tatlidede

Kurtuluşun Reçetesi

Kurtuluşun Reçetesi

Müslümanlar için bazı önemli ay, gün ve geceler vardır. Bu önemli aylardan biri de Muharrem ayıdır. Hicri takvimin ilk ayı Muharrem ayıdır ve biz şuan bu ayın içindeyiz. 

 Bu ayda birçok sevindirici olayın yanında dünya var oldukça unutulmayacak elim bir hadise de yaşanmıştır. Bu hadiseleri hatırlamak gerekirse… 

Hz Nuh'un (as) kavmi bu günde suda boğulmuş, Hz Nuh ve beraberindekiler gemiye binmek suretiyle kurtulmuştur. Sonrasında Âd Kavmi yine aynı şekilde bu ayda mahvolmuş ve haritadan silinmiştir. Hz Hud (as) inananlarla birlikte hem o kavmin zulmünden hem de o fırtınadan kurtulmuştur. Yine Semud Kavmi aynı şekilde, Hz İbrahim (as) bu ayda Nemrud'un zulmünden kurtulmuş ve Hz Musa (as) bu ayda Firavun'un zulmünden kurtulmuştur. 

Bununla birlikte Muharrem ayının 10'unda benzer birçok olay yaşanmıştır. Tüm bunların yanında bizlerin yüreklerini sızlatan Kerbela olayı da bu ayda yaşanmıştır. Peygamberimizin gözbebeği, Hz. Ali ve Hz. Fatıma’nın evladı Hz. Hüseyin, ehli beyt ve ashabının şehit edilmesi bu ayda Muharrem’de yaşanmıştır. 

 Bu üzücü hadise bir yandan Ümmet-i Muhammed’inin gönlünü sızlatmış olsa da bir yandan da ümmetin can damarına kan vermiştir. Kerbela sadece Hz. Hüseyin’in şahadeti değildir. Kerbela aynı zamanda imanın güce, imanın saltanata ve imanın iktidara galip geldiği bir yerdir. 

 Eğer Hz. Hüseyin Yezid’e biat etmiş olsaydı, bu durumda İslam zulüm sistemine boyun eğecekti. Muhammed’i İslam’ı kendi nefsine uydurup Yezidi bir sisteme boyun eğme durumu söz konusu olacaktı. Hz. Hüseyin bunun bilincindeydi ve Kerbela’da İslam’ın izzet ve onurunu kurtararak zulüm sistemlerine önemli bir ders verdi. 

Hz. Hüseyin, özelde kardeşi Muhammed Hanifiye’ye ve genelde bizlere yaptığı nasihatnamesinde şu sözleri dile getirmiştir; “Ben azgınlık, makam, fesat ve zulüm yapmak için Medine’den ayrılmadım. Ben, ceddimin ümmetini ıslah etmek, marufu emredip münkeri nehyederek ceddim ve babamın yolunu ihya etmek için kıyam ettim. Öyleyse kim bu gerçeği benden kabul eder, bana itaat ederse Allah’ın yolunu kabul etmiştir. Kim de bunu reddeder, bana itaat etmese Allah benim ile kavmim arasında hükmedene kadar sabrederim. İşte bu benim vasiyetimdir.” 

Hz. Hüseyin'in bu vasiyetnamesi ümmetin kurtuluşuna kapı aralıyor. Müslümanlar bu vasiyetnamesini iyi anlaması lazım, zira bu; kurtuluş reçetesinin ta kendisidir.

Yorum Yaz