tatlidede

Kişilik Bütünlüğü

  • 22.02.2011 10:26
Kişilik Bütünlüğü

 

07.04.2009 20:52:03

 

 

 

Gelişmiş toplumlarda yaşayan insanların özgüvenlerinin geliştiği, kişiliklerinin olgunlaştığı, planlı bir tarz geliştirdikleri görülmektedir. Hayata ve olaylara bakışları gerçekçidir. Yaklaşımları pozitiftir. “Kötü misal emsal olmaz” anlayışı hayat felsefelerini oluşturmaktadır. Önemli başarılar yeni arayışlara engel değil, basamak oluşturmaktadır. Medeniyet yarışında durmanın gerileme ile aynı anlama geldiği bilinmektedir. Zaman ve paranın yönetilmesi önemle öğretilen olgulardır. Öteki benimle aynı haklara sahiptir. Mutluluk paylaşıldıkça artar anlayışı benimsenmiştir.

Buna karşılık geri toplumlarda üç özellik ön plana çıkmaktadır:

1.      Maceracılık,

2.      Şüphecilik,

3.      Güvensizlik.

İnsanlar yapmaları gereken işlerden çok sonucu kestirilemeyen riski yüksek ve hiç kimseye yararı olmayan işlere zaman harcamaktadırlar. Hedefleri mutluluğu yakalamak değil, başkalarının mutsuzluğudur. Amaçlarında tutarlılık yoktur. İşe hızlı ve gösterişli başlamalarına rağmen uzun soluklu ve netice alıcı bir anlayışa sahip değildirler. Kendi inandıkları maceralarına herkesin katılmasını beklerler. Ayaklarının yere basması gerektiğini söyleyen insanları anlamak istemediklerinden agresif davranışlar gösterirler.  Kısa mesafe koşucusudurlar, maratonu göze alamazlar.

Her sözü ve olayı kendilerine karşı yapılmış şüphesiyle karşılarlar. Kendilerini çok önemli kişi olarak görmekle beraber öz güvenleri gelişmediği için şüphe, hayatlarına yön vermeye başlamıştır. Kuşku benliklerini esir almıştır. Kendilerine dostça yaklaşımları düşmanca yaklaşımlarla karıştırdıkları için dar bir alana sahiptirler.

Kendileri ile ilgili konuları kimseyle paylaşmak istemezler. Hiç kimseye güvenilmemesi gerektiğine inanırlar. Kendi aleyhlerinde bir takım tezgâhların planlandığı endişesi karakter haline gelmiştir. Hayatın dostlarla güzelleştiği gerçeğinin farkında değillerdir. “Bana yar olmadıysa başkasına da yar olmasın” anlayışını benimsemişlerdir.

Sosyolojik değerlendirmeye göre: ayağı yere basan, rasyonalist, öz güveni gelişmiş, güven duyulan fertlerden oluşan toplumlar sağlıklı bir doku oluşturabilirler. Sağlam karakterli fertlerin yetişmesi aile ortamı ile yakından ilgilidir. Bu işin ikinci ayağını eğitim politikası oluşturmaktadır. Yasalar ve adalet olgusu olmazsa olmaz bir etkendir. Yeni yetişen nesillere bu ortamı sağlayan devletlerin geleceğe umutla bakma imkânını yakaladıklarını söylemek mümkündür.

Gelişen ve değişen dünya şartlarına göre yapılan yeni düzenlemelerde fertlerin kişisel gelişiminin dikkate alınması bir zorunluluktur. Kişilik bütünlüğü ve amaç tutarlığının yanında kültürel miras ve birikimden vazgeçilmemelidir. Fertlerin tarih, kültürel miras ve birikimlerini kullandıkları ölçüde başarıyı yakalamaları kolaylaşır. Kendisi, ailesi ve değerleri ile barışık insanlar; gerçekçi, akılcı ve güvenli bir bütünlük oluşturabilirler.

Yorum Yaz