tatlidede

Marksizme Giriş - Ernest Mandel Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Marksizme Giriş kimin eseri? Marksizme Giriş kitabının yazarı kimdir? Marksizme Giriş konusu ve anafikri nedir? Marksizme Giriş kitabı ne anlatıyor? Marksizme Giriş PDF indirme linki var mı? Marksizme Giriş kitabının yazarı Ernest Mandel kimdir? İşte Marksizme Giriş kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 03.02.2023 13:00
Marksizme Giriş - Ernest Mandel Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Ernest Mandel

Çevirmen: Bülent Tanatar

Çevirmen: Şadi Ozansü

Çevirmen: Orhan Dilber

Tasarımcı: İnci Batuk

Orijinal Adı: Introduction au Marxisme

Yayın Evi: Yazın Yayıncılık

İSBN: 9789757178088

Sayfa Sayısı: 265

Marksizme Giriş Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Mandel'in Marksizm'e Girişinin beşinci baskısı, Daniel Bensaid'in, yapıtı tarihsel bağlamına oturtan ve onu bir dizi anahtar sorunla güncelleştiren "Otuzuncu yılında Marksizm'e Giriş'e eleştirel bir giriş" yazısıyla birlikte yayınlanıyor.

Marksizm'e Giriş uzun bir pedagojik deneyimin ürünüdür. İstisnai bir açıklıkla marksist teorinin temellerini-tarihsel materyalizm, marksist ekonomik teori, işçi hareketi tarihi ve işçi hareketinin taktik ve stratejik sorunları ortaya koyar.

Dolayısıyla içinde yaşadığı toplumu anlamak ve onu değiştirmek isteyen herkes için vazgeçilmez bir eserdir.

(Tanıtım Bülteninden)

Marksizme Giriş Alıntıları - Sözleri

  • Sömürülenler dünyevi hayatın ötesinde daha iyi bir hayat umudundan başka hiçbir teselli bulamamaktadırlar.
  • Bankalar bunu yaparken, daha büyük tröstler yaratabilmek için yükseltme girişimlerinde de bulunurlar. Aynı zamanda, kredi alanındaki tekelci konumlarını kullanarak verdikleri kredilerin karşılığında büyük işletmelerin sermayelerine katılma yolunu da elde ederler. Ve böylelikle mali sermaye, yani banka sermayesi, gelişerek sanayi alanına sızar ve giderek üstün bir konum kazanır.
  • Irkçılık, cinsiyetçilik, şovenizm, yabancı düşmanlığı gibi bazı özel ideolojiler ilk kapitalist ülkelerde doğan, ama sömürgecilik ve emperyalizmin hızlandırarak uluslararası ölçekte zirveye çıkardığı özel aşırı sömürü ve baskı biçimlerini haklı göstermeye ve istikrarlı hale getirmeye yararlar.
  • Azgelişmişlik, emperyalist egemenlikten kaynaklanan sosyal ve ekonomik yapının bir sonucudur.
  • Her sınıflı toplumda hakim ideoloji hakim sınıfın ideolojisidir.
  • Hukuk hakim mülkiyet biçimini korur ve doğrular. Aile aynı rolü oynar. Din sömürülenlere kaderlerine boyun eğmeleri gerektiğini öğretir. Hakim siyasi ve ahlaki düşünceler sofizmler veya yarı-doğrular vasıtasıyla hakim sınıfın saltanatını doğrulamanın yollarını ararlar.
  • Yalnızca siyasal olan bir devrim bir sınıfın belli bir egemenlik biçiminin, belli bir devlet biçiminin yerini bir devrim yoluyla aynı sınıfın bir başka devlet biçimine bırakmasıdır.
  • Tekelin çıkarı öncelik taşıdığından, onun yararına olarak hisse senedi sahiplerinin kâr payları dağıtılmayarak tekel'e kurban edilebilir. Bu noktayı, artık özel mülkiyetin önemli bir yer tutmadığının kanıtı olarak görenler, her şeyden önce şunu unutmamalıdırlar ki, ta başlangıcından itibaren kapitalizme egemen olan eğilim, küçük özel mülkiyetin bir avuç büyük özel mülkiyete kurban edilmesidir.
  • kapitalist ülkelerin tüm mali yaşamına çok az sayıdaki dev banka egemen olur.
  • Kadınların ezilmesi her zaman var olmadı. Bu kadın cinsi üzerine çöken biyolojik bir kaderin ürünü değildir.

