tatlidede
tatlidede

İngiliz Hasta - Michael Ondaatje Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İngiliz Hasta kimin eseri? İngiliz Hasta kitabının yazarı kimdir? İngiliz Hasta konusu ve anafikri nedir? İngiliz Hasta kitabı ne anlatıyor? İngiliz Hasta PDF indirme linki var mı? İngiliz Hasta kitabının yazarı Michael Ondaatje kimdir? İşte İngiliz Hasta kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 29.05.2022 03:00
İngiliz Hasta - Michael Ondaatje Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Michael Ondaatje

Çevirmen: Ahu Antmen

Yayın Evi: Alfa Yayınları

İSBN: 9786051717975

Sayfa Sayısı: 312

İngiliz Hasta Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İngiliz Hasta, 1992 yılında en önemli edebiyat ödüllerinden Booker Ödülü’nün sahibi oldu, Türkçe dahil 38 dile çevrildi, 1996’da filme

çekildi ve dokuz Oscar ödülü kazandı.

Temmuz 2018’de de son 50 yılda Booker Ödülü alanlar arasında yapılan oylamada birinci gelerek Altın Man Booker Ödülüyle taçlandırıldı.

Roman, İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarında Toskana’da yaşamları kesişen dört kişinin sıradışı hikayeleriyle örülü. Uçağının düşmesi sonucu yanarak belleğini yitiren bir adam, kendini onun tedavisine adayan genç bir Kanadalı hemşire, savaş sırasında casusluk yaparken yakalanan eski bir hırsız ve bomba imha uzmanı bir Sih asker. Ve aralarında bir hayalet gibi gezinen, savaş yorgunu bu insanları uzak bir geçmişe taşıyan ve okuru da İngiliz hastanın gerçek kimliğine götüren bir kadın... Toskana’nın büyülü atmosferinden, çöl güneşi altında yolculuklara, İngiltere’nin serin yeşilliğine, Hindistan’ın renkli keşmekeşine uzanan unutulmaz bir hikaye.

İngiliz Hasta Alıntıları - Sözleri

  • "Dinlemek, dünyayı tüm yönleriyle, ama hiç yargıla­madan kabulienmekti."
  • "Sessiz yaşayanların daha özgür oldu­ğunu çok küçük yaşlarda öğrenmiştim ben."
  • "Aşk öyle küçük bir şeydir ki bir toplu iğne başından bile geçebilir.!"
  • Dinlenmek, dünyayı tüm yönleriyle, ama hiç yargılamadan kabullenmekti.
  • Bu dövrdə kitablar ona daxili iztirablarından çıxmaq üçün yeganə vasitəyə çevrilmişdilər. Kitablar onun həyatının yarısı demək idi.
  • Bilge­lik, küçücük bir duygu kırıntısından doğabiliyordu.
  • Savaş, İnsanın bedenini tüketiyordu, bir kara­ sevda gibi.
  • Romanlar, insanın ya­şamında zaman zaman önlerine çıkan aynalar gibidir.
  • Aşk, insanın kendini ve geçmişini tüketmesidir.
  • Çölde, yalnızca su kutsaldır.
  • "İnsan en çok ağlarken enerji harcar."
  • Sorun bazen üstüne gide gide çöziümlenmiyor.
  • . Odada bazen hareketsiz, bazen tek kelime etmeden dururdunuz, sanki kendinize yaptığınız en büyük ihanet, karakterinizin bir santimini daha ortaya çıkarmak olacakmış gibi. ...
  • "İnsan bilinmeyene karşı sevecen­likle yaklaşabilirse, kendisine karşı da sevecenlikle yaklaşa­bilir."
  • "Çünkü yankı, hiçliğe çarpıp heyecanlanan ruhudur sesin."

