İslam Hukuku - Yusuf el-Karadavi Kitap özeti, konusu ve incelemesi
İslam Hukuku kimin eseri? İslam Hukuku kitabının yazarı kimdir? İslam Hukuku konusu ve anafikri nedir? İslam Hukuku kitabı ne anlatıyor? İslam Hukuku kitabının yazarı Yusuf el-Karadavi kimdir? İşte İslam Hukuku kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Yusuf el-Karadavi
Çevirmen: Ahmet Yaman
Çevirmen: Yusuf Işıcık
Orijinal Adı: Şerî'atü'l-İslâm: Hulûdühâ ve Salâhuhâ li't-Tatbîk fî Külli Zemân ve Mekân
Yayın Evi: Marifet Yayınları
İSBN: 9789753591039
Sayfa Sayısı: 230
İslam Hukuku Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Bu kitap, yüzyılımızın önemli bir ilim, fikir ve aksiyon adamının İslâm hukuku alanındaki ömürlük birikiminin bir özetini vermektedir.
İslâm hukûkunun mahalî ve tarihî olduğu iddialarının aksine el-Karadâvî bu eserinde, İslâm hukûkunun evrenselliğini ve bütün zamanlarda geçerliliğini incelemekte; onun kendi iç dinamiklerinden hareket ederek ve tarihinden örneklemeler yaparak fıkhın yaşanabilirliğini vurgulamaktadır. İctihâd'ın şer'î/hukûkî bakımdan bir yükümlülük, pratik hayat bakımından da bir zorunluluk olduğunu belirten yazar, İslâm'ın bütün zamanlara hitap edebilmesi için seçici ve kurucu şeklinde ikili bir ictihad anlayışını da irdelemektedir.
İslam Hukuku Alıntıları - Sözleri
- Allah Teâlâ, mevcut hayata uysun diye şeriat indirmemiş; bilakis, yaşanan hayat bu şariata boyun eğsin diye onu indirmiştir. İslam hukuku, yegâne ölçü ve biricik âdil hakemdir.
- Devraldığımız fıkhî mirasımız karşısında tutumumuz budur. Tercih ve seçme, ayıklama ve tashih...
- Hiç kimse zannetmesin ki, İslami bir takım yasalar çıkarmakla, özlenen İslam toplumu doğuverir ve kurulur! "Doğrusu bir millet kendini değiştirmedikçe Allah o milleti değiştirmez." Ra'd, 13/11
- H. G. Wels: "İslâm, yaşadığımız şu güne kadar, dünyada, hayat faaliyetlerinde her zaman atılımı şiar edinmiş en geniş, en modern ve en temiz ideolojidir. O, insan nesline şimdiye kadar hiçbir nizamın veremediği en üstün bir sistemi bahşetmiştir.
- İslâm hukuku hikmetler üzerine kurulmuş, kulların dünya ve âhiret maslahatlarına istinat etmiştir. O bütünüyle adalettir, rahmettir, maslahat ve hikmettir.
- Kim bir şeye vaktinden evvel kavuşmak isterse o şeyden mahrum edilmekle cezalandırılır.
- "Kim bir şeye vaktinden evvel kavuşmak isterse o şeyden mahrum edilmekle cezalandırılır."
- Çünkü İslâm'ın hedefi imanı yerleştirdikten sonra dünyanın devamını temin için fesadın kökünü kazımaktır.
- Bir Müslüman bu şeriatı ve hükümleri kabul edip etmeme konusunda tercih sahibi değildir. Çünkü bu, imanın ve Müslümanlığı kabul etmenin zorunlu bir sonucudur.
- Allah ve Resulü, bir işte hüküm verdiği zaman, artık inanmış bir kadın ve erkeğe, o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur... Hayır, andolsun ki onlar aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp, sonra da senin verdiğin hükme karşı içlerinde bir burukluk duymadan tam anlamıyla teslim olmadıkça inanmış olmazlar. Ahzab,33/36 Nisa, 4/65
- Ömeru'l-Faruk gibi bir yönetici, hutbesinde halka, kendisini tenkit etmelerini ve yanlışlarını düzeltmelerini teşvik etmiş, "Ey ahali! Sizden kim bende bir eğrilme görürse beni düzeltsin!"demiş ve halktan birisi de, "Sende bir eğrilme görürsek, kılıçlarımızla doğrulturuz" karşılığını verince, " Allah'a hamdolsun ki, Ömer eğrilecek olursa onu kılıcıyla doğrultacak Müslümanlar var!" demişti.