Marksizme Giriş İncelemesi - Şahsi Yorumlar

o kitap bu kitap değil.: öncelikle kitap "marksizm" ideolojisine giriş kitabı değil. dünya tarihi ve olaylarına marksist bakış açısı ile bakıyor. ne marksizmi hakkını vererek analiz ediyor, ne de dünya meselelerini. ernest mandel saygın bir marksist. aynı zamanda troçkist ve antistalinist. bu görüş kitaba da yansımış. stalin'i karşı-devrimci olarak lanse etmesi üzücü bir tahlil. kendi saygınlığına da gölge düşürüyor. kitabın girişi kötü. uzunca bir süre "bu konuları neden işliyoruz" oluyorsunuz. belki en can alıcı konulardan biri "sürü yaşantısından yerleşik yaşama ve sınıflı kent-devletlere nasıl geçildi" konusu iyi işlenmemiş. "madem bu konuları işlemeyecektin, neden bizi taa dünyanın en başından başlattın?" diye insanın aklına geliyor. çiftçi-zanaatkar uzmanlaşmasının, meta üretiminin ve mübadelesinin 10-12bin yıl önce başladığını söylüyor ki, burada yazım yanlışı falan olmalı. bölgedeki en eski yerleşimler Çatalhöyük, Jericho bile 10-8byö gider, ki bunlar çiftçi köyleridir, sınıf ve meta üretimi yoktur. yani bu tespiti garip olmuş. herhalde yanlış yazdılar. uzmanlaşma, mübadelenin MÖ3binde başladığını söyleyebiliriz. arada muazzam bir fark var. kitap bir süre güzel, öğretici giderken; Stalin ve IV. Enternasyonal konularına girince propaganda başlıyor. bu bölümleri sevmedim. kitabın sonu da sıkıcı. sonlara doğru yabancılaşma, diyalektik, tarihsel materyalizm konularına giriyor. bunları kötü işlediğini söyleyebilirim. ayrıca bu temel konuların kitabın sonunda işlenmesi de doğru değil. kopuk olmuş. genel olarak marksizmin kötü işlendiğini söyleyebilirim. (Karakedi)

Kitap, anlaşılır ve açık bir anlatımla başlıyor ancak ortalara doğru anlatılmak isteneni anlamakta zorlandım. Daha açık ve daha yalın anlatılabilecek konuları maalesef okuyarak geçtim. Bana çok karmaşık geldi. Ortak mülkiyetin var olduğu, herkesin yönetime katıldığı ilkel komünizmden, neolitik devrimle (tarım devrimi) artık (fazla) ürün elde edilmesi ve bunun başlangıçta toplumun bazı kesimlerinin çalışmadan, üretmeden yaşamalarına olanak tanıması, daha sonra ise bu kesimin (zamanla din çevreleri, askeri kesim, yargıçlar, memurlar) asıl üretici gücü yönetme hak ve görevlerinden dışlamaları güzel açıklanmış. Toplumsal eşitsizlikler de burada başlıyor. Başlangıç bölümlerindeki düşüncelerin tadı damağımda kaldı diyebilirim. Yazarın daha iyi açıklama ve anlatma potansiyeli olduğunu düşünüyorum ancak niyeyse bu sonraki bölümlerde gerçekleşmemiş diye düşünüyorum. Belki diğer kaynaklardan konuya iyice aşinalık kazanıldıktan sonra kitabı tekrar okumak bir fayda sağlayabilir. (Başka Yabancı)

Marksizme Giriş PDF indirme linki var mı?

Ernest Mandel - Marksizme Giriş kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Marksizme Giriş PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ernest Mandel Kimdir?

Ernest Ezra Mandel (5 Nisan 1923 - 20 Temmuz 1995), Ernest Germain, Pierre Gousset, Henri Vallin gibi takma isimlerle de tanınan Belçikalı Sendikacı, İktisat kuramcısı ve marksist.

II. Dünya Savaşı sırasında, siyasi faaliyetleri nedeniyle tutuklandı ve Dora toplama kampında tutuldu. Savaş sonrası özgürlüğüne kavuşan Mandel siyasi mücadelesine devam etti. Kısa sürede Michel Pablo ile birlikte Dördüncü Enternasyonal'in önderlerinden birisi haline geldi. Dördüncü Enternasyonal'in 1946 yılında yapılan dünya kongresinde uluslararası sekreterlik üyesi seçildi.

Birçok sendikada görev aldı. Geç kapitalizmi iredeleyen kitaplar yazdı.

Ernest Mandel, ölümüne değin marksizmin esaslı savunucularından ve troçkist hareketin seçkin önderlerinden birisi olarak yaşadı.

