tatlidede

Kadrin Kadrini Bilmek!

Kadrin Kadrini Bilmek!

Bu geceye neden “Kadr” ismi verilmiştir? Öncelikle bu sorunun cevabıyla başlamak gerekiyor... Luğavi anlamına baktığımızda;  kadir/gücü yeten, muktedir; takdir/değer verme; miktar/ölçü; kadr/şan, değer; gibi manaların tümünün k-d-r kökünden çıkmakta olduğunu görürüz…

 Malumunuzdur ki söz, sahibince değer alır. Söze, sahibi kadar itibar edilir. Söz sahibi ne kadar değerliyse sözü de o denli değerli olur… Allah ve Kelam’ı(sözü)… Allah’ın kelamı olan Kur’an… “Bir yerin güzelliği o yerin sahibinin güzelliğindedir…” Bu bağlamda şanı ve değeri büyük ve hikmetleri bol olan Kur’ân’ı Mubinin, bu gecede yeryüzüne inmeye başlaması ve yeryüzündekileri şereflendirmesinin bu gecede vuku bulması itibarı ile bu gece de değerlidir…

Duhân sûresinde, Kur’ân'ın "Mü­barek bir gecede 44/3" nazil olunduğu ifadesini dikkate alarak; Berat gecesine işaret edildiği kanaatini taşıyan âlimler de vardır. Bu takdirde Kur'an'ın tamamının Berat gecesi levh-i mahfuz­dan dünya semasına (Beyt-ül ‘İz), Kadir ge­cesinde de âyetlerin yeryüzüne tedricen/peyderpey (Vuku bulan bazı olaylara göre) inmeye başladığı savunulmaktadır. Bu bağlamda bir çelişki söz konusu değildir…

Muhakkak biz onu kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesi(in değeri) nedir bilir misin? Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır. O gecede Melekler ve Cebrail, rablerinin izni ile her bir emir için inerler. Selamettir o gece, gün doğuncaya kadar.

Bu gece (içinde kadir gecesi olmayan ve ucu açık kaydıyla), bin aydan (83 yıl 4 ay) daha hayırlı olduğu gibi; bu gecede yapılan amel ve ibadetler de, kendisinde Kadir gecesi bulunmayan, bin aydan daha hayırlıdır.

Kadir suresinin sebebi nüzulü hakkında çeşitli rivayetler vardır.

a-      Hz. Peygamber (s.a.s.), İsrailoğullarından bir kimsenin Allah yolunda bin ay cihad ettiğini anlatmıştı; Müslümanların buna şaşırıp kendi amellerini küçük görmeleri üzerine Allah da, ümmeti Muhammed (s.a.s.) hakkında kadir gecesinin faziletini beyan eden bu süreyi indirdi.

b-      Resulullah (s.a.s.), “Hz. Eyyub, Zekeriya’nın… (a.s.), 80 sene Allah’a ibadet edip, o müddet zarfında bir lahza bile günah işlemediklerini anlatmış ashabı kiram da buna çok taaccüp etmişler. Bunun üzerine Allah, bu sureyi indirdi”.

c-      Resulullah’a (s.a.s.) ümmetlerin ömürleri gösterilmiştir; Resulullah, kendi ümmetinin fertlerin ömürlerini kısa görerek, başkalarının uzun ömründe yaptıkları amellere yetişmemelerinden endişe etmişti. Allah, ona kadir gecesini verdi ve onu diğer ümmetlerin bin ayından daha hayırlı kıldı.

Kadir gecesinin değerinin ne denli büyük olduğunu göstermek adına; hem Mekke’de hem de Medine’de olmak üzere iki defa indirildiğini söyleyen âlimler de var…

Bu gece bu lütufların tümünün bizlere bahşedildiği ve Allah’ın kelamı olan Kur’ân’ın bizlere gelişinin yıldönümüdür… Peki, bizler ne haldeyiz?

