tatlidede

Korkuyu yenmenin tek Çaresi!

Korkuyu yenmenin tek Çaresi!
İnsanlık bütün dünyada ölüm korkusuyla bir sınavdan geçmektedir. Ölüm ile imtihan insanlığın en zor sınavlarındandır. Yüce Allah "Andolsun ki; sizi biraz korku ve açlıkla, mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. Sabredenleri müjdele" diye buyuruyor (Bakara suresi 155)
İnsanlık bu sınavı yaşamak durumundadır. Bu hususta seçme hakkına ve özgürlüğüne sahip değildir. Mutlak güç ve irade karşısında insanoğluna düşen boyun eğmek ve teslim olmaktır.
Ölüm hayatımızın bir gerçeğidir. Dünyada yaşayan her canlı muhakkak ölecektir. Öyle ise ölümden kaçmaya imkan yoktur. Hiç kimse için bu dünya kalıcı bir yurt (ikametgah) yeri değildir. Herkes bu dünyada misafir ve bu misafirlik bir gün sona erecektir. "Korkunun ecele faydası yoktur" sözü korkunun insanı ölümden kurtarmayacağının ifadesidir. 
İlahi mesaj "Her nefis ölümü tadacaktır" diyor. Ölüm sevgiyle, şefaatle, torpille, ağlamak ve sızlamakla; kaçışı, hilesi, ertelenmesi mümkün olmayan bir olaydır. Eğer mümkün olsaydı "Doktorlar" ve "Karun zihniyetindekiler" bir çare bulmaya çalışacaklardı. 
Ölüm lezzetleri acılaştıran can sıkıcı bir gerçektir. Hiç kimsenin çare üretemediği ve üretemeyeceği bir gerçektir. İnsanoğlu en sevdiklerini dahi kendi elleriyle mezarı üzerine toprak atıyor, küçük-büyük, zengin-fakir, güçlü-zayıf, zalim-mazlum, siyah-beyaz, Müslüman-kafir her sınıftan, her yaştan, her ırktan, her dinden insanların başına gelecek olan bir hakikat. 
"Onların eceli gelince ne bir saat gecikirler ne de bir saat öne alınırlar" (Araf suresi 34) 
Ölüm insanı çaresiz ve çözümsüz bırakan yüce bir makamdan gelmektedir. Ölüm O'nun emir ve iradesi ile gerçekleşiyor. Hayatı bağışlayan ve sonlandıran Allaht'ır. Zamanını, sınırını, saat ve dakikasını belirleyen O'dur. "De ki kendisinden kaçtığınız ölüm mutlaka sizi yakalayacaktır. (Cuma suresi 8)
İnsanoğlu ölümden kaçmak istiyor. Dünya hayatı tatlıdır fakat karşı konulamaz bir irade var. Bu irade kaçmanın, korkmanın bir faydasının olmayacağı bize bildiriliyor. Kaçıp kurtulacak bir yer yok. Rahat olmak için ölüm gerçeğini nefsimize kabul ettirmek zorundayız. Bu yolculuk insan iradesi dışında gerçekleşen bir yolculuktur.
Hayat bir yolculuksa bu yolculuğun da bir durağı vardır. Yer yüzünde  yaşayan her canlı sırasıyla bir son durağa yolculuk yapmaktadır. İslam'a göre hayat yaşadığı şu kısacık dünya hayatında ibaret değildir. Ahiret hayatı yeni ve ebedi bir hayatın başlangıcıdır. Her canlının yazılmış bir süresi vardır. Verilen süre içinde yaşayabilir bu süreyi doldurmayan kimsenin ölmesi mümkün değildir. Korku ömrü uzatmadığı gibi cesarette ömrü kısaltmaz. Olayların çok sık yaşandığı bir dönemde bir vatandaş ben çok korkuyorum. Korkunun bir çaresi yok mu? Diye bir arkadaşa sorunca arkadaş da bir çaresi vardır. Korkmamanın tek çaresi korkmamaktır diye cevap verdi. 
Kur'an "Ölüm nerede olursanız olun sağlam yapılı kaleler içinde bile olsanız sizi yakalayacaktır" (Nisa süresi 78) Aynı sure de fakat tedbirinizi de alın diyor. Ölüm hayatın kaçınılmaz bir gerçeği ise de tedbir almak itaat edilmesi gereken bir durumdur. İnsanın ölümüne yol açan salgın hastalıklarla mücadele etmesi ve yenik düşmemesi için gayret göstermelidir. Bu durumlarda insanın seyirci, eli kolu bağlı durması doğru değildir. Çünkü dinimiz bütün kötülüklerle mücadeleyi emretmiş, bu konuda insana hareket kabiliyeti bahşetmiştir.
Ölüm var diye ahiret hayatına, hesap gününe inanmayanların huzursuz olması, paniklemesi korkması, dengesini kaybetmesi normaldir. İman sahibi insanların ise durumu farklıdır. Onlar için ölüm yeni bir hayatın başlangıcı, dünya dertlerinden, sıkıntılarından kurtulmaktır. Peygamberimiz (sav) ölümü temenni etmeyin diyor. Elbette ölmeyi temenni etmeyeceğiz. Ancak ölüm vardır diye hayatımızı ölüm korkusuyla zindana dönüştürmeyecek, dengemizi kaybetmeyecek ve tedbirsiz davranmayacağız. Üstad Bediüzzaman "Ölüm bir terhis bir tebdili mekandır" diyor. Hz Ali (ra) peygamber efendimizin bir adamın "Biz Allah'a aidiz ve ona dönücüleriz dediğini duyması üzerine şöyle buyurduğunu belirtir. Biz Allah'a aidiz dediğimiz zaman onun mülkü olduğumuzu kabul ediyoruz. Ona dönücüleriz dediğimiz zaman ise öleceğimizi ikrar etmiş oluyoruz. İnna lillah ve inna ileyhi raciun' la verilen mesaj evrenseldir. Yani bütün varlıklar Allah’ın mülküdür. Sonunda ona döneceklerdir. Allah mülkünde tasarruf hakkına sahiptir. Evet, herkes ölecek. Önemli olan iman üzerine ölmektir. 
Rabbim cümlemize sağlıklı ve huzurlu bir ömür nasip eylesin. Ve gerçek manada ölümden ibret alan kullarından eylesin.

Yorumlar

Image
Ahmed
07.12.2020 / 20:47

Keşke ölümden ibret alsak, hazırlığımızı yapsak.

Yorum Yaz