Ernest Mandel Kitapları - Eserleri

  • Marksizme Giriş
  • Marksist Ekonomi Kuramına Giriş
  • Leninist Örgüt Teorisi
  • Hoş Cinayet
  • İkinci Dünya Savaşının Anlamı
  • Kapitalist Gelişmenin Uzun Dalgaları
  • Geç Kapitalizm
  • Marksizmin Tarihteki Yeri
  • Marx'ın İktisadi Düşüncesinin Oluşumu
  • Marksist Ekonomi El Kitabı
  • İktidar ve Para
  • Marksist Yabancılaşma Kuramı

Ernest Mandel Alıntıları - Sözleri

  • Proleter devrimi,insanlık tarihinde,varolan toplumun bilinçli olarak planlanmış bir yıkılışını amaçlayan ilk devrimdir.Yani,geçmişteki köle ve köylü devrimleri gibi,daha önce varolan bir durumu geri getirmeyi ya da ekonomik alanda zaten gerçekleşmiş olan iktidar değişikliğine sadece meşruiyet kazandırmayı değil,daha önce hiç varolmamış ve sadece bir.. teori ya da bir «program» olarak kabul edilmiş, yepyeni bir süreci gerçekleştirmeyi amaçlar. (Leninist Örgüt Teorisi)
  • Bugün pasif bir şekilde patronlarla işbirliğini kabul ediyorlardır, fakat yarın şiddetli bir grevde onlara karşı hareket edeceklerdir.Oportünizm mantığı burjuva toplumuna uyma,«kitlelerin» tavrına atıflar vasıtasıyla gerekçelendikten sonra birdenbire geriye dönerek burjuva toplumuna karşı harekete geçtikleri zaman bu aynı kitlelere karşı koymaya gider. (Leninist Örgüt Teorisi)
  • Eğer hastalık olumsuz koşullar altında yaşayan bireyin kendini ifadesiyle, salgın hastalıklar da kitlesel yaşamdaki kitlesel rahatsızlıkların göstergesidir. (Leninist Örgüt Teorisi)
  • Sömürülenler dünyevi hayatın ötesinde daha iyi bir hayat umudundan başka hiçbir teselli bulamamaktadırlar. (Marksizme Giriş)
  • Pazarda meta sahipleri birbirleriyle yalnızca değişim yoluyla ilişkiye geçerler. Onların ilişkileri böylece yabancılaşır ve şeyleşir; salt şeyler arasındaki ilişkiler halini alır ki bu, dile bile yansır. Bir gün New York'daki lokantalardan birinde garson bayan bana "Biftek ve salata sizdiniz, değil mi?" diye sormuştu. Burjuva toplumunda bütün insan ilişkileri böylece nicelendirilebilir, ölçülebilir ve ampirik olarak kestirilebilir hale gelmeye yönelir; parçalanıp bileşenlerine ayrılır ve sanki bir metal parçası ya da kimyasal bir maddeymişçesine ya da şu veya bu şirketin hisse senetlerinin piyasadaki fıyat dalgalanmaları gibi nesnel olgularmışçasına, mikroskop altında (ya da bilgisayarda) incelenirler. Analitik akıl sentezci akla egemen olur. Analiz ve sentez arasında diyalektik bir denge düşünülmez bile. Ve polisiye roman, en saf biçimiyle analitik aklı ilahlaştırma değilse nedir? (Hoş Cinayet)
  • "Kapitalizm kendiliğinden yok olmaz." (Marksist Ekonomi Kuramına Giriş)
  • Çoğunlukla oportünistler kitle örgütlerinde ya da burjuva devlet aygıtındaki işçi bürokrasisine bağlı aydınları temsil ederler; sekterler ise ya sınıf olmaktan çıkmış ya da gerçek hareketlerin dışında kalıp, olayları sadece kenardan seyreden aydınları temsil ederler.Her iki durumdada, çelişkili fakat bölünmemiş devrimci öznede varolan nesnel ve öznel öğelerin arasındaki zorunlu bölünme,sadece oportünist bir pratiğe ve sahte bilinci içeren teorinin idealleştirilmesine yol açan, teoriyle pratiğin ayrılmasma tekabül eder. (Leninist Örgüt Teorisi)
  • Sınıf mücadelesi, mü­cadele edenlerin ne yaptıklarının bilincinde bile olmadan binlerce, yıldır süregelmektedir. Proleter sınıf mücadelesi, değil bilimsel sosyalizmin, sos­yalist bir hareketin bile ortaya çıkmasından çok önce mevcuttu. (Leninist Örgüt Teorisi)