Kâinatı ve içindekileri, zamanı ve mekânı yaratan Allah’tır.  Allah, bir gün ve geceyi 24 saatten meydana getirmiştir. Ama Allah katındaki bir gün, bizim günlerin hesabıyla bin yıldır. Bu anlardan haftaları, ayları ve seneleri yaratmıştır. Berat ile alakalı yazıda da belirttiğimiz gibi Allah, bazı zamanları içinde vuku bulduğu olaylardan dolayı diğer zamanlardan, bazı mekânları da diğer mekânlardan daha değerli kılmıştır. İşte, Ramazan-ı Şerif de vahyin yeryüzüne indirilmeye başlandığı zaman olması hasebi ile diğer zamanlardan daha değerlidir. Mekke; inen ilk vahye ev sahipliği yapması, Resulullah’ın (s.a.s.) dünyaya teşrif ettiği yer ve tüm Müslümanların kıblegâhı olması hasebiyle diğer yerlerden daha değerlidir. Medine de ise;  vahyin çoğunun orada indirilmesi, ilk İslam devletinin kuruluş yeri olması ve Resulullah’ın (s.a.s.) mübarek bedenine ev sahipliği yapması nedeni ile Mekke hariç diğer yerlerden daha değerlidir. Buralarda kılınan namaz örneğinde olduğu gibi. Zira peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “ Mescid-i Haram'da kılınan bir namaz, diğerlerinde kılınan yüz bin namazdan daha faziletlidir". "Benim mescidimde kılınan bir namaz -Mescid-i Haram hariç- diğer mescidlerde kılınan bin namazdan daha faziletlidir. Bunların dışında kalan mescidlerde yapılan ibadetin sevabı aynıdır. Zahirine baksak oralar da diğer mekânlar gibi toprak ve taştan ibarettir. Onlar da mescit diğerleri de… Bazı insanlar, meselenin idrakine varmadığından bu yer ve zamanları diğerleri ile aynı görebilir. Oysa hakikat öyle değildir.

Bu zaman dilimi de diğer zamanlardan daha değerli kılındığı için bu zamanda; kılınan namaz, verilen sadaka ve yapılan diğer ibadetler diğer zamanlarda yapılandan çok daha değerlidir. Sevabı veren Allah’tır.  Sevabın sahibi ve belirleyicisi Allah olduğuna göre; nerede, ne zaman, nasıl ve ne kadar vereceğini belirleyen de O’dur.

“İşte onlardır ki mükâfatları iki kat verilir… 28/54”, “İçinizden kim Allah’a ve Resulün’e itaat eder ve iyi amel işlerse, ona mükâfatını iki kat veririz. 33/31” “Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, yedi başak bitiren ve her başakta yüz tane bulunan bir tohum gibidir. Allah, dilediğine daha da katlar. 2/261” Evet, Allah, dilediğine kat kat verir… “Bizim adımıza de ki: ‘…Sabredenlere mükâfatları elbette hesapsız olarak verilir.’ 39/10” Peygamber efendimiz buyurdular ki: “ Her kim, kadir gecesini yakin ile ibadetle ihya ederse, küçük günahları mağfiret olunur.”

Bu gecede, güneş doğuncaya kadar; selamet vardır. Peki, bu gece hangi gecedir?

 Ramazan öyle bir aydır ki kendisinde Kur’an indirilmiştir… 2/185” ve “Muhakkak biz onu kadir gecesinde indirdik. 97/1”ayetlerinden; Kadir gecesinin ramazan ayı içinde bulunduğu sonucu ortaya çıkar. Bununla beraber ramazanın hangi gecesi olduğu bilinmemektedir. Bu gecenin daha çok Ramazanın son on veya yedi günündeki tekli gecelerde aranması gerektiğine dair hadisler gecenin tespitiyle ilgili bazı ipuçları verse de bu hususta sahabeden ge­len rivayetler en çok Ramazanın 27. ge­cesini öne çıkarmaktadır… Bu rivayetler ihtilaflı olduğundan kesinlik ifade etmemekte­dir.

1-      İbni Ömer’den (r.a.) şöyle rivayet edilmiştir: “Kadir gecesi, Allah tarafından rüyada, Nebi’nin (s.a.s.) ashabından bazı kimselere, Ramazanın son 7 gününde gösterilmiştir. Resulullah (s.a.s.) da ashabına: ‘Rüyanızı biliyorum. Kim ki kadir gecesini aramağa kalkışırsa, onu ramazanın son yedi gününde arasın” buyurdu.

2-      İbn-i Abbas’dan (r.a) rivayet edildiğine göre: Nebi (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “ Ey ashabım, siz kadir gecesini ramazanın son on gününde arayınız. Kadir gecesi, ramazanın bitimine; dokuz, yedi ve yahut beş gece kaladır.” Bu hadise göre; kadir gecesini, ramazanın 21, 23 ve 25. gecelerinde arayın demek olur. Evet, daha birçok hadisi şeriflerden de anlaşıldığına göre: Kadir gecesinin ramazanın: 1, 17, 21, 23, 25, 27, 29 ve 30. gecelerinden birisinde olabileceğini veya olduğunu ifade eden haberler vardır.

