tatlidede

Kudüs İzlenimlerimiz (I)

Kudüs İzlenimlerimiz (I)

Yoğun geçen seçim çalışmaları ebetteki önce siyasileri ardından da gazetecileri çok fazla yorar. Yorgun geçen ve neredeyse gece yarılarına devam ederek, beden yorgunluğunun yanında beyin yorgunluğuna da neden olan bu yorucu süreç bitmeden bir hafta önce Nezir Bey kardeşimin;

“Abi Kudus’e gidelim mi?” sorusuyla başladı kutlu yolculuğumuzun hazırlıkları. 

Hak dinimizin mübarek beldeler olarak işaretlendirdiği Mekke’yi Medine’yi ve Şam’ı ziyaret etme bahtiyarlığını yaşamış, ellerimi semaya açmış, bu mübarek beldelerde kıldığımız namazların, yaptığımız duaların kabulü için âlemlerin rabbinden niyazda bulunmuştuk. 

Bu mübarek beldelerin önemli duraklarından biri olup, ancak daha önce ziyaret etme imkânımın olmadığı beldeyi ziyaret etmek bana ayrı bir heyecan ve mutluluk yaşatacaktı. Bu heyecanla bir yandan seçim yoğunluğuyla cebelleşirken diğer yandan da resmi işlemler başta olmak üzere kutsal mekânı ziyaret edecek olmanın manevi hazırlığına bedenimizi hazırlamaya başlamıştık.

İlk kıblemiz Mescidi Aksa’yı ve Peygamber Efendimin Miraca çıktığı Kubbet-üs Sahra’yı ve daha birçok peygamberimizin yaşadığı bu mukaddes toprakları görmek, tarihi hissetmek ve her ne kadar Gazze’yi göremeyeceğimizi biliyor olsak da Filistinli kardeşlerimizin son durumunu yakından görmek doğrusu heyecan katsayımızı her geçen dakika biraz daha yükseltiyordu. Nitekim geçtiğimiz ay yaptığı Kudüs ziyaretinden oldukça etkilenip, sosyal paylaşım sitesinden paylaştığı fotoğrafı alıntılayarak haberleştirdiğim ve ziyaretin manevi etkisiyle, buğulu gözlerle, haberini yazdığım çocukluk arkadaşım Şeyhmus Aslan’dan Mescid-i Aksa ile ilgili ziyarette yapmamız gerekenler ve dikkat edilmesi icap eden hususları bir kere de kendisinden duymak üzere yolculuk öncesi ziyaret etme gereği duymuştum.  

Mardin’den İstanbul’a uçtuk. İstanbul’da ise bir gece konakladıktan sonra Tel Aviv’e uçmak için sabah erken saatte kalkıp, Atatürk Havalimanı’nın yolunu tuttuk. Uçak hareket saatini beklerken heyecanımız her geçen dakika biraz daha nüksediyordu.

Hak Tur ile bir grup yolcu THY uçağına bindik. İki saatlik bir yolculuktan sonra da Tel Aviv’e vardık. Ben Gurion Havaalanında indik. Doğrusunu isterseniz manevi hazzının yüksek olacağına inandığım mukaddes şehre yapacağım ziyaret için ismini zikrederken bile midemin bulandığı bir devletin havaalanına inmek, beni ve benimle beraber kafilede bulunan arkadaşlarımızın da hoşuna gitmiyordu ama yapacak da bir şey yoktu.

Uçak’tan indikten sonra gümrük işlemleri için meydanda ilerlerken tur şirketinin sahibi ve aynı zamanda rehberliğimizi yapacak olan İlahiyatçı Akademisyen Dr. Hasan Fehmi Ulus, gümrük işlemleri ve devamında da karşılaşabileceğimiz ilginç oyalama, bunaltma ve sindirme gayretleriyle defalarca karşılaşmış olduğu İsrailli görevlilerin taktiklerini anlattı bizlere ve bu taktikler yapılırken kesinlikle hiç kimsenin kendisiyle ilgili bir endişe duymaması gerektiğini, bunların hepsinin bir oyalama taktiğinden ibaret olacağını belirttiği için rahatlattı bizleri.

 Nihayet, gümrük işlemleri başladı. Hiç gülümsemeyen yüzü asık görevlilere şahsen takındığım tavrı, beni az çok tanıyanlar tahmin edebilmişlerdir. Hani olur ya yüzümün asıklığından rahatsızlık duyup beni alıkoyarlarsa kısa yoldan kahraman olur çıkarım diye düşünmüştüm. Ama olmadı benden tırsmış olacaklar ki; her zaman rahat ve halim karakterine özenmiş olduğum Nezir Kardeşimi alıkoydular ve kahramanlık benim yerime Nezir’e nasip oldu. 

İsrail devamlı güvenlik endişesi ile yaşadığı için gümrükte çok sıkı inceleme yapılıyor. Özellikle de dönüşte valizlerimizi, çantalarımızı, cüzdanlarımızı defalarca didik didik aradılar, bu bizi oldukça bunalttı ve isyan edecek noktaya getirdi.

Kolay girdiğimiz ancak zor çıktığımız havaalanından bizi bekleyen şirkete ait otobüse bindik. Toplamda 24 kişiden oluşan kafilemizin çok kalabalık olmaması bizi sevindirmiş olsa da rehberimizi endişelendiriyordu. Nedeni ise kalabalık grupların sayıca az olan gruplara nazaran daha organize olduğuydu. Rehberimizin ilahiyatçı olması bizleri sevindirmişti ancak biraz da yaşının getirdiği bıkkınlık hemen dikkatimizi çekmiş, seyahatin başında paylaştığı bilgileri eksik bulup, sorular yönelten diğer arkadaşları bozmasından anlamıştık. 

Aracımıza bindik ve Tel Aviv’den Kudüs'e doğru hareket ettik....... 

İçinizi burkan manzaraları bizler yaşadık belki ama sizler için de derledik

Devamını ikinci yazımızda...


Yorumlar

Image
ÜSAME ERSAN
10.11.2015 / 16:26

"...ülkendeki kuşlardan ne haber vardır <br>mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır <br>aşk celladından ne çıkar madem ki yar vardır <br>yoktan da vardan da ötede bir var vardır <br>hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır <br>o şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır <br>sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır <br>ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır <br>gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır <br>yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır <br>yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır <br>sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır <br>göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır <br>senden ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır <br>sevgili <br>en sevgili <br>ey sevgili"

Yorum Yaz