İngiliz Hasta İncelemesi - Şahsi Yorumlar

İNGİLİZ HASTA _MİCHAEL ONDAATJE Kanadalı yazar şair Michael Ondaatje ingiliz hasta isimli ödüllü kitabı .Savaşın acımasızlığında çok büyük bir tutku ve çok büyük bir aşk ve cok hüzünlü bir son. kitabın kahramanı ingiliz hasta Laszlo Almays bir yazar ve bir harita yapımcısıdır ve sahra çölünün bazı bölgelerinde harita çıkarmakla görevlidir. 2. dünya savaşında geçen hikayede bir uçak kazasında Almays'ın vucüdunda yanıklar oluşur ve yatağa düşer. Ona bakacak kişi Hanna adında bir hemşiredir. Eski bir italyan manastıran kalmaya başlayan Almays gizemli geçmişini hatırlamaya başlar. Hana isimli hemşire büyük bir fedakarlıkla ingiliz isimli hastaya bakmaya ve iyileştirmeye çalışır ve zaman geçtikce ingiliz hastanın yaşamı ve Katharine isimli kadınla muhteşem aşk hikayesi ortaya cıkıyor. kitap filme uyarlanmıştır. kitap daha kapsamlı ama film çok iyi oyuncularla bir araya gelince bır cok dalda 9 tane oskar ödülü kazanmış bir filmdir. İngiliz Hasta, 1992 yılında en önemli edebiyat ödüllerinden Booker Ödülü’nün sahibi oldu, Türkçe dahil 38 dile çevrildi, 1996’da filme çekildi ve dokuz Oscar ödülü kazandı. Temmuz 2018’de de son 50 yılda Booker Ödülü alanlar arasında yapılan oylamada birinci gelerek Altın Man Booker Ödülüyle taçlandırıldı. Roman, İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarında Toskana’da yaşamları kesişen dört kişinin sıradışı hikayeleriyle örülü. Uçağının düşmesi sonucu yanarak belleğini yitiren bir adam, kendini onun tedavisine adayan genç bir Kanadalı hemşire, savaş sırasında casusluk yaparken yakalanan eski bir hırsız ve bomba imha uzmanı bir Sih asker. Ve aralarında bir hayalet gibi gezinen, savaş yorgunu bu insanları uzak bir geçmişe taşıyan ve okuru da İngiliz hastanın gerçek kimliğine götüren bir kadın... Toskana’nın büyülü atmosferinden, çöl güneşi altında yolculuklara, İngiltere’nin serin yeşilliğine, Hindistan’ın renkli keşmekeşine uzanan unutulmaz bir hikaye. Savaştaki ihanetlet barişta yağılanlara göre daha çocuksudur yeni aşiklar gergin ve hassastır herşeyi mahvederler fakat kalp ateşten bir organdır. Mehtabı seyrederken hep senin yüzün belirecek gözlerimin önünde Sevgilim Seni bekliyorum. Karanlıkta bir gün ne kadar sürer yada bir hafta? Ateş çoktan söndü ve çok üşüyorum.kendimi dışarı sürükleyebildim ama güneş vücudumu kavurdu.Korkuyorum; tüm ateşi bu sözleri yazmak için harcadım.Ölüyoruz ölüyoruz; İçimiz aşkın zenginliği ve tadıyla dopdolu ölüyoruz.Bedenlerimiz nehirlerde yüzer gibi.Korkular, içinde saklandığımız bu perişan mağara gibi.Tüm istediğim gün ışığına çıkmak; seninle gerçek bir ülkedeyiz.haritaların ve güçlü adamların isminin olmadığı.Biliyorum. geliceksin ve beni dışarı, o rüzgarlı yere taşıcaksın.Tüm istediğim bu.Seninle orada arkadaşlarımızla öylece yürümek.Sınırları olmaksızın bir dünya.Işık çoktan söndü sevgilim ve ben karanlıkta yazıyorum çok üşüyorum. öleceğiz öleceğiz aşkımızla dolu olarak güzellikleri tadarak bulunduğumuz bedenlerde ırmaklar gibi akarak (Murat Tosun)

"Madox uluslar yüzünden öldü.": İngiliz Casus, şuana kadar okuduğum kitaplar arasında savaş dönemini en iyi şekilde anlatan kitaplardan biriydi. Ve bu konuyu hayatları savaş yüzünden değişen dört insan üzerinden anlatması, sizin o duyguları ve dönemi daha da iyi anlayabilmenizi sağlıyor. Bazen ingiliz hasta gibi çöllerdesiniz. Bazen Hana ile birlikte kitap okuyorsunuz. Ya da bir bombanın dibinde ölümle yan yanasınız. (Büşra Nur)

İngiliz Hasta PDF indirme linki var mı?

Michael Ondaatje - İngiliz Hasta kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de İngiliz Hasta PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Michael Ondaatje Kimdir?

