklerin çıkarlarına uygun olarak evrildiğinin altını çizmekte yazar. Kadının doğasında yer alan sahiplenilme ve sahiplenme, kıskançlık, yalnızlıktan kaçınma, sadakat ve anaçlığın önüne geçebilecek bir devrimin kadına acı olarak döneceği vurgulanmakta. (Özlem)

Anlatıcımızın Martha isimli bir sevgilisi olmasına rağmen, katıldığı toplantılardan tanıdığı ve kendisine olan ilgisini sonradan fark ettiği Daniel'a âşık olmasını ve sonrasında sürekli birbirine karışıp duran ilişkiler yumağını anlatmakta bu kitap. Bu ilişkiler yumağı belli bir zaman sırasına bağlı ilerlemiyor, olayların gelişimine göre eskiye gidip sonra günümüze dönüyoruz. Yazar duyguların ve kişilerin analizinde oldukça başarılı. Üstelik bu ilişkinin kendini nasıl bir hale soktuğunun da farkında. Yazarın "Utanç Bitti" isimli kitabının devamı olarak nitelendirildiği için bu kitaba da kendi hayatı gözüyle bakmak mümkün. 1994 yılında yayımlanmış bir kitap olarak dönemin feminizmine Hollanda merkezli üstten bir bakış atılabilir. Freud okumuş olsaydı, mutlaka Elektra Kompleksi üzerinden değerlendirirdi anlatıcının Daniel'ı kendi babasına benzetmesini. Kitabın dili ve tarzı -içinde barındırdığı cinsellik sebebiyle- herkes tarafından beğenilmeyebilir, zaman zaman fazla gelebilir. Kitabın ismi yine neyse de kapağının başarılı, daha doğrusu içeriğini yansıtan bir kapak olduğunu düşünmüyorum. (Zehra San)

Gündelik Mutluluğa Alışma PDF indirme linki var mı?

Anja Meulenbelt - Gündelik Mutluluğa Alışma kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Gündelik Mutluluğa Alışma PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Anja Meulenbelt Kimdir?

Anja Meulenbelt 1945 yılında Utrecht'te dünyaya geldi. 16 yaşında hamile kalınca evlenip liseyi terk etmek zorunda kaldı. Bir oğlu oldu. 19 yaşında boşandı. Yeniden eğitime başladı ve sosyal bilimler okudu.

Anja Meulenbelt ikinci kadın hareketinin yükseldiği 70'li yıllarda hollanda'da hareketin gelişmesine aktif bir feminist olarak katkıda bulundu. Bağımsız özdeneyim gruplarından başlayarak uluslararası kongrelere, kitlesel kampanyalara, sosyal alanda kadın çalışmasına kadar uzanan farklı etkinlikler içinde hem kendi feminist politikasını oluşturdu hem de bütün bu alanlarda feminist anlayışın gelişme sürecinde yer aldı. Yazmaya diğer kadınlara aktaracak deneyimleri, söyleyecek sözü olan bir feminist olarak başladı. Yazma uğraşı sürekli bir üretime dönüşünce yazarlığı meslek olarak benimsedi. 70'li yılların ilk yarısında çeşitli dergilerde pek çok makalesi ve kitap olarak da "Feminizm ve Sosyalizm" (Çev: Erman Demirci, Yazın Yayıncılık, 1987) adlı incelemesi yayımlandı. 1976 yılında yazarın ilk romanı "Utanç Bitti" (Çev: İlknur İgan, Ayrıntı Yayınları, 1993) yayımlandığında kitap feminist çevrelerde büyük bir yankı uyandırdı. Sekiz dile çevrilen bu otobiyografik roman, kısa zamanda kadın hareketinin temel kitapları arasına katıldı.

Anja Meulenbelt Kitapları - Eserleri

  • Utanç Bitti
  • Gündelik Mutluluğa Alışma
  • Kayıp Zaman
  • Hayranlık
  • Feminizm ve Sosyalizm
  • Benim Sevgili Kedilerim

