tatlidede

Kelliğimin Hikayesi - Arnon Grunberg Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kelliğimin Hikayesi kimin eseri? Kelliğimin Hikayesi kitabının yazarı kimdir? Kelliğimin Hikayesi konusu ve anafikri nedir? Kelliğimin Hikayesi kitabı ne anlatıyor? Kelliğimin Hikayesi PDF indirme linki var mı? Kelliğimin Hikayesi kitabının yazarı Arnon Grunberg kimdir? İşte Kelliğimin Hikayesi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 28.06.2022 03:00
Kelliğimin Hikayesi - Arnon Grunberg Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Arnon Grunberg

Yayın Evi: Alef Yayın

İSBN: 9789944494625

Sayfa Sayısı: 224

Kelliğimin Hikayesi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Viyanalı felsefe öğrencisi Marek van der Jagt bize mutluluk arayışının hikâyesini anlatıyor. Marek'in öyküsü sünger gibi votka içen gizemli bir kadının ona bir valiz verdiği pespaye barda başlar. Valizde Marek'in annesine ait giysiler vardır. Ama daha da önemlisi bu valiz, romanın omurgasını oluşturan birçok utanç verici sırrın ilk ipucunu içermektedir.

Kitaptan

'Kendi yokluğumla yaşamayı öğrendim. Uygulamada, bunu kendi kendime söylediğim şu tümceye indirgedim: "Marek, şu andan itibaren iki hafta içinde mutlu olacaksın." O iki hafta geçene kadar günleri saymaya başlıyorum. Sonra tekrar kendime, "Marek, şu andan itibaren iki hafta içinde mutlu olacaksın, mutluluğun boa yılanı iki hafta içinde boynuna dolanacak," diyorum. Bu, benim hayatıma biçim katıyor."

"Van der Jagt'ın 'işlevsiz' ailesi, son zamanlarda tanıdığımız en eğlenceli insanlar olarak hatıramızda yer alıyor… Harika bir roman."

Kırkus

"Komik ve etkileyici… Marek van der Jagt'ın eseri, duygusal arayışın romantizmi ile bir cinsel eğitim komedisi arasında gidip geliyor…Yaşama içgüdüsüyle ilgili bir rol, olumsuzlama olarak yazma ve yalanlarla gerçekler arasındaki slalom."

Le Monde

Kelliğimin Hikayesi Alıntıları - Sözleri

  • “Mutsuzluk, henüz aşısı bulunamamış bir hastalıktır.”
  • Bir insanın kabul görmesi, ister bir kişi olarak, ister bir yazar ister bir bisiklet tamircisi olarak kabul görsün, ne yapacağının önceden bilinmesine bağlıdır. Ve insanlar özgünlük üzerine konuştuklarında aslında kastettikleri yeni bir ambalaj içindeki ya da en azından güzelce ütülenmiş eski bir ambalaj kağıdı içindeki tahmin edilebilirliktir. Kısmen beklenmeyenin ötesine geçmek hata olur.
  • “Çevremdekilerin ara sıra bana hatırlattıkları saflığım, bana göre bir erdemdi. Hala da bir ölçüdeki saflığı erdem olarak görürüm; sinizm, hüsrana uğramışların silahıdır.”
  • Bazı insanlar yaşamları boyunca alkışlanmayı beklerler ve tam ölecekleri sırada boş bir salona oynamış olduklarını fark ederler.
  • "Mutluluğun insanın kendini kabul etmesi olduğu söylenmemiş miydi bana? Belki mutluluk, başkalarının senin için hazırladığı kabusları da kabul etmekti."
  • "Bir noktada herkes kendinin dünyadaki en yalnız insan olduğunu düşünmeli. ... Sonra başkalarıyla tanışırsınız ve bir gün sizden daha yalnız birine rastlarsınız."
  • "... kim başarmak istemez diğerleri hüsrana uğrarken, kim fethetmek istemez öbürleri sürekli yenilgiyi tadarken?"
  • "Bazı kadınlar yaşamları boyunca ergen hippi olarak kalırlar. Sesleri hep biraz yüksektir, el çantalarını biraz çılgınca savururlar, hep yanlış yerlerde kıkırdarlar..."
  • Yaşamak için bir neden bulamadıysanız, o zaman en azından ölmek için bir neden bulmalısınız.
  • Bazı insanlar yaşamları boyunca alkışlanmayı beklerler ve tam ölecekleri sırada boş bir salona oynamış olduklarını fark ederler
  • Onu tanıdığımdan beri,dünyanın kendisini alkışlamasını bekliyordu.Aslında bu,aileden gelen bir hastalıktı sanırım. Bazı insanlar yaşamları boyunca alkışlanmayı beklerler ve tam ölecekleri sırada boş bir salona oynamış olduklarını fark ederler.

