tatlidede

Memlekette Kaldırım Yoksa Hayatta Yoktur

Memlekette Kaldırım Yoksa Hayatta Yoktur

        Şehrimiz, belli bir kurala ve belli bir insani yaşam modeline bağlı kalmadan gelişti ve gelişiyor.

        Bu dönüşüm, baş döndürücü bir gelişim göstererek olmadı elbette.

     Aksine hissede hissede, uyuta uyuta, paylaşa paylaşa, her güzel mekâna saldırılarak ve mide bulandırarak dönüştü, gelişti.

Uyuta uyuta olanlar oldu dedim de; bir an bende uyudum. Gözlerimi kapattım.

“Daha tek tük, yeni yeni binaların dikildiği; her binanın caddesinde tek bir arabanın park edildiği; henüz birbirine yapışık balkonlardan şakalaşmaların yapılmadığı, esnafın ve müteahhitlerin yolu işgal etmediği şehirde; elimde dondurmam ile Yenişehir’deki kaldırımların üstünde yürüdüğümü hatırladım. İnsanlar azdı ve kaldırımlar genişti.”

 O yıllar, Yenişehir’deki kaldırımların üstünde yürümek, tur atmak;  orta direk insanların hayali idi. Ailelerin en çok yapmak istedikleri şeydi. İnsanlar evlerinde  çekirdek (bızır) getirir, çıtlatırlardı. Çocuklar da, İLDO ‘dan dondurma alır;  yeni yeni gelişen şehrin kaldırımlarında rahat rahat yürürlerdi.

Kaldırımlarda çocukların elini tutan annelere rastlardık. Henüz işgalci arabaları duymamıştık. Kaldırımlarda yürüyen ve rahatına bakan vasıtaları tanımamıştık. Engelli koşu aletleri ile kaldırımları kapatanlara şahit olmamıştık. Hatta yaramaz keçilerin sık sık kullandığı ve oluşturduğu otuz santimetrelik ve şimdilerde adına kaldırım denilen ve bu şekilde onay verilen apartman ve iş yerlerine bitişik “patika yollu kaldırımları da” görmemiştik.

Binaların girişleri, milletin malı olan kaldırımların hanesine yazdırılmamıştı. Esnaf, kaldırımları kendi arasında pay etmemişti. Yerel yöneticiler, kamu hizmetlerinin olmazsa olmazı olan ve insanların yaşamlarına kolaylık getirecek kaldırımları; müteahhitlere henüz peşkeş çekmemişti.

Gözlerimi açtım. Etrafı kolladım, yürüyenlere ve yürüdükleri kaldırımlara baktım.

Şair “Ben yaşarken oldu tüm bunlar” diyor. Biz bu şehirde iken oldu tüm bunlar. Biz bu şehirde yaşarken oldubittiye getirildi tüm bunlar. Bu çarpık yapılaşmalar, küçücük kaldırımlar ve kaldırımsız yollar…

***

Şehri güzelleştiren, insana duygu katan; insanı tarihe mal eden; yollar ve kaldırımlardır.

Büyük Doğu şairi “Kaldırımlar” için şunu dile getirmişti.

-İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık.

-Biri benim, diğeri serseri kaldırımlar.

Modern zamanlarda insanların sırdaşı, arkadaşı, hep “kaldırımlar” olmuştur. Stres, duygu ve düşünce paydaşlarını kaldırımlara anlatmışlardır.

Şair, şiirin devamında şöyle demekte:

-Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;

-Kaldırımlar, içimde yaşanmış bir insandır.

-Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;

-Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.

Şehrin cismiyatları yollar ise; ruhu da kaldırımlardır. Nasıl ki vücut ruhsuz bir hiç ise; şehirlerde kaldırımsız bir hiçtir.

***

Evet,  birileri bir şeylerin değişeceğine kanaat getiriyor

Ve birileri bir şeylerin değiştiğini söylüyor.

Bir şeyin sonuna geldiğini hepimiz biliyoruz; ama bu sonun, neyi başlattığını ve ne kadar iyi olduğunu anlayamıyoruz. Beklentiler dönemi geride kaldı. Asıl şimdi iş yapma zamanı. 

Vesselam Herkese…                 

 

Yorumlar

Image
zırdeli
27.08.2014 / 13:29

kaldırımlar küçüktü ama en azından çarşımızda rahatça gezebiliyorduk kaldırımları büyüttüler artık ne biz nede araç sahipleri araba ile yada yaya olarak çarşıda dolaşabiliyoruz bunda hepimizin suçu var kimseyi suçlamayalım seçtiğimiz kişileri partiler adına seçtiğimiz müddet çe sıkıntılarımız bitmez aksine dahada artar ve öyle görünüyorki yeni yöneticilerde bu yolda yürüyor sadece mevzu kaldırım değil kaçak yapılar kaçak kaldırımlar bodrumkatlarında kaçak kazılar vs vs burada anlatmakla bitmez ama şunu bilelim dostlar yünetici olarak seçtiklerimiz insanları malesef didik didik seçemiyoruz allah akıl fikir ve doğru yöneticileri seçebilme kabiliyeti versin müstahakkız vesselam

Image
KURUMALI
25.08.2014 / 16:10

HOCAM ÇOK GÜZEL İZAH ETMİŞSİN FAKAT MALESEF SEÇİLENLERİN YEREL YÖNETİMLERE BAKIŞ AÇISI DEĞİŞİKTİ (ANLAYAN ANLAR). İNŞALLAH SEÇİLEN YENİ YÖNETİM BU İŞGALCI ANLAYIŞI ORTADAN KALDIRIR. BAŞARI OLMASINI CANI GÖNÜLDEN DİLİYORUM.

Image
Ebu Erva Abdullah Emre
25.08.2014 / 14:53

Kente dair unutulmuş ne varsa yüreğimize dokunan, yaralarımızı tekrar kanatan, kentte ötekileşmiş ne varsa tekrar hatırlatan..Şehre iş için değil; şehre koşarak giren adam gibisin Tekin hoca..yüreğine bin kez sağlık olsun..<br>Her insanın hayatı boyunca yürüyeceği bir kaldırımı olmalı..aykut kuşkayadan kaldırımları dinlemek te büyük bir keyiftir. kaldırımların gerçek sahiplerinin tarafından işgal edilmesi temennisiyle..

Image
Akıllı Bir Deli
25.08.2014 / 10:36

Eski mardine aylardır çıkmıyoruz.. neden çıkalım ?<br>esnafın ve arabaların bıraktığı yerlerden yürürken çile mi çekelim ?<br>eski mardin çekilmez bir şehir oldu.. <br><br>ya yenişehir ?<br>kahvehanelerdeki adamların yanınızdaki bayanlara/ eşlere / kardeşlere resmen tepeden tırnağa süzmelerine nasıl dayanılabiliyor.. bazı kahvehaneler artık kaldırımda değil , resmen yolun ortasında !<br><br>bir gün gelipte şu yoldan geçmiyelim yanımızda bir bayan var kalçalarına göğüslerine bakılmasın denecek bir şehirde yaşıyacağımı hayal dahi edemezdim .. ama oldu...<br><br>peki ya parklar ? her ağacın arkasında sevişmeye müsait gençler , oynaşan aşıklar , garip garip kafeler , kentin doğasına aykırı tipler ..<br><br>Bu şehrire bazıları timurdan daha büyük zarar veriyor !

Yorum Yaz