tatlidede

Kıyamet Park - Alper Canıgüz Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kıyamet Park kimin eseri? Kıyamet Park kitabının yazarı kimdir? Kıyamet Park konusu ve anafikri nedir? Kıyamet Park kitabı ne anlatıyor? Kıyamet Park PDF indirme linki var mı? Kıyamet Park kitabının yazarı Alper Canıgüz kimdir? İşte Kıyamet Park kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 06.05.2022 21:00
Kıyamet Park - Alper Canıgüz Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Alper Canıgüz

Yayın Evi: Alfa Yayıncılık

İSBN: 9786254494161

Sayfa Sayısı: 248

Kıyamet Park Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Yakında dünya daha iyi bir yer haline gelecek çünkü ben daha iyi biri olacağım; ama önce halletmem gereken işler var.”

Mozart 5 yaşında beste yapıyordu, Alper Kamu cinayet çözüyor!

Lüks bir otelde gedikli bir gazeteci vahşice öldürülür.

Böylece dünyanın en küçük dedektifinin hayatına renk gelir.

Zanlılar arasında mekik dokurken, 8 yaşında tecrübeli bir rakibi vardır

bu defa: Altan… şeytana pabucunu ters giydiren yeni nesil bir şeytan.

Kahramanımız katili Altan’dan önce bulabilecek midir?

Yoksa davayı, bahsi ve hayalî arkadaşlarını kaybedecek midir?

Kıyamet Park, sahici dehşet ile sahte şöleni biraraya getiriyor.

Her sayfasında katilin gölgesini görecek, maktulün parfümünü duyacaksınız.

Şöhreti ülke sınırlarını aşan Alper Kamu'ya bir kez daha hayran kalacaksınız.

Tıkır tıkır işleyen kurgusu, hiç dinmeyen temposuyla Kıyamet Park bir kahkaha deposu.

Türk edebiyatının müstesna müellifi Alper Canıgüz’den akıllara seza bir polisiye şaheseri daha!

Descartes ile Kansız Celal, Batı ile Doğunun bu iki büyük filozofu, düşünsel sistemlerinin merkezine yerleştirdikleri şüphe unsurunu farklı biçimlerde ele alıp çözümlüyor ve neticede ikisi de aynı sonuca varıyordu: Tanrı vardır,

var olmalıdır. Frenk gururla ünlüyordu: Düşünüyorum öyleyse varım.

Türk çocuğu, müdanasız, el yükseltiyordu: Sen varsan, ben de varım!

(Tanıtım Bülteninden)

Kıyamet Park Alıntıları - Sözleri

  • Suç işlerken sadece yoksullar bir sebebe ihtiyaç duyar. İktidar sahipleri ise ekseriyetle sırf yapabildikleri için kötülük yapar.
  • "Bilirsiniz, sevincimizle üzülen, üzüntümüzle sevinen kişilere arkadaş denir."
  • Yakında dünya daha iyi bir yer haline gelecek çünkü ben daha iyi biri olacağım; ama önce halletmem gereken işler var.
  • "İnsan hayallerini, masaya sürdüğü an kaybeder."
  • “İnsan hayallerini, masaya sürdüğü an kaybeder.”
  • "...ama işte ne yaparsınız, aşkta ve mizahta çok çabuk iş işten geçiyor."
  • Öte yandan tecrübelerim gösteriyor ki, insan ne kadar az konuşursa o kadar az pişman oluyor.
  • İnsan hakikaten de bir yanlışı düzeltmek için hep daha büyüğünü yapmak zorunda kalıyordu
  • Yanıp küle dönüşmüş bir şatodan başka birşey bırakma ölümün ellerine.
  • "İnsan hayallerini, masaya sürdüğü an kaybeder."
  • Aşk hakikaten de devrimci bir eylemmiş demek ki.
  • “Öte yandan tecrübelerim gösteriyor ki, insan ne kadar az konuşursa o kadar az pişman oluyor.”
  • "Derler ki, aşk insanın kendisini mahvedecek şeyi seçmesiymiş."
  • Gece yarısı Zeki Müren’in tehdidiyle uyandım: “Elbet bir gün buluşacağız…”
  • Zalime haddini bildirmek kadar haz verici şey var mı şu dünyada?

Kıyamet Park İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Beklediğinize değecek:): "Yakında dünya daha iyi bir yer haline gelecek çünkü ben daha iyi biri olacağım; ama önce halletmem gereken işler var." Bu cümle ile başlıyor kitap ve aslında yaşanacak ilgi çekici ve esrarengiz olayların da fitilini ateşliyor. kitap/ogullar-ve-rencide-ruhlar--4642 ve kitap/cehennem-cicegi--7091 kitaplarından da tanıdığımız kahramanımız Alper Kamu, bir psikolog ile sohbet ederken karşılıyor bizi. Ailesi durumundan endişe etmiş olacak ki en sonunda bu yola başvurmuşlar. Zihinsel atışmalar ile geçen bu sohbetten sonra oradan ayrılıyorlar fakat pot kırdığını düşünen kahramanımız kitap boyunca bu görüşmeyi aklından çıkaramıyor. İlerleyen bölümde bir Alman beyaz eşya firmasının bayiliğini yapan dayısı aileyi ziyarete geliyor ve onlara 'Kıyamet Park' adlı bir tatil merkezinde gerçekleşecek bayi toplantısına kendisinin katılamayacağını söylüyor ve onların gidip kısa da olsa iyi bir tatil yapmalarını teklif ediyor. Dayı palavracı bir mizaca sahip olsa da tatil fikri ağır basıyor ve aile hazırlanıp yola düşüyor. Kitabın isminden de anlayacağımız üzere bütün olayların merkezi bu tatil merkezi: 'Kıyamet Park'. Alper Kamu, başta bu tatilin sıkıcı olacağını düşünüyor olsa da hem kendisi gibi indigo olan Altan ve önceki kitaplardan tanıdığımız arkadaşı Hakan ile karşılaşıyor. Bu tanışıklıklar ve birbirinden ilginç karakterleri tanımamız ile birlikte kitabın ana unsurunu oluşturan cinayetler art arda gerçekleşiyor. Bu olaylar dedektifimiz olan kahramanımızın ilgisini çekse de bu sefer bir rakibi var: Altan. İkisinin arasındaki çekişme kitap boyunca devam etse de bir yerden sonra Alper Kamu'nun Altan'ın üstünlüğünü kabul ettiğini ve yavaş yavaş pes eder duruma sürüklendiğini düşünüyoruz. Fakat içinde fazlaca sürprizler ve ters köşeler barındıran eser sonlarına doğru da bizi şaşırtmaya devam ediyor. İkili arasındaki münakaşa nasıl bir satranç oyunuyla başlıyorsa o şekilde de sona eriyor. Olay örgüsünün dışında günümüze hitaben sosyal, siyasal ve kültürel unsurlara da laf aralarında çok yerinde olduğunu düşündüğüm göndermeler yapılan eser açıkçası beni tatmin etti ve uzun süre beklediğime değdiğini hissettirdi. Okurken çok keyif aldığım bu kitabı da serinin diğer kitapları gibi herkese tavsiye ettikten sonra sevgili Alper Canıgüz'e merak ettiğim soruyu sormak istiyorum: Sıradaki kitap ne zaman? :) (Onur Akça)

Bilmiyorum... bilemiyorum... hiç...: Kitaptan önce, kitabın hikayesini anlattığım incelemelerimden birisi de bu olacak. Alper Canıgüz benim yıllar önce keşfettiğim ve kalemini epey bir beğendiğim yazarlardan birisidir. Çok sevdiğim, değer verdiğim bir kitap okuru arkadaşım bana “yeni bir yazar söyle, çok beğeneyim, okuyayım” dedikçe, nihayetinde aklıma Murat Menteş ve Alper Canıgüz ikilisi geldi. Malumunuz bu ikisi sıkı dostlar aynı zamanda, hatta Menteş’in Dublörün Dilemması kitabının kapağında Canıgüz'ün, Onur Ünlü ve İhsan Gürsoy ile birlikte poz vermişliği de vardır. Kaldı ki, Canıgüz kitaplarının editörü de genelde Menteş olur, tıpkı bunda olduğu gibi… Arkadaşım Kan ve Gül’ü okuyup, çok beğendiğini söyleyince, ben de şöyle bir tekrar bakayım diye Canıgüz kitaplarına girdim ve bir de ne göreyim? Bizim reklam sevmez, röportaj vermez yazarımızın meğer yeni bir romanı çıkmış piyasaya… Yani yaklaşık dört buçuk yıl aradan sonra yeni bir roman; doğrusu hayli cezbedici idi. Nitekim ikimiz aynı zaman diliminde kitabı temin edip, farklı şehirlerde olsak da aynı anda okumaya başladık. Bence onun avantajı şu idi; elinde okuyabileceği dört Canıgüz kitabı daha var. Benim içinse uzun süredir beklenen bir kitabı, çabuk okuyup okumamakla ilgili bir hüzün vardı bile diyebilirim. Bu gizirgahtan sonra kitabın kendi hikayesine dönelim. Bu bir Alper Kamu macerası. Alper Kamu, -bilmeyenler için söyleyelim- beş yaşında bir velet. Ama büyümüş de hiç küçülmemiş cinsinden, acayip bir şey. Ayrıca benim adamım olur kendileri… Bu tuhaf çocuğun meziyeti, cinayet çözmesi. Bunu Oğullar ve Rencide Ruhlar ile Cehennem Çiçeği kitaplarından biliyorduk zaten. Alper Kamu, bu sefer Kıyamet Park adlı bir tatil beldesinde şahit olduğu bir cinayeti çözmeye uğraşıyor. Lakin bu kez zorlu bir rakibi var; Altan… Canıgüz’ün psikoloji eğitimi almasının da etkisiyle oluşturduğu ortamlar ve ortaya koyduğu diyaloglar zaten oldukça başarılı ve sıradışıdır. Burada da aynıyla devam etmiş. Kendine özgü bir mizah anlayışı olan Canıgüz, karakter oluşturma konusunda da oldukça mahir. Polisiye bir hikayeyi absürt ve mizahi bir dille anlatabiliyor. Öyle ki altı çizilecek pek çok satır, zekice göndermeler de mevcut. Üstelik bunların bir kısmı siyasi! Kıyamet Park, uzun ince sayfada, nispeten kalın puntolu bir kitap. Yani esasında vuruş sayısı çok değilse de sayfa sayısı 250’yi buluyor. Ama o kadar akıcı ve cezbedici ki, su gibi akıp gidiyor. Sadece bazı cümlelerin altını çizmek için mola verdirebilecek kadar akıcı… Alper Canıgüz'ün diğer kitaplarında da böyle çaresiz, yaralı birtakım aşk hikayelerinin var olduğunu biliyordum. Alper Kamu’nun Gülengül ablasına duyduğu hisleri “çocukça” diye geçmemek lazım. Nihayetinde aşk denilen şey biraz da çocukça değil midir zaten? Gülengül’ü Altan ile aynı masada otururken gördüğü sahne mesela… Çok matrak ve bir o kadar da gerçekçi hislerin anlatımına sahip… İşte böyle… Eğer Alper Canıgüz okuru iseniz hiç düşünmeden alıp okuyun, eğer bugüne dek okumadıysanız, bununla ( ya da herhangi bir kitabı ile ) başladığınızda size diğerlerini de aldırıp okutacak bir kalemi olduğunu anlayacaksınız… Kitaptan bir alıntı ile bitireyim en iyisi… “Öte yandan tecrübelerim gösteriyor ki, insan ne kadar az konuşursa o kadar az pişman oluyor.” (Mehmet Y.)

kitap/kiyamet-park--304486 , bir serinin üçüncü bölümüymüş, bilmiyordum. Sanırım bu yüzden kitaba ısınamadım. 5 yaşında bir çocuğun aşırı karakteri kitaba adaptasyonumu engelledi. Bu yaş grubuna uzun yıllardır eğitim verdiğim için çok gerçekçi bakıyor da olabilirim tabii. Hayal gücü her daim başımın tacı ama bu sefer olmadı. Kitabı bırakıyorum, eğer diğer bölümleri okuma şansım olursa baştan başlayarak, Alper Kamu'yu tanıyarak ilerleyeceğim. Kitap zevkine güvendiğim insanlar bu seriyi çok sevdiği için, kitabı yarım bırakışımı tamamen kendime bağlıyorum, çünkü yazar/alper-caniguz 'ün kalemini severim, bende kredisi var. (Çağla Özden)

Kıyamet Park PDF indirme linki var mı?

Alper Canıgüz - Kıyamet Park kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kıyamet Park PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Alper Canıgüz Kimdir?

Alper Canıgüz 13 Şubat 1969 yılında İstanbul’da doğmuştur. Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü mezunudur. Lise döneminden itibaren öykülerini dergilerde yayınladı. Yayınevlerinde çevirmenlik yaptıktan sonra üniversitede öğretim görevlisi olarak çalıştı. Bir dönem reklam ve metin yazarlığı yaptı.

Alper Canıgüz Kitapları - Eserleri

  • Tatlı Rüyalar
  • Oğullar ve Rencide Ruhlar
  • Gizliajans
  • Cehennem Çiçeği
  • Kan ve Gül Bir Kara Dejavu
  • Kıyamet Park
  • Gizliajans

Alper Canıgüz Alıntıları - Sözleri

  • Eh, neticede ol­gunluk dediğin, hayatı daha fazla acıyla kabullenebilme ye­tisi değil midir? (Kan ve Gül Bir Kara Dejavu)
  • Çünkü en çok sevdiklerin yaralar seni. (Gizliajans)
  • "Hüzünlü bir hikâye anlat bana." "Hüzünlü mü? Niye ki?" "Babacığım," dedim. "Sen de biliyorsun, vakit mutlu hikâyeler için çok geç." (Cehennem Çiçeği)
  • Beş yaş insanın en olgun çağıdır; sonra çürümeye başlar. (Oğullar ve Rencide Ruhlar)
  • Artık sevmeyen kadının gözlerini hemen tanırsınız. Denizi yırtan bıçak gibidir. (Kan ve Gül Bir Kara Dejavu)
  • "...ama işte ne yaparsınız, aşkta ve mizahta çok çabuk iş işten geçiyor." (Kıyamet Park)
  • Beni yıpratan kendi iç hesaplaşmamdı. (Oğullar ve Rencide Ruhlar)
  • "...baştan aşağı pozitif enerji olmuştum artık. Hazırdım dünyanın canına okumaya." (Oğullar ve Rencide Ruhlar)
  • İnsanın tabiatında, mana aramak gibi bir maluliyet söz ko­nusu, malumunuz. (Kan ve Gül Bir Kara Dejavu)
  • "Cidden tuhaf yaratıklar bu kadınlar." (Oğullar ve Rencide Ruhlar)
  • İnsanın tüm varoluşsal dertlerine deva olacak bir çözüm bulmak imkansız. (Tatlı Rüyalar)
  • "Çoğu insanın kafası çelişkilerle, ruhu komplekslerle dolu ve ne istediğini bilmiyor." (Tatlı Rüyalar)
  • "Herkesin delirmek için bir nedeni vardır." (Cehennem Çiçeği)
  • “Görüyorsun dostum," diye bana döndü Abdül. "Hayat hep bir arayış...” (Kan ve Gül Bir Kara Dejavu)
  • "..sanki hiç sevmemişiz gibi..." (Cehennem Çiçeği)
  • "Unutmayın güle rengini veren kandır." (Kan ve Gül Bir Kara Dejavu)
  • Anneni mi daha çok seviyorsun babanı mı? Bu masumane görünen soru, içinde korkunç bir gizli argüman barındırmaktadır: Bu da sevginin ölçülebilir bir şey olduğu iddiasıdır. Biliyor musunuz, çocuk o güne kadar bunu hiç düşünmemiştir bile. O hayatı ve hayatın bir parçası olarak kendisini ve diğerlerini doğallıkla sevmektedir. Ne ki, birden tartmaya başlar... Annemi mi daha çok seviyorum babamı mı? (Gizliajans)
  • Yanıp küle dönüşmüş bir şatodan başka birşey bırakma ölümün ellerine. (Kıyamet Park)
  • "Sartre haklıydı. "Öteki" cehennem demekti." (Oğullar ve Rencide Ruhlar)
  • "Kendine acımak, geçmişe yazıklanmak faydasız ve anlamsız bir işti. Olmak, olmamanın bir fonksiyonuydu." (Kan ve Gül Bir Kara Dejavu)

Yorum Yaz