tatlidede

Kafka'nın Çorbası - Mark Crick Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kafka'nın Çorbası kimin eseri? Kafka'nın Çorbası kitabının yazarı kimdir? Kafka'nın Çorbası konusu ve anafikri nedir? Kafka'nın Çorbası kitabı ne anlatıyor? Kafka'nın Çorbası PDF indirme linki var mı? Kafka'nın Çorbası kitabının yazarı Mark Crick kimdir? İşte Kafka'nın Çorbası kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 28.05.2022 09:00
Kafka'nın Çorbası - Mark Crick Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Mark Crick

Çevirmen: Gülden Şen

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750711954

Sayfa Sayısı: 88

Kafka'nın Çorbası Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Edebiyatın devleri mutfağa girerse...

Büyük yazarların kitaplarını belki okudunuz, ama Kafka'dan K. usulü çorba, Austen'dan tarhunlu yumurta, Irvine Welsh'ten bol çikolatalı kek, Marcel Proust'tan tiramisu, Jorge Luis Borges'ten dilbalığı yemeyi hayal ettiniz mi hiç? Homeros'tan Virginia Woolf'a, Marquis de Sade'dan Graham Green'e, edebiyat tarihinin en büyük yazarları birer aşçı olsaydı ne pişirirdi, hiç merak ettiniz mi? 

Dünyaca ünlü yazarların masalarının başından kalkıp kollarını sıvayarak mutfağa girdiği bu küçük kitapta, usta kalemlerin benzersiz tarzlarıyla yazılmış, eşsiz yaratıcılıklarıyla bezenmiş, tatlısından çorbasına, kahvaltısından akşam yemeğine tam on dört yemek tarifi bulacaksınız. Mark Crick belli ki hem yemek hem de taklit konusunda çok yetenekli.

Tadına da, tarzına da doyamayacaksınız...

(Tanıtım Bülteninden)

 

Kafka'nın Çorbası Alıntıları - Sözleri

  • Hem zaten evren dediğin nedir ki? Yalnızca bitip tükenmeden dolanıp durduğumuz sonsuz bir kavşak ve yapabileceğimiz hiçbir şey de yok. Ölmek için yaşıyoruz. İşte bu kadar.
  • Çünkü kimse seni anmayacak işinle. Gümrüğün olağandışı güzellikler saklarmış, Ve gelecekte hacılar hikayelerle ödeyecekler vergilerini.''
  • Hiç bir şey ziyan edilmiyordu. Tavaya taze yağ kondu. Süzülmüş porcini mantarları, cızırdayarak etlerindeki suyla mücadele eden kızgın yağın üstüne kaydılar. Aşçı porcinilerin sesini bir kapakla bastırdı. Kapağın altında buhar yoğunlaşıp tavaya damlayarak, bir yağmur döngüsü oluşturdu.
  • "Evrenin merkezinde olduğumuzu sanıyoruz ama değiliz. Hem zaten evren dediğin nedir ki? Yalnızca bitip tükenmeden dolanıp durduğumuz sonsuz bir kavşak ve yapabileceğimiz hiçbir şey de yok. Ölmek için yaşıyoruz. İşte bu kadar." Mark Crick/Kafka'nın Çorbas
  • Evrenin merkezinde olduğumuzu sanıyoruz ama değiliz. Hem zaten evren dediğin nedir ki? Yalnızca bitip tükenmeden dolanıp durduğumuz sonsuz bir kavşak ve yapabileceğimiz hiçbir şey de yok. Ölmek için yaşıyoruz. İşte bu kadar.

Kafka'nın Çorbası İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Bu kitaba sadece yemek tarifi veren bir kitap olarak bakmak çok yanlış olur. Çünkü Marc Crick Dünya Edebiyatı'nda önemli bir yer edinen 14 yazarın üslubuna göre birbirinden lezzetli 14 tarif veriyor. Bu tarifleri yazarların yazmış olduğu eserlerden esinlenerek hikaye, tiyatro ve şiir türü ile desteklemiş. Yazılan tarifi okurken aynı zamanda bu tarifi yapan ve hikayede yer alan kişilerin neler hissettiğini de okuyorsunuz. Her bir sayfayı çevirirken 14 farklı yazarın yazım tarzına göre yemek tarifi vermesini ve bu yemekleri karakterlere hikayeleştirerek yaptırmak yazarın hayal gücünün kuvvetini ve çok iyi bir okuyucuyu olduğunu gösteriyor. Çünkü 14 ayrı yazarın kalemine göre bir eser çıkarmak ve onu hayal etmek zor bir iş ve yazar bunu ustalıkla yapmış. "Gastronominin başlıca hedefi, insanlığın karşılaştığı fikir karmaşasını çözmek ve bu talihsiz iki ayaklıya kendini ve iştahlarını nasıl yönlendireceği konusunda biraz yol göstermek değil midir?" Kitabı okurken şunu düşündüm: "Acaba kitaptaki 14 yazar gerçekten mutfağa girseler, bu yemekleri yaparlar mıydı?" Sonrasında yapacakları düşündüm, çünkü yemek seçimlerinin de yazarların eserlerine ve kişiliklerine göre olduğunu fark ettim. Kitabı okumadan önce kitapta yer alan 14 yazar hakkında ufak bir araştırma yapmanız veya önemli eserlerinden birisini okuyabilirsiniz. Böylelikle onların yemek tariflerini okurken Marc Crick'in neden o tarifin seçildiğini ya da yazılan hikayenin bütünlüğünü daha iyi anlayacağınızı düşünüyorum. Kitapta olan 14 yazar: -Raymond Chandler -Jane Austen -Franz Kafka -Irvine Welsh -Marcel Proust -Gabriel Garcia Marquez -John Steinbeck -Marquis de Sade -Virginia Woolf -Homeros -Graham Greene -Jorge Luis Borges -Harold Pinter -Geoffrey Chaucer (fulden ufacık)