- Kur'an'ı korumak, İmam Şâtıbî'nin "el-Muvafakat" isimli eserinde açıklandığı gibi Sünneti korumayı da beraberinde getirir. Çünkü Sünnet, Kur'an'ın bir açıklamasından ibarettir.
- Resul-i Ekrem (sas) buyurmuştur ki: Sizden öncekiler, içlerinden bir asilzade hırsızlık yaptığı zaman onun yakasını bıraktıkları ve kimsesiz biri hırsızlık yaptığı zaman ise onu cezalandırdıkları için helak olmuşlardır. Hayır, vallahi, eğer Muhammed'in kızı Fatıma hırsızlık yapmış olsaydı, onun da elini keserdim.
- Hz Peygamber şöyle buyurmuştur: Ben sizi apaydınlık bir cadde üzerinde bıraktım. Öyle bir cadde ki gecesi de gündüzü kadar aydınlıktır. O caddeden ancak helakini isteyen bedbaht sapar.
- Batı'nın ve modernizmin haline ayak uydurmak içgüdüsüyle, Allah'ın haram kıldığı bir şeyi mübah kılmayı veya her ne şekilde olursa olsun irtikap edilen bir haramı meşrulaştırmayı hedef alan her teşebbüs ve İslami şahsiyetten sayrılış, Allah'a karşı bir cüretkarlık, ilim dışı bir şeyle O'na iftira etme, dinde zafiyet ve yakın imanda bir sarsılıştır. Doğrusu biz, güya ümmeti daha büyük bir musibetten yani gizli fuhuştan kurtarmak düşüncesiyle, resmi ve aleni fuhşa cevaz ve serbestiyet verilmesini isteyen kimseleri işitmişizdir. Bu öyle bir düşüncedir ki, Müslümanlar böyle böyle İslam'ın hükümlerinden tek tek kurtulacaklar ve nihayet onların islami şahsiyetlerini ayakta tutacak hiçbir değeri kalmayacaktır. Bunun sonucu budur!
İslam Hukuku İncelemesi - Şahsi Yorumlar
İslam'ın adaleti Allah'ın adaletidir.: Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir... Zalimlerin ta kendileridir.... Fâsıkların ta kendileridir. (Maide, 5/44,45,47) İslam'dan o kadar uzaklaştırılmış, o kadar cahil bırakılmışız ki, çağın ve şartların değişmesiyle İslam'ın hükümlerinin günümüzde uygulanamayacağı masallarına inananlar ve şeriat istemiyoruz diye haykıran müslümanların olduğuna da maalesef şahit oluyoruz. Biz İslam'ı, Allah'ın indirdiği, Resulullah'ın davet ettiği, sahabe ve tâbiinin anladığı tarzda tümden almak mecburiyetindeyiz. Ancak böylelikle ruhi-maddi, ferdi-içtimai tüm hayatımızda O'nun mübarek semere ve sonuçlarından hakkıyla faydalanabiliriz. Şartların değişmesiyle, hükümlerin de değiseceği inkâr edilemez. Nitekim Hz. Ebu Bekir, Hz. ömer (ra), Hz. Osman ve İslam'ın hükümlerini gerçekten anlayıp kavrayanların şartlara göre bazı hükümlerde değişiklik yaptıkları ve yaptıkları ictihadla İslam'a muhalefet etmeden, haram yollara girmeden İslam'ın her durum ve çağda nasıl yaşanılabilir olduğunu bizlere göstermektedir. İnsaf sahibi Batılı hukukçular dahi İslam hukukunun üstünlüğünü itiraf etmişlerdir. (Amine Türkmen)
Kitabın Yazarı Yusuf el-Karadavi Kimdir?