3-      Bir görüşe göre; senenin gecelerinden her hangi birisinde olabilir. Başka bir kavle göre de: “Kadir suresi 30 kelime olup 27. kelimesinde ‘Hiye’ zamiri vardır ki bu zamir ise kadir gecesine işarettir”. Ayrıca: ‘Leyletülkadr’ kelimesi 9 harf olup sürede 3 defa tekrar olduğuna göre 27 harf eder ki bu da 27. geceye işarettir demişlerdir.

4-      Übeyye b. Ka’b ve İbn Abbas’tan rivayet edilen başka bir haberde de: Kadir gecesi, sabahında Bedir savaşı gerçekleşen gecedir.

İmam-ı Azam: Kadir gecesi Ramazandadır; fakat bazen takaddüm (Yani başında olur) bazen de teehhür eder (yani sonunda olur) demiştir. İmam Şafiî ise: Bu gecenin ramazanın son on gününün tümünde aranacağını beyan buyurmuşlardır. İmam-ı Azam ve İmam Şafii’ye göre; kadir gecesi ramazanın dışında değildir. İmam-ı Malik ise: Ramazanın dışında da olabileceğini fakat çoğunlukla ramazanın son on gününde olduğunu söylemektedir…

Neden bu gizlilik?

Bütün bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, kadir gecesi, Allah tarafından büyük hikmetlerden ötürü gizlenmiştir. Peki, ama neden gizlenmiştir, hikmeti nedir?

Allah, bu mübarek geceyi, Ramazan içinde, Ramazanın son on gününde veya senenin bütün gecelerinde olmak üzere gizlemiştir ki; müminler, bu geceye isabet etmek için her geceyi ganimet bilerek ibadetle geçirsinler. Allah, kadir gecesini gizli kıldığı gibi, cuma gününün icabet saatini de gizlemiştir ki; müminler, cumanın her saatinde dua, zikir ve ibadetle meşgul olunlar diye… Keza Salât-ı vüstayı da beş vakit namaz içerisinde, ismi azam-ı esmai hüsna arasında, Rıza-i ilahiyi de bütün ibadetlerde gizlemiştir… Kimin hangi ibadet vesilesiyle rıza-i ilahiyeye mazhar olacağı bilinmemektedir. Hz. Ömer’in, bir kuşu azad etmede bulduğu gibi… Gazabını tüm günahlarda gizlemiş ki küçük büyük demeden tüm günahlardan sakınsın insanoğlu… Kıyamet ve ölümü de gizlemiştir. Gizli kılınan kıyametin korkutuculuğu ne kadar da büyüktür… ‘Büyükler’ gizlidir… Sırrın değerinin büyük olması da bu cihettendir… Bundan da anlaşılıyor ki; Kadir gecesinin kadri de büyüktür… Bütün bunların gizlenmesinde de en az onlar kadar büyük hikmetler vardır. Nitekim bir kul, ömrünün müddetini bilmiş olsaydı, tövbe için ecelini beklerdi… Sadece kadir gecesinin değil, tüm zaman dilimlerinin değerini bilin!

“ Kadir gecesinin alametlerinden niçin bahsediyorsun? Eğer sen, zamanın değerini bilir isen, her gece kadir gecesidir.” İbn-i Farıd da; ‘Hakkın tecelli edip yaklaştığı bütün geceler, kadir gecesidir.” demiştir

 Peygamberimiz (s.a.s.), “Her kim (ramazan ayı çıkıncaya kadar) akşam ve yatsı namazlarını cemaatle kılarsa kadir gecesinin nimetlerinden azami derecede nasiplenmiş olur.” Bir başka hadiste ise; “Bir kimse yatsı namazını cemaatle kılsa o gecenin yarısını ibadetle geçirmiş gibi olur. Sabah namazını da cemaatle kılarsa geceyi tamamen ihya etmiş gibi olur.” buyurmuştur.

 Hz. Aişe (r.a), ya Resulallah, kadir gecesine rastlarsam hangi duayı okuyayım? “ diye sordu. Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyurdular: “Allah’ım! Sen affedicisin, af etmeyi seversin, beni de (benden peyda olan günahları da) af et!” 

Kadir gecesinin hangi gecede olduğunu bilmiyor olabiliriz ama birbirimizin kadrini bilebiliriz. “İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır” bilinciyle, birbirimizin kadrini bilmemiz dileğiyle…

 

Yorum Yaz