Anja Meulenbelt Alıntıları - Sözleri

  • Yalan söyleyemem, yüzüm kızarır ve çelişkilere dolarım, kimse böyle bir şey istemese de ayrıntılı açıklamalar yaparım. (Gündelik Mutluluğa Alışma)
  • ..acının ne olduğunu bilmeyen biriyle acı üzerine nasıl konuşulur ki, şimdiye kadar ne bir sevdiğini yitirmiş, ne aşık olmuş, ne bir çocuğu tramvay altında kalmış, ne bir arkadaşı intihar etmiş ve on iki yıldır aynı adamla evli. Benden büyük olmasına, fazla olarak yaşadığı yıllara rağmen hiçbir şeyden haberi yoktu, acıdan ne anlayacaktı ki. (Utanç Bitti)
  • “(…)Kendi kendime iltica etmiştim, çok genç yaşlarda öğrendiğim bir hayatta kalma tekniği.” (Kayıp Zaman)
  • Özür dilemek zorunda kaldığımda -ve sık sık bana üzüntü vermeyen şeylerden dolayı özür dilemek zorunda kalırdım- kendi kendime, (Gündelik Mutluluğa Alışma)
  • Yazmamız gerekmiyor kimseye. Kimin kimin için ne hissettiği ve nasıl devam etmemiz gerektiği üzerine konuşmalar, acı verici anlar artık yok. (Gündelik Mutluluğa Alışma)
  • "Her kadının boynunda, korkunun incecik zinciri ucunda taşıdığı bir şey vardır -bir çılgınlık muskası. Ve her birimiz için aşağılanmanın öylesine yoğun olduğu bir an gelir ki zincir boynumuzu yırtacak da olsa elimizi atıp muskayı koparırız. Ve bizi gerçeği görmekten kurtaran son koruyucu da yoktur artık." Robin Morgan, Goodbye to all that (Utanç Bitti)
  • Dâhil olmayı istemek, fakat hiçbir zaman tam olarak dahil olamamak. (Kayıp Zaman)
  • Görülüyor ki, insanın zamanının yarısını düşünceleriyle başka bir yerde geçirmesini kaldıran, bunu kişisel bir taciz olarak algılamayan insanlar da var, fakat böyleleri az. ... İtiraf ediyor: bu bencilliğin kapsamlı bir biçimi. (Hayranlık)
  • Eğer kalbimi kırman gerekiyorsa kır, ama zamanımı çalma. (Gündelik Mutluluğa Alışma)
  • "Bütün erkekler kendilerinden genç kadınları arıyor. Otuzuna yaklaşmış kadınlarla birlikte olmak isteyen bütün hoş erkekler de ya evli oluyorlar ya da bir kadınla beraber yaşıyorlar. Eğer buna rağmen bizim gibileri isterlerse, yalnızca eğlencelik bir yedek ilişki olarak ve çok şey istemeye başladığımızda hemen başlarından atıvermek koşuluyla isterler. Eğer evli değillerse, bizi en kısa yoldan evcil bir hayvan olacak şekilde eğitmeye bakarlar. Ya da duygularını yaşamayı bilemeyen beceriksiz tipler olurlar, bir ay sonra kafanı kalın bir duvara çarptığını anlarsın." (Utanç Bitti)
  • Hiçbir şeyi fark etmeyen tek kişi bendim. (Gündelik Mutluluğa Alışma)
  • Yazmamız gerekmiyor kimseye. Kimin kimin için ne hissettiği ve nasıl devam etmemiz gerektiği üzerine konuşmalar, acı verici anlar artık yok. (Gündelik Mutluluğa Alışma)
  • Ama acının ne olduğunu bilmeyen biriyle acı üzerine ne konuşulur ki, şimdiye kadar ne bir sevdiğini yitirmiş, ne âşık olmuş, ne bir çocuğu tramvay altında kalmış, ne bir arkadaşı intihar etmiş ve on iki yıldır aynı adamla evli. Benden büyük olmasına, fazla olarak yaşadığı yıllara rağmen hiçbir şeyden haberi yoktu, acıdan ne anlayacak ki. (Utanç Bitti)
  • Kadınları birbirinden ayıran genelde kocalarının sahip olduğu statü oluyor. (Feminizm ve Sosyalizm)
  • En çok böyle yolculuk etmeyi seviyor: tek başına. (Hayranlık)
  • kendimi iyi hissediyorum, kaygılarım kayboluyor, her şey düzene giriyor, huzur duyuyorum. (Gündelik Mutluluğa Alışma)
  • Kadınlar itaatkâr tavırlarını sürdürmekten vazgeçince, derhal "dişiliklerinin" eksik olduğu saldırısına uğruyorlar. Daha sesimizi yükseltmeden çok saldır­gan olduğumuz söyleniyor. Daha ''söyledikleriniz bize vız ge­lir'' diye isyan etmeden erkek düşmanı olduğumuz iddia edili­yor. (Feminizm ve Sosyalizm)
  • “(…) Kendi kendimin yanında otururken, kendi kendimi uy­duruyorum.” (Kayıp Zaman)
  • En büyük düşmanım, bana, ancak insanların beni beğendikleri ölçüde var olduğumu aşılayan kendi portremdi. (Feminizm ve Sosyalizm)
  • Yokluk, insan ona sarılmaya kalktığında korkunç bir şeydir. (Kayıp Zaman)

Yorum Yaz