Mısır'da doğdu ve yetişti. On yaşına gelmeden Kur'an'ı ezberledi. Ezher Üniversitesinde öğrenim gördü. 1953'te Usûlu'd-din Fakültesi'ni, 1954'te de öğretmenlik derecesini birincilikle bitirdi. Ezher'de ve daha sonra Katar ve Cezayir'de çeşitli görevler yaptı. 1973'te “İslâm Zekât Fıkhı” (Fıkhu'z-Zekât) adındaki ilginç çalışmasıyla doktor oldu. Gençliğinden beri İslâmî hareketin içinde yer aldı. Kral Faruk zamanında 1949'da, Abdunnâsır döneminde de 1954-56 ve 1965'te hapis yattı. Hasan el-Bennâ'dan çok etkilenmiştir. Çok yönlü bir kişiliği olan Yusuf el-Kardâvî, iyi bir hatip, kendini tekrarlamayan ve özgün konularda çalışan bir yazar, gençliğin şiirlerini ezberlediği ve bestelediği bir şairdir. Pek çok ilmi ve kültürel kuruluşa üyedir. Ayrıca kurulduğu günden beri İslâmî bankaları ilmi ve idarî yönlerden desteklemekte, gelişmeleri için çaba göstermektedir.
Türkiye'yi de birkaç kez ziyaret eden Yusuf el-Kardâvî'nin çoğu Türkçe'ye çevrilen ellinin üstünde eseri vardır. Bu eserler İslâm dünyasında büyük bir kabul görmüş, onlarca defa basılmış ve çeşitli dillere çevrilmiştir. İslâm'ın temelleri ile çağın gereklerini özümseyici, selefiye ile yeniliği birleştirici, değişenler ile değişmeyenleri dengeleyici bir yöntemin sahibi olan Yusuf el-Kardâvî, İslâm dünyasının pek çok yerini gezmiş, konferansçı ve konuk profesör olarak görev yapmıştır.
Eserlerinin başlıcalarını şöylece sıralayabiliriz:
1) Fıkhu'z-Zekât,
2) el-Halâl ve'l-Haram fi'l-İslâm,
3) el-Hasâisu'l-Amme li'l-İslâm,
4) el-İbadet fi'l-İslâm,
5) el-Hallu'l-İslâmî,
6) Gayru'l-Muslimin fi'l-Mu'temai'l-İslâmî,
7) el-Fıkhu'i-İslâmî beyne'l-Asalet ve't-Teceddud,
8) el-İslâm ve'l-İlmâniyye Veçhen livechin,
9) Fetâvâ Muasıra,
10) Keyfe Netaâmelu Ma'a's-Sünnet,
11) es-Sahvetu'l-İslâmiyye.
Kasım 2005 ve Haziran 2008 tarihlerinde ABD'den Foreign Policy ve İngiltere'den Prospect dergilerinin internet üzerinden okuyucu anketleri ile oluşturduğu Dünyanın ilk 100 entelektüeli listelerinde, 2005 yılında 56., 2008 yılında 3. sırada yer almıştır.
Yusuf el-Karadavi Kitapları - Eserleri
- Her Müslümanın Ortak Davası Kudüs
- Alim ve Tağut
- Tevhidin Hakikati
- Öncelikler Fıkhı
- Sünneti Anlamada Yöntem
- Günümüzde Müslüman Gençliğin Vazifeleri
- Niyet ve İhlas
- Müslüman Hayatında Vakit
- Beklenen Zafer Nesli
- Oruç Fıkhı
- İman ve Hayat
- Tebliğ ve Davet Müslümanın Temel Kültürü
- İhtilaf ve Tefrikalar Karşısında İslami Tavır
- İslam Hukuku
- Rabbani Hayat ve İlim
- Tekfirde Aşırılık
- Allah'ın Varlığı
- Filistin Hakkında Fetvalar
- Sosyal Hayatta İslami Terbiye
- İslam'da Helal ve Haram
- Müslüman Aile
- Tevekkül
- İslam'da Devlet Mefhumu
- İslam Fıkhını Yeniden Okumak
- Kur'an'da Sabır
- Kur'an'ı Anlamada Yöntem
- İslam'da İbadet Mefhumu
- İlim Asrında Din
- İslam'da Çevre Bilinci
- Günümüzde Fetvanın Değişebilirliği
- Bilgi ve Medeniyet Kaynağı Sünnet
- Bir Düşünür Olarak Mevdudi
- İnsanlar Ve Hak
- İslami Uyanışın Problemleri
- Hasan El-Bennâ Düşüncesinde Siyaset
- Tevbe
- Hasan El-Benna Mektebi
- Çağdaş Meselelere Fetvalar
- Tebliğ ve Davet Müslümanın Temel Kültürü
- Hz. Peygamber ve İlim
- Kültürler Arası Diyalog
- Hasan El-Benna Düşüncesinde Eğitim
- Disiplin ile Esneklik Arasında Fetva
- Fakirlik Problemi Karşısında İslam
- Oruç Bilinci
- Konferans Serisi
- İslam Ümmeti Hayal mi Gerçek mi?