Philip Michael Ondaatje (d. 12 Eylül 1943, Sri Lanka) Sri Lanka asıllı Kanadalı şair ve romancıdır. En fazla bilinen eseri 1992 Booker Ödülü sahibi romanı İngiliz Hasta'dır. Bu roman ayrıca 9 dalda Oskar ödülü kazanmış aynı adlı filme de uyarlanmıştır.

Seylan'da (bugünkü adıyla Sri Lanka) doğan ve Burgher asıllı bir ailenin çocuğu olan Michael Ondaatje, 1954 yılında annesiyle birlikte İngiltere'ye göç etti.

1962 yılında Kanada'ya yerleştikten sonra Kanada vatandaşlığına geçti. Bir süreliğine Bishop's University'de öğrenim gördükten sonra Toronto'ya taşındı ve bu şehirdeki Toronto Üniversitesi ve Ontario eyaletinde bulunan Kingston şehrindeki Queen's University'de akademik derecelerini tamamladı. Batı Ontario Üniversitesi'nde ders vermeye başladı. 1970 yılında Toronto'ya temelli yerleşti. 1971'den 1988'e kadar bu şehirde bulunan York Üniversitesi ve Glendon Koleji'nde İngiliz edebiyatı dersleri verdi.

O ve yine kendisi gibi romancı ve akademisyen olan karısı Linda Spalding; Michael Redhill, Michael Helm ve Esta Spalding'le birlikte Brick, A Literary Journal isimli bir edebiyat dergisi çıkardı.

İlk romanı Coming Through Slaughter(1976)la başlayan ve İngiliz Hasta (1992) ile birlikte ustalaşmasıyla devam eden bir süreçte uyguladığı roman tarzı belirli bir çizgide değildir. Eserlerinde yaşamdan çıkardığı birçok bağlantısız enstantaneyi detaylı bir şekilde inceleyerek kendine özgü bir roman tarzı yaratmıştır.

Bir romancı olarak tanınmasına rağmen Michael Ondaatje anı ve şiir türlerinde ve sinema alanında da eserler üretmiştir. Sri Lanka'da geçen çocukluğunu anlattığı Running in the Family (1982) isimli bir anı kitabı vardır. Bugüne kadar on üç şiir kitabı yayınlamış; ve bunlardan iki tanesiyle Governor General's Award ödülü kazanmıştır: The Collected Works of Billy the Kid (1970) ve There's a Trick With a Knife I'm Learning to Do: Poems 1973-1978 (1979)

The Collected Works of Billy the Kid ve Coming Through Slaughter tiyatroya da uyarlanmış ve Kuzey Amerika'da birçok tiyatro projesinde kullanılmıştır. Üç filmi olan Michael Ondaatje'nin bu çalışmalarından biri kendi çağdaşı olan Kanadalı şair bpNichol'ın hayatını anlatan belgesel Sons of Captain Poetrydir.

Ondaatje bugüne kadar beş roman yazmıştır:

Coming Through Slaughter — 1976 yılında Books in Canada First Novel Award ödülünü kazanmıştır. 1900 yılı civarındaki New Orleans kentinin hikâyesini anlatan roman, aynı zamanda da efsanevi caz ustası Buddy Bolden ve fotoğraf sanatçısı E. J. Bellocq'un hayatlarından kesitler sunar.

Aslan Postuna Bürünmek — Özgün adı In the Skin of A Lion olan roman 1988 yılı City of Toronto Book Award ödülünün sahibidir. Toronto şehrine yerleşen ilk göçmenlerin hikâyesini anlatan bu eser birçok eleştirmen tarafından yazarın en iyi romanı olarak gösterilmektedir. Türkiye'de Can Yayınları tarafından 2003 yılında birinci baskısı yapılmıştır.

İngiliz Casus — Özgün adı The English Patient olan roman 1992 Booker Ödülü'nün sahibidir. 1996 yılında yönetmen Anthony Minghella tarafından sinemaya uyarlanan bu roman her biri savaşın vahşetinden kendi paylarına düşeni almış olan dört insanın rastlantı sonucu iç içe geçen hayatlarını konu almaktadır. Türkiye'de İngiliz Casus başlığı altında Can Yayınları tarafından 1997 yılında birinci baskısı yapılmıştır.

