tatlidede

Hey Gidi Değirmenci Amca

Hey Gidi Değirmenci Amca

Mardinle göz göze, Hacı Osman kalesi seyir terasındayım. Salmışım ayaklarımı boşluğa, bulutlara dokunasım gelir.

 

Ben ise doludizgin, Harabbajar’da tarih kalesi, Herzemde Artuklu köprüsü, Osmanlı Değirmeni, Cumhuriyetin HES'iyim.

 

Nam-ı diğer Zırgan'ın anası Delipınar, yörenin ekmek, turfanda teknesi, cazibe merkezi, kültür ve inanç dokusuyum.

 

Bereket kervanları bende yüklenirdi, bayır bucak'ta zılgıtlarla karşılanır sofralar benimle şenlenirdi.

 

Bülbül, kumru, kişneyen at ve nal sesleri, çerçi ve yamaçtan yamaca seslenişlerin yankısıyla uyanırdım.

 

Büyüğe saygı şiarımız, misafir baş tacımız, komşu ise ikinci evimizdi, Şelale dibinde büyüyen bahtıyar çocuktum,

 

Ben, helak olma pahasına Değirmen suyumu HES'e ikram ettim, yöremin aydınlık geleceği için, ama vefasızlık ne zor şey be birader...

 

Değirmenci hacı Devran, yine duygu dolu nüktedan sözlerle kah güldürdü kah düşündürdü, vedalaşır gibiydi.

 

Ve oluktan düşen son çakçak, belki kapanan bir devrin alarm zili veya beli kırılan vadinin kemik sesiydi sanki.

 

Hey gidi değirmenci amca, teknoloji vurgunu koca çınar, Ğurs'u da koluna takıp gittin mechule doğru sessiz ve kimsesiz.

 

Senden geriye, vadinin yeşil örtüsü, pınar başında kutsanan balık ve değirmenler enkazında koca bir tarihin ağıt sesleri kaldı...

Yorum Yaz