- Şeriatın Amaçlarını Anlamak
- İbrahim Suresi Tefsiri
- Yarının Müslüman Kadını
- Allah'a Davet
- Sünnet ve Bidat
- İslam Mötədilliyi
- İman ve İslamda İtidal
- İslam Hukukunda Zekat 2. Cilt
Yusuf el-Karadavi Alıntıları - Sözleri
- Örneğin; deveye, yaşayışına ve çölde uzun yolculuklarına uyacak bir yaratılış şekli verildi. Bundan dolayı başını yukarıda tutacak uzun bir boyun ve onu kum tozlarından uzak tutacak gözler ile yaratılmıştır. Yine çöldeki dikenleri kendisine zarar vermeyecek şekilde aşması için yarık dudak ve kuru çöllerde ihtiyaç duyduğu bir günde yemesi için yağ depolanabilen hörgüç bağışlanmıştır. Ayakları, at eşek ve katırlar gibi kuma batan şekilde değil, kumları aştığında batmayacak şekilde yaratılmıştır. Bundan dolayı deveye "çöl gemisi” denilmiştir. İşte böyle mükemmellik delilini bütün canlılarda görebiliriz. (Allah'ın Varlığı)
- Kişinin hayzıdır ağzında gıybet, Ki gıybet söylemeyen bulmaya rağbet... Koca Yunus (İslam'da Helal ve Haram)
- Yeter ki seninle aram tatlı olsun, tüm yaşam acı olsa da. Yeter ki sen benden hoşnut kal, herkes bana kızgın olsa da. Yeter ki seninle aram iyi olsun, tüm âlem ile bozuk olsa da. Senden gerçek bir sevgi olduktan sonra başka her şey basit, Zira toprak üzerinde ki her şey toprak olmaya mahkûmdur... (Niyet ve İhlas)
- "Ve yeryüzü halkının tamamına davetimiz; Yeryüzünü bozgunculukla dolduran azgın tağutların zulmedip zorbalık yaptığı hâlihazırdaki yönetimlerin temellerinde genel bir devrim yapmaları, bu düşünce ve eylemdeki önderliği ellerinden almaları, tâ ki onu Allah'a ve ahiret gününe iman eden, Hak dinine tâbi olan, yeryüzünde büyüklenmeyen ve bozgunculuk yapmak istemeyen kişiler üstlensin." (Bir Düşünür Olarak Mevdudi)
- Diliniz yalana alışmış olduğu için, her şeye, 'bu haram, bu helaldir' demeyin ki, Allah a karşı yalan uydurmuş olursunuz. Allaha karşı yalan uyduranlar ise saadete şüphesiz erişemezler. (İslam'da Helal ve Haram)
- İslam, bireysel kazancı ilk hedef ve etkin güç olarak kabul eden kapitalist sisteme aykırı olarak ekonomi ve ahlakı birbirinden ayırmaz. İslama göre;her ticaret yapanın uyması gerekli olan dini, ahlaki ve hukuki düzenlemeler ve kurallar vardır. (Çağdaş Meselelere Fetvalar)
- İyi niyet haramı helal yapmaz. (İslam'da Helal ve Haram)
- Kur'an'ı korumak, İmam Şâtıbî'nin "el-Muvafakat" isimli eserinde açıklandığı gibi Sünneti korumayı da beraberinde getirir. Çünkü Sünnet, Kur'an'ın bir açıklamasından ibarettir. (İslam Hukuku)
- Kadınla erkeğin ilişkileri hakkında nazil olan bazı ayetler şunlardır: “Erkekler kadınların üzerine hakimdir (onların reisidir)ler. (bu) Allah’ın (onlardan) bazılarını (erkekleri), bazısından (kadınlardan) üstün kılması ve (erkeklerin kendi) mallarından sarf etmeleri sebebiyledir...” “Onlar (hanımlarınız) sizin için bir elbise, siz de onlar için bir elbise gibisiniz.” “...(kocalarının) onlar üzerinde örfe uygun olarak (hakları) olduğu gibi; onların da (kocaları üzerinde hakları) vardır. Fakat erkekler için onların üzerine bir derece (bir üstünlük) vardır.” (İnsanlar Ve Hak)
