tatlidede
tatlidede

"Hebuna We,Hebuna Me ye"

"Hebuna We,Hebuna Me ye"
Geçtiğimiz hafta sonu düzenlenen ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun da katıldığı Diyarbakır İl Kongresi içerdiği Bütünleştirici ve Birleştirici mesajlar bakımından oldukça dikkat çekiciydi.
Yönetimdeki dostlar sağolsun bizleri de unutmamış, ev sahipliğini yaptıkları bu büyük buluşmaya davet etmişlerdi. Baştan aşağı süslenen şehrin geçiş yollarının yanısıra, kongrenin düzenlendiği Seyrantepe Spor Kompleksine girildiği anda Diyarbakırın, Diyarbakırlının kongreye yüklediği anlamın asılan afişlere ve pankartlara yansımış olduğu göze çarpıyor, salona Kürtçe "Denge Bıratiye Serok Wezir" yani "Kardeşliğin Sesi Başbakan" afişi asılarak da,davetlilerin karşılandığına şahit oluyorduk.Çözüm sürecinin bölgede yarattığı olumlu havanın kongre salonuna yansımalarını hep birlikte, Türküyle-Kürdüyle tüm Türkiye izledi.
Bu sıcak ve sevgi dolu karşılamaya Başbakan Davutoğlu da kayıtsız kalmayarak, Kürtçe "Hebuna We, Hebuna Me ye" yani "Varlığınız,varlığımızdır" sözleriyle karşılık verdi, salonu selamladı ve bir Başbakan olarak Kürtçeyi, Türkçe'den ayırd etmediğini,bir bakıma cümle aleme de ilan etmiş oldu.
Türkiye, Kürtçe konuşmanın yasak sayıldığı dönemlerden geçip,Başbakanının "Kürtçe Öğreniyorum" dediği bir başka döneme evrildi artık ve bu ilerlemeden bir adım dahi geriye dönmeye kimsenin tahammülü yok sanırım.Ülkenin yükselen demokrasi çıtasıyla birlikte son 12 yılda gelmiş olduğu nokta ortada.
Eski Türkiye, devlet güvenlik mahkemeleri ile ayakta durmaya çalışırken.
Yeni Türkiye, elini taşın altına koyup halkın ihtiyaçlarına cevap vererek ayakta dimdik durmayı tercih ediyor. Eskiden yaşadığımız sorunların çözülmesi için derdimizi aktardığımızda "daha neler" cümlesiyle başlayan cevaplar alırken, bugün ise "bunu konuşalım" diyen ve insana kendini güvende hissettiren bir yapıyla karşı karşıyayız.Bu yapı,aynı zamanda Çözüm süreciyle bizleri tanıştıran ve ölümün Kürtler için bir kader olmadığını da gösteren yeni bir anlayışa sahip. Tüm siyasi kaygıların bir kenara itilerek, sırf daha fazla insan ölmesin ve ocaklara daha fazla ateş düşmesin diye çıkılan bu yolu,gençlerimizin geleceğinin teminatı olarak  görenlerdenim.Çözüm sürecinin,gelecek nesillerin kaderini ne ölçüde belirleyeceği'nin farkında olmak, sürece inanmak ve çözümün karşısında duranların da karşısında durmak,belki de birey olarak sürece en büyük katkılardan biri olacak.
Bugün öyle bir ufka geldik ki, Türkiye artık geçmiş dönemlerde görmezden geldiği sorunlarıyla yüzleşmeye başladı ve buna daha da devam edeceğe benziyor. 
Her yeni yüzleşme,ardından doğal olarak çözümü sürükleyecek,konuşulamaz denilen konuşulacak ve eskinin korku eşikleri gittikçe aşılarak, Yeni Türkiye hep birlikte inşa edilmeye devam edilecek.
İşte tamda bunun için,Bölge insanı yeni Türkiye'yle birlikte omuz omuza koşmaya hazır ve çözüm süreci bunun başlangıcı olacak bir kilometre taşı olarak önümüzde durmakta.
Bize düşen,uzanıp ellerimizle onu sıkı sıkıya kavramak ve bırakmamak.Kürtlerin,öteden beri içinde bulundukları şiddet sarmalından bıktıkları gizli bir şey değil,ömür boyu kan kaybederek yaşayabilecek durumda da değiliz.
Belki bu yüzdendir ki, Diyarbakır'da Başbakan Davutoğlu; Kürtçe "Biji Serok Ahmet" diye karşılandı ve bölge insanı tarafından bağrına basılarak,aidiyet duyguları ile ilgili herhangi bir problemlerinin olmadığı mesajı bizatihi salondaki coşkulu "Kürt ve Zaza yiğitler" tarafından kendisine verildi,verilmek istendi.... 

Yorumlar

Image
selman direkçi
02.02.2015 / 08:56

güzel bir yazı elinize sağlık

Yorum Yaz