Yetenekli bir yazardan yaratıcı bir kitap.14 yazarın üslubunu taklit ederek 14 yemek tarifi okuyoruz.Özellikle Gabriel Garcia'nın "Son Yemek"ini okurken büyük zevk aldım.Sanki Kırmızı Pazartesi'nin devamını okuyormuşum gibi hissettim.Bay K'nin tarifi de inanılmazdı.Kitabın en iyi yanı istediğimiz yazardan başlayabilmemiz.Ayrıca edebi bir birikim de gerekiyor çünkü yazarları daha önce okumamışsanız,üslubunu bilmiyorsanız pek anlamlı olacağını sanmıyorum ki daha önce okumadığım yazarların tariflerinde bir yavanlık hissettim.Neden bu kadar kıyıda köşede kaldığını hiç anlamadım bu kitabın.Ayrıca büyük yazarları bu kadar iyi taklit edebilen bir yazarın kendi üslubunu da okumak isterim. (Gürkan)

Mark Crick'in iyi bir yazar olduğundan bahsetmeden önce muhteşem bir okuyucu olduğundan bahsetmek gerekiyor.Çünkü kitapta geçen 14 farklı yazarın da eserlerini okuyup böylesine sentezlemek her yazarın yapabileceği bir iş değildir.O başarmış.Kitabı bir solukta,bir bardak çay veya bir bardak kahve eşliğinde göz açıp kapatma süresinde bitiriyorsunuz.Bu kitabı okuduğunda,anlamsız detaylarla ve anlam veremediği betimlemelerle karşılaştığını düşünen insanlar olacaktır.İşte o anlamı verebilmek için kitapta bahsi geçen 'Aşçı' yazarlarımızın daha önce yaptıkları 'Yemekleri' tatmaları gerekiyor.Eğer kitapta bahsi geçen yazarların hayatlarıyla veya eserleriyle içli dışlıysanız farkına varacağınız tek şey ''Gerçekten mutfağa girselerdi,anlatılacak hikayeleri de bunlar olurdu.'' olacak.Çünkü yazarımız muhteşem bir taklitçi,mutfağa soktuğu her yazarın ruhunu-edebiyatını-tarzını yemek tarifleriyle bizlere çok güzel bir şekilde yansıtmayı başarıyor. Dipçe: Demet Evgar'ın başrolünde oynadığı 'Sofra Sırları' filmini bana hatırlatan bir kitap oldu kendileri.. (Serdar)

Kafka'nın Çorbası PDF indirme linki var mı?

Mark Crick - Kafka'nın Çorbası kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kafka'nın Çorbası PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Mark Crick Kimdir?

Mark Crick, edebi parodileri Kafka's Soup ve Sartre's Sink ile tanınan İngiliz yazar ve fotoğrafçı. Kronik astım hastası Mark Crick çocukluğunu Basildon'da geçirdi. Warwick Üniversitesi ve Londra Üniversitesi'nde edebiyat bölümünde okudu.

Mark Crick Kitapları - Eserleri

  • Kafka'nın Çorbası
  • Sartre'ın Lavabosu
  • Machiavelli'nin Bahçesi

Mark Crick Alıntıları - Sözleri

  • İnsanların birbirleri için taşıdığı anlamın azlığı karşısında kalbimi paralayıp zavallı kafamı dövebilirdim. (Sartre'ın Lavabosu)
  • Tıkanıklığın kaynağına yaklaşırken burnuma çürük su kokusu doluyor. Tıkanıklık her tarafta. Artık tıkanıklığın tadını alabiliyorum. Tıpkı ağzımda, gözlerimde, kulaklarımda kalmış ölü ve gömülmemiş bir şey gibi. Midem kalkıyor. (Sartre'ın Lavabosu)
  • Puşkin Georges d' Anthes'i karısının sevgilisi olmakla suçladığında, iki adam düello yapmışlardı. Çocukluğundan beri ilk kez kıskançlık sızıları hisseden Tomas macun ıspatulasını almak için atıldı, ama Puşkin'deki tutku onda olmadığı için macunu kesip çerçeveye yapıştırmaya devam etti. Bir yandan da penceredeki Odile'i aklından uzaklaştırmaya çalışıyordu.Kırık cam değiştirilmişti ya Odile'in indirdiği darbe yalnızca bir camdan fazlasını kırmış ve oncam kırığı, çerçevesinin dışına yayılarak, tıpkı bir fay hattı gibi Tomas'ın dünyasının tüm gücünü içine çekmekteydi. (Sartre'ın Lavabosu)
  • Hem zaten evren dediğin nedir ki? Yalnızca bitip tükenmeden dolanıp durduğumuz sonsuz bir kavşak ve yapabileceğimiz hiçbir şey de yok. Ölmek için yaşıyoruz. İşte bu kadar. (Kafka'nın Çorbası)
  • CONNOR: Söyle bana. Sana hep soracaktım. Kendini asmanı engelleyen nedir? GODARD: O da bana bunu sorardı eskiden. Bebekten sonra... Ondan önce... Önce... Ben hep geç geliştim. (Sartre'ın Lavabosu)
  • Çünkü kimse seni anmayacak işinle. Gümrüğün olağandışı güzellikler saklarmış, Ve gelecekte hacılar hikayelerle ödeyecekler vergilerini.'' (Kafka'nın Çorbası)
  • Kıpırdamadan duruyorum. İlerleyemiyor, karanlıkta gözlerimi kırpıştırıyorum. Önümdeki kapının gözetleme deliğinden ufacık beyaz bir ışık parlıyor, sonra kararıyor. Birisi izliyor, hareket etmemi bekliyor, ama edemiyorum. Tıkanıklık benim. (Sartre'ın Lavabosu)
  • İnsanlar sınıf ve ayrıcalığın önümüze çıkardığı engelleri görmemekle ne kadar aptallık ediyorlar. (Sartre'ın Lavabosu)
  • Evrenin merkezinde olduğumuzu sanıyoruz ama değiliz. Hem zaten evren dediğin nedir ki? Yalnızca bitip tükenmeden dolanıp durduğumuz sonsuz bir kavşak ve yapabileceğimiz hiçbir şey de yok. Ölmek için yaşıyoruz. İşte bu kadar. (Kafka'nın Çorbası)
  • Beni asıl duygusallaştıran ve çevremdeki dünyayı cennete çeviren, izolasyon macununun ay ışığında mavi beyaz parlamasıydı. (Sartre'ın Lavabosu)
  • Hiç bir şey ziyan edilmiyordu. Tavaya taze yağ kondu. Süzülmüş porcini mantarları, cızırdayarak etlerindeki suyla mücadele eden kızgın yağın üstüne kaydılar. Aşçı porcinilerin sesini bir kapakla bastırdı. Kapağın altında buhar yoğunlaşıp tavaya damlayarak, bir yağmur döngüsü oluşturdu. (Kafka'nın Çorbası)
  • "Evrenin merkezinde olduğumuzu sanıyoruz ama değiliz. Hem zaten evren dediğin nedir ki? Yalnızca bitip tükenmeden dolanıp durduğumuz sonsuz bir kavşak ve yapabileceğimiz hiçbir şey de yok. Ölmek için yaşıyoruz. İşte bu kadar." Mark Crick/Kafka'nın Çorbas (Kafka'nın Çorbası)
  • İnsanlar sınıf ve ayrıcalığın önümüze çıkardığı engelleri görmemekle ne kadar aptallık ediyorlar. (Sartre'ın Lavabosu)
  • İnsanlığın çektiği çilelerin uzun ve garip kataloğunun da kendi hiyerarşisi var. Sel ve açlık, veba ve salgın, deprem ve yanardağ patlaması hikâyeleri bizi haklı olarak heyecanlandırarak, en saygın anlatılarımızın dikkatini, hükümetlerimizin ilgisini, hayır kurumlarının cömertliğini cezbeder. Buna rağmen, kaderini bağlı bulunduğu otoritenin kaçınılmaz ve öngörülmez gazabını dostu ve komşusuyla, yurttaşı ve vatandaşıyla paylaşan bireyin çilesi, kendi mahvının tohumlarını yalnızca kendisinin beslediğini bilen birinin gerçek ıstırabı ve kederiyle karşılaştırılabilir mi? (Sartre'ın Lavabosu)

Yorum Yaz