tatlidede

Herkes Kadınlar Gününü Kutlarken Onlar, Uygurlu Kadınları hatırlattı!

Mardin'de toplanan İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Derneği üyeleri, Kadınlar Günü’nde Doğu Türkistan'daki kadınların yaşadıklarına dikkat çekerek tüm dünyaya seslendi.
  • 09.03.2022 12:10
Herkes Kadınlar Gününü Kutlarken Onlar,  Uygurlu Kadınları hatırlattı!

 "Doğu Türkistanlı Kadınlara Ses verin!" teması ile bir araya gelen Mardin'deki İHH'lı kadınlar, özel bir otelde basın açıklaması düzenledi.

Genel Merkez İHH Kadın Kolları Başkanı Ayşe Müzeyyen Taşçı ve Yönetim Kurulu Üyelerinin de destek verdiği basın açıklamasını Mardin GENÇ İHH'dan Merve Yiğit Erkek okudu. 

Yiğit Erkek, konuşmasında dünyadaki tüm kadınların eşit, hür ve insani yaşam koşullarına ulaşabilmeleri gerektiğine dikkat çekerek, Çin tarafından zulme uğrayan ve halen sömürge düzeni içerisinde yaşayan Doğu Türkistanlı soydaş kadınlara dikkat çekti.

‘Tüm kısık seslerin nidası olmak adına’ diyerek Dünya Kadınlar Günü’nde farklı meydanlarda konuştuklarını dile getiren Yiğit Erkek, açıklamalarının devamında; “Bugün, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve bizler bugün burada dünyadaki tüm kadınların eşit, hür ve insani yaşam koşullarına ulaşabilmeleri için toplanmış bulunuyoruz. Doğu – Batı fark etmeksizin her kadının öncelikle yaşama, giyinme, yeme-içme, inanç ve ibadetlerini özgürce ifa etmesi gayesiyle birleşiyoruz. Kadınlarımızın ötekileştirilmemesi, zulüm görmemesi ve baskın ideolojilerin galip geldiği coğrafyalarda sesini duyuramamasından dolayı tüm kısık seslerin nidası olmak adına farklı meydanlardan farklı megafonlardan aynı cümleleri zulme karşı kaldırıyoruz!

Ele geçirilen Doğu Türkistan bölgesinde illegal yollarla kurulan toplama kamplarında kadınlığı, anneliği ve en başta insanlığı gasp eden bu işgali kınıyoruz. 8 Mart gününün anlam ve önemine binaen amacımız; Doğu Türkistan başta olmak üzere yaşayan her kadının onuruyla, inancıyla ve öz benliğiyle hayatına devam edebilmesi. Rızasız ve anlaşmasız yapılan erdem dışı muamelelerin son bulması. Çalınan, el konulan, yok sayılan hakların iadesi. Muhacirliğin ve göçün sürüklediği göçebe hayatın, dehşet verici ölümlerin açlık ve sefaletin bitmesidir. 

Günümüzde Doğu Türkistan’da olduğu gibi kadınlar savaşların en çok kaybeden cephesi olmuştur. Suriye, Yemen, Libya, Filistin ve Mısır’da çatışma ortasında kalan kadınların uluslararası sözleşmelerdeki haklarını en güçlü puntolarla yazıp  altını çizerek ihlal edildiğine dikkat çekmek ve bu ihlallerin son bulması için kanunların icra edilmesi gerekliliğini ortaya koymak üzere harekete geçildi. 

Bu hareket Doğu Türkistanlı kadınların Çin’in işgal süreciyle birlikte gelen sistematik ihlallerinin korkunç bir seviyeye ulaştığını dünyaya duyurmak, atılamayan çığlıklar adına başlatılmıştır. Başlarda Çin Komünist Partisi yönetiminin tamamen kapalı tutup saklamaya çalıştığı bu ihlaller kamp şahitlerinin ve gerçekliği ispatlanan raporların, işkencenin ve sistematik soykırımın boyutlarını dünyanın gözü önüne sermiştir. Sadece kadınlara yönelik ihlaller, tüm insanlık vicdanını isyan ettiren korkunç suçlardır."

Kamplarda uygulanan zorbalıklara ve zulme dikkat çeken Yiğit Erkek, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:

"Çin’in Doğu Türkistanlılara etnik ve dini gerekçelerle yapmış olduğu bu sistematik ihlaller, uluslararası hukuka göre soykırım ve insanlığa karşı suçlar kategorisinde olan suçlardır. Çin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyesidir ve Birleşmiş Milletler bünyesindeki çok sayıda insan hakları sözleşmesine taraftır. BM ve BM üyesi tüm devletler Çin’in yapmış olduğu bu suçları durdurmakla sorumludur.  Haksız ve keyfi tutuklama, hapsedilme, İşkence ve toplu tecavüz, Zorunlu kürtaj ve kısırlaştırma uygulaması, Asimilasyon, öz benlik kaybettirme provakasyonları, Dini anlam ifade eden isimlerin değiştirilmesi, Aile Olmak Projesi adı altında ev içine Çinli erkeği zorla kabul ettirme, evlendirme, Zorla Çin’in uzak bölgelerine taşınarak, buralarda zorunlu çalıştırma, Aile parçalanması ve çocukların annelerden alınması, Kılık kıyafet ve etnik, kültürel ve inanca dair pratiklerin tamamen yasaklanması, Ömür boyu çalışmaya mahkûm edilecek şekilde, sistematik para cezaları. Sadece Doğu Türkistan Hoten bölgesindeki 15.000 kadının tutulduğu bir kamp olması çok sayıda kadının sesi olmamız gerektiği gerçeğini bir kez daha göz önümüze sermektedir."

Mardin'den dünyanın Tüm Kadınlarına Seslendiklerini dikkat çeken Yiğit Erkek, "Dini, inancı, uyruğu ne olursa olsun dünyanın tüm kadınlarını Doğu Türkistanlı kadınlarla dayanışmaya davet ediyoruz. Bizim hakkımız sizin de hak alanınızdır. İhmal etmelerine izin vermeyin. Lütfen bize ses verin. Çin’in işlediği bu soykırım suçu ve insanlık suçlarından dolayı yargılama başlatın. Çinli yetkililerin ve sorumluluğu olanların yargılanmasını ve cezalandırılmasını sağlayın. İslam Alemine Sesleniyoruz; Müslüman Uygur kadınlarına yapılan bu korkunç vahşi zulmü durdurun, bu acı ve utancı taşımayın. İslamiyet zulme boyun eğmez mazlumun yanındadır. En kutsal olan can ve namustur. Tüm İslam ülkeleri gereğini yapmalı ve ayrıca Doğu Türkistanlı kadınların bedenine basarak üretimini sürdüren Çinle olan ekonomik ilişkisine son vermelidir. Son olarak Tüm Dünya Liderlerine Sesleniyoruz;  Çin’in, Doğu Türkistanlılara yapmış olduğu bu zulmü durdurmak için hala hiçbir şey yapmayacak mısınız? Çin’e yaptırımlar uygulayın. Zira Birleşmiş Milletler Sözleşmesi bu suçları işleyenlere yaptırım uygulanmasını emreder. Hakkı, hürriyeti, onuru insanca yaşamayı koruyun ve tüm dünyaya iade edin."ifadelerini kullandı.

 

Editör: Nezir Güneş

Yorum Yaz