Kelliğimin Hikayesi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kitabı ilk okumaya başladığımda bu kadar güçlü ve derin bir metin haline gelebileceğini düşünmemiştim.Felsefe öğrencisi Marek bir gün bir barda Mica adlı yaşlı bir kadınla tanışır, kadının ona icinde ölmüş annesine ait kıyafetlerin bulunduğu bir bavul vermesiyle olaylar başlar. Bavul adeta geçmişin sisli perdesinin sırlarını aralamıştır.Marek'in geriye dönüp anlattıklarına da konuk oluyoruz kitapta.Cok güzel, evlatlarına karşı ilgisiz(bazen kaç çocuğu olduğunu unutuyor),akıl sağlığı çok yerinde olmayan hayatına birçok erkek sokarak hayatındaki eksiklikleri gidermeye çalışan bir anne ,aklını parayla bozmuş, karısını görmezden gelen bir baba,soğuk iki abi ve kendi mutluluğunu arayan ,daima görmezden gelinen, kendini başarısız hisseden Marek ve onun hayatta mutluluk arayışı...Eserde derin bir hayatta anlam arayışı da vardı...Küçük burjuvaların yaşantılarına eleştiri niteliğindeydi.Marek'in ergenliğe girmesi, cinsellik ile tanışma arayışları, aile bireylerinin ilişkileri hem trajik hem komikti.Bekledigimden çok daha derin, katmanlı, sonuyla da oldukça şaşırtıcı bir kitaptı, ben çok beğendim.Dili de çok sıcak ve sadeydi.Bazi satırlar altı çizilesi cümleler doluydu.Keske daha uzun olsaydı. (Devrim Özgür)

Herkesin Bir Hikâyesi Vardır, Sakladığı ya da Aleni Yaşadığı...: Bugüne kadar okuduğum yüzlerce roman içerisinde belki de en kendine has, en özgün romandır "Kelliğimin Hikâyesi". Fantastik bir ailenin fantastik ve bir o kadar da talihli talihsiz bir ferdinin ve bir yan konu olarak da onun annesinin fantastik hikâyesi... Fantastik demişsem burada bir "Yüzüklerin Efendisi" aramamalıyız. Konu bazında ve bakış açısı temelinde, fantastik bir eserden bahsediyorum. Ana karakterimizin kelliğinin hikâyesini okuyoruz. Nasıl kelleştiğinin hikâyesi... Ve bunu kitabın en sonunda öğreniyoruz. Kitabın son sayfalarına gelene kadar, kelliğe dair hiçbir şey anlatılmasa da olan biten her şeyin kelliğe bir şekilde bağlanacağını bilerek, hevesle okumayı sürdürüyoruz. Ve gerçekten de fantastik bir sonla kitabı kapatıp "demek öyle ha..." diyerek yeni kitaba geçiyoruz. "Kelliğimin Hikâyesi" gerek anlatım gerekse içerik yönünden özgün ve okunur bir roman. Yeni bir şeyler okumak için iyi bir seçim. Hep aynı konu ve anlatım sarmalından sıkılanlar için bir sığınak, bir yeni liman... Otuz beş tane alıntı çıkarabildiğim, 224 sayfalık bir güzel anlatı... Yoksa bir romandan 35 alıntı çıkarabilmek pek mümkün olmaz normal şartlarda. Demek ki bir şeyler anlatan, bir şeyler veren, kazandıran bir kitap... (Hakikat bahrine dalgın müderris...)

Kelliğimin Hikayesi bir anlam arayışı hikayesi hiç şüphesiz. İnsanın kendi kabuğundan başlayıp çevresini etkileyen ancak bunun yanında dış kabuğun aldığı o darbelerin de çekirdeği etkilediği bir arayış. Toplum basit bir öğrenme kaynağı aslında insanın doğduğu andan beri. Öğrenmenin nasıl gerçekleşeceği ve nasıl anlamlar yüklenebileceği ise bambaşka bir öğrenmenin sonucu. Çok samimi ve sıcak bir hikayeydi. Marek’le beraber aile yapıları, duyarsızlıkları ve çocuk gelişimi konularına oldukça eleştirel bir gözle bakıyor okur. Postmodern bir anlatımın özüyle bolca zaman geçişinin olması ise hikayeyi oldukça akıcı bir hale getirmiş. Güzeldi gerçekten. (Damla)

Kelliğimin Hikayesi PDF indirme linki var mı?

Arnon Grunberg - Kelliğimin Hikayesi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kelliğimin Hikayesi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Arnon Grunberg Kimdir?

Uzun süre uluslararası çoksatarlar listesinden inmeyen Tirza’nın da yazarı olan Arnon Grunberg bazı romanlarını Marek Van der Jagt mahlasını kullanarak imzalıyor. Kelliğimin Hikâyesi de bu mahlasla imzaladığı romanlarından.