  • Kadınların ezilmesi her zaman var olmadı. Bu kadın cinsi üzerine çöken biyolojik bir kaderin ürünü değildir. (Marksizme Giriş)
  • Son çözümlemede, itici güç buhardır, yani kitle seferberliğinin ve mücadelesinin enerjisidir, piston değil.Bu buhar olmadan piston boş bir kovandır. Ama bu piston olmadan da en yoğun buhar bile ziyan olur ve hiçbir şey başaramaz.Bu Leninist örgüt teorisinin özüdür. (Leninist Örgüt Teorisi)
  • Troçki'nin Rus Devrim Tarihindeki benzetmesini hatırlayalım: Belirleyici anda, onu sıkıştıracak piston olmaması yüzünden güçlü buhar uçup gitti. (Leninist Örgüt Teorisi)
  • 1842-43 yıllarında Almanya'nın batısındaki Ren bölgesinde meydana gelen bazı olaylar (ormanlardan odun çalan insanların artması ve devletin bun­lara müdahale etmesi) Marx’ın şu sonuca varması­nı sağladı: kolektif çıkarları temsil etmeyi amaçlayan devlet, aslında toplumun sadece bir kısmının, özel mülk sahibi olanların, çıkarlarını temsil etmektedir. Bundan dolayı, ferdî hakların bu devlete devredilmesi bir yabancılaşma olayının ifadesi olmaktadır: aslında, insanların hakları kendilerine ait olan kurumlar tarafından gasp edilmektedir. (Marksist Yabancılaşma Kuramı)
  • Geniş kitleler sadece eylem aracılığıyla öğrenebilirler. (Leninist Örgüt Teorisi)
  • İnsanın ihtiyaçları her zaman mevcut ekonomik kaynaklardan bir adım ilerdedir, diyordu; bu yüzden insanlar tatmin edilmemiş ihtiyaçlarını karşılamak için, her zaman çok sıkı çalışmaya mahkûmdurlar. (Marksist Yabancılaşma Kuramı)
  • Her sınıflı toplumda hakim ideoloji hakim sınıfın ideolojisidir. (Marksizme Giriş)
  • Sorunun teorik yanı şöyle konulmaktadır; Ortodoks Marksizm, yabancılaşmanın, sınıflı toplumun ve kapitalist sömürünün ürünü olduğunu öğretti. Staiinizm de, kapitalist yönetimi yıkmış toplumlarda yabancılaşmanın mümkün olmadığım ve görülemeyeceğini iddia etti. Ama sosyalist bir iktisat temeline sahip toplumlarda yabancılaşmanın ciddî görünümleri, bu iki yaklaşıma da meydan okurcasına, ortaya çıktı ve varlığını sürdürdü. Neden böyle oldu? Sosyalist teorinin öngörüleriyle hayatın gerçekleri arasındaki bu farklılık nasıl açıklanabilir? (Marksist Yabancılaşma Kuramı)
  • Yalnızca siyasal olan bir devrim bir sınıfın belli bir egemenlik biçiminin, belli bir devlet biçiminin yerini bir devrim yoluyla aynı sınıfın bir başka devlet biçimine bırakmasıdır. (Marksizme Giriş)
  • Bankalar bunu yaparken, daha büyük tröstler yaratabilmek için yükseltme girişimlerinde de bulunurlar. Aynı zamanda, kredi alanındaki tekelci konumlarını kullanarak verdikleri kredilerin karşılığında büyük işletmelerin sermayelerine katılma yolunu da elde ederler. Ve böylelikle mali sermaye, yani banka sermayesi, gelişerek sanayi alanına sızar ve giderek üstün bir konum kazanır. (Marksizme Giriş)
  • Hukuk hakim mülkiyet biçimini korur ve doğrular. Aile aynı rolü oynar. Din sömürülenlere kaderlerine boyun eğmeleri gerektiğini öğretir. Hakim siyasi ve ahlaki düşünceler sofizmler veya yarı-doğrular vasıtasıyla hakim sınıfın saltanatını doğrulamanın yollarını ararlar. (Marksizme Giriş)
  • Marx, yabancılaşma kavramı ile ilk defa, Alman filozofu Hegel üzerinde çalışırken, karşılaştı. Fakat ne gariptir ki, Hegel’in eserinde ilk önce dikkatini çeken, yabancılaşmış emek teorisi olmadı. İnsanın bir vatandaş olarak devletle ilişkilerindeki yabancı­laşması (siyasî yabancılaşma) Marx’ın felsefî, siyasî ve sosyal düşüncesinin başlangıç noktası oldu. (Marksist Yabancılaşma Kuramı)

Yorum Yaz