Anil'in Hayaleti — Özgün adı Anil's Ghost olan roman 2000 yılı Giller Prize ödülü sahibidir. İnsan hakları savunucusu olan avukat Anil'in Sri Lanka'da iç savaş sırasında yaşadıklarının çok yönlü hikâyesidir. Türkiye'de Can Yayınları tarafından 2002 yılında birinci baskısı yapılmıştır.

Divisadero — Yazarın son romanıdır. California'da yaşayan yalnız bir baba ve iki genç kızını, bu kızlardan birinin yaşadığı cinsellik ve şiddetle dolu olayların ardından gelişenleri konu etmektedir

Michael Ondaatje Kitapları - Eserleri

  • İngiliz Hasta
  • Anil'in Hayaleti
  • Savaş Işığı
  • Aslan Postuna Bürünmek
  • Kedi Masası

Michael Ondaatje Alıntıları - Sözleri

  • "İnsan en çok ağlarken enerji harcar." (İngiliz Hasta)
  • Çölde, yalnızca su kutsaldır. (İngiliz Hasta)
  • --Köpek tıraş ederken babama nasıl yardım ettiğimi hiç anlatmış mıydım sana, diyerek gülüyor Clara. Gerçek bir öykü bu. Babam avlanmayı çok severdi. Dört tane av köpeği vardı. İsmi yoktu köpeklerin. Hep ortadan kayboldukları için onlara numara vermiştik. Yaz gelince avcılar birbirlerinden köpek çalarlar. Köpeklerinin çalınacağı korkusu, babamı çok rahatsız ederdi. Onun için kalkar, Paris'teki en beceriksiz berbere gider, köpekleri tıraş ettirirdik .Pek de müşterisi olmamasına karşın gene de kendini aşağılanmış hissederdi adam. Berber koltuğuna oturur, adam köpekleri kırkarken onları kucağımda tutardım. Sonra da sıçana dönmüş tüysüz köpeklerimizle eve dönerdik. Babam koyun kırkma makinesini alıp köpeklerin sırtını sıfır numaraya vururdu. Köpekleri hortumla bir güzel yıkar, güneşte kurumaya bırakırdık sonra da. Öğle yemeğinden sonra babam ağaç boyasıyla köpeklerin sırtına DICKENS 1, DICKENS 2, DICKENS 3 diye yazardı düzgün harflerle. Son köpeğin sırtına numarayı benim yazmama izin verirdi. Boya kuruyana dek köpeklerin başında beklerdik. DICKENS 4'ü ben yazardım. Ne keyifli günlerdi onlar! Tüm günü neler olduklarını pek anımsamadığım şeylerden söz ederek geçirirdik. Bitkilerden söz ederdik. Şarabın nasıl bir tadı olduğundan filan. Babam bebeklerin nasıl olduğunu da dosdoğru anlatmıştı bana. Bir karpuz çekirdeği alıp iki dilim ekmeğin arasına koymak ve bol bol su içmek gerektiğini sanırdım ben oysa. Annemle babamın yalnız başlarınayken tıpkı bizim gibi konuştuklarını sanırdım. Tüyü kalmamış, sıskalaşmış, başlarına ne geldiğini bir türlü anlayamamış, şaşkınlıktan ne halt edeceklerini bilemeyen köpeklerimizle de konuşurduk uzun uzun. Bazen dört çocuk doğurmuş gibi hissederdim kendimi. Çok hoş zamanlardı, çok. Derken ben tam on beşime basmışken babam kalp krizi geçirip ölüverdi. Allah kahretsin! (Aslan Postuna Bürünmek)
  • . Her zaman önünüzde bir hikaye var. Az mevcut. Kendinizi yavaş yavaş ona bağlar ve onu beslersiniz. Karakterinizi içerecek ve test edecek kabuğu keşfediyorsunuz. Bu şekilde hayatınızın yolunu bulacaksınız. ... (Kedi Masası)
  • Bilge­lik, küçücük bir duygu kırıntısından doğabiliyordu. (İngiliz Hasta)
  • Yaradılışı nedeniyle Sarath, her zaman şiddetten kaçınmaya çalışmıştı, sanki içinde bir savaş yokmuş gibi. Çevresindeki insanları çıldırtırdı. (Anil'in Hayaleti)