Grunberg, yirmi üç yaşında Mavi Pazartesiler romanıyla çıkış yapar yapmaz Hollanda’nın en sevilen yazarı oldu ve her romanıyla ülkesinin ve Avrupa’nın bütün prestijli ödüllerini topladı. Romanları bellibaşlı bütün dillere çevrildi.

Arnon Grunberg Kitapları - Eserleri

  • Tirza
  • Hastalıksız Adam
  • Kelliğimin Hikayesi
  • İliğine Kadar
  • Yahudi Mesih
  • İstanbul'dan Bağdat'a
  • Hayalet Acı

Arnon Grunberg Alıntıları - Sözleri

  • "Bazı insanlar hakikatı hep olumsuz tarafından algılardı, böyle insanlara yalan söylemek gerekiyordu." (Hastalıksız Adam)
  • … mutluydu, ama bunun farkında değildi. İnsan mutluluğun hep sonradan farkına varır. (Tirza)
  • "İnsanların değişebileceğine inanıyordu." (Hastalıksız Adam)
  • "Bir noktada herkes kendinin dünyadaki en yalnız insan olduğunu düşünmeli. ... Sonra başkalarıyla tanışırsınız ve bir gün sizden daha yalnız birine rastlarsınız." (Kelliğimin Hikayesi)
  • Bir insanın kabul görmesi, ister bir kişi olarak, ister bir yazar ister bir bisiklet tamircisi olarak kabul görsün, ne yapacağının önceden bilinmesine bağlıdır. Ve insanlar özgünlük üzerine konuştuklarında aslında kastettikleri yeni bir ambalaj içindeki ya da en azından güzelce ütülenmiş eski bir ambalaj kağıdı içindeki tahmin edilebilirliktir. Kısmen beklenmeyenin ötesine geçmek hata olur. (Kelliğimin Hikayesi)
  • "Bazı kadınlar yaşamları boyunca ergen hippi olarak kalırlar. Sesleri hep biraz yüksektir, el çantalarını biraz çılgınca savururlar, hep yanlış yerlerde kıkırdarlar..." (Kelliğimin Hikayesi)
  • “Çevremdekilerin ara sıra bana hatırlattıkları saflığım, bana göre bir erdemdi. Hala da bir ölçüdeki saflığı erdem olarak görürüm; sinizm, hüsrana uğramışların silahıdır.” (Kelliğimin Hikayesi)
  • "Konuşmak genellikle işleri daha da karıştırırdı. Tedavi eden bir şey varsa o da susmaktı." (Hastalıksız Adam)
  • Kızı ile ilgili düşünceleri onun benliğini kaplıyor, geriye kendinden bir şey bırakmıyordu, onu, kızının eki haline getiriyordu. Değersiz, gereksiz bir ek. (Tirza)
  • "Mutluluğun insanın kendini kabul etmesi olduğu söylenmemiş miydi bana? Belki mutluluk, başkalarının senin için hazırladığı kabusları da kabul etmekti." (Kelliğimin Hikayesi)
  • Birbirimizi anlıyoruz Kasia. Neden biliyor musun? Birbirimizi kınamıyoruz da ondan. (Tirza)
  • "Yardım kelimesi her zaman işe yarardı. Yardım isteyen birisini reddetmek kolay değildi. Yardım talebi ölümcüldü." (Hastalıksız Adam)
  • Estetiksiz etik olmaz. Estetiği ihmal eden er ya geç etiği de mezara sokar. (Hastalıksız Adam)
  • Bazı insanlar yaşamları boyunca alkışlanmayı beklerler ve tam ölecekleri sırada boş bir salona oynamış olduklarını fark ederler. (Kelliğimin Hikayesi)
  • Onu tanıdığımdan beri,dünyanın kendisini alkışlamasını bekliyordu.Aslında bu,aileden gelen bir hastalıktı sanırım. Bazı insanlar yaşamları boyunca alkışlanmayı beklerler ve tam ölecekleri sırada boş bir salona oynamış olduklarını fark ederler. (Kelliğimin Hikayesi)
  • Ne kadar görünmez olunursa o kadar iyiydi. Görünmez olan yaralanmazdı. (Tirza)
  • Ona göre duygularla sözler bir arada olmuyordu. Samarenda, sözlerin duyguları öldürdüğünü düşünürdü. (Hastalıksız Adam)
  • Kör olan sevgi değil intikamdır. (Hastalıksız Adam)
  • Görünmez olduğunu hissediyordu, bundan rahatsız olmadı, orada olmadan oradaydı, kimsenin dikkatini çekmeyen adam olduğu söylenebilirdi... (Tirza)
  • "Kör olan sevgi değil intikamdır." (Hastalıksız Adam)

Yorum Yaz