tatlidede

Kişisel Bakım!

Kişisel Bakım!
Önce benim kendime bakmam gerekiyor ki yetmediği durumlarda senin yardımına ihtiyacım vardır, herhangi bir uzuv veya organ eksikliğim yok ise benim kendi bakımımı öğrenmem ve devam ettirmem gerekiyor ki senin yardımınla yaşamım daha da kolaylaşsın.
Benim kendime ve sana bakabilmem için ikimizin de sağlıklı olması gerekiyor, zaman zaman gelişen biyolojik etkilenmelerde spontane hastalıklarda ise farklı bakım gerektiriyor.

İnsan ve insanlık alemi deneme yanılma yoluyla öğrendiği şeylerden bir tanesi de kendi kişisel bakımıdır, elleri kirlenmiştir ellerini yıkayıp ikinci bir işe girişmiştir.

Eski insanlar çalışmayı ama sürekli çalışmayı önlerine hedef koydukları için ve sabahın ilk ışıklarıyla çalışmayı başlatırlardı, gecenin karanlığına kadar çalışmayı sürdürür bazen gece yarısını geçtikten sonra çalışmayı bırakırlardı.
Yemek öğünleri için çalışmaya ara verdiklerinde yemek öncesi ellerini yıkayıp yemek yerlerdi ve bu gelenekselleşen davranışın yararını araştıranlar gördüler ki ellerini yıkayan ile ellerini yıkamayanlar arasındaki hastalık oranları farklı.
Ellerini yıkayanların, ellerini yıkamadan yemek yiyenlerin yüzde yetmiş beş oranında daha az hastalandığı ve bu hastalığı sadece ellerini yıkayarak bu işten kurtulabildikleri kesinlik kazanırken, yemek öncesi mutlaka elleri yıkamayı rutinleştirdiler
Ya da gece uyuduğunuzda gece boyunca midedeki asit veya midenin kendi çalışmasında ağıza doğru gelen kokusunun buharı ve ağızda gıda asilerinin birikip yaptığı kokudan kurtulmak için yemekten önce dişlerin fırçalaması hem ağız ve diş sağlığı açısından önemli görüp yaşam rutin davranış yapmışlardır.
Yemeklerden sonra dişlerin fırçalanıp ağızda dişlerin arasında bulunan yemek artıklarının aside dönüşüp dişleri çürütmemesi için yeterlidir, bu korumayı sağlamak için dişleri fırçalamak normal asgari bir bilgidir.
Genel vücut temizliği ise günde bir sefer veya gün aşırı yapılan bir banyo ile birçok hastalıktan korunmak mümkünken, kendimizi bu işten imtina ettiğimiz için bir çok hastalığa açık kapı bırakıyoruz.
Kişisel bakım dediğimizde aklımıza bir tek su ve sabun gelse de, işin boyutu bununla sınırlı değildir, bizler bakteri veya virüs kökenli ajanlardan korunmuş oluruz ama farklı etkenlerden de kurtulmak için vücut bakımı şarttır.
İnsanlar arası ilişkilerde insanların barışık bir şekilde başlattıkları yolculukları, daha sonra fitne tohumları aralarını açtığı için bu fitne tohumlarına hastalık denmiş. 

Bu fitne tohumları oluşmadan klanlar tarzında hep beraber çalışıp hep beraber yiyen insanların, güçlünün daha güçlü olmak için, kafası farklı çalışanın bu farklılığını farklı varlığa çevirip birikim yapması, açların ve mağdurların oluşmasına sebep olmuştur. 
Bu durumu yorumlayan farklı bir kesim de bunu yaratanların olumsuzluklarına hastalık demesi veya bu duruma olumsuz bakmaları; daha sonra insanlık adına yapılan çalışmalarda kabul edilen ortak görüş haline geliyor.

Mesela; insanların arasını bozan dedikodu, ya da çatışmalar yaratmak için ortalığı karıştırmak veya birilerini mağdur etmek, hırsızlığın yapılması gibi davranışları yanlış bulmuşlar, mahkum etmişler ve insanlığa zararlı şeyler grubunda değerlendirip aslında hastalıklı bir kişilik yarattığına kani olmuşlardır.
Daha sonraları yaşama bilimin girmesiyle; kişinin fiziksel yapısı ile psikolojik yapısını etkileyen etkenlerden, ajanlardan nasıl korunacağına dair başlı başına çalışmalar yapmışlardır ve yukarıda söylenen olumlu davranışları ve olumsuz davranışları doğrulayan sonuçlara varmışlardır.
Yani siz biyolojik ajanlara karşı kendinizi ve çevrenizi koruyan davranışlarda bulunmanız gerekir ki bir tek sizin şahsi temizliğiniz sağlığınızı korumaya yetmiyor, çünkü sizin sağlıklı yaşayabilmeniz için; içinde bulunduğunuz toplumunda sağlıklı yaşaması gerekiyor ki çürük bir domatesin bir kasayı çürütmemesi için tedbir almış olursunuz.

Siz tokken komşunuzun aç olması kabul görmeyen bir hal iken demek ki toplumdaki yoksunluklar da insan sağlığı açısından değerlendirilmesi gereken hassasiyetlerdir.
Dünyada savaşlar var ise bunu eninde sonunda senin kapına da dayanacağı aşikar olan bir deneyim tarihçesi geride kalmıştır, bu nedenle dünyada savaşları da kişisel ve toplumsala sağlık sorun ajanı görmek gerekiyor.
Toplumların bin yıllar çalışarak, biriktirerek oluşturdukları kültür ve bu kültürün öncülük yaptığı toplumdaki etik ahlak ilişkileri, bin yıllarca toplumların ilişkilerine rehberlikten zarar görmemişlerdir, güne ve realiteye uymayan kötü gelenekleri de geride bırakmayı bilmişlerdir.
Her insan yüzme biliyor ve anne karnında bir denizin içinde aylarca yüzerek dünya ya gelir, daha sonra kendini ısrarla batırmazsa suda boğulmayacağı bir gerçeklikken; günlük asgari çaba ile sağlığımızı koruyabileceğimizi belirtmek isterim.
Kendimizi korumamız yeterli mi dersek diye bir soru ile kendi karşımıza çıktığımızda ise! Gelişmek isitiyormuyuz sorusu ile karşılaşırız, eğer gelişmek istiyorsak buna göre de en asgarisinden davranan insanların gelişebileceğine “damlaya damlaya göl oluru” unutmamaları gerekiyor.
Kendimizi ve toplumu ısrarla batırmamak için lütfen çalışmayalım ve en asgari davranışlar bile gelişmenizi sağlayacağımızı unutmadan günümüz teknolojik gelişmeleri de hesaba katarak ilerlemeyi kombine sağlamak gerekiyor.
Sağlıklı bir insan ve toplum için; biyolojik, psikolojik, sosyolojik iyiliği elde edip sağlıklı kültürel öğelerle yaşamı beslediğimiz sürece, kişisel bakımlarımızı da bu işe kattığımızda, sağlıklı yaşarız. Aksi mi? Aksisini siz düşünün.

Yorum Yaz