- Kendi ayıbıyla meşgul olup, başkalarının ayıbını görmeyen insana müjdeler olsun. (Alim ve Tağut)
- Yarınlar kimin haklı olduğunu ortaya çıkaracaktır. (Alim ve Tağut)
- "Kim bir şeye vaktinden evvel kavuşmak isterse o şeyden mahrum edilmekle cezalandırılır." (İslam Hukuku)
- Çünkü İslâm'ın hedefi imanı yerleştirdikten sonra dünyanın devamını temin için fesadın kökünü kazımaktır. (İslam Hukuku)
- Sabır, sadece hür olanların yutabileceği bir acılıktır. (Kur'an'da Sabır)
- Mevdudî'nin düşüncesinin ikinci özelliği şudur: O bir gözle İslâm'a, diğeriyle de çağa bakar......... (Bir Düşünür Olarak Mevdudi)
- • Evlenmek isteyen bir Müslümanın, evliliğin sadece bir bedenin bir başka bedenle bir araya gelmesi olmadığını iyice kavranması gerekir. (Müslüman Aile)
- Öyle kişler tanımışımdır ki, bunlar belli bir dönemde sert tutumları ve aşırılıkları ile bilinirlerdi. Sonra onlardan ayrı düşmüşümdür, ya da onlar benden. Belli bir süre görmemişizdir birbirimizi. Şimdi bunlar nerede, ne yapıyorlar diye sorduğumda aldığım cevap şu olmuştur: Ya bambaşka bir çizgide yürüyorlardır, --Allah korusun— tepeden tirnağa değişivermişlerdir, ya da akıl almaz bir gevşekliğin, çözülüşün pençesinde herşeyden kopuk bir hayat sürmektedirler. Tıpkı: «Ne kesilen bir toprak parçası, ne de olduğu gibi bırakılan bir sırt.» (Bezzâr, Câbir'den zayıf senedle rivayet ediyor.) hadîsinde anılan espride olduğu gibi. Yani, bir zamanlar üzerinde yağız atların koşuştuğu bir meydanın belli bir süre sonra ıssızlığa bürünüşü gibi. «Gücünüzün yeteceği amelleri yapın. Çünkü, siz bıkmadıkça Allah bıkmaz. Ve şüphesiz, Allah'ın en sevdiği amel az da olsa devamlı olanıdır.» (Buharî, Müslim, Ebu Davud ve Nesâi Âişe radiyallâhu anhâ' dan rivayet ediyor) hadîsinde ifadesini bulan peygamberi yönlendirme, işte bu gayeye dayanır. (İslami Uyanışın Problemleri)
- "Rabbinizin,sizin için yaratığı eşlerinizi bırakıyor da insanlar arasından erkeklere mi yanaşıyorsunuz? Siz gerçekten haddi aşan bir topluluğuksunuz." (Müslüman Aile)
- İşte böyle çelişkilerle yoğunlaşmış, çatışmalarla dolu olan ve neredeyse hiç kimsenin etkisinden kurtulamadığı sisli ve bulanık bir ortamda Mevdudî ortaya çıktı. Hatta Hindistan'daki İslâm'ın şairi ve Müslümanların filozofu Muhammed İkbal bile, zaman zaman etkilendiği bu bulanık düşüncelerden kendisini kurtaramadı. Örneğin, İslâm düşüncesinin ve İslâm ümmetinin düşmanı Kemal Atatürk'ü övdüğünü gördük. Bunu ilk başlarda yapmıştı, ancak çok geçmeden hatasını fark etti, onun kötü niyetleri ortaya çıkmaya başlayınca onu eleştirip kınadı. Atatürk, Arap harflerini Latin harfleriyle değiştirmeye karar verince şu manaya gelen bir söz söyledi: "Lâdinîlik (dinsizlik) ve Latinlik adına kendini hangi yollarda harcadın!" (Bir Düşünür Olarak Mevdudi)
- Kudüs Müslümanların ortak davasıdır. ... bu beldenin bugün işgal altında olmasının sebebi dünya Müslümanlarının birlik ve bütünlüğünü kaybetmiş olmasıdır. (Her Müslümanın Ortak Davası Kudüs)