  • Savaş, İnsanın bedenini tüketiyordu, bir kara­ sevda gibi. (İngiliz Hasta)
  • Savaşın kusursuz katılımcılarından biri. (Anil'in Hayaleti)
  • . Tüm yaşamı kapsayacak bir yasa bulmak istedim. Korkuyu buldum. ... (Anil'in Hayaleti)
  • "Çünkü yankı, hiçliğe çarpıp heyecanlanan ruhudur sesin." (İngiliz Hasta)
  • Aşk, insanın kendini ve geçmişini tüketmesidir. (İngiliz Hasta)
  • "Hepimizin kalbinde çözmek istediğimiz eski bir düğüm var." (Kedi Masası)
  • . Ama artık elimizde olmayanın bir örneğini ararken, onu her yerde görüyoruz. ... (Kedi Masası)
  • "İnsan bilinmeyene karşı sevecen­likle yaklaşabilirse, kendisine karşı da sevecenlikle yaklaşa­bilir." (İngiliz Hasta)
  • . Hepimizin kalbinde çözmek istediğimiz eski bir düğüm var. ... (Kedi Masası)
  • "Sessiz yaşayanların daha özgür oldu­ğunu çok küçük yaşlarda öğrenmiştim ben." (İngiliz Hasta)
  • Şimdiye kadar hiç kimsenin erişemediği bir duvar vardı içinde. Bu duvarın, Patrick'in kişiliğini deforme etmiş olduğunu varsayan Clara'nın bile. Yıllar ve yıllarca önce yuttuğu, bir türlü söküp atamadığı için hala içinde taşıdığı, birlikte büyüdükleri ufacık bir taş. Onu saklamasının gereği her neyse, yıllarca önce ortadan kalkmıştı büyük olasılıkla... Patrick ve onun o önemsiz, ufacık taşı. Yaşamının ters bir döneminde girmiş benliğine. O zamanlar minicik bir korku kıvılcımıymış herhalde. Yedi -ya da yirmi- yaşındayken başını çevirip yol kenarına tükürerek onu içinden söküp atabilir, ilk köşe başında unutabilir ve yoluna devam edebilirmiş bal gibi. İnsanlar böyle yapılanırlar işte. (Aslan Postuna Bürünmek)
  • Bu dövrdə kitablar ona daxili iztirablarından çıxmaq üçün yeganə vasitəyə çevrilmişdilər. Kitablar onun həyatının yarısı demək idi. (İngiliz Hasta)
  • Perdenin ardındaki zifiri karanlığa daldı Patrick. Feneri yakınca gördüğü ilk şey, boşlukta sallanan ayaklar oldu. Fenerin ışığını simli giysinin eteğinden yukarıya doğru kaydırdı. Tahta tutamağı ve ipleri bir su borusuna bağlanmış bir kral asılı duruyor havada. Tüm kuklalar birkaç su borusuna bağlanmış, havada sallanıyorlar. Feneri nereye döndürse, artık kuklaya değil dinlenen insanlarınkine benzeyen kollara ve yüzlere değiyor ışığı. Bir tıp oyununda donup kalmışlar sanki. Kral ve suspus olmuş maiyeti. Bir Uzakdoğu geleneği. Moğol Kralı Akbar ne zaman gongunu çaldırsa, kralın maiyeti -o sırada ne yapıyor olurlarsa olsunlar- oldukları yerde donar kalırlarmış. Kralın kaprisi işte. Herkes heykel gibi dururken, o da aralarında dolaşır, giysilerini ve ne yapmakta olduklarını filan yakından incelermiş. Kılı oynayanın kafası uçurulurmuş. Mutfaklara, cephaneliklere, birbirlerine dokunmak üzereyken donup kalmış aşıkların seviştiği yatak odalarına girer çıkar, sofranın üstünde soğuyup giden yemeklere bazen aç aç bazen de bezgin bezgin bakan heykelleşmiş maiyetinin oturduğu masaların çevresinde dolanır, yalnızca şahinlerin tüneklerinde huysuzlanıp silkindikleri şahinciler koğuşuna bile uğrarmış. (Aslan Postuna Bürünmek)
  • Dinlenmek, dünyayı tüm yönleriyle, ama hiç yargılamadan kabullenmekti. (İngiliz Hasta)

Yorum Yaz