Çin’de ortaya çıkan ve kısa sürede tüm dünyayı etkisi altına
alan yeni tip korona virüsü her geçen gün daha fazla kişiye bulaşıyor.
Özellikle kronik rahatsızlığı olanları ve yaşlılar başta olmak üzere herkes
için ölümcül olan yeni tip korona virüsü önce grip benzeri semptomlarla
başlayıp ölüme kadar götürüyor.
Evet, Korona deyip geçmeyin. Biz de ailecek 20 gün önce bu
merete yakalandık.
Bir hafta boyunca çok zor bir süreçten geçtik. Ama
önümüzdeki süreç toplum açısından sanki daha zor olacak. Aşı ne zaman çare
olur, belli değil. Belli ki bu süreç daha çok zaman alacak.
Bu virüsün insanlara bulaşması oldukça kolay olduğu için
alınan tedbir ve önlemlere uymadığınız takdirde bir anda sevdiklerinize ölümün
yolunu açabiliyorsunuz.
Hatta kişi hastalık belirtilerini göstermeden önce 14 gün
kuluçka süresi ile karşı karşıya kaldığından gittiği her yerde bu virüsü başkalarına
da bulaştırabiliyor.
Aslında hakkında çok da bilgi sahibi olmadığımız ve bilim
insanlarının da net bir şekilde ortaya koyamadıkları virüs, herkeste farklı
şekilde boy gösterebiliyor.
Bilimin karşısında aciz kaldığı bu virüs konusunda öncelikle
yetkililerin tavsiyelerine çok dikkat etmemiz gerekiyor. Bu virüsün önüne
geçebilmek, sevdiklerimizi kaybetmemek için uzmanların belirlediği kurallara
uymak hem kanunen, hem dinen, hem de ahlaken gereklidir.
Bana bir şey olmaz diyenlere bakıyorsunuz. Piyangodan
kaptığı virüs sayesinde birkaç gün sonra yatağa, sonra sırasıyla acil servise,
yoğun bakıma, entübeye ve bir de bakıyorsunuz dağ gibi adamı toprağa vermişler.
Hastalık riski yüksek, zor günler yaşadığımız bu dönemde hem
kendimiz hem sevdiklerimiz açısından çok hassas olmalıyız.
Bu hassas süreçte yetkililerimizin her bir tedbir uyarısını,
tavsiyesini söylenenin de üzerinde dikkate alma gayreti içerisinde olmalıyız.
İnsanların hasta olmasını engelleyen yegâne savunma
mekanizması bağışıklık sistemi olmasına rağmen bu virüse karşı o bile çaresiz
kalıyor.
Tabi ben de yakalanırsam bari bağışıklık sistemimin en güçlü
olduğu yaz döneminde kendisiyle yüzleşmek istiyordum.
Tedbir ve önlemleri almama rağmen 20 gün önce yapılan PCR
test sonucum pozitif çıkmış ve gerekli test, tomografi ve muayene sonucu evde tedavi
ve istirahat etmeye karar verilmişti.
İlaç tedavisinin yanında beş günlük şiddetli ağrılardan
sonra Rabbimin şifası ile çok şükür halsizlik ve yorgunluk hariç genel sağlık
durumum iyileşmişti. Buradan il sağlık müdürümüz Dr. Saffet Yavuz nezdinde tüm
sağlık çalışanlarına teşekkür ediyorum.
Bu süreçte korona sayesinde bugün bu hastalık karşısında
çaresiz kalsalar da bilimin ve bilim
adamlarının değerini bir kez daha hatırlamış oldum.
Tat ve koku kaybında Allah’ın verdiği her nimetin
güzelliğini bir kez daha idrak ettim.
Çektiğim acılarda sağlığın değerini bir kez daha anlamış
oldum.
Salgının daha da uzun süre devam edeceği potansiyeli göz
önünde bulundurduğumuzda beden ve ruh sağlığımızı da gerçekten zinde
tutmalıyız. Düşünce ve duygu dünyamızı doğru yönetmeliyiz. Endişe ve
kaygılarımızı dozunda tutmalıyız. Önlem ve tedbirlere, özellikle temizliğe
hassasiyet göstermeliyiz.
Bu süreçte öğrendiğim çok önemli konulardan biri de yaşam
kaynağımız olan oksijeni doğru ve yeteri kadar alıp kullanmayı öğrenmem oldu.
Bu denemeyi sizlerde aynanın karşısına geçerek
yapabilirsiniz: Derin nefes alırken göğüste şişme ve omuzlarda oynama
gerçekleşiyorsa yanlış nefes, sadece göbek, karın boşluğu şişiyorsa doğru nefes
aldığınızı gösterir. Birçok hastalık, yanlış nefes almaktan yani bedenimizin
her bir bölgesine yeterli oksijen sürekli sağlanamadığı için ortaya
çıkmaktadır.
Doğru yani diyaframdan nefes, bedene gerekli oksijeni tam
sağlarken, yanlış yani göğüsten nefes ise beden ve beyine yetersiz oksijen
ulaştırır.
Aldığımız oksijeni bedenimize dengeli dağıtma görevini
yerine getiren diyafram kasımızı doğru ve aktif kullanmayı da bu sayede
öğrendim.
Meğer dünyaya ne kadarda çok kaptırmışız kendimizi. Gelecek kaygısıyla neler kaçırmışız.
Sağlık kadar hiçbir şeyin önemi olmadığını kim daha iyi anlatabilirdi ki bu virüs kadar.
Bizden götürdükleri kadar öğrettikleri de unutulmaz kılacak koronayı.
O çok sevdiklerini karşında görüp de sarılamamanın ne olduğunu öğretti bize.
***
Biraz da karantina sürecinden bahsetmek istiyorum.
İtiraf edeyim karantina süresince “İyi ki karantina var. İyi
ki yazı icat edilmiş. İyi ki Bill Gates bu bilgisayarı geliştirmiş. İyi ki
telefon ve internet var.?”deyip durdum.
Sevdiklerinizin sizin için dua ettiğini bilmek de güzel bir
duyguydu. Bu süreçte bazılarına cevap vermeye yetişemesem de sevdiklerimizle
konuşabilmek, paha biçilmeyecek kadar güzel bir işmiş. Kilometrelerce uzakta
olan dostlarınızla görüntülü bir şekilde konuşabilmek müthiş bir şey.
Karantina sürecinde dışlanmış hissine kapılıyor olsanız da
moralinizi yüksek tutmanız lazım. Bu süreci lehinize çevirebilmenin yolu
pozitif düşünmekte geçiyor. Yani siz negatif düşünüp olumsuz hayaller üretip
psikolojinizi olumsuz hale çevirirseniz, beyniniz de bu hayalleri gerçek olarak
algılayıp kaygı ve endişeye kapılır, beden ve iç organlarda olağanüstü hal ilan
ederek ruhsal durumu gerginleştirir, kişinin gereksiz yere normal halden
çıkmasına yol açar.
Bu durum psikolojinin ve bedeninizin gereksiz yere yorulması
ve zayıflamasına yol açarak bağışıklığınızı zayıflatır. Gereksiz yere oluşan
stres ve kaygı hali uzun süre devam ettiğinde ise beden sağlığını tehlikeye
sokarak bağışıklık sistemini köreltmeye başlar.
Bu sebeplerle her daim pozitif düşünerek zihnimizi verimli
kullanmak adına mutlaka her günümüzü, bedenimizi normal yaşantımızda
kullandığımız gibi zinde tutarak aktif kullanmaya, zamanımızı en verimli
şekilde değerlendirmeye çalışmalıyız. Planlı, sistemli, verimli ve moral seviyesi
yüksek bir şekilde günlerimizi geçirerek elimizde olan imkânları en olumlu
şekilde değerlendirmeye gayret etmeliyiz.
***
Bu arada eğitim sezonun açılmasıyla MEB’de hummalı bir
çalışma var. Bu konuda, veliler, kurumlar ve sivil toplum örgütleri de kesinlikle
MEB’e destek olmalıdır! Çünkü tek başına bu yükün altından kalkmaları mümkün
değil.
Zamanında Sağlık Bakanlığı ve sağlık personelini ayakta
alkışladığımız gibi inanıyorum ki onlar da bu süreçte bu alkışı hak ediyor.
YORUMLAR