tatlidede

Kalemin Kırılsın! Dilin Tutulsun!

Kalemin Kırılsın! Dilin Tutulsun!

Size uzun zamandır takip ettiğim, cehaletini yazdıkları ve söyledikleri ile tescillediğim, TV programlarını tiksinti ile izlediğim bir yazardan bahsedeceğim… “Devrimci Müslümanlar” grubunun başını çeken bu ismi, gezi parkı eylemlerinden de hatırlarsınız… Çağdaş bir İslam tahrifçisi ve Sosyalist İslam’ın(!) bekçisi sözde bir yazar: Eren ERDEM…

 

         “Devrim Ayetleri”, “Riya Tabirleri”, “Şeytan Evliyaları”, “Selman-ı Pak”, “İslam ve Kapitalizm”, “Nurjuvazi”, “Abdestli Kapitalizm” ve “Gayya Karanlığından Kur’an Aydınlığına” kitaplarının yazarı olan Eren Erdem, “solun İslamileşmesi” için değil “islam’ın sosyalistleşmesi” için kalem oynatan biridir…

 

           “Eren Erdem ile ezber bozanlar” programını daha önceleri her Pazar Ulusal Kanalda yapan Eren Erdem, artık aynı programı her Cuma saat 22.00’de Halk TV ekranlarında yapmaktadır… Program yaptığı kanallardan kime ve neye hizmet ettiği açık ve net olan sözde yazar; CHP’nin, Ergenekoncuların, derin güçlerin televizyonlarında kin kusmakta, dinden dem vurarak batılın borazanlığını yapmaktadır…

 

        Her fırsatta islami cemaatlere ve ülkenin yüzde ellisinin hükümetine hakaret yağdıran bu sözde yazar aynı zamanda “Aydınlık Gazetesi”nin de karanlık yazarıdır… “Erenerdem.net” sitesinden yazı ve faaliyetlerini yayınlayan bu ucube yazarı takip etmenizi, okuyarak zaman öldürmenizi asla ve asla tavsiye etmem… Eğer biraz dini hassasiyetiniz varsa söz konusu yazara mutlaka öfkelenecek ve lanet şeytana boşuna inmemiş diyeceksiniz…

 

       Ali Şeriati’den çaldığı fikirlerin üzerine bir şeyler katıp orijinal fikirleriymiş gibi sunan, akıl hocası İhsan Eliaçık’tan kaptığı bilgileri içselleştirdikten sonra dışa aktaran; yazılarının tefsir kısmını, modernist ve temelsiz bir tefsir yazan Hakkı Yılmaz’dan aşıran bu şahsın ilmi hiçbir tutarlılığı bulunmamakta, her sözünden cehalet ve art niyet akmaktadır… Hiçbir Arapça bilgisi bulunmamasına rağmen Arapçası varmış gibi davranan ve ciddi bir fikir bunalımı yaşayan bu karanlık yazar, bir yerlere saldırarak kendini kanıtlamaya ve gündemde kalmaya çalışmaktadır…

 

        29. 06. 2014 tarihli “Elif, Dal ve Mim” başlıklı yazısında yaptığı açıklamaları, Rağıb el-İsfehani’nin “el-Müfredat” isimli eserine dayandırmakta ve söz konusu eseri üç yerde dipnot vermektedir…”Müfredat”ın Türkçe çevirisini mi Arapçasını mı kaynak aldığı söz konusu yazıdan belli olmamakla birlikte, ilgili dipnotlara baktığımızda yapılan yorumların hiç birinin ”Müfredat” adlı eserde yer almadığını görürüz…

 

          Maalesef bu özde yazar, başka yerlerde gördüğü çarpıcı yorumları yalan yanlış kaynaklara nispet eder ve bundan hiç rahatsız olmaz… Bu ilmi hırsızlığı birçok makalesinde yapan karanlık yazar; “Hırsız Yazar” unvanını çoktan hak etmiş görünmektedir… Ayrıca yazarın ayetlere getirdiği keyfi yorumlar,  ilmi boyutunun atmasyondan öteye geçmediğinin delili olarak yeterdir…

 

       Atmasyonu bol yazar, bakın 26. 06. 2014 tarihli yazısında sarık hakkında neler söylüyor: Eskiler niçin sarık sararlardı? Esasen sarık, kefen bezidir. Kişinin öldükten sonra giyeceği bir gelinliktir. Sevgiliye kavuşma anında sırtında taşıyacağı son elbisesidir. Dünya nimetlerinden uzaklaşma manasına gelir. Tek varlığım “kefenimdir” şeklinde sembolik bir tavırdır”

         Şimdi kulağa hoş gelen bu yorum karşısında atmasyon uzmanı yazara sormak lazım Ebu Cehil’de kefenleniyor muydu? Ebu Cehil ve Ebu Leheb bu anlayışla mı sarık giyiyorlardı? Arap âdeti olan sarığı, kapitalizme karşı bir silah olarak kullanabilen bu karanlık yazara, “çok salladın yeter” demeye gerek var mı?

         Halk TV ekranlarında kükreyen bu karanlık şahsiyet, 23. 05. 2014 tarihli TV programında Hz Ömer’in, Peygamber adına hadis uydurduğu için Ebu Hureyre’yi kırbaçladığını söyleyerek ilmin sefili ve sefihi olduğunu kanıtlamış olmaktadır… Aynı programda İktidara yakın âlimlere “şarlatan” diyecek, Diyanet İşleri Başkanını “Başbakanın işlerini meşrulaştıran adam” olarak takdim edecek kadar şarlatanlık yapabilmekte ve küstahlığını belli etmektedir…

        Örneğin sözde yazar, kapitalizme, faize, sermayeye o kadar karşı ki “İş Bankası” gibi bir bankayı işleten CHP’nin, kanalı Halk TV’de her hafta kapitalizm aleyhinde programlar düzenlemektedir… Faizi, “Allah ve resulüne savaş açmak” olarak gören bu gafil ve cahil adama sormazlar mı sen o kapitalist kanalda ne ötüyorsun? Kimi kandırıyorsun, kimin uşaklığını yapıyorsun? Allaha ve resulüne savaş açan İş Bankası destekli kanalda ne arıyorsun? Biz senin gibi çok şaşkın şarlatan gördük, bu şer yolda ne ilk ne de sonsun… Sen sadece boş teneke gibi vurulduğunda çok ses çıkarıyorsun…

         Tüm konuşma ve yazılarını mevcut iktidar ve özellikle Erdoğan aleyhinde şekillendiren, ismi ile müsemma olamamış, karanlık köşelerin kalemi Eren Erdem, 23. 05. 2014 tarihli TV programında Başbakana “yuh” çekmeyen adamın aklından ve vicdanından şüphe ettiğini söyleyerek, aslında Başbakana destek veren yüzde ellilik halkın aklından ve vicdanından şüphe ettiğini ifade etmiş oluyor… Küstahlığını her programda daha ileriye götüren, aklı ve vicdanı hastalıklı bu gezi yazarı bana, “üzerine gitsen de gitmesen de o dilini sarkıtan köpek gibi havlamaya devam eder” ayetini hatırlatıyor…        

         Ağzı laf yapanların, üç kelimeyi bir araya getirenlerin, bilgi hırsızlarının, bilinç yoksullarının, samimiyet yetimlerinin, İslam muharriflerinin, küfür uşaklarının, ağzı lağım kokanların adam yerine konulduğu, ekranlarda pazarlandığı, köşe yazarı yapıldığı bir ülke de maalesef “bilinç eşeksırtında” demektir… Ülkemde bilinç ne zaman “eşeksırtından” inecek bilmiyorum…

     Hakkı yazmayan kalem kırılsın, Hakkı söylemeyen dil kurusun… Bu hepimizin duası olsun…

09. 07. 2014

Yorum Yaz