tatlidede

Kucaklayan Siyaset…

Kucaklayan Siyaset…

Kucaklayan Siyaset…

Propaganda döneminin tam anlamıyla başlamamış olmasına rağmen, tüm adayların hızlı ve etkin bir şekilde siyaset arenasının kaygan ve kaypak zemininde buzda dans edercesine varlığını ispatlama çabası, siyasetin olmazsa olmazı olarak, çıkar karşımıza.

Siyaset yönetme işidir.

Siyaset bir güçler çatışması olarak da tarif edilir ve bilinir.

İçeriğinde karşısındakine olduğundan farklı görünüp, iş yürütmek vardır.

Kurnazlık sergileyerek öyle davranabilmek vardır.

Gücü kullanıp yönlendiren siyaset, düşmana ve rakibe karşı mücadele etme, bir o kadar da ittifaklara girme sanatıdır.

Günlük işlerin peşinden koşturan siyaset, pragmatik ve faydacıdır.

İyi ve doğruyu kısmen barındırsa da kendi içinde, siyaset farklı çıkarların birbiriyle çatıştığı aynı kafa içindeki kırk tilkinin kuyruğunun, biri birine değmeme halidir.

Konularla durumları derinlikli olarak ele almayan siyaset, etik değerleri ise tabiri caizse pek de tınmayandır.

Genel doğrular üzerinden olaylara yaklaşsa da siyaset, yarını düşünüyormuş gibi yapıp, günübirlikçi çözümlerin odak noktasıdır.

Güç ve taraftar toplama hususunda siyaset, hala aldatmaca ve kandırmacayı en etkin yol olarak kullanandır.

Toplumun farklı kesimlerinin kabul etmesi ve beğenmesi istenen şeyleri öven siyaset; körü badem gözlü, keli sırma saçlı, basiretsizi halk kahramanı gibi yutturabilme sanatıdır.

Onuruyla yıkılmayı tercih edenlere karşı, düzenbazlıkla sağ kalmayı yeğleyendir siyaset.

İçine girildiğinde bir şekilde cüzdana bulaşan kirliliği, kirlenmek güzeldir sloganlı deterjan reklamı gibi, sevimlilikle yutturandır siyaset.

Bilim, sanat ve felsefe gibi üç temel bilgi kanalını, sosyal medyanın biçare aymazlığında hınzırca kendine yontandır siyaset.

Hem mühim hem de kayda değer hedeflerin uzun soluklu disipline çalışmayla ortaya çıkarılmaları yerine, şahsi çıkarların cenderesinde, tarumar olmalarına aldırmaksızın göz yumandır siyaset.

Klişelerle düşünüp, klişelerle yaşayan ve yine aynı klişelerle birbirine benzeyen partilerin, essahtan birbirlerinden çok da büyük farkları varmış gibi, tiyatro oynadıkları bir sahnedir siyaset.

Bilmek hayatta kalmaktır şiarına karşılık, koltuktan inmemek hayatın kendisidir tezini savunan bir anlayıştır siyaset.

Sorumluluk yükünde, kaytarmayı…

Omuz omuza giderken, sırttan vurmayı…

Doğruluk kelamına sığınarak, haksız kazancı…

Şöyle bir punduna getirip arsızca…

Kucaklayandır siyaset